toğool 1. yanlaşma. çarpışma; 2. ayla ürkör’ün (bk.) birbirinden uzakta ve birbirinin karşısında bulundukları çağ; beş toğool : ilbahar ayının adıdır: beş toğool bolboy, bel çeçpeyt ats. beş toğool olmadan kuşak çözülmez (hafif elbiseye geçilmez).
toğooluu, halkaları bulunan. halkalı; otuz toğooluu çınçır: otuz hakalı zincir.
toğot-, (karş. toot-) dikkat ettirmek. iltifata lâyık görmek; kün murun kültügöndör kıştı toğotkon cok: vaktı-zamanında hazırlık görenler için kış korkunç değildi.
toğuz, 1. dokuz; 2. tar. dokuzluk (dokuz baş hayvandan ibaret hediye yahut ceza ); töö baştağan toğuz: başında: bir deve bulunan dokuzluk; töö baştağan toğuzdan alınğ bergen: başında deve bulunan dokuzluktan mihir vermiş; at baştağan toğuz: başında bir at bulunan dokuzluk.