calaş- , müş. cala- III ten ; kılıç (yahut bolot) mizin calaş-: hep beraber kılıçın yüzünü yalamk(bu eski andiçme şekillerinden biridir) .
calat- , et. cala- III ten ; erdirine kızıl calatkan : dudağına allık sürmüş.
calayak, (bk. cala II) çocuğu elde tutarken muşamba yerine kullanılan kundak bezi; calayak ooz 1) dudakları ince olan ağız; 2) mec.konuşkan , söz ebesi.