cık- II , devirmek , yenmek , yere çalmak; suu cık- : suyu akıtmak; aldına cık- : ayaklarına kapanmaya zorlamak; ayıpka cık- bk. ayıp 3.
cıl I , yıl; çarba cılı: üretim (istihsal) yılı; kem cıl : âdî yıl; toluk cıl: << tam yıl>> , kebise yılı; cıldardan cıl ötüp: yıllarca zaman geçti; cıldan cılga: yıldan yıla; kirişteri cıldan cılga ösüüdö: gelirleri yıldan yıla artıyor; bıyılkı cılı: bu yıl; eçen cılı: nice yıllar; birkaç yıl; cılıga yahut cılda: her yıl; cıl alıs folk. : biz yıl aşırı karşılaşıyorduk; 2. hayvan adlarına göre yürütülen takvim (bu devri takvimin yıllarının adları sırasiyle şunlardır: 1) çıçkan : sıçan; 2) uy: sığır; 3) bars: pars; 4) koyon: tavşan; 5) uluu: ejder; 6) cılan: yılan; 7) cılkı: at; 8) koy: koyun; 9) meçin : maymun; 10) took: tavuk; 11) it: köpek; 12) donğuz: domuz , cılınğdı töö kılasınğ: sen artık çok oluyorsun; kendini dev aynasında görüyorsun ( harfiyen: yılını yani doğduğun yılı deve yılı yapıyorsun; hayvan devri takvimi yıllarının adlarında deve adı yoktur; cıl sürüş- : hayvan devri takvimine göre , birbirinin hangi yılda doğduğunu soruşturmak.
cıl- II , hareket etmek , kımıldamak; emeklemek: yere doğru pek fazla eğilerek yürümek; suu cılıp agat: su ağır ve süzülerek akıyor; akırın cılıp barıp konobuz: ağır ağır yürüyeceğiz ve konakta (gece konacak yerde) duracağız.