çaraç, l. tulum ; çanaçı carıldı al. (şöhreti afaki tutup da birdenbire kepaze olan adam hakkında) fena halde muvaffakiyetsizliğe uğradı (harfiyen tulumu patladı):2. çanak, tulumba
çanaçta-, çanaçtap : çanakla (dökmek veya koymak).
çanak, göz çukuru; közü çanagınan çıgıp ketti : gözleri çukurundan alnına fırladı.
çancuu, Çançı, çin. afyon haşhaşı tarlasındaki otları gidermek için kullanılan birnevi küçük kürek.
çancuula-, çancuulagan kebinğdı koy! : lakırdıyı başka tarafa çevirme!
çanç-, sançmak; bir yandan öbür yana delmek, saplamak.
çanda, nadiren; nadiren rasgelen, sevrek: canda biröö tabılat : seyrek düşüyor (rasgeliyor): nadiren tesadüf olunuyor: çanda biri bolboso : meğer ki onlardan biri ola: nadiren onlardan birisi.