dosondo, II. dostlaşmak.
dost= dos.
dostoş-, dostlaşmak; ahbap olmak.
dostu= dos; dostusu: onun dostu.
dostuk, dostluk.
dotatsiya, r. hibe, dotation.
doybu, paytak; doybu oyno-paytak oynamak.
doyur, dediği dedik olan kimse; inatçı.
doyurduk, direngenlik; inat.
dozok= tozok.
dozoktol-= tozoktol-
dozor, r. devriye, uç.
döbö, tepe; ak döbö: tabaktaki ufak doğranmış olan etin üzerine konulan yağ parçası.
döböçük, küçük tepe, tepecik.
döböl= töböl.
döbölü-, yığın, küme şeklinde toplamak; yığmak; bir nesneyi tepe şeklini alırcasına dökmek; bir şeyi çok ve bol vermek yahut ikram etmek.
döbölön-, mut. döbölö-den.
döböö= döbö.
döböt, büyümüş erkek köpek; erkek kurt.
dödöy, budala; beceriksiz, sünepe.
dödöylük, budalalık; becereksizlik.
dögdür I, tepecik.
dögdür II, kon.= doktor.
dögöçü (destan’da) bir bitkinin adıdır.
dögürsü-, kibirlenmek; caka satmak; gururlanmak; farfaralık etmek, övünmek.
dögürsüü, farfaralık; gururlanma; caka satma.
dömör, bataklıkta kararmış tümsek.
Dostları ilə paylaş: |