4. GENİŞLEME SÜRECİNİN DESTEKLENMESİ
4.1. Mali Yardım
Komisyon genişleme ülkelerinin katılım hazırlıkları için mali ve teknik destek sağlamaktadır. Yardım esas olarak Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) altında yapılmakta olup, 2007-2013 dönemi boyunca bu başlık altında toplam 11,6 milyar Euro14 yardım tahsis edilmiştir.
Komisyon, 2010 yılından bu yana aşamalı olarak bireysel projelere mali destekten yararlanıcı ülkelerdeki reform gündeminin kilit alanlarına odaklanan daha global, sektörel bir yaklaşıma geçmeye başlamıştır. Genişleme ülkelerindeki hükümetler adalet ve içişleri, kamu yönetimi, özel sektörün gelişimi, ulaşım, enerji, çevre ve iklim değişikliği, sosyal kalkınma, tarım ve kırsal kalkınma gibi öncelikli sektörlerde kapsamlı ve sürdürülebilir politikalar benimsemeye teşvik edilmektedirler.
2011-2013 dönemi Çok Yıllı Endikatif Planlama Belgeleri (MIPD’ler), her ülkenin özel durumu ve üyelik sürecindeki ilerleme durumuna göre, her ülke için en önemli sektörleri tanımlamaktadır. Yolsuzlukla mücadele, sivil toplumun gelişmesi ve ifade özgürlüğüne özel önem atfedilmektedir. Kullanılabilir IPA fonlarının yaklaşık % 10’u, Batı Balkanlar ve Türkiye’deki birden fazla ülkeyi içeren projelere tahsis edilecektir. Komisyon, bugün 2012-13 dönemine ilişkin IPA kapsamındaki yardımlar için yıllık gözden geçirilmiş Çok Yıllı Endikatif Mali Çerçeveyi kabul etmiştir.
Komisyon, Haziran 2011 tarihli "Avrupa 2020 yılı için bütçe"15 başlıklı tebliğine uygun olarak, 2014-2020 dönemini içerecek gelecek çok yıllı mali çerçeve altında dış eylemler alanındaki araçlar paketinin bir parçası olarak katılım öncesi yardım sağlanması için yasal çerçeveyi hazırlamaktadır.
Mevcut IPA Tüzüğü kapsamındaki yardımın verimli ve etkili olduğu kanıtlanmıştır. Aralık 2011’de sunulacak yeni mali araç önerisi, mevcut aracın uygulanmasında kazanılan deneyimlerden faydalanacaktır. Böylece, yeni araç, hem üyelik kriterlerinin karşılanmasını hem de sosyo-ekonomik gelişmeyi kapsayacaktır.
Komisyon, yararlanıcı ülkeler, diğer donörler ve sivil toplumla diyalog içinde ve bugüne kadarki tecrübelerden faydalanarak, mali yardım ile genişleme stratejisinde belirtilen öncelikler arasındaki bağlantıyı güçlendirmenin, mali yardımı daha stratejik, daha odaklanmış, daha esnek hale getirmenin ve prosedürleri basitleştirmenin yollarını aramaktadır. Bu bağlamda, tüm politika alanlarını kapsayan yardımın daha uzun vadeli ve kapsamlı planlanması, alıcı ülkelerin ihtiyaçları ve önceliklerine daha fazla odaklanılması, katılım sürecinde kaydedilen ilerlemenin ödüllendirilmesi ve IPA fonlarının diğer donörlerden ve özel sektörden daha fazla fon toplamak için kullanılması ve sivil toplumun rolünün arttırılması gibi hususlar değerlendirilmektedir.
4.2. Vize uygulamasının kaldırılması ve serbest dolaşım
AB'ye vizesiz seyahat etmek genişleme ortağı ülkelerin vatandaşları için çok önemlidir ve katılım sürecinin bir parçasıdır. Ancak, vize serbestisi için atılacak adımlar, sözkonusu ülkelerin AB iç güvenlik ve göç politikası çıkarlarını koruyan şartları yerine getirmelerine bağlıdır.
İzlanda halihazırda Schengen bölgesinin bir parçasıdır. Batı Balkanlarda, Hırvat vatandaşları AB'ye daima vizesiz seyahat etmişlerdir. 2009 yılı Aralık ayında Makedonya eski Yugoslav Cumhuriyeti, Karadağ ve Sırbistan vatandaşlarına, Schengen Bölgesine vizesiz seyahat imkanı tanınmış ve bir yıl sonra aynı statü Arnavutluk ve Bosna-Hersek vatandaşları verilmiştir.
Batı Balkan ülkeleri vatandaşları için vize zorunluluğunu kaldıran son kararlar, Komisyonu öncülüğündeki vize serbestisi görüşmeleri çerçevesinde, bu ülkelerin yol haritalarında belirlenen kriterleri yerine getirmelerine dayanmaktadır. Görüşmeler, başta sınır yönetimindeki idari kapasitenin güçlendirilmesi ve belgelerin güvenliği olmak üzere adalet ve içişleri alanlarında AB standartlarına ulaşma yolundaki reformların yanısıra, hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi; uluslararası organize suçlar, yolsuzluk ve yasadışı göçle gibi mücadele alanlarda önemli bir teşvik olmuştur.
Ancak, vize şartının kaldırılmasıyla, vizesiz rejimin kötüye kullanıldığının bir işareti olarak, özellikle Sırbistan ve Makedonya Cumhuriyeti gibi bazı AB üyesi ülkelerde, bahsekonu ülkelerin vatandaşlarının sığınma başvuruları önemli ölçüde artmıştır. Buna karşılık olarak, etkili önlemlerin ve reformların tutarlı bir şekilde uygulanmasını sağlamak için, Komisyon, Ocak 2011’den geçerli olmak üzere, İstikrar ve Ortaklık Süreci çerçevesinde vize serbestisi sonrası bir izleme mekanizması kurmuştur. İlgili ülkeler, bilahare, denetimleri arttırarak, vatandaşlarını vizesiz seyahat hak ve yükümlülükleri konusunda bilgilendirmek için kampanyalar başlatmıştır. Komisyon, vizesiz seyahat rejiminin sorunsuz çalışabilmesi için gerekli tüm ilave tedbirleri almaları hususunda ilgili ülke makamlarına çağrıda bulunmaktadır. Bu tür tedbirlerin başarılı olması için, Romanlar dahil olmak üzere en zor durumda olan gruplara daha fazla destek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasıyla tamamlanmaları gerekecektir.
AB’nin vize politikasının kapsamlı olarak gözden geçirilmesi bağlamında, Komisyon, kişilerin AB’ye doğru ani akımı durumunda üçüncü ülkelerle mevcut vize serbestisi rejiminin geçici olarak askıya alınmasına imkân verecek şekilde Vize Yönetmeliği’nin tadil edilmesine yönelik bir taslağı Konsey’e sunmuştur. 16
Kosova için vize serbestisi Batı Balkanlar’da vize serbestisi sürecini tamamlayabilir. Aralık 2010’da Konsey, bütün şartların yerine getirilmesi kaydıyla bu perspektifi onaylamıştır. Bu şartların sağlanmasını teminen Kosova, geri kabul için yasal bir çerçeveyi kabul etmiş ve 13 Schengen ülkesi ile ikili geri kabul anlaşmaları imzalamıştır. Kosova yeniden entegrasyon planlarını kabul etmiş ve bu planların uygulamasını devam ettirmiştir. Bu nedenle, Komisyon yıl sonuna doğru Kosova’yla bir vize diyaloğu başlatacaktır.
Şubat 2011 tarihli Konsey Sonuçları uyarınca, Komisyon Türkiye ile vize, hareketlilik ve göç konularında diyaloğa girerken, AB ve Türkiye vize konularında işbirliğini yoğunlaştırmaya başlamıştır. Bu süreç Türk vatandaşları için vize ita edilmesi ve AB’ye yönelik düzensiz göçle mücadele edilmesi bağlamında sonuç vermeye başlamıştır. Ayrıca, süreç muhtemel vize serbestisi için Türkiye tarafından atılması gereken somut adımların teşhis edilmesine yardımcı olacaktır. Bu çerçevede, Türkiye’nin geri kabul anlaşmasının süratle sonuçlandırılmasını teminen harekete geçmesi önemli bir adımı teşkil edebilir.
4.3. Bilgi ve iletişim
Kamu desteği, genişleme politikasının başarıya ulaşmasında anahtardır. Üye devletler ve genişleme ülkelerinin ulusal, bölgesel ve yerel mercileri bu sonuca ulaşmak adına sergilenecek bilgi ve iletişim çabalarının gerçekleştirilmesinde merkezi bir role sahiptir.
Komisyon genişleme sürecine ilişkin değişik iletişim araçlarıyla sağlanacak kullanışlı ve nesnel bilgiyi temel alan bilinçli bir toplumsal tartışmanın oluşturulmasını desteklemektedir. Bu bilginin öncelikli olarak gençleri ve gazeteci, sivil toplum örgütü ve iş dünyası temsilcileri gibi görüş oluşturan kitleleri hedeflemesi gereklidir.
Önümüzdeki dönemde, katılım sürecindeki gelecek adımlar da genişleme ülkeleriyle görüşülecektir. Somut sonuçlar AB’nin genişleme politikası adına en iyi reklam araçlarıdır. Hırvatistan’la gerçekleştirilen müzakerelerin başarılı olması Güneydoğu Avrupa’da ekonomik toparlanma, enerji arzı ve ulaşım ağı gibi temel meselelerde somut başarıların sağlanmasında güçlü bir örnek olabilir. Halka genişleme gündeminin takip edilmesinin AB’ye ekonomik kriz, istihdam, çevre, iklim değişikliği, güvenlik ve göç gibi önemli konularda hedeflere ulaşılmada ne şekilde yardımcı olabileceğinin, reform gündemine nasıl ivme kazandırabileceğinin ve genişleme ülkelerindeki yaşam koşullarını ne şekilde iyileştirebileceğinin anlatılması önem arzetmektedir
5. SONUÇLAR VE TAVSİYELER
Yukarıdaki analiz temelinde, Komisyon aşağıdaki sonuç ve tavsiyeleri bildirir:
1. Genişleme AB’nin barış, istikrar, demokrasi ve refah bölgesini genişletmeyi amaçlamaktadır. Genişleme bir bütün olarak AB’ye fayda sağlamakta ve AB’nin küresel sınamaların üzerine eğilmesi için daha iyi konumlanmasına izin vermektedir. Hırvatistan ile katılım müzakerelerinin Haziran’da sona ermesiyle birlikte, Avrupa Birliği’nin genişleme süreci yeni bir aşamaya girmiştir.
2. Genişleme politikasının toplumsal dönüşüm için güçlü bir araç olduğu kanıtlanmıştır. AB’ye katılmış ülkeler ve katılma yolunda olanlar üyelik-güdümlü demokratik ve ekonomik reformlar aracılığıyla etkileyici değişiklikler geçirmiştir. Hırvatistan’ın katılım yoluna çıktığından beri gelişimi AB’nin bu dönüştürücü gücüne taze kanıt sağlamaktadır.
3. Aralık 2006’da Avrupa Konseyi tarafından onaylanan yenilenmiş oydaşma temelindeki genişleme politikası aracılığıyla, AB zorlu bir koşulluluk uygulamaktadır ve ilerlemeyi artan bir dikkatle izlemektedir. Bu, AB üyeliğini talep eden ülkelerin hem kendilerine hem de AB’ye fayda sağlayan yüksek düzeyde hazırlılık derecesine erişmeleriyle sonuçlanmaktadır.
4. Hırvatistan ile müzakerelerden edinilen deneyimler halihazırda sürmekte olan ve gelecekteki müzakerelerin yararına kullanılacaktır. Bu amaçla, Komisyon yargı ve temel haklarla bağlantılı meselelerde ve adalet, özgürlük ve güvenlik hususunda yeni bir yaklaşım teklif edecektir. Bunlar tatmin edici bir sicil oluşturulmasını gerektirdiğinden, katılım sürecinin en başında ve ilgili fasıllar eylem planları temelinde açıldığında ele alınmalıdır. Komisyon, sürecin tüm aşamalarında, bu meselelerde kaydedilen ilerleme ile birlikte eylem planlarında tanımlanan kilometre taşlarına uygun şekilde, gereken düzeltici tedbirlere ilişkin raporlar sunacaktır. Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) fonlarının hedefleri bu süreci destekleyecek şekilde belirlenecektir.
5. Katı koşulluluğu temel alan açık bir katılım perspektifini sunan güvenilir bir genişleme süreci, genişleme ülkelerindeki reformları geliştirmek için kilit bir rol oynamakta ve halihazırda AB yolunda ilerleyen genişleme ülkelerinin vatandaşlarına somut sonuçlar sağlamaktadır. AB’ye ilerlemek için koşulluluk, zor reformlara kalkışmak için güçlü teşvikler sağlamaktadır. Bu, Üye Devletlerde genişlemeye yönelik desteği sağlamakta da kilit rol oynamaktadır.
6. Hırvatistan’ın başarılı Avrupa yolu diğer genişleme ülkelerine yol göstermektedir. İlk Batı Balkan ülkesi AB’ye girerken, bölgenin Avrupa geleceği bir gerçeğe dönüşmektedir.
7. Hukukun üstünlüğünü güçlendirme pek çok genişleme ülkesi için büyük bir sınama oluşturmayı sürdürmekte ve AB üyeliği yolunda ilerlemek için çok önemli bir şart teşkil etmektedir. Komisyon, yargı ve kamu yönetimi reformu ile organize suç ve yolsuzlukla mücadeleye, düzenli izleme yoluyla, yapısal diyaloglar, emsal taramaları, kurum geliştirme, eşleştirme ve mali yardım da dâhil olmak üzere, öncelik vermeyi sürdürmektedir.
8. Bazı genişleme ülkesinde, ifade özgürlüğü alanında olumsuz gelişmeler meydana gelmiştir. Genişleme ülkelerinin eleştirel ve bağımsız basına imkan sağlayan açık ve çoğulcu medya alanları sağlamaları önem arz etmektedir. Komisyon bu alandaki gelişmeleri yakından izleyecek ve bu konuları özellikle yargı ve temel haklar faslı çerçevesinde katılım müzakerelerine daha fazla dâhil edecektir.
9. Uzlaşma ve AB’ye entegrasyon için zemin teşkil eden bölgesel işbirliği, İstikrar ve Ortaklık sürecinin önemli bir unsuru olmayı sürdürmektedir. Bu işbirliği pek çok alanda daha fazla ilerlemeye vesile olurken, çoğunlukla geçmişteki anlaşmazlıklardan kaynaklanan konular Batı Balkanları olumsuz etkilemeye ve Batı Balkanların istikrarını zora sokmaya devam etmektedir. Bu konuların acilen ele alınması gerekmektedir. Özellikle bölgesel işbirliğinde kapsayıcılığı gerçekleştirmek ivediliği olan bir önceliktir. Bu, Kosova’nın statüsüne yönelik farklı yaklaşımlar ne olursa olsun bütün tarafların yapıcı ve pragmatik bir yaklaşım benimsemeleri ile mümkün olmalıdır.
10. İkili sorunlar, ilgili taraflarca iyi komşuluk ilişkileri içinde ve AB’nin genel çıkarları dikkate alınmak suretiyle kararlılıkla çözümlenmelidir. Bu sorunlar, mümkün olan en erken zamanda ele alınmalı ve katılım sürecine engel olmamalıdır. İkili sorunlarla ilgili tıkanıklıklar genişleme sürecinin dönüştürücü gücünü riske atabilmektedir. Komisyon, gerekli olması halinde, sorunu Uluslararası Adalet Divanı’na götürmek de dâhil olmak üzere, ilgili taraflara kabul edilmiş ilkeler ve araçlara uygun olacak şekilde, önemli sınır anlaşmazlıklarının çözümüne yönelik her türlü çabayı gösterme çağrısında bulunmaktadır. İyi komşuluk ilişkileri kilit önemini korumaktadır. AB, çözüm yolları aranmasını kolaylaştırmaya ve bununla bağlantılı girişimleri desteklemeye hazırdır.
11. AB’ye vizesiz seyahat etmeyi gerçekleştirmek bütün genişleme ortaklarının vatandaşları için çok büyük önem arz etmektedir. Katılım sürecinin bir parçası olarak, vize serbestisi, her iki ülke de gerekli şartları yerine getirdikten sonra, Aralık 2010’da Bosna-Hersek ve Arnavutluk vatandaşları için vize yükümlülüklerinin kaldırılması ile ilerleme kaydetmiştir. Komisyon, Batı Balkan ülkelerinin yetkililerini vizesiz seyahat rejiminin suistimaline karşı gerekli olan bütün tedbirleri almaya davet etmektedir. Komisyon, kendi adına, söz konusu suistimale çözüm teşkil edecek tedbirler de dâhil olmak üzere ilgili ülkelerle bir diyalog mekanizması oluşturarak vize serbestisi sonrası gözetimi güçlendirmiştir.
12. Kosova’nın geri kabul ve ülkeye dönüş yapanların yeniden entegrasyonu konusunda kaydettiği ilerleme göz önüne alınarak ve 2010 Konsey sonuçlarına uygun olacak şekilde, Komisyon yıl sonuna doğru Kosova ile bir vize diyaloğu başlatacaktır. AB, Türkiye ile vize konularında işbirliğini yoğunlaştırmıştır. Komisyon vize, dolaşım ve göç konularında Türkiye ile diyaloga girmiştir ve gelecekte bir vize serbestisini göz önünde bulundurarak, Türkiye’den beklenen gerekli somut adımları belirleyecektir. Önemli bir adımı, Türkiye’nin geri kabul anlaşmasının ivedilikle sonuçlandırılması ve yürürlüğe girmesi için gereğini yerine getirmesi oluşturacaktır.
13. Küresel ekonomik kriz sonrasında, değişik hızlarda olmasına rağmen, genişleme ülkeleri ekonomik toparlanma yoluna girmiştir. Türkiye, krizden daha büyük bir ekonomiyle çıkmıştır ve büyümesi hala etkileyiciliğini sürdürmektedir. Ancak, tüm genişleme ülkeleri önemli sınamalarla karşılaşmıştır. İşsizlik, birçok ülkede yüksektir ve yükselmeye devam etmektedir. Mali konsolidasyon, hukukun üstünlüğü ve işgücü piyasası reformunun güçlendirilmesi de dâhil olmak üzere, yapısal reform ve iş ortamının geliştirilmesi toparlanmanın sürekliliğini sağlamak ve kapsamlı büyümeyi başarmak için başlıca önceliklerdir. Bu bağlamda, Komisyon genişleme ülkelerini reform çapası olarak Avrupa 2020 hedeflerini kullanmaya davet etmektedir.
14. Aralık 2011’de, Komisyon, bugünkü araçlardan elde edilen olumlu deneyimleri temel alan 2014-2020 çok yıllı mali çerçevesi kapsamında katılım öncesi mali yardım sağlamak için çerçeve sunacaktır. Bu deneyimden yola çıkarak, Komisyon, sosyo-ekonomik gelişmeyi vurgulayıp, yardımın esnekliğini arttırıp, prosedürleri kolaylaştırarak yardım ve genişleme stratejisinin öncelikleri arasındaki bağı güçlendirecektir.
15. Kamu Desteği genişleme politikası başarısının anahtarıdır. Bu amaçla, Üye Devletlerin ve genişleme ülkelerinin ulusal, bölgesel ve yerel düzeydeki yetkilileri, bilgi ve iletişim çabalarında oynayacak son derece önemli bir role sahiptirler. Komisyon, genişleme süreci hakkında kullanıcı dostu, somut bilgilere dayanan, bilinçli bir kamuoyu tartışması sağlama konusunda kararlıdır. Komisyon, demokrasinin temel unsuru olarak ve aynı zamanda AB genişlemesi konusunda bilinçli bir tartışmanın sağlayıcısı olarak, etkin bir sivil toplumun gelişmesini desteklemektedir.
16. Komisyon, Hırvatistan’ın 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren AB’ye katılımı konusundaki olumlu görüşünü kabul etmiştir. Hırvatistan’ın Katılım müzakerelerini tamamlaması, yargı ve temel haklar ve rekabet politikası gibi zor fasıllar da dâhil olmak üzere, kalan kapanış kriterlerini karşılamasıyla gerçekleşmiştir. Hırvatistan’ın, katılım müzakereleri sırasında üstlenilen taahhütler uyarınca reformlarını sağlamlaştırmaya devam etmesi gerekmektedir. Komisyon, Hırvatistan’ın katılım için üyelik sorumluluklarını üstlenmek adına yaptığı ilave hazırlıkları yakından izleyecektir. Hırvatistan’ın diğer Balkan Ülkeleri’nin katılım sürecini desteklemeye devam etmesi beklenmektedir.
17. Türkiye dinamik ekonomisi ve önemli bölgesel rolü ile Avrupa Birliği için kilit bir ülkedir. Bölgesel ve küresel alandaki güncel siyasi ve ekonomik gelişmeler bunun altını çizmektedir. Türkiye, AB ile ilgili reformlarını sürdürmüştür, ancak, ana temel hakların güvence altına alınması da dâhil olmak üzere, önemli ölçüde daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki, katılım müzakereleri bir yıldır ileri gitmemiştir. Özellikle kapsayıcı anayasal reform süreci ve ekonomik entegrasyon da dâhil olmak üzere, Komisyon AB-Türkiye ilişkilerinde reformları desteklemeyi sürdüren, yenilenmiş ve olumlu bir gündem için çalışacaktır. Bu gündem, siyasi reformlar, dış politika diyaloğu, AB müktesebatına uyum, vizeler, dolaşım ve göç, enerji, terörizmle mücadele, ticaret ve AB programlarına katılım da dâhil olmak üzere geniş bir gündemi kapsayabilecektir. Ülkenin AB’ne katkısı, sadece inandırıcı ve etkin katılım perspektifi içinde tam olarak etkili olacaktır.
Komisyon, Türkiye ile Kıbrıs arasındaki ilişkilerde son dönemde yaşanan gerginlikten endişe duymaktadır. Komisyon, Konsey’in Türkiye'yi, iyi komşuluk ilişkilerinin ve sınır anlaşmazlıklarının barışçıl çözümünü olumsuz yönde etkileyebilecek her türlü tehdit, anlaşmazlık veya eylemden kaçınma çağrısında bulunduğunu hatırlatır. Ayrıca, AB Birlik üyesi ülkelerin AB müktesebatına, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi de dâhil olmak üzere, uluslararası hukuka uygun olarak, ikili anlaşmalar akdedilmesini de içeren tüm egemen haklarını vurgulamıştır.
AB, Türkiye’nin Ortaklık Anlaşması’na Ek Protokol’ü tam ve ayrımcılık yapmaksızın uygulama yükümlülüğünü yerine getirmesinin ve Kıbrıs Cumhuriyeti’yle ikili ilişkilerini normalleştirmesine yönelik ilerleme kaydetmesinin ivediliğinin altını defaten çizmiştir. Bu, katılım süreci açısından önemli bir ivme yaratacak nitelikte olabilecektir. AB, ilgili Konsey Sonuçlarına uygun şekilde, 21 Eylül 2005’te yayınlanan bildirideki konulardaki ilerlemeyi izlemeye ve değerlendirmeye devam edecektir. İlerleme sağlanamadığı takdirde, Komisyon, AB’nin 2006 yılında belirlemiş olduğu önlemleri sürdürmesini tavsiye etmektedir.
18. Kıbrıs sorununa ilişkin olarak, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumlarının liderleri BM gözetiminde kapsamlı bir çözüme ulaşmak için müzakerelerini yoğunlaştırmışlardır. Komisyon sözkonusu çabaları kuvvetle desteklemekte ve AB yetkisi dahilindeki konular hakkında teknik tavsiyede bulunmaktadır. Komisyon, her iki lidere de, müzakerelerin başarıyla sonuçlanmasını temin edecek gerekli uzlaşıyı şimdi sağlamaları çağrısında bulunmakta ve tüm ilgili aktörleri çaba ve zihinlerini Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme yoğunlaştırmaları çağrısında bulunmaktadır. Kıbrıs görüşmelerinin halihazırda devam eden yoğun aşamasında, kapsamlı bir çözüme somut katkıda bulunacak şekilde, ilgili tüm tarafların teenniyle hareket etmeleri ve sürecin başarılı bir şekilde tamamlanmasını kolaylaştıracak olumlu bir ortamı yaratmak için ellerinden geleni yapmaları temel önemi haizdir.
19. İzlanda’nın katılım süreci ivme kazanmakta olup, belirli müktesebat fasıllarındaki müzakereler başlamıştır. Ülkenin AB ile birçok alanda yüksek seviyedeki uyumu önemli bir avantajı oluşturmaktadır. Komisyon, müzakere çerçevesinin yanı sıra, katılım müzakereleri konusunda belirlenmiş yaklaşıma bütünüyle uyarak ve Birliğin ilkelerini ve müktesebatını koruyarak İzlanda’nın özellik ve beklentilerini dikkate almaktadır. Komisyon, İzlanda’da katılım konusunda kamuoyunda süren tartışmalara AB üyeliği hakkında gerçeklere dayanan bilgilerle katkıda bulunmaya devam edecektir.
20. Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti siyasi kıstasları yeterli düzeyde yerine getirmeye devam etmektedir. Temel reformlarda bir miktar ilerleme kaydedilmiştir. Kabul edilen mevzuatın uygulanması, medyada ifade ve basın özgürlüğünün teminatı, yargının bağımsızlığının güçlendirilmesi, kamu yönetiminde reform ve yolsuzlukla mücadele, önemli sınamalar olmaya devam etmektedir.
Komisyon, Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği arasındaki katılım müzakerelerinin başlatılması gerektiği konusundaki tavsiye kararını yinelemektedir. Komisyon, ayrıca daha fazla gecikme olmadan, İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nda öngörüldüğü üzere, ortaklığın ikinci aşamasına geçilmesi teklifini de yinelemektedir.
BM gözetiminde, isim sorununa müzakere edilmiş ve karşılıklı kabul edilmiş bir çözüm bulunması da dâhil olmak üzere, iyi komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesi elzemdir. Bir yıl daha kaybedilmemelidir.
21. Karadağ, katılım müzakerelerinin başlatılması için ön koşul olarak AB tarafından 2010’da konulan temel öncelikleri başarılı bir şekilde ele almıştır. Ülke, Avrupa entegrasyonu konusunda ulusal uzlaşıyı konsolide etmiştir. Kaydedilen ilerleme göz önünde bulundurulduğunda, Komisyon, Karadağ’ın üyelik kriterlerine ve özellikle Kopenhag siyasi kriterlerine uygunluk konusunda gerekli seviyeye ulaştığını değerlendirilmektedir. Ancak, hukukun üstünlüğü alanındaki mevzuat ve siyasaların uygulanması konusuna özellikle odaklanmak suretiyle reform ivmesinin korunması elzemdir. Bu amaçla Komisyon, paragraf 4’te belirtilen yargı, temel haklar ve adalet, özgürlük ve güvenlik ile ilgili müzakere fasılları için, Karadağ’ın durumunda, yeni yaklaşım uygulamayı önerme niyetindedir.
Bu düşüncelerin ışığında ve Aralık 2010 Konsey sonuçlarını dikkate alarak Komisyon, Karadağ ile katılım müzakerelerinin başlatılmasını tavsiye etmektedir.
22. Geçen yıl boyunca Arnavutluk’un iç siyasi sahnesine, büyük ölçüde iktidardaki çoğunluk ile muhalefet arasında siyasi çıkmaz ve daha fazla çatışma nitelikli gelişmeler hâkim olmuştur. Hâlihazırda, cesaret verici işaretlere dayanarak Arnavutluk’un siyasi güçlerinin, kilit demokratik kurumların çalışmasına, seçim mevzuatının geliştirilmesine ve temel reformların uygulanmasına olanak sağlayacak bir siyasi diyalog seviyesini yeniden tesis etmeleri ve sürdürmeleri aciliyet arzetmektedir. Komisyon, ülkenin Avrupa perspektifinin gerçekleştirilmesi amacıyla, iç farklılıkların aşılmasını teminen ortaklaşa somut yöntemlerin oluşturulması konusunda kilit aktörleri teşvik etmektedir.
23. Komisyon Sırbistan’ın üyelik başvurusuna ilişkin Görüşünü bugün sunmuştur. Komisyon, AB Konseyi’nin bugüne kadar kaydedilen ilerlemeyi göz önünde bulundurarak ve Sırbistan’ın Kosova ile olan diyaloga yeniden müdahil olması şartıyla ve bugüne kadar mutabık kalınan anlaşmaları iyi niyetle uygulama yönünde hızla harekete geçtiği anlayışıyla, Sırbistan’a aday ülke statüsü vermesini tavsiye etmektedir.
İlerlemenin sürmesi ve Kosova ile olan sorunlara pratik çözümler bulunması koşuluyla, Sırbistan 1993 tarihli Kopenhag AB Konseyi’nde belirlenen siyasi kriterleri ve İstikrar ve Ortaklık Süreci’nin şartlarını yeterli ölçüde yerine getirme yolundadır.
Komisyon, Sırbistan aşağıdaki kilit öncelikleri karşılamada ciddi ölçüde ilave ilerleme kaydeder kaydetmez, Sırbistan ile Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerinin başlatılmasını tavsiye etmektedir:
-
İstikrar ve Ortaklık Süreci koşullarına uyumlu olarak Kosova ile ilişkileri normalleştirmek için: kapsayıcı bölgesel işbirliği ilkelerine tam olarak riayet ederek; Enerji Topluluğu Antlaşması’nın hükümlerine tam olarak riayet ederek; telekomünikasyonlar ve diplomaların karşılıklı kabulüne yönelik çözümler bularak; mutabık kalınan tüm anlaşmaları iyi niyetle uygulamaya devam ederek, ve EULEX’in Kosova’nın tüm kesimlerinde işlevlerini yerine getirebilmesi için onunla etkin bir şekilde işbirliği yaparak daha ileri adımlar atmak.
Komisyon yeterli ilerleme kaydedildiğinde Sırbistan’ın yukarıdaki kilit öncelikleri uygulamasına ilişkin bir rapor sunacaktır.
24. AB, işbirliğinin geliştirilmesi, AB yolunda ilerleme kaydedilmesi ve halkların yaşamının iyileştirilmesi amacıyla Belgrad ile Priştine arasında diyalog sürecini kolaylaştırmaya devam edecektir. Diyalog şimdiye kadar iki taraf arasındaki farklılıkları ele alma konusunda değerli bir araç olduğunu kanıtlamış ve malların ve kişilerin serbest dolaşımını, nüfus idaresini ve kadastroyu da içeren alanlarda pek çok anlaşmanın yapılmasını sağlamıştır.
25. Kosova’da uzun seçim sürecinin damgasını vurduğu bir yılda, reform gündemi çerçevesinde elde edilen gelişme sınırlı olmuştur. Cumhurbaşkanı ve hükümet Kosova’nın Avrupa perspektifine bağlılığını göstermiştir. Bu da, başlangıç niteliğindeki bazı reformların gerçekleştirilmesini sağlamıştır. Kamu yönetimini güçlendirmenin yanı sıra organize suçlar ve yolsuzluk ile ilgili büyük sınamalar çözüm beklemektedir. Komisyon, bu sorunların üzerine eğilmek ve yargı reformunu desteklemek amacıyla hukukun üstünlüğü konusunda Kosova ile yapısal bir diyalogun oluşturulmasını önermektedir.
Kosovalı Sırplarının entegrasyonu Güneyde gelişme gösterirken, Kosova’nın kuzeyinde gerginlik artmıştır. Aynı zamanda Kosova’nın kuzeyindeki insanların da Avrupa perspektifinden faydalanmaya ihtiyacı vardır. Bunu gerçekleştirmek için, Komisyon Kosova’nın ülkenin kuzeyi için kapsamlı bir gündem oluşturmasının önemli olduğunun altını çizmektedir.
Komisyon, 2009 tarihli Bildirimi’ne uygun olacak şekilde, özellikle vizeler, bir ticaret anlaşması ve AB programlarına katılımına ilişkin olarak Kosova’nın Avrupa perspektifini daha iyi bir şekilde gerçekleştirebilmeye yönelik çabalarını desteklemeye devam edecektir. Bu amaçla, Komisyon Kosova’nın AB katılım sürecinden daha fazla faydalanabilmesini sağlamak için 2009 tarihli Bildirimi’ni gözden geçirecektir. Komisyon, Kosova’nın statüsü konusundaki farklı yaklaşımlar nedeniyle AB ve Kosova arasındaki ilişkilerin gelişmesinin önündeki engelleri aşmaya yönelik çabaları desteklemektedir.
26. Bosna-Hersek’te siyasal ve kurumsal çıkmaz, devletin işleyişi ve Avrupa Birliği bağlantılı reformların uygulanışındaki tıkanıklıkları sürdürerek devam etmektedir. Devlet düzeyinde bir hükümetin kurulması, devlet düzeyinde etkili bir yönetimin sağlanması için acil bir önceliktir. Ülkenin AB’ye ilerlemesi için, Devlet Yardımlarına İlişkin Kanun’u kabul etmesinin yanı sıra, devlet kurumlarında temsile ilişkin etnik ayrımı ortadan kaldırılması için Anayasasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda değişiklikler yapması gerekmektedir. Sayım Yasası da kabul edilmeyi beklemektedir. Ülkenin İstikrar ve Ortaklık Sürecinde Yargıya İlişkin Yapılandırılmış Diyalog’a bağlılığı, AB gündemine odaklanılmasının yanı sıra diyalog ve uzlaşma aracılığıyla önlerindeki yolu işaret etmektedir.
Yüksek Temsilcilik Ofisi'nin kapatılması için belirlenen hedefleri ve şartları yerine getirme yönünde daha fazla ilerleme kaydetmek önemini korumaktadır. Mart 2011 tarihli Konsey’in sonuçlarına uygun olarak AB’nin Bosna-Hersek’teki ilk ve tek temsilcisinin atanması, ülkenin uluslararası denetimden Avrupalı geleceğine doğru giden yolunda AB varlığını ve desteğini pekiştirmektedir.
27. AB'nin genişleme politikası, katılmak isteyen ülkelerde derin demokratik ve ekonomik dönüşümler getirmiştir. Geçen yılın sonuçları, inandırıcı bir genişleme politikasının değerinin altını çizmektedir. Bununla birlikte, siyasi irade ve somut sonuçlar elde etmeye olan bağlılığın yetersiz veya eksik olması durumlarında, katılım süreci ilerlemeyecek ve duraksamaya girebilecektir. Zor reformları başarmak, istikrarlı, daha iyi hazırlanmış ve daha müreffeh genişleme ülkelerini AB'ye yakınlaştırmaktadır.
EK 2
Dostları ilə paylaş: |