Abir azabindan kurtaran şeyler



Yüklə 0,97 Mb.
səhifə4/16
tarix08.01.2019
ölçüsü0,97 Mb.
#92826
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   16

Bir Bâb

îbn-i Mace, Ebu Hüreyre (Radıyallahû anh)'den rivayet ettiği ne göre;

Resûlullah (Sallallâhû Alehi ve Seüem) şöyle buyurmuştur^

Şehid, Cennetteki iki hanımı tarafından karşılanmadan, yer onu kurutmaz. Sanki bir alandaki iki kuş gibi kanatlarım ona gölgelik yaparlar. Her birinin elinde dünya ve içindeküerden daha hayırlı bir elbise var.

Taberani, Bezzâr, Beyhaki Diriliş konusunda Yezid bin Şecere (Radıyailahû anh)'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:

Şehid kanından akan ilk damla, hayatında yaptığı her kötülü­ğe karşı keffâret olur. Cennet huri'l-in'lerinden iki hanımı yanma iner. Yüzünden toz toprağı silerler. Sonra, Cennet bitkisinden olan, insan dokuması olmayan yüz kaftan giydirilir. Hepsi iki parmak ara­sını doldurmaz.

Hâkim, sahih bir rivayetle Enes (Radıyallahû anhl'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:

Siyah bir adam peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'in ya­nına geldi. Eğer öldürülünceye kadar savaşsam öldüğümde ben ner-de olurum? dedi. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Cennette olursun, buyurdu.

Adam, şehid düşünceye kadar savaştı.

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) yanma geldi. Allah yüzünü ak çıkarttı. Kokusunu da hoş kılmış. Buna veya başka biri­si için dedi ki: Ben hurü'den olan hanımını gördüm; yünden olan cübbesini açtı, onunla cübbesi arasına girdi.

Beyhakî, hasen bir sened ile ibn-i Ömer (Radıyallahû anhüma) dan rivayet ettiğine göre:

Bedevi bir adam Resulullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) ile beraber savaşırken şehid düştü. Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) yanı başında durdu. Sevinçliydi, tebessüm ediyordu. Sonra yüzünü ondan çevirdi.

Bu durum, Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem)'den sorul­du. Buyurdu ki: Ama sevincim ise, ruhuna olan, Allah'ın ikramı içindi. Yüz çevirmem ise, şimdi huril-înden olan hanımı yanıbaşında olduğundandır.

Beyhaki, —«Şuâb-i îman»da— Kasım bin Osman bin Cedi'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

Kabe etrafında tavaf eden bir adam gördüm. Yanaştım. Baktım; «Yâ Rabbi! Sen muhtaçların ihtiyacını giderdin. Benim ki ise gide­rilmedi» demekten başka bir şey ilâve etmiyor. Ben neden bundan başka bir şey demiyorsun, dedim. Adam, sana anlatayım» dedi.

Biz yedi kişi idik. Herbirimiz ayrı bir memleketten idik. Düş­man arazisine saldırdık, hepimizi esir aldılar. Bizi ayırdılar k, başı­mız vurulsun. Ben göğe baktım, yedi kapı açılmış, kapılarda hur'il-inden yedi cariye var. Her kapıda bir câriye vardı. Bizden birisi öne götürülüp başı vuruldu. Baktım-cariyelerden biri, elinde mendil, ye­re indi. Böylelikle, altı kişinin boynu vuruldu. Ben, bir kapı ve bîr câriye kaldık. Benimde boynum vurulmak için öne sürüldüğünde, beni bağışlamak istediler. Ve düşmanlar beni bağışladı. İşittim, câ­riye «Ya mahrum, ne yapmıştın ki, sen kaldın» dedi ve kapıyı ka­pattı. 14

İşte kardeşim! Ben kaybettiğim bu duruma hasret çekiyorum. Kasım bin Osman dedi ki t

«Bu adamın onlardan üstün olduğuna kaniim. Çünkü onların görmediğini görmüş ve şevk ile amel etmek için bırakılmış.» 15



Kabir Ziyareti, Ölülerin Ziyaretçileri Tanıması Ve Onları Görmesi

İbn-i Ebi Dünya «Kabirler» kitabında Âişe (Radıyallahû anhâ) '-dan rivayet ettiğine göre, Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

Kişi, kardeşinin kabrini ziyaret ettiği ve yanmda oturduğunda, onunla ünsiyet eder ve yanından kalkıncaya kadar söylediklerini! aynını ona iade eder.

Yine ibn-i Ebî Dünya, Beyhaki «Şuâb»de, Ebû Hüreyre (Ra| yallahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:

Kişi, tanıdığı bir kabrin yanmdan geçtiğinde, ona selâm verir­se, o da ona selam verir. Ve onu tanır. Eğer tanımadığı bir kabrin yanmdan geçip selâm verirse, ölü selamını iade eder, fakat onu ta­nımaz.

îbn-i Abdilberr, el-İstizkar ve Temhid'de, îbn-i Abbâs (Radıyal­lahû anhl'dan rivayet ettiğine göre, Resûlullah (Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

Kişi, dünyada tanıdığı, mümin kardeşinin kabrinin yanından geç tiğinde ona selâm verirse, o da onu tanır ve selâmını iade ederim.

Ukayli, Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh) 'den, rivayet ettiğine re, Ebu Rezin (Radıyallahû anh) :

— Yâ Resûlallah, benim yolum, kabristandan geçiyor. Geçtiğim­de onlara diyeceğim bir söz var mı? dedi. Resûlallah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) de Ebû Rezin'e: «Şunu söyle» dedi.

«Ey mü'min ve müslim olan kabristanlüar! Siz Öncülerimizsîniz biz de peşinizden geleceğiz ve inşaallah size kavuşacağız.

Ebû Rezin, -Yâ Resûlallah onlar işitir mi?» dedi. Buyurdu ki: -

«Evet, işitirler, fakat cevap veremezler.»

Buyurdu ki: Yâ Ebâ Rezin! «Onlar yani ölüler sayısınca melek­lerin sana selâm vermeleriyle kanaat etmez misin?»

Nût:


«Selâm vermeye güçleri yetmez» sözünden maksat insan ve cin-nin işiteceği bir cevap demektir. Yoksa onlar, işitmediğimiz bir da selamımızı iade ederler.

îmam Ahmed, Hakim, Âişe (Radıyallahû anhâJ'dan rivayet et­tiklerine göre, şöyle demiştir:

Ben eve (Resûlullah'm defnedildiği eve) girdiğimde örtümü açar­dım. Burada olan kocam ve babamdır, derdim. Ömer onların yanında defnedildiğinde, artık Ömer'den utancımdan dolayı yanlarına açıla­rak asla girmedim.

Taberâni, Evsat'da İbn-i Ömer, (Radıyallahû anhüma)'dan rivayet ettiğine göre;

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Uhud'dan döndüğün­de Mus'ab bin Umeyr'in yanından geçti. Onun ve diğer Uhud şehid-lerinin yanında durdu. «Ben sizin Allah katında diri olduğunuza şe-hâdet ediyorum» dedikten sonra «Onları ziyaret edin ve selâm ve­rin. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ediyorum ki, siz onla-

tsi selâm verdikçe kıyamete kadar selamınızı iade ederler» diye bu­yurdu.

Hâkim sahih gördüğü bir rivayetle ve Beyhaki, Ebû Hüreyre (Ra­dıyallahû anh)'dan yaptıkları nakle göre;

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Uhud'dan dönerken, Mus'ab bin Umeyr'i buldu, onun ve diğer şehid düşen sahabüerin ya­nında durdu ve «ben sizin Allah katında diri olduğunuza şahidlik ediyorum,» diye buyurduktan sonra, bunları ziyaret edin, onlara se­lâm verin. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ediyorum ki, siz onlara selâm verdikçe onlar kıyamete kadar selâmınızı size iade eder­ler» diye emretti.

Erbain et-Taiyyede, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'den şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir :

«Ölünün en fazla sevdiği hâl, dünyada sevdiği kişinin onu ziya­ret etmesidir»

îbn-i Ebî Dünya, Beyhaki —«Şuab»da— Muhammed bin Vâsi'-den rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:

Bana ulaştı ki ölüler; perşembe, cuma ve cumartesi günlerinde gelen ziyaretçilerinin ziyaretinin farkına varırlar.

Yine ibn-i Ebi Dünya, Dahhak'dan, rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:

«Kim Cumartesi günü güneş doğmadan Önce bir kabri ziyaret ederse, ölü onun ziyaretinin farkına varır.»

Ona, «bu nasıl olur,» demişler. O:

«Cuma gününün tesirinden dolayıdır» demiş. 16




Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin