Akü fen biLİmleri enstiTÜSÜ 1996-2012 Eğitim-Öğretim Yılları Arasında Afyonkarahisar ile İlgili Yapılan Tez Özetleri



Yüklə 0,53 Mb.
səhifə5/9
tarix30.07.2018
ölçüsü0,53 Mb.
#63728
1   2   3   4   5   6   7   8   9

ABSTRACT

In this study, physical, chemical, sensory and rheolojical changes of apricot, grown in Sultandağı location of Afyonkarahisar province, and frozen by Individual Quick Freezing (I.Q.F.) were investigated by monthly interval of four month cold storage time. Collar, flavor, odor, integrity, injury, disordered shapes, seed numbers, weight lose, pH, titretable acidity, total sugar, vitamin C, collar change, hydroxymethylfurfural (HMF), were investigated for determination of sensory, physical and chemical change of apricot during cold storage. In addition, rheological investigation was also made for determination of flow properties of apricot pulp and relationship between rheological and textural properties in every period of cold storage. Sensory analysis was realized with 20 panelists, having experience on this subject. Result of sensory panel showed that cold storage caused partial deterioration in Collar, flavor and odor quality of frozen apricot. A decrease was determined in the amount of total sugar, vitamin C, phenolic matter during four-month-cold storage. However, an increase occurred in total amount of titratable acidy, hydroxymethylfurfural (HMF) and disolved matter. The flow behavior of apricot juice was determined using a rotational viscometer for temperature range of 5–30 °C, and shear rate range of 1.22-12.20 s-1 at a monthly interval of four month cold storage period. Power law model and Casson model was used to characterize the flow behavior of apricot pulp. The experimental results showed that the rheological behavior of apricot pulp was pseudo plastic.

---------------------------------------

DONDURULMUŞ ORGANİK VİŞNENİN DEPOLAMA SÜRESİNCE BAZI DUYGUSAL YAPISAL VE REOLOJİK ÖZELLİKLERİ

TEXTURAL, SENSORY AND REOLOGICAL CHANGES OF FROZEN SOUR CHERRY DURING COLD STORAGE
KASNAK Cemal, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Prof. Dr. Abdullah ÇAĞLAR, II. Yönetici: Doç. Dr. Hasan TOĞRUL, 81 s., Temmuz 2009
Bu araştırmada, Afyonkarahisar ili Sultandağı mevkisinde yetiştirilen, IQF (Bireysel Hızlı Dondurma) tekniği ile dondurulmuş organik vişnenin duyusal, fiziksel, kimyasal ve reolojik özelliklerin depolama süresine bağlı olarak değişimi incelenmiştir. Duyusal değişimleri belirlemek amacıyla taze ve dondurulmuş ürünlerde depolama sırasınca meydana gelen “Renk”, “Tat”, “Koku”, "Ürün Bütünlüğü", “Sap veya Sap parça”, “Zedelenme”, “Bozuk şekil” ve "Cekirdek Sayısı" parametreleri, fiziksel değişimleri belirlemek amacıyla toplam “Ağırlık Kaybı", “Kuru Madde” ve “ph” parametreleri, kimyasal değişimleri belirlemek amacıyla “Titrasyon Asitliği”, “Toplam şeker”, “Hidroksi Metil Furfurol”, “Vitamin C”, “Renk Ölçümleri” ve “Toplam Fenolik Madde” parametreleri ve reolojik değişimleri belirlemek amacıyla “Viskozite” parametresi incelendi. Depolama süresiyle panelist puanlarının aritmetik ortalaması tat, renk, koku parametreleri yönünden kısmi bozulmaların olduğu saptanmıştır. Depolama süresine bağlı olarak toplam şeker oranı düştüğü, HMF oluşumunun arttığı, suda çözünen katı madde oranının yükseldiği, vitamin C ve fenolik madde miktarının azaldığı ve rengin açıldığı saptanmıştır. Ürün viskozitesinde depolama süresine bağlı olarak ihmal edilecek düzeyde değişimlerin gerçekleşmesi depolama koşullarının hem optimum hem de depolama süresince depo sıcaklık dağılımının homojen olduğunu ortaya koymak açısından büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak dondurulmuş vişnede analiz edilen parametrelerin bir kısmında değişim görülmemesi, bir kısmın da ise ihmal edilebilecek değişimlerin olması IQF (Bireysel Hızlı Dondurma) tekniği ile dondurarak muhafaza etmenin en iyi muhafaza yöntemlerinden biri olduğunu göstermektedir.
ABSTRACT

n this study, chemical, physical, sensory and reolojical changes of sour cherry, grown in Sultandağı location of Afyonkarahisar province, and frozen by IQF technique were investigated by monthly interval of four month cold storage time. Collar, flavor, odor, integrity, injury, disordered shapes, seed numbers, weight lose, dry matter, pH, titretable acidity, total sugar, total ash, vitamin C, collar change, hydroxymethylfurfural (HMF), were investigated for determination of sensory, physical and chemical change of sour cherry during cold storage. In addition, reological investigation was also made for determination of flow properties of sour cherry juice in every period of cold storage. Sensory analysis was realized with 20 panelists, having experience on this subject. Result of sensory panel showed that cold storage caused partial deterioration in frozen samples. A decrease was determined in the amount of total sugar, vitamin C, phenolic matter during four-month-cold storage. However, an increase occurred in total amount of titratable acidy, hydroxymethylfurfural (HMF) and disolved matter. Flow properties of sour cherry juice were determined as Newtonian. The effect of dissolving method on flow properties of sour cherry juice was also investigated. Insignificant effect of dissolving method was found in flow properties. But water loses of solving in oven or open medium can affect to the other analysis result. All parameters, investigated at this study show that freezing with IQF technique and cold storage give better result versus other conversation method of sour cherry. Therefore, individual quick freezing technique and cold storage could be used for obtaining near properties of fresh sour cherry.

---------------------------------------

ÇİĞ-PİŞMİŞ VE KURUTULMUŞ AYVA KATKISININ TARHANA ÜZERİNE OLAN ETKİSİ



AFYON KOCATEPE UNIVERSITY, INSTITUTE FOR THE NATURAL AND APPLIED SCIENCES, GRADUATE THESIS
GÖKMEN Süleyman, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Prof. Dr. Abdullah ÇAĞLAR, 69 s., Eylül 2009
Tezin konusu tarhanaya ayva ilavesidir. Ayvayı sevenler için ayvayı değerlendirmede yeni alanlar bulma amaçlandı. Bu amaçla ayvayı kurutulup,pişirilip ve çiğ halde tarhanaya katıldı. Bu konuda tarhanaya %5 oranında pişmiş, kurutulmuş ve çiğ ayva ilave edilmiştir. Böylece değişik yapıdaki ayvaların tarhana üzerine etkisi araştırılmış, özellikle şahit numune yapılarak sonuçlar analiz edilmis böylece tarhanaya ayva ilavesinin etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla fiziksel, kimyasal, fonksiyonel ve duyusal analizler yapılmış ve sonuçlar tartışılmıştır. Bu sonuçlara göre çiğ ayvanın tarhana yapımında kullanılmasının daha fazla kabul gördüğü buna ilaveten fermantasyon kaybı olarak ta az bir değere sahip, fonksiyonel özellikler bakımından iyi dereceye sahip, fermantasyon sırasında pH değerleri daha istikrarlı,%su bakımından iyi derecede, mineral madde bakımından iyi dereceye sahip protein bakımından yüksek değere sahip, renk bakımından iyi derecede olan çiğ ayva katkılı tarhanayı sonuç olarak geliştirilen ve beğenilen bir ürün olduğunun sonucuna varılmıştır.
ABSTRACT

The topic of the thesis to tarhana quince is added. For those who like the jig was aimed to find new areas in the assessment. For this purpose, dried, cooked and rawstate whether the tarhana added. 5% to about this tarhana baked, dried and raw quince were added. So that the effect on different structures has been investigated tarhana of the quince especially to witness the results of samples analyzed so that the effect was investigated further quince to tarhana. For this purpose, physical, chemical, functional and sensory analysis were conducted and the results were discussed. According to these results the raw quince tarhana of the use in making more accepted in addition to the loss of fermentation as a low ta have a value, in terms of functional properties with a good degree, during fermentation, pH values, more stable,% water in terms of good, in terms of minerals with a good degree of protein in terms of value, in terms of color as well as raw quince, as a result developed the blended tarhana Hall of Fame as a product that was concluded.

---------------------------------------
AFYONKARAHİSAR İLİNDE TÜKETİLEN CEVİZLERİN AFLOTOKSİN İÇERİĞİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

THE DETERMINATION OF AFLATOKSIN CONTENT ON WALNUTS IN AFYONKARAHISAR PROVINCE
TANER Elif, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Prof. Dr. Abdullah ÇAĞLAR, 47 s., Eylül 2009
Bu çalışmanın amacı Afyonkarahisar ilinde tüketilen cevizlerin aflatoksin miktarını ölçmek ve aflatoksin konsantrasyonunun standartların içinde olup olmadığı ve halk sağlığını tehlikeye sokacak seviyelerde olup olmadığını değerlendirmektir. Ceviz numuneleri ocak, şubat ve mart aylarında ceviz toplanmış ve aflatoksin analizleri Elisa yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre Afyaonkarahisar da tüketilen cevizlerdeki % 36,67’ sinde aflatoksin kontaminasyonuna raslanımış ve % 16.7’ sinin aflatoksin değerinin yasal sınırı aştığı belirlenmiş ve bu değerler 5.14- 27.49 µg/ kg arasında ölçülmüştür. Kabuklu cevizlerin %33.33’ ünde aflatoksin kontaminasyonuna raslanırken, % 8.33’ ünün yasal sınırı aştığı belirlenmiştir. Kabuksuz cevizlerde ise % 38. 9’ unda aflatoksin kontaminasyonuna raslanırken, % 16.7’ sinin aflatoksin değeri yasal sınırı aştığı belirlenmiştir. Kabuklu cevizlere kıyasla kabuksuz cevizlerde aflatoksin kontaminasyonuna raslama sıklığının ve aflatoksin miktarının yasal sınırı aşma sıklığının daha yüksek olduğu bulunmuştur.
ABSTRACT

The aim of this research was to determine of the levels aflatoxin in the walnuts which are consumed in the Afyonkarahisar province, and checking whether the concentrations of aflatoxin are in the norms or not, and the levels of aflatoxin are threatening the public health or not. The samples are collected in January, February, and March months and the concentration of the aflatoxin is measured by the Elisa method. In the light of the measurements, aflatoxin contamination was presence in the 36.67% of the walnuts and 16.67% of these exceed the legal aflatoxin limits and the aflatoxin levels were between 5.14-27.46 µg/ kg in the walnuts which are consumed in Afyonkarahisar province. Aflatoxin contamination was presence in % 33.3 of walnut with shell and % 8.3 of these exceed the legal borders. Aflatoxin contamination was presence in % 38.9 of walnut without shell and % 16.7 of these exceed the legal borders. In addition to this, the frequency of presence of the aflatoxin contamination and the frequency of exceeding the legal borders are higher in walnuts without shell compared by the walnuts with Shell.

---------------------------------------
VİŞNE VE KİRAZIN KURUMASI SIRASINDA BÜZÜLMENİN İNCELENMESİ

INVESTIGATION OF SHRINKAGE OF CHERRY AND SOUR CHERRY DURING DRYING
ARISOY İbrahim, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Doç. Dr. İnci TÜRK TOĞRUL, 88 s., Ocak 2010
Bu çalışmada Afyonkarahisar-Sultandağı bölgesinde yetişen kiraz ve vişnenin kuruma ve rehidrasyon kinetiği ile kuruma sırasında meydana gelen büzülme davranışı incelendi. Meyvenin kuruması ve kurutulması literatürde yer alan eşitlikler kullanılarak modellendi. Modellerin deneysel veriye uygunluğu t-test, R2 ve chi square (%2) gibi çeşitli istatistiksel testler kullanılarak incelendi. Ön işlemsiz ve 3 farklı ön işlem uygulanarak yapılan kurutuma işlemi 45-75 °C sıcaklık aralığında 4 farklı sıcaklıkta yürütüldü. Kuruma sırasında çap ve hacim ölçümleri yapılarak büzülme davranışı incelendi. %2 Etil oleat,%5 NaOH çözeltisiyle ön işlem gören kirazın ve %2 Etil oleat,%5 K2C03 ile ön işlem gören vişnenin daha hızlı kuruduğu görüldü. Turn sıcaklık ve ön işlemelerde kurma olayı azalan kuruma olayı döneminde gerçekleştiğinden, büzülmenin dikkate alındığı ve alınmadığı durumlar için difüzyon katsayıları hesaplandı ve kuruma aktivasyon enerjileri belirlendi. Büzülmenin dikkate alınmasıyla daha düşük difüzyon katsayıları ve daha düşük aktivasyon enerjileri elde edildi. Kuruma sırasında her iki meyvenin çapında % 40 oranında hacminde ise % 80 oranında azalmanın meydana geldiği, sıcaklığın artmasıyla büzülmenin arttığı görüldü. Kurutma sırasında meyvelerin hacmindeki azalma kütlesindeki azalmadan daha fazla olduğundan kurutma boyunca meyve yoğunluklarında artış gözlendi. Ön işlem uygulamasının kirazın büzülme davranışını olumsuz etkilediği vişnede ise büzülmeyi azalttığı görüldü. Kirazın kuruma davranışını açıklamada, Henderson - Pabis modeli ile Newton modelinin, vişnenin kuruma davranışını açıklamada ise logaritmik modeli ile Henderson-Pabis modelinin uygun olduğu görüldü. Yüksek sıcaklıkta kuruyan maddelerin daha hızlı nem kazanması, nem alımında difüzon mekanizmasının etkin olması ve çap değişiminin dikkate alınmasıyla daha düşük difüzyon katsayılarının elde edilmesi rehidrasyon deneylerinden elde edilen en önemli sonuçlar olarak söylenebilir. Aynca ön işlem uygulanarak yapılan kurutma işleminin meyvelerin rehidrasyon yeteneğine olumlu katkısının olmadığı görülmektedir.
ABSTRACT

In this study, drying, rehydration and shrinkage of cherry and sour cherry grown in Sultandağı location of Afyonkarahisar province were investigated. Empirical drying models, given in literature for describing time dependence of the moisture ratio change, were fitted to experimental drying and rehydration data and model parameters in equations were determined by multiple regression analysis. The performance of models was evaluated using various statistical parameters such as t-test, chi-square (χ2), and the regression coefficient (R2). Dr.ying characteristic of fresh and pretreatment fruits were investigated for four different temperatures in the temperature range of 45–75 oC. The shrinkage behaviors of both fruits were investigated during drying by measuring volumes and diameters of fruits in regular time interval. It was determined that drying of cherry and sour cherry, pretreated with 2 % Ethyl oleate and 5 % sodium hydroxyl and 2 % ethyl oleate and 5 % potassium carbonate, respectively, was faster than in the other experimental conditions. Diffusion coefficients were calculated for both shrinkage taken into consideration and not consideration, owing to drying of both fruits occurred as the first falling period in all drying temperature and pretreatments. The shrinkage results showed that diameter and volumes of cherry and sour cherry during drying decrease nearly 40 % and 80 % according to fresh fruits, respectively and shrinkage was increase with increasing temperature. The decrease in the volume of fruit was higher than the decrease in the weight of fruit while drying, therefore, an increase was seen in the density of the fruits. When pretreatment was negatively effected shrinkage behavior of cherry, the shrinkage of sour cherry was decrease with pretreatment. Henderson – Pabis, Newton Model and Henderson – Pabis, Logaritmic Model could be proposed respectively to evaluate the moisture ratio of cherry and sour cherry with drying time. The most important result of rehydration experiments can be given as efficiency of diffusion mechanism on moisture uptake, obtaining lower moisture diffusion coefficient in case of taking into consideration the change in fruits diameter and faster moisture uptake of dried fruits in high temperature.

---------------------------------------

AFYONKARAHİSAR İLİNDE TÜKETİME SUNULAN KARINYAĞLARIN (TEREYAĞI) GIDA GÜVENLİĞİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

THE EXANINATION OF KARINYAGIS (BUTTER) OFFERED TO CONSUMPTIONIN AFYONKARAHISAR IN TERMS OF FOOD SAFETY
AKARCA Gökhan, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Prof. Dr. Abdullah ÇAĞLAR, 45 s., Nisan 2010
Bu çalışmada Afyonkarahisar ilinde farklı satış yerlerinden alınan, 30 adet karınyagi örneklerinin % nem oranları, peroksit ve asitlik değerleri ile toplam mezofil, maya ve kiif, koliform grubu bakteriler ve Staphylococcus aureus sayıları incelenmiştir.

Karınyağı örneklerinde % nem oranlan %14,33- %20,64 arasında değiştiği görülmüş ve örneklerin ortalama % nem oranlan % 17,64 olarak saptanmıştır. Örneklerin peroksit değerleri ise 0,8 meq02/kg yağ ile 3,8 meq02/kg yağ arasında değişmekle beraber ortalama değerler 2,33 meq02/kg yağ şeklinde belirlenmiştir. Farklı satış yerlerinden tedarik edilen karınyağı örneklerinin asitlik değerleri 2,2-5,2 arasında saptanmış ve örneklerin ortalama asitlik değerleri 3,43 bulunmuştur. Karınyağı örneklerinin toplam mezofil bakteri sayılan, maya ve küf sayılan, koliform grubu bakteri sayılan ve S.aureus sayılan sırasıyla 3.9xl05 kob/g, 3.5xl05 kob/g, 3.7xl02 kob/g, 1.76 xlO2 kob/g olarak belirlenmiştir. Örneklerin % 68,5’inin kimyasal özellikleri yönünden, % 90'ının ise mikrobiyolojik özellikleri yönünden TS 1331 Tereyagi standardı ve Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Tebliğinin Tereyağına ait belirtilen sınır değerlerine uygun olmadığı özelliklede, karınyağının üretim aşamasında teknolojik ve yeterli hijyenik olmayan yöntemler kullanıldığı ve bu nedenle de karınyağlarının halk sağlığı açısından risk teşkil edebileceği kanısına varılmıştır.


ABSTRACT

In this study, the moisture rates, peroxide and acidity volues as well as total mesophyll, yeast-mould coliform bacteria and Staphylococcus aureus numbers of the 30 karınyaği samples bought from different places of Afyonkarahisar were examined.

In the samples, moisture rates were seen to have changed between %14.33 - %20.64 and the samples averege moisture rate were measured as %17.64. While peroxide values of the samples changed between 0.8 meqO2/kg oil and 3.8 meqO2/kg their acidity rates were measured as 2.33 mec The acidity values of the samples bought from several places were determined as 2.2 - 5.2 and the average acidity values were found as 3.43. Karinyaği Samples total mesophyll numbers, yeast and mould numbers, coliform bacteria numbers and S. Aureus numbers were found as 3.9 x 105 kob/g 3.5 x 105 kob/g, 3.7 x 102 kob/g, 1.76 x 102 kob/g. 68.5% of the samples chemically and 90% of them microbiologically, are not suitable to TS 1331 butter standards and Turkish Food Codex Microbiological criters document and especially it was determined that during the production process, unhygienic methods were used and because of this it night be dangerous to public healt.

---------------------------------------



JEODEZİ ve FOTOGRAMETRİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

(Yüksek Lisans)


AFYON KADASTROSUNUN GÜNCELLEŞTİLMESİ

UPDATE OF REGIONS CADASRAL
ALBAY Neriman Gül, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Doç. Dr. Nadir Nadir ÜNAL, 90 s., Eylül 1999
İnsanoğlunun göçebelikten kurtulup toprağa yerleşik olarak yaşamaya başladığı günden itibaren başlıca amacı, faydalandığı taşınmaz mallar üzerinde mülkiyet hakkına sahip olmak ve bunu korumak olmuştur. İlk zamanlarda kaba kuvvetle korunan taşınmaz mal mülkiyeti, medeni toplumlarda din kuralları veya hukuk kurallarıyla korunmaya başlanmış ve böylece "taşınmaz mal mülkiyeti" kavramı ortaya çıkmıştır. Mülkiyete konu olan "mülk"lerin sahipliliğinin devamlılığını sağlamak içinde "kadastro" işlemleri başlatılmıştır. Zamanlada, taşınmaz malların mülkiyet durumlarının belirlenmesinin yanısıra, vergilendirme ve mühendislik işlerinde de kadastro temel bir hizmet niteliği kazanmıştır.

Türkiye'de kadastro çalışmaları 1934 yıllarına dayanmasına rağmen, planlı şekilde çalışmalar 1950 li yıllarda başlamıştır. Bundan sonra çeşitli tarihlerde düzenlenen kanun ve yapılan kalkınma planları ile kadastro faaliyetleri güncel hale getirilmiştir.

Afyon bölgesinin kadastro çalışmaları son yıllarda artış göstererek büyük bir bölgede tamamlanmıştır. Gerek arazinin yapısı gerekse eleman eksikliği çalışmalarda aksamalara sebep olmuştur. Afyon şehir merkezinin dağınık yerleşimi ve bölgenin kayalık oluşu dağılımı düzensiz hale getirmiştir. Bu durum kadastro çalışmalarını zor hale getirmiş ve işlerin uzun sürmesine sebep olmuştur. Köylerde yapılan çalışmalarını büyük bir kısmı bitirilmiştir. Bu durum dikkate alınarak kalkınma planları incelenip çalışmalarını daha verimli hale getirilmesi için yapılabilecek çalışmalar değerlendirilmiştir.


ABSTRACT

Human being want to own justice ownership on immovable property wich they benefit fiom since human being be rescued immigrant and begun to life as settlement. Formerly, immowable property ownership was keep by rough strenght, but it was keep by religion and law rules in civilized society. After that immovable property ownership is

concept is appeared. As real estate owner is ensured continuty, cadastral survey was begun. Than real estate stuation of immowable property was designated. And cadastral is gained basic service attribute.

Although Cadastral survey goes back to 1934 in Turkey, it begun planned study in 1950's years. After than, Cadastral activity was became current with progress plans and be arranged laws in warrious date. Afyon region's Cadastral survey study ended on alarge in the end of the year. Both lack of personal and structure of land caused disruption at this study.

Untidy settlement of Afyon's city center and become rockly of the region untidy up distruption. This stuation made cadastral survey difficult and caused getting longer. Made in village study was ended on a large scale. As these study is investigated and can be made productive, study can be made must be evaluate.

---------------------------------------


AFYONKARAHİSAR İL MERKEZİNDEKİ RS NOKTALARININ GÜVENLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI
ÇETİNTAŞ Füsun, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Mevlüt GÜLLÜ, 72 s., Temmuz 2005
Jeodezinin amacı, küçük veya büyük yeryüzü parçalarının ölçülmesi ve onların harita ve planlar şeklinde ifade edilmesidir. Bu haritalar konum (x,y) ve yükseklik (z) bilgilerini içermektedir. Yükseklik, yeryüzündeki noktaların başlangıç noktası olarak kabul edilen sıfır yükseltili yüzeye çekül doğrultusunda inilen dikin boyudur. Yükseklik belirlemede, her sistemin referans yüzeyine göre araziyi belirleme yöntemlerinde farklı fiziksel ilkeleri vardır. Bu ilkelere göre yükseklik belirleme yöntemleri geometrik nivelman, trigonometrik nivelman ve barometrik yükseklik ölçümü olarak ayrılmaktadır. Geometrik yükseklik ölçümü; yükseklik farkları bulunacak noktaların yatay gözlem düzlemine olan düşey uzaklıklarının farklarının bulunması prensibine dayanır. Bu çalışmada Afyonkarahisar İlindeki şehir içi nivelman noktalarının güvenilirliği araştırılmıştır. Bu amaçla bir uygulama ağı oluşturulmuş, bu ağdaki nivelman noktalarını arasında geometrik nivelman yöntemiyle yükseklik farkları ölçülmüş ve ölçülere atmosferik ve ortometrik düzeltme getirilmiştir. Daha sonra EKK (En küçük kareler ) yöntemine göre ölçüler dengelenerek yükseklik farkları bulunmuştur. Dengelenmiş yükseklik farklarıyla dengelenmiş kotlar hesaplanmış, hesaplanan kotlar nivelman noktalarının mevcut kotlarıyla karşılaştırılıp 1968 yılından günümüze kadar meydana gelen değişimler incelenerek yorumlanmıştır.
ABSTRACT

The science geodesy purposes measurements & modelling of large or small scale land pieces and presenting/illusturating in form of maps, plan views. These maps inculude horizantal coordinates (x and y) and height (z). Height, is the perpendicular distance of a point vertically above a reference surface. At height measurements, each system has its own pychsical principle to determinate land, related to reference surface. According to these principles, height measurement methods are divided as geometric leveling, trigonometric levelling and barometric height measurement. Geometric height measurement is based on differences of vertical distances of points to horizontal observation plane. At this study, the reliability of surveying polygons in Afyonkarahisar downtown is investigated. Accordingly, a test network established and by geometric levelling the height differences between the levelling points of this network are measured. Then ortometric and atmosferic correction is given to measurements. Afterwards the differences of heights determinated by at least square adjustment of measurements.

---------------------------------------
AFYONKARAHİSAR’DA GPS GÖZLEMLERİ VE NIVELMAN ÖLÇÜLERİ YARDIMIYLA YEREL JEOİD PROFİLİNİN ÇIKARILMASI
TAKTAK Fatih, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Mevlüt GÜLLÜ, 83 s., Temmuz 2005
Jeoid belirleme, yatay konumu bilinen bir noktada, jeoid yüksekliğinin sayısal veya anolog olarak elde edilmesini sağlayacak biçimde verilerin modellendirilmesidir. Jeoid modelleri lokal, bölgesel veya global alanlar için geliştirilebilir. Jeoid belirleme yöntemleri kullanılan verilere ve modellere göre sınıflandırılabilir. Bu çalışma Afyon Kocatepe Üniversitesi civarında jeoid ile elipsoid arasındaki farkın yani jeoid yüksekliğinin ve jeoid ondülasyonlarındaki değişimi kuzeygüney doğrultusundaki bir hat boyunca gözlemlemek maksadıyla yapılmıştır. Bu sebeple Yaklaşık kuzey-güney doğrultusundaki Afyonkarahisar-Eskişehir karayolu boyunca arazinin karakteristik özelliklerini temsil edecek şekilde 18 adet nokta tesis edilmiştir. Noktalar arasındaki elipsoidal yükseklik farklarını hesaplayabilmek için GPS gözlemleri, yaklaşık ortometrik yükseklik farklarını hesaplayabilmek için geometrik nivelman ölçüleri yapılmıştır. Elde edilen verilere göre, seçilen hat boyunca jeoid yüksekliği ortalama 38.126 m olarak bulunmuştur. Jeoid ondülasyonu değişimlerinin arazinin topografyasının genel karakteristik özelliğine bağlı olarak değiştiği gözlenmiştir.
ABSTRACT

Geoid determination is modelling of data such that geoid height can be obtained either as digitally or analogus at a point whose horizontal coordinates known. Geoid models can be developed as local, regional or global. Geoid determination methods can be classified according to used data and models. This study was made to observe the difference between geoid and elipsoid surrounding The Campus of Afyon Kocatepe University. Another meaning, the variation of geoid heights and geoid undulations 18 points were established approximate on the North-south direction during the road of Afyonkarahisar- Eskişehir. These points represents the areas specialities. GPS levelling were measured to calculate the difference of the elipsoidal heights. Orthometric heights were measured by geometric levelling that approximate the difference of orthometric heights computed. According to the results for this area the geoid height approximately was found 38.126 m regularity of the variations of the geoid undulations have observed. The regularities depends on the areas topography.

---------------------------------------
KENTSEL ALANLARDA TAŞINMAZ MALDEĞERLEMESİ VE AFYONKARAHİSAR ÖRNEĞİ

VALUATION OF REAL ESTATE IN URBAN AREAS AND THE EXAMPLE OF AFYONKARAHISAR
KALAYCI Eda Deveci, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. İbrahim YILMAZ, 78 s., Ocak 2008
Taşınmaz mal değerlemede en büyük sorun taşınmaz değerine ait kesin bir modelin oluşturulamamasıdır. Dolayısıyla herhangi bir matematiksel modele veya yönteme bağlanamamaktadır. Bu nedenle taşınmaz mal değerlemesine yönelik değişik yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin birbirine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Bu çalışmanın amacı ülkemizde kullanılan taşınmaz malların değerleme yöntemlerinin tanıtılması, kullanılan yöntemlerin birbirine göre üstünlüklerinin vurgulanması ve Afyonkarahisar il merkezi için taşınmaz mallara ait bilgilerden faydalanarak bir model oluşturulup bu modelin tasınmaz mal değerleme yöntemleri içindeki uygunluğunu araştırmaktır. Günümüzde bilişim teknolojileri özellikle Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojileri ve uygulama alanları önemli ölçüde gelişme göstermiştir. Bu gelişmeyle birlikte CBS teknolojisinin taşınmaz değerlemesinde kullanımı ortaya çıkmıştır. Taşınmaz değerleme yöntemlerinde, taşınmaza ilişkin veri tabanının oluşturulması ve bu veri tabanında konumsal bilginin ağırlıklı olması CBS nin taşınmaz değerlemesindeki rolünü artırmıştır. Bu çalışmada taşınmazların değerlerinin tespitinde CBS’ nin kullanımı hakkında bilgi verilmiş, bununla birlikte Afyonkarahisar il merkezinde, 80 mahalle üzerinde yapılan taşınmaz değerlemesinde, nominal değerleme yöntemi kullanılarak elde edilen sonuçlar anlatılmıştır.
ABSTRACT

Not being able to make a certain model belonging to real value is the greatest problemin valuation of real estate. So it can not be connected to any mathematical model or method. Because of this, different methods, intended for valuation of real estate, have been developed. These methods have advantages and disadvantages compared to each other. The aim of this study is, to introduce the valuation of real estate methods used in our country, to emphasize dominances of the methods used, compared to each other and to make a model for the city center of Afyonkarahisar by benefiting from information about real estate and to investigate this model’s suitability in the methods for valuation of real estate.Today, data processing technologies, especially Geographic Information Systems (GIS) technologies and practice areas, have shown great development. With this developmentGIS technology’s usage in valuation of real estate has appeared. In valuation of real estate methods, making a data base belonging to real estate and in this data base positional information’s being much has increased the role of GIS in valuation of real estate. In this study, the information about GIS usage is given while determining of real estate values, in addition to this, in the city center of Afyonkarahisar, in valuation of real estate applied to 80 neighborhoods, results gained, by using nominal valuation method, are explained.

---------------------------------------

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİNDE SAĞLIK UYGULAMALARI AFYONKARAHİSAR ÖRNEĞİ



HEALTH APPLICATIONS WITH GIS: AFYONKARAHISAR CASE
ÖZGÜR Levent, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Saffet ERDOĞAN, 119 s., Ocak 2008
Bu çalışmada kümelenme analizinde en çok kullanılan yöntemler hakkında genel bilgiler verilmiş olup Coğrafi Bilgi Sistemleri ve kümeleme odaklı istatistiksel analizlerin birlikte kullanımı ile Afyonkarahisar ilinde yapılan saglık taraması sonucunda Diabetes Mellitus Tip 2 (DM: Seker Hastalıgı), Hipertansiyon (HT), Hiperlipidemi (HLD), Anemi (HB: Hemoglobin düsüklügü) ve Tiroid hastalıklarının (TRD) dağılımları incelenmiştir. Uygulamada kullanılan veriler, merkez ilçe dâhil 18 ilçe ve bunlara bağlı 57 belediyelik-köy ile toplam 75 tarama bölgesinde, 2005 Temmuz ile 2006 Temmuz süresi içerisinde yapılan sağlık taramasından elde edilmiştir. Verilerin analizinde, ArcGIS 9.0 (Lisans no: 37157307 27004) ve erisimi her kullanıcıya açık olan GeoDA 0.95-i yazılımlarından yararlanılmıştır. Farklı nüfuslara sahip alanlarda görülen farklı sayıdaki hastalık vakalarından ve küçük sayı hatalarından kaynaklanan gürültülerin (noise), ortadan kaldırılması için Ampirik Bayes metodu kullanılmış ve hastalıkların prevalans oranları yumuşatılmış-düzeltilmiştir. Araştırma konusu olan beş hastalığın, Afyonkarahisar ilinde en fazla görüldüğü yerler tespit edilmiş, aykırı değerlerin tespiti amacıyla kutu çizgileri (box plots) uygulanmış ve bölge üzerinde trendleri hakkında bilgi edinebilmek için ise mekânsal hareketli ortalama (spatial moving average) temeline dayalı mekânsal oran (spatial rate) analizleri etkin bir biçimde kullanılabilmesi için önem taşımaktadır.Araştırma sahasında hastalıkların genel kümelenmesinin tespiti için, mekânsal kümeleme yöntemlerinden Moran I ve Getis-Ord General G yöntemleri uygulanırken, lokal kümelenme analizi için Lokal Moran I ve Getis-Ord Gi* yöntemleri kullanılmıstır. Ayrıca GeoDA yazılımında lokal kümeleme yöntemlerinden Moran I’ya dayanan LISA yönteminden de yararlanılmıştır. Uygulamanın en son aşamasında, hastalıkların prevalans oranları ile Türkiye genelinde ve benzer kosullara sahip illerde tespit edilen hastalıkların görülme oranları karşılaştırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, Afyonkarahisar ilinde, ilçe bazında hastalıkların en yoğun görüldüğü yerleşimler, DM için Bolvadin, HT için Basmakçı, Suhut, Emirdağ ve Sultandağ, HLD için Basmakçı, Sandıklı ve Emirdağ, HB için Dazkırı, İscehisar, Çay ve Emirdağ ve TRD için Dinar ve Şuhut ilçeleri tespit edilmiştir. Ayrıca kutu çizgileri analizi ile aykırı yerler tespit edilmistir. DM vakalarının erkekte ve hem kadın hem erkekte görülme oranları için Bolvadin, HLD vakalarının kadınlarda görülme durumu için Merkez, HB vakalarının erkeklerde görülme durumu için, Dazkırı, Sinanpaşa, 19-40 yaş grubunda görülme durumu için Sinanpaşa, Çobanlar ve 41–64 yaş grubunda görülme durumu için Çay, İscehisar ve Dazkırı, TRD vakalarının kadınlarda, hem kadın hem erkekte, 19–40 yas grubunda, 41–64 yaş grubu ve 65 ve üstü yaş grubunda Şuhut ve Dinar ilçeleri aykırı yerler olarak belirlenmiştir. HT vakalarında ise herhangi bir aykırılık tespit edilememiştir. Global kümelenme analizleri sonucunda, sadece HLD vakalarının erkeklerde görülme durumu için bölgede düşük değerlerin kümelendiği istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Lokal kümelenme analizi ile HLD vakalarının görüldüğü 41–64 yaş grubunda Merkez, İhsaniye, İscehisar ve Çobanlar ilçelerinde düşük değerlerin kümelendiği istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Son olarak, erişkinlerde söz konusu hastalıkların görülme oranlarının Türkiye geneli ve benzer coğrafi koşullara sahip bölgelerle kıyaslandığında, HLD için Türkiye değerleri ile yaklaşık aynı değerde, DM için Türkiye ortalamasının üzerinde, 41 yaş ve üstü yaş grubu için HT’nin benzer bölgelerdeki değerlere çok yakın olduğu sonuçlarına varılmıştır. Belirli bir alanda istatistiksel olarak anlamlı bir küme tespit edilirse, epidemiyolojik araştırmalarda hedef bölge boyutlarının küçülmesi ile yapılan sağlık harcamaları azaltılmış ve hastalığın yayılması açısından zaman kazanılmış olunur. Böyle bir kazancın sağlanabilmesi için CBS ve mekânsal istatistik temelli uygulamaların sağlık sektöründe bir bütünlük içerisinde kullanılabilmesi gerekir. Bu kapsamda tamamlanan bu çalışma, araştırma sahasında hastalıklara yönelik uygulanabilir sağlık politikalarının etkin bir biçimde kullanılabilmesi için önem taşımaktadır.
ABSTRACT

In this study, general information about the most common methods for clustering is given and the distribution of the Diabetes Mellitus Type 2 (DM), Hypertension (HT), Hyperlipidemia (HLD), Anemia (HB: low hemoglobin levels) and Thyroid diseases (TRD) in Afyonkarahisar province is analysed by using Geographical Information Systems and clustering focused statistical methods according to the results of health scanning. The data used in application is achieved with the health scanning between July 2005 and July 2006 at 18 townships icluding central township and 57 towns, totally 75 scanning regions. ArcGIS 9.0 (License no: 37157307 27004) and GeoDA 0.95-i (free) softwares are used for data analysis. The noise due to the different population areas with different disease case quantities and small numeric faults is eliminated with Emprical Bayes Method so prevalence ratio of diseases is smoothed. The places where these diseases in this research are mostly observed in Afyonkarahisar are determined, outlier values are detected with applying box plots, and information about the trends in the region is gained with spatial moving average based spatial rate analyses. Moran I and Getis-Ord General G methods are applied for determinig the spatial general clustering of the diseases in the research area, while Local Moran I ve Getis- Ord Gi* methods were used for local clustering analysis. Also Moran I based LISAv which is one of the local clustering methods in GeoDA software is used. In the last stage of the application, prevelance ratios of the diseases are compared with the ratio of Turkey and similar conditioned provinces. According to the results of the analysis, the places are determined as townships where these diseases are most frequently observed, Bolvadin for DM, Basmakçı, Suhut,Emirdag and Sultandag for HT, Basmakçı, Sandıklı and Emirdag for HLD, Dazkırı,_scehisar, Çay and Emirdag for HB, Dinar and Suhut for TRD.Outlier places are detected with box plots analysis. In DM cases, Bolvadin for observed at males and observed at both males and females, in HLD cases, Merkez for observed at females, in HB cases, Dazkırı and Sinanpasa for observed at males, Sinanpasa and Çobanlar for observed at 19–40 age group, Çay, _scehisar and Dazkırı for observed at 41–64 age group, in TRD cases, Suhut and Dinar for observed at females, observed at both males and females, observed at 19–40 age group, observed at 41–64 age group and observed at over 65 age group are determined as outlier townships. There is no detected outlier township for HT cases. According to the global clustering analysises, only HLD observed in men case is determined as statistacally meaningful with low values clustered in the region. Local clustering with low values at Merkez, _hsaniye, _scehisar ve Çobanlar for HLD cases at 41–64 age group commented as statistically meaningful. When the prevalence rates of these diseases at the region are compared with general Turkey and regions with similar geographic conditions, for HLD cases the rate is approximately equal to the Turkey average rate, for DM cases the rate is over the Turkey average rate, and for HT cases observed at over 41 age group the rate is very close to the Turkey average rate.If any meaningful clustering detected, the health expense will decrease and time will be gained in terms of propagation of the disease because of the decrement of target region dimensions with epidemiological researches. For this reason GIS and spatial statistic based applications must be used with an integrity in health sector. With this scope, completed study comes into prominence in terms of using the health policy efficeintly in the region for these diseases.

---------------------------------------


DİNAR FAYI TEKTONİK HAREKETLERİNİN PRESİZYONLU NIVELMAN YÖNTEMİYLE BELİRLENMESİ

DETERMINING OF TECTONIC MOVEMENT ON DİNAR FAULT WITH PRECISION LEVELING
KARAGÖZ Burak Çelebi, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Yrd. Doç. Dr. Saffet ERDOĞAN, 105 s., Ocak 2008
Birinci derece deprem bölgesinde bulunan Dinar, çağlar boyunca büyük depremlere sahne olmuştur. Son olarak 1 Ekim 1995 tarihinde M=6.1 büyüklüğündeki deprem büyük can ve mal kaybına neden olmuştur. Depremlerin önceden belirlenebilmelerine katkıda bulunacak tüm çalışmalar her zaman önem taşımıştır. Bu nedenle bu çalışmada Dinar fayı tektonik hareketlerinin jeodezik çalışmalarla tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla Dinar şehir merkezi ve civarında 3 adet güzergah oluşturulmuştur. Güzergahlara 172 adet nokta tesis edilmiştir. Tesislerin uzun süre muhafazası için, çelik çivilerin etrafına beton blokaj yapılarak sağlamlaştırılmıştır. Birinci güzergahta 44 adet nokta olup güzergah uzunluğu 1689 m, ikinci güzergahta 63 adet nokta olup güzergah uzunluğu 1675 m ve üçüncü güzergahta 65 adet nokta olup güzergah uzunluğu 1054 m’dir. Tektonik hareketin belirlenebilmesi amacıyla üç periyotluk ölçüm yapılmıştır. Birinci periyot ölçmeleri 01 Ağustos-15 Ağustos 2006 tarihleri arasında, ikinci periyot ölçümleri 07 Nisan-10 Nisan 2007 tarihleri arasında ve üçüncü periyot ölçümleri ise 28 Ağustos-30 Ağustos 2007 tarihleri arasında yapılmıştır. Ölçmeler Topcon DL-101C marka dijital nivo ve Topcon barkotlu miraları kullanılarak gidiş-dönüş şeklinde yapılmıştır. Şehir merkezinde bulunan düşey kontrol noktalarında güzergahtaki ölçü noktalarına yükseklik taşınmıştır. Topcon GTS 702 elektronik ölçü aletiyle yatay açı ve yatay mesafe okumaları yapılarak güzergahların konumunun belirlenmesi sağlanmıştır. Gidiş-dönüş ölçümleri sırasında dijital nivonun okuma presizyonu 0.04 mm mertebesine ayarlanarak yüksek presizyonlu ölçü değerleri elde edilmiştir. Ölçümlerden elde edilen presizyon BÖHYY’de verilen tecviz sınırının üzerindedir. Güzergahlar ABD’de Federal Geodetic Control Committee’nin düşey kontrol noktaları için tespit etmiş olduğu sınıflandırmalardan birinci derece ikinci sınıf (first-order, class II) standartlarındadır. Birinci periyotta mira altlıklarının tesisler üzerine hatalı oturtulması, bu periyodun değerlendirme dışında kalmasına neden olmuştur. Bu nedenle sadece ikinci ve üçüncü periyodlar ele alındığından yorumlar fayda belirlenen 6 aylık hareketin üzerine bina edilmiştir. Proje kapsamında yapılacak diğer periyodlara ait ölçüler de fayın deformasyonunun belirlenmesinde katkıda bulunacaktır.
ABSTRACT

Dinar, which is in the first order earthquake area, has been the centre of destructive earthquakes for centuries. The latest 1st October 1995 earthquake with the magnitude of 6.1 (M=6.1) caused a lot of damage and death. The studies to guess the earthquakes beforehand have a vital importance so in this study it is aimed to identify the tectonic movements of Dinar fault by geodesic works. For this reason in the centre of Dinar and surroundings 3 routes were determined and 172 benchmarks were based on the route.To keep the benchmarks for a long time they were stabilized by concrete blockage around the steel nails. On the first route there are 44 benchmarks and it’s 1689 m long, On the second route there are 63 benchmarks and it’s 1675 m long, and on the third route there are 65 benchmarks and it’s 1054 m long. In order to identify the tectonic movements a three period indication was carried out with precision leveling. First period indications were between the dates of 1st August-15th August 2006, second period indications were between the dates of 7th April-10th April 2007 and the third period indications were between the dates of 28th August- 30th August 2007. The indications were realised by using Topcon DL-101C digital level and Topcon levels as return. Some altitudes were carried to the test benchmarks on the route from the vii vertical check benchmarks in the city centre. Through the Topcon GTS 702 horizontal angle and horizontal distance readings, the situation of the routes was identified. During the return indications the precision of digital level was fixed to 0.04 level and high precision indication rates were obtained. The precision obtained from the indications on the allowing level stated in BÖHYY. The routes are of the first-order class II standarts of vertical control benchmarks identified by Federal Geodetic Control Committee, USA. In the first period because the legs of levels were misreplaced, it caused this period to be out of evaluation. Because only the second and the third periods were considered, all the comments were built on the 6 month period movement of the fault. New measurements about the other periods related to the project will contribute the determination of the deformation of the fault.

---------------------------------------
YOL GEOMETRİK STANDARTLARININ TRAFİK KAZALARINA ETKİSİ: AFYONKARAHİSAR ÖRNEĞİ

THE AFFECT OF ROAD GEOMETRICAL STANDARD TO THE TRAFFIC ACCIDENTS: AFYONKARAHISAR CASE STUDY
TUNCEL Umut, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Y.Doç. Dr. Tamer BAYBURA, 36 s., Kasım 2010
Ülkemizde, ulaştırma faaliyetleri içinde yer alan yük ve insan taşımacılığının büyük bir bölümünün karayolları ile yapılması trafikte yoğunluğa yol açmaktadır. Buna bağlı olarak da çeşitli sebeplerden dolayı trafik kazaları meydana gelmektedir. Bu kaza sebepleri analiz edildiğinde yoldan kaynaklanan kazaların Avrupa ülkelerinin çok altında kaldığı görülmektedir. Bu durum, yoldan kaynaklanan trafik kazalarının araştırılması için yeni yöntemlerin belirlenmesini gerekli hale getirmektedir. Bu çalışmada belirlenen bir yol güzergahında konum bilgileri ve ivme değerleri eş zamanlı tespit edilerek, kurblarda yol konforunu etkileyen merkezkaç kuvvetinden dolayı oluşan yanal ivmenin etkileri ölçüm yapılan kısımlarda analiz edilmeye çalışılmıştır.

ABSTRACT

Freight and human carrying within the transportation activities by mostly higways leads to a traffic density in our country. Accordingly, traffic accidents occur due to various reasons. It is seen that accidents caused by roads remained well below the European countries when analyzing the reasons of accidents. Therefore, it is necessary to investigate new methods for the determination of the traffic accidents which are caused by roads. In this study, location data and acceleration values which was simultaneously determined in a selected road route, the effects of lateral accelaration caused by centrifugal force which affects road comfort in curves were analyzed in surveyed sections.

---------------------------------------
TUSAGA AKTİF (CORS-TR) İSTASYONLARINDAN ELDE EDİLEN NOKTA KOORDİNAT DOĞRULUĞUNUN İNCELENMESİ

RESEARCH OF THE ACCURACY ON THE POINT COORDINATES OBTAINED BY THE CORS-TR STATIONS


BÜTÜN Ömer Faruk, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Y.Doç. Dr. Tamer BAYBURA, 87 s., Kasım 2010
Birçok ülke uydu temelli konumlama sistemlerinden elde edilen doğruluğu santimetre hassasiyetine kadar artırarak son kullanıcıya sunmak amacı ile bölgesel ve yerel olarak kullanılabilen, GNSS temelli Sürekli Çalısan Referans İstasyonları (CORS) tesis etme yoluna gitmişlerdir. Ülkemizde de benzer bir yaklasımla kurulan ve faaliyete geçmiş olan TUSAGA (Türkiye Ulusal Sabit GPS İstasyonları Ağı) Aktif (CORS-TR) projesiyle de Türkiye’nin hemen her yerinde Gerçek Zamanlı Kinematik (GZK) olarak konum belirleyebilmek hedeflenmektedir. Çalısmamızda; Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Kampüsü içerisindeki bir test ağında seçilen uygun pilye noktalarına, önce CORS istasyon noktalarından faydalanarak RTK (Real Time Kinematik) yöntemiyle gerçek zamanlı koordinat hesaplandı. Daha sonra ise yine CORS istasyon Noktalarından faydalanarak aynı pilye noktalarına Statik yöntemle ölçüm yapıldı ve post-process’le aynı pilye noktalarının koordinatları tekrar hesaplandı. Her iki yöntem arasındaki farklılıkların konum ve hassasiyet açısından incelenmesi yapılarak sonuçlar mukayese edildi. Bu araştırma ile TUSAGA Aktif (CORS-TR) istasyonlarından elde edilen konum bilgilerinin doğruluğu tespit edilmeye çalısılarak harita üretiminden kadastral çalışmalara, araç takip sistemlerinden ülke savunmasına kadar birçok kullanım alanı olan TUSAGA Aktif (CORS-TR) projesinin güvenirliliği ortaya konulmaya çalışılmıştır.
ABSTRACT

Many countries preferred regional and local establishment of the GNSS-based Continuous Operating Reference Stations (CORS) in order to provide increased accuracy up to the centimeter scale to the end-users which is obtained from satellitebased positioning systems. With a similar approach TUSAGA (Turkey National Permanent GPS Stations Network) Active (CORS-TR) project is established and became operational in our country. The project aims to determine a position in a Real Time Kinematic (RTK) way all over the Turkey. Purpose of this study is to determine the differences between RTK (Real Time Kinematics) method and Static method (which is benefiting from CORS Station Points and post-processing) in terms of position and sensitivity. In this sense a test network is selected on campus area and calculations are based on the selected landmark points to calculate coordinates in real-time and measuring the same landmark point with both methods. TUSAGA Active (CORS-TR) project has a wide spectrum of application areas; such as production of maps, cadastral work, vehicle tracking systems and national defense. This study will provide the reliability of TUSAGA Active (CORS-TR) project by determining the accuracy of the location information obtained from TUSAGA Active (CORS-TR) stations.

---------------------------------------
HAZİNE ARAZİLERİ İÇİN CBS DESTEKLİ DEĞER

HARİTALARININ ÜRETİLMESİ: AFYONKARAHİSAR ÖRNEĞİ

GENERATING REAL PROPERTY VALUE MAPS

OF PUBLIC ESTATE:

EXAMPLE OF AFYONKARAHISAR
TOKTAŞ Murat, Yüksek Lisans Tezi, Yönetici: Doç. Dr. Saffet ERDOĞAN, II. Yönetici: , 148 s., Ekim 2012
Taşınmaz değerlemesi, değere etki eden faktörlerin bir araya getirilip birleştirilerek işlenmesi ve bu işlenen verilerden yola çıkarak piyasa koşullarına göre birim fiyatların belirlenmesi olarak tanımlanabilir. Taşınmaz değerlerinin belirlenmesi değere etki eden birçok faktörden dolayı çok çeşitli boyutları ve özellikleri olan geniş bir konudur. Taşınmaz değerinin doğru belirlenmesi ve bu değerlerin vergiye doğru bir şekilde yansıtılması toplumların en önemli ekonomik dayanaklarından biridir. Ayrıca Hazine taşınmazlarının değerlerinin doğru tespit edilerek ekonomiye kazandırılması ve buradan kaynak oluşturulması yine önemli gelir kaynaklarındandır. Hazine arazilerinin satışlarının dışında kiralama, irtifak hakkı tesisi ve ecrimisil işlemleri için değerlerinin doğru tespit edilmesi de yine önemlidir.

Bilgisayar teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) de gelişme göstermiş ve bu sistemler Taşınmaz Değerleme alanında da kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle taşınmaz değerleme için oluşturulan veri tabanlarının konuma dayalı olması ve birçok faktörün analiz edilmesi gerekliliğinden dolayı CBS’nin taşınmaz değerleme de rolü artmıştır.

Bu çalışmada taşınmaz değerleme konusu incelenmiş ve farklı metotlar üzerinde durulmuştur. Bu yöntemlerden biri olan Nominal Değerleme Yöntemi kullanılarak Afyonkarahisar kent merkezinin taşınmaz değer haritası üretilmiştir. Emsal olarak belirlenen parseller üzerinde kümelenme analizi yapılarak doğruluklar arttırılmaya çalışılmıştır. Ayrıca Çok Kriterli Karar Verme Metotlarından biri olan Analitik Hiyerarşi Yöntemi kullanılarak taşınmaz değerini etkileyen faktör ağırlıkları yeniden belirlenmiş ve buradan yeni değerler elde edilmiştir. Buna bağlı olarak yine kümelenme analizleri yapılmış, değer haritaları üretilmiştir. Bu değerler bir önceki yöntem ile karşılaştırılarak farklılıklar ortaya konulmuştur.
ABSTRACT

Real property valuation can be defined as combining and processing the factors affecting the value and, on the basis of the processed data, determining unit value according to market conditions. Real property valuation is a wide subject with many different aspects due to various factors affecting the value. Accurate determination of real property value and accurate estimation of taxes on property are among the most important economic pillars of the society. Furthermore, accurate determination of value of public property allows for generation of sources which provide more income to the national economy. It is also important to determine public property value accurately not only for selling but also for the purposes of renting, easement acquisition and payment of damages for unlawful occupation.

Advances in information technology have led to improvements in Geographic Information Systems (GIS) which have been used for real estate valuation purposes. GIS has been gaining more significance, since databases created for real estate valuation are location based and also there is the necessity to analyse a large number of factors.

This study examined real estate valuation and focused on newly developed methods. One of these methods, Nominal Valuation was used to create real property value map of the town of Afyonkarahisar.

Cluster analysis was performed on sample parcels in order to increase accuracy. Analytic Hierarchy Process, which is one of the Multiple-Criteria Decision-Making Methods, was used to re-establish the factor weights that affect real property value and so new values were generated. Cluster analysis performed again and value maps were created. Differences were demonstrated by comparing these values to the previous method.


Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin