Ali pasa camiİ ve TÜrbesi



Yüklə 1,8 Mb.
səhifə12/68
tarix11.09.2018
ölçüsü1,8 Mb.
#80196
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   68

BİBLİYOGRAFYA



1) Ati Şîr Nevâî, Münşeat, Baku 1926, s. 41, 42;

2) A. Belin. “Notice biographique et litteraire sur Mir-Ali-Chir Nevali”, JA, XVM (1861), s. 175, 256, 281, 357; 3) Köprülü. İlk Mutasavvıflar, s. 187, 192;

4) a.mlf., “Ali Şir Nevai ve Tesirle­ri”, Araştırmalar, s. 257, 266;

5) a.mlf. “Bir Yıl Dönümü”, Ülkü, nr. 96, Ankara 1941, s. 481, 482;

6) a.mlf.. “Çağatay Edebiyatı”, IA, III, 297, 306;

7) Rıza Nour. “Ali-Chir-Nevai”, Reuue de Turcologie, nr. 5, Alexandrie 1935, s. 5, 58;

8) Barthold, “Mir-AIi Şir ve Siyasî Hayatı” 221 Ülkü, nr. 56, Ankara 1937, s. 160, 167;

9) nr. 58, s. 356, 365;

10) nr. 59, s. 517, 528;

11) nr. 61, 1938, s. 43, 50;

12) nr. 62, 145, 156;

13) a.mlf, Four Studies on the History of Central Asta. III:

14) Mir Alî Shir. A History of the Türk­men People ftrc. V. T. Minorsky, Leiden 1962;

15) Semenov, “Mir-Ali-Şir Hakkında Farsça Bir Hikâye” 222, Ülkü, nr. 96, Ankara 1941, s. 483, 492;

16) Ali Nihat Tarlan. Ali Şir Nevâî, İstanbul 1942;

17) İsmail Hikmet Ertaylan, Risâle-i Hüseyin Baykara, İstanbul 1945;

18) a.mlf.. “Amasya'da Bayezit Kütüphanesinde Bulunan Divan-ı Mir Ali Şir Nevaî”, TDED, nr. 1 (1946). s. 39-47;

19) Zeki Velidî Togan. “Ali Şîr”, IA, 1, 349, 357;

20) Abdülbâki Gölpınarlı, “Ali Şir Nevâî”, AA, 111 (1946-47), s. 1064, 1065;

21) E. E. Bertels, “Ali Şir Nevaî, Leyli ve Mecnun” 223, TM, IX (1951).. s. 47, 64;

22) a.mlf., “Ali Şir Nevai'nin Ferhadü Şîrîn'i” 224, TDAY Belleten 1957, s. 115, 130;

23) Borovkov, “Özbek Yazı Dilinin Kuru­cusu Ali Şir Nevaî” 225 a.e. (1954). s. 59, 96;

24) L. Volin. “Leningrad Kitaplıkların­daki Nevaî Yazmaları Hakkında” 226 a.e. (1955). s. 99, 141;

25) Ahmed Ateş. “Ali Şir Nevaî'nin Arapça Sözlüğü Hakkında”, a.e. (1957), s. 183, 188;

26) Agâh Sim Levend, “Nevaî'ye Atfedilen Bir Esen Muammeyât-ı Esmâ-i Hüsnâ”, a-e. (1957), s. 179, 182;

27) a.mlf, “Nevâî'nin Eserleri”, a.e. (1957), s. 189, 193;

28) a.mlf, Türkiye Kitaplıklarında Nevaî Yazmaları”, ae. (1958), s. 127, 209;

29) a.mlf. “Nevaî Adına Basılmış Bir Eser: Nazm-ı Akaid”, Jean Deny Armağanı, Ankara 1958, s. 163, 169;

30) a.mlf., Ali Şir Nevat, Ankara 1965-68, I-IV;

31) J. Eckmann, “Ali Şir Nevaî”, Bilgi Dergisi, nr. 119, İstan­bul 1957, s. 4, 5;

32) a.mlf., “Die Tschagataische Literatür”, Ph.TF (1964), II, 364, 402;

33) Ali Şir Neviyî: Hayatı ve Eserleri 227, İstanbul 1962;

34) Ahmed Caferoglu. Türk Dili Tarttık İstanbul 1964, II, 226, 235;

35) İstanbul 1974 (2. bs), II, 195, 211;

36) Abdülkadir İnan, “Ali Şir Nevaî ve Folklor”, TFA, nr. 182 (1964), s. 3510, 3511;

37) Mehmed Ya'kub Vahidî Cüzcânî, Emîr Ali Şîr Nevâyî: Fani, Kabil 1967;

38) Osman F. Sertkaya, “Osman­lı Şairlerinin Çağatayca Şiirleri”, TDED, XVIII, 1970, s. 133, 138; XIX, 1971, s. 171, 184; XX, 1972, s. 157, 184; XXII, 1977, s. 169, 189;

39) Banarlı, RTET, I, 423, 434;

40) Mehmed Çavuşoğlu, “Kanunî Devrinin Sonuna Kadar Anadolu'da Nevâyî Tesiri Üzerine Notlar”, Atsız Armağa­nı, İstanbul 1976. s. 75, 90. 228

Günay Kut


ALİ ŞÎRUGANİ

(ö. 1126/1714)

Türk mûsikisinde en çok dini eser besteleyen Gülşenî şeyhi.
Kaynaklarda adıyla birlikte zikredilen “Şîruganî” kelimesinin ne anlama geldiği tesbit edilememiştir. İstanbul'da doğ­du. Doğum tarihi, ailesi ve tahsili hak­kında bilgi bulunmamakta ise de iyi bir mûsiki öğrenimi gördüğü anlaşılmakta­dır. Gülşeniyye tarikatına intisap ede­rek tasavvufi bilgisini ilerletti. Şehremini'deki Hulvî Tekkesi şeyhi Sinan Efen’dinin 1107'de (1695-96) vefatı üzerine bu dergâha şeyh tayin edildi ve vefatı­na kadar bu görevde kaldı. Kabri aynı dergâhın hazîresindedir.

Ölümünden sonra burası Şîruganî Tek­kesi adıyla anılmaya başlandı. Güldesfe'de Bursalı Muhzirzâde Salih Çelebi'den (ö. 1666) bahsedilirken, “İstanbul'da ilm-i mûsikînin pederü mâderi üstâd-ı nâdirü'l-misl Gülşenî Derviş Ali'den ta'lîm-i ezkâr ve esvât etmekle” şeklin­deki ifadeye bakılarak Şîruganînin uzun bir hayat sürdüğü söylenebilir. IV. Mehmed devrinde (1648-1687) şöhretinin en parlak zamanını yaşayan Ali Şîruganî, tasavvuftaki mevkii yanında asıl haklı ününü mûsikide kazanmıştır. Yaptığı di­nî ve din dışı bestelerle zamanının önem­li bestekârları arasında yer almış. Atrabü'1-âsâfda belirtildiğine göre 600'ün üzerinde dinî, 100'ün üzerinde de din dı­şı eser bestelemiştir.

Eserlerine, çeşitli el yazması güfte mecmualarında daha çok Dede, bazan da Dede Sinânî, Ali Dede, Derviş Ali, Der­viş Ali Sinânî. Derviş Ali Halvetî, Dede-i Atîk adlarıyla rastlanmaktadır. Dede-i Atîk tabiri, büyük bir ihtimalle, Türk mû­sikisinin diğer bir meşhur bestekârı olan ve kaynakların çoğunda Dede Efendi di­ye anılan Hammâmîzâde İsmail Dede (ö. 1846) ile karıştırılmaması için kullanıl­mış olmalıdır. Savt. tesbîh, tevşîh. durak ve ilâhilerden müteşekkil dinî bestelerinden yaklaşık 450'sinin güftesi tesbit edilmiştir. Zâkirler ve müezzinler tarafından büyük bir rağbetle okunan eserleri arasında duraklan, dinî mûsiki­nin en parlak besteleri arasında sayıl­maktadır. Dinî eserlerinde genellikle Abdülahad Nuri, Abdülkerim Fethî, Eşrefoğlu Rûmî, îsâ Mahvî, Niyâzî-i Mısrî ve Şemseddin Sivâsî gibi mutasavvıf-şair terle İkbâlî mahlasını kullanan Sultan 11. Mustafa'nın şiirlerini bestelemiş, bunlar­dan yaklaşık yirmi beşinin notası günü­müze ulaşmıştır. Ancak bestelediği mu­rabba ve semailerden hiçbirisi zamanı­mıza ulaşmamıştır. 229


Yüklə 1,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin