Who hath created seven heavens in harmony. Thou (Muhammad) canst see no fault in the Beneficent One's creation; then look again: Canst thou see any rifts?
Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.
Edip Yüksel Meali
Rahman'ın dışında size yardım edecek o ordularınız nerede? Gerçekten, inkarcılar bir aldanma içindedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Rahmân olan Allah'a karşı şu size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir? İnkârcılar, ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar.
Süleyman Ateş Meali
Yahut Rahman'dan başka size yardım ed(ip sizi O'nun azabından kurtar)acak askeriniz kimdir? Kafirler derin bir gaflet ve aldanma içindedirler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Rahman'a karşı/Rahman'dan başka size yardım edecek ordunuz kimdir? İnkârcılar bir aldanış/gurur içindeler; hepsi bu!
Yusuf Ali (English)
Nay, who is there that can help you, (even as) an army,(5578) besides (Allah) Most Merciful? In nothing but delusion are the Unbelievers. *
M. Pickthall (English)
Or who is he that will be an army unto you to help you instead of the Beneficent? The disbelievers are in naught but illusion.
Mülk Suresi 21
أَمَّنْ
yahut kimdir?
هَٰذَا
o
الَّذِي يَرْزُقُكُمْ
size rızık verecek
إِنْ أَمْسَكَ
tutacak olursa
رِزْقَهُۚ
O rızkını
بَلْ
doğrusu
لَجُّوا
onlar direnmektedirler
فِي
içinde
عُتُوٍّ
azgınlık
وَنُفُورٍ
ve nefret
Türkçe Transcript (*)
Emmen hâżâ-lleżî yerzukukum in emseke rizkah(u)(c) bel leccû fî ‘utuvvin ve nufûr(in)
Ali Bulaç Meali
Eğer O, rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direniyorlar.
Edip Yüksel Meali
O, verdiği besinleri kesse, sizi besleyecek olan kimdir? Gerçekten azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
Süleyman Ateş Meali
Yahut Allah, rızkını tutacak olursa size rızık verecek kimdir? Doğrusu onlar, azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Peki, O, rızkını tutarsa kim var sizi rızıklandıracak? Hayır, bir azgınlık ve nefret içinde inat etmekteler.
Yusuf Ali (English)
Or who is there that can provide you(5579) with Sustenance if He were to withhold His provision? Nay, they obstinately persist in insolent impiety and flight (from the Truth). *
M. Pickthall (English)
Or who is he that will provide for you if He should withhold His providence? Nay, but they are set in pride and frowardness.
Mülk Suresi 23
قُلْ
de ki
هُوَ
O'dur
الَّذِي أَنْشَأَكُمْ
sizi yaratan
وَجَعَلَ
ve veren
لَكُمُ
size
السَّمْعَ
işitme (duyusu)
وَالْأَبْصَارَ
ve gözler
وَالْأَفْئِدَةَۖ
ve gönüller
قَلِيلًا مَا
ne kadar az
تَشْكُرُونَ
şükrediyorsunuz
Türkçe Transcript (*)
Kul huve-lleżî enşe-ekum ve ce’ale lekumu-ssem’a vel-ebsâra vel-ef-ide(te)(s)kalîlen mâ teşkurûn(e)
Ali Bulaç Meali
De ki: 'Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?'
Edip Yüksel Meali
De ki, "Sizi yaratan, size duyma, görme duyuları ve beyinler veren O'dur. Ne kadar seyrek şükredersiniz!"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
De ki: "Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz!"
Süleyman Ateş Meali
De ki: "Sizi yaratan, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?
Yaşar Nuri Öztürk Meali
De ki: "Sizi oluşturan O'dur. O size, işitme gücü, gözler ve gönüller verdi. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!"
Yusuf Ali (English)
Say: "It is He Who(5582) has created you (and made(5583) you grow), and made for you the faculties of hearing, seeing, feeling and understanding: little thanks it is ye give. *
M. Pickthall (English)
Say (unto them, O Muhammad): He it is Who gave you being, and hath assigned unto you ears and eyes and hearts. Small thanks give ye!
Mülk Suresi 24
قُلْ
de ki
هُوَ
O'dur
الَّذِي ذَرَأَكُمْ
sizi üreten
فِي الْأَرْضِ
yerde
وَإِلَيْهِ
ve O'na
تُحْشَرُونَ
huzuruna toplanacaksınız
Türkçe Transcript (*)
Kul huve-lleżî żeraekum fî-l-ardi ve-ileyhi tuhşerûn(e)
Ali Bulaç Meali
De ki: 'Sizi yeryüzünde üretip-türeten O'dur. Siz O'na toplanıp götürüleceksiniz.'
Edip Yüksel Meali
De ki, "Sizi yeryüzünde üreten O'dur ve siz O'nun huzurunda toplanacaksınız."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
De ki: "Sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanıp götürüleceksiniz."
Süleyman Ateş Meali
De ki: "Sizi yerde üreten O'dur ve toplanıp O'na götürüleceksiniz."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
De ki: "Sizi, yeryüzünde yaratıp yayan O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz."
Yusuf Ali (English)
Say: "It is He Who has multiplied you through the earth,(5584) and to Him shall ye be gathered together." *
M. Pickthall (English)
Say, He it is Who multiplieth you in the earth, and unto Whom ye will be gathered.
Mülk Suresi 26
قُلْ
de ki
إِنَّمَا
şüphesiz
الْعِلْمُ
bilgi
عِنْدَ
yanındadır
اللَّهِ
Allah'ın
وَإِنَّمَا
ve ancak
أَنَا
ben
نَذِيرٌ
bir uyarıcıyım
مُبِينٌ
apaçık
Türkçe Transcript (*)
Kul innemâ-l’ilmu ‘inda(A)llâhi ve-innemâ enâ neżîrun mubîn(un)
Ali Bulaç Meali
De ki: '(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.'
Edip Yüksel Meali
De ki, "Bu bilgi ALLAH'ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
De ki: "(O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
Süleyman Ateş Meali
De ki: (Ona ait) Bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
De ki: "Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim."
Yusuf Ali (English)
Say: "As to the knowledge of the time, it is with Allah alone:(5586) I am (sent) only to warn plainly in public." *
M. Pickthall (English)
Say: The knowledge is with Allah only, and I am but a plain warner;
Mülk Suresi 28
قُلْ
de ki
أَرَأَيْتُمْ
baksanıza
إِنْ
eğer
أَهْلَكَنِيَ
beni öldürse
اللَّهُ
Allah
وَمَنْ
ve olanları
مَعِيَ
benimle beraber
أَوْ
yahut
رَحِمَنَا
bize acısa da
فَمَنْ
kim?
يُجِيرُ
kurtarabilir
الْكَافِرِينَ
kafirleri
مِنْ عَذَابٍ
azabdan
أَلِيمٍ
acı
Türkçe Transcript (*)
Kul eraeytum in ehlekeniya(A)llâhu vemen me’iye ev rahimenâ femen yucîru-lkâfirîne min ‘ażâbin elîm(in)
Ali Bulaç Meali
De ki: 'Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acı bir azabtan kurtaracak olan kimdir?'