Allah’in sifatlari : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 5,21 Mb.
səhifə126/227
tarix07.01.2022
ölçüsü5,21 Mb.
#87546
1   ...   122   123   124   125   126   127   128   129   ...   227
Yusuf Ali (English)

Say: "See ye?- If Allah were to destroy me, and those with me,(5589) or if He bestows His Mercy on us,- yet who can deliver the Unbelievers from a grievous Penalty?" *

M. Pickthall (English)

Say (O Muhammad): Have ye thought: Whether Allah causeth me (Muhammad) and those with me to perish or hath mercy on us, still, who will protect the disbelievers from a painful doom?

Mülk Suresi
29


قُلْ

de ki


هُوَ

O


الرَّحْمَٰنُ

çok merhametlidir



آمَنَّا

inanmışşızdır



بِهِ

O'na


وَعَلَيْهِ

ve O'na


تَوَكَّلْنَاۖ

dayanmışızdır



فَسَتَعْلَمُونَ

yakında bileceksiniz



مَنْ

kimdir


هُوَ

O


فِي

içinde olan



ضَلَالٍ

bir sapıklık



مُبِينٍ

apaçık



















Türkçe Transcript (*)

Kul huve-rrahmânu âmennâ bihi ve ’aleyhi tevekkelnâ(s) feseta’lemûne men huve fî dalâlin mubîn(in)

Ali Bulaç Meali

De ki: 'O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz.'

Edip Yüksel Meali

De ki, "O Rahman'dır; biz O'na inandık ve O'na güvendik. Kimin gerçekten tam bir sapıklık içinde olduğunu ileride öğreneceksiniz."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."

Süleyman Ateş Meali

De ki: "O, çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde."

Yusuf Ali (English)

Say: "He is ((Allah)) Most Gracious: We have believed in Him, and on Him have we put our trust: So, soon will ye know(5590) which (of us) it is that is in manifest error." *

M. Pickthall (English)

Say: He is the Beneficent. In Him we believe and in Him we put our trust. And ye will soon know who it is that is in error manifest.

Mü’min Suresi
2


تَنْزِيلُ

indirilişi



الْكِتَابِ

Kitabın


مِنَ اللَّهِ

Allah tarafındandır



الْعَزِيزِ

aziz (daima galib)



الْعَلِيمِ

alim (herşeyi en iyi bilen)





Türkçe Transcript (*)

Tenzîlu-lkitâbi mina(A)llâhi-l’azîzi-l’alîm(i)

Ali Bulaç Meali

Bu Kitabın indirilmesi, Aziz, Alim olan Allah'tandır;

Edip Yüksel Meali

Bu kitabın indirilmesi, Üstün ve Her Şeyi Bilen ALLAH katındandır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bu kitabın indirilişi, çok güçlü ve her şeyi bilen Allah tarafındandır.

Süleyman Ateş Meali

Bu Kitabın indirilişi, aziz (daima galib) ve alim (herşeyi en iyi bilen) Allah tarafındandır;

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bu kitabın indirilişi, Azîz ve Alîm olan Allah'tandır.

Yusuf Ali (English)

The revelation of this Book is from Allah, Exalted in Power, Full of Knowledge,-(4357) *

M. Pickthall (English)

The revelation of the Scripture is from Allah, the Mighty, the Knower,

Mü’min Suresi
3


غَافِرِ

bağışlayandır



الذَّنْبِ

günahı


وَقَابِلِ

ve kabul edendir



التَّوْبِ

tevbeyi


شَدِيدِ

çetin olandır



الْعِقَابِ

azabı


ذِي

sahibidir



الطَّوْلِۖ

lutuf


لَا

yoktur


إِلَٰهَ

tanrı


إِلَّا

başka


هُوَۖ

O'ndan


إِلَيْهِ

O'nadır


الْمَصِيرُ

dönüş
















Türkçe Transcript (*)

Ġâfiri-żżenbi ve kâbili-ttevbi şedîdi-l’ikâbi żî-ttavl(i)(s) lâ ilâhe illâ hu(ve)(s) ileyhi-lmasîr(u)

Ali Bulaç Meali

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah'tan). O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş O'nadır.

Edip Yüksel Meali

Günahları Bağışlayan, Tevbeyi Kabul Eden, Cezası Şiddetli, Sonsuz Güç Sahibi... O'ndan başka tanrı yoktur. Dönüş O'nadır

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O, günah bağışlayıcı, tevbe kabul edici, azabı şiddetli, kerem sahibi Allah'tandır ki O'ndan başka ilâh yoktur. Hem dönüş O'nadır.

Süleyman Ateş Meali

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin olan, lutuf sahibi (Allah tarafından). O'ndan başka tanrı yoktur, dönüş O'nadır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ğafir'dir, günahı affedendir. Tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütfu bol olandır O. İlah yoktur O'ndan gayrı. Yalnız O'nadır varış ve dönüş.

Yusuf Ali (English)

Who forgiveth sin, accepteth Repentance,(4358) is strict in punishment, and hath a long reach (in all things). there is no god but He: to Him is the final goal. *

M. Pickthall (English)

The Forgiver of sin, the Acceptor of repentance, the Stern in punishment, the Bountiful. There is no God save Him. Unto Him is the journeying.

Mü’min Suresi
10


إِنَّ

şüphesiz


الَّذِينَ كَفَرُوا

inkar edenlere



يُنَادَوْنَ

bağırılır



لَمَقْتُ

(size) kızması



اللَّهِ

Allah'ın


أَكْبَرُ

daha büyüktür



مِنْ مَقْتِكُمْ

sizin kızmanızdan



أَنْفُسَكُمْ

kendi kendinize



إِذْ

zira


تُدْعَوْنَ

siz çağrılırdınız



إِلَى الْإِيمَانِ

imana


فَتَكْفُرُونَ

inkar ederdiniz























Türkçe Transcript (*)

İnne-lleżîne keferû yunâdevne lemaktu(A)llâhi ekberu min maktikum enfusekum iż tud’avne ilâ-l-îmâni fetekfurûn(e)

Ali Bulaç Meali

Şüphesiz küfredenlere de (şöyle) seslenilir: 'Allah'ın gazablanması, elbette sizin kendi nefislerinize gazablanmanızdan daha büyüktür. Çünkü siz, imana çağrıldığınız zaman inkâr ediyordunuz.“

Edip Yüksel Meali

İnkar etmiş olanlara, "ALLAH'ın hoşnutsuzluğu, sizin kendi kendinize olan hoşnutsuzluğunuzdan daha büyüktür. İmana çağrıldığınızda inkar ederdiniz," diye seslenilir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O kâfirlere mutlaka şöyle bağırılacaktır: "Elbette Allah'ın buğzu, sizin nefislerinize buğzunuzdan daha büyüktür. Çünkü siz imana davet ediliyordunuz da inkâr ediyordunuz."

Süleyman Ateş Meali

İnkar edenlere de bağırılır: "Allah'ın (size) kızması, sizin kendi kendinize kızmanızdan daha büyüktür. Zira siz imana çağrılırdınız da inkar ederdiniz!"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Küfre batmış olanlara şöyle haykırılır: "Allah'ın öfkesi, sizin kendi benliklerinize öfkenizden elbette ki daha büyüktür. Hani, siz imana çağrılıyordunuz da inkâr ediyordunuz!"

Yusuf Ali (English)

The Unbelievers will be addressed: "Greater was the aversion of Allah to you(4370) than (is) your aversion to yourselves, seeing that ye were called to the Faith and ye used to refuse." *

M. Pickthall (English)

Lo! (on that day) those who disbelieve are informed by proclamation: Verily Allah's abhorrence is more terrible than your abhorrence one of another, when ye were called unto the faith but did refuse.

Nahl Suresi
37


إِنْ تَحْرِصْ

ne kadar istesen de



عَلَىٰ هُدَاهُمْ

onların yola gelmelerini



فَإِنَّ

kuşkusuz


اللَّهَ

Allah


لَا يَهْدِي

yola getirmez



مَنْ

kimseyi


يُضِلُّۖ

şaşırttığı



وَمَا لَهُمْ

ve onların olmaz



مِنْ نَاصِرِينَ

yardımcıları da














Türkçe Transcript (*)

İn tahris ‘alâ hudâhum fe-inna(A)llâhe lâ yehdî men yudil(lu)(s) vemâ lehum min nâsirîn(e)

Ali Bulaç Meali

Sen, onların hidayet bulmalarını ne kadar tutkuyla istesen de, Allah, şüphesiz saptırdığına hidayet vermez, onlar için yardım edecek yoktur.

Edip Yüksel Meali

Doğruyu bulmaları için ne kadar uğraşsan da, ALLAH saptırdığını doğruya ulaştırmaz. Onların bir yardımcısı da olmaz.


Yüklə 5,21 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   122   123   124   125   126   127   128   129   ...   227




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin