Allah’in sifatlari : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 5,21 Mb.
səhifə201/227
tarix07.01.2022
ölçüsü5,21 Mb.
#87546
1   ...   197   198   199   200   201   202   203   204   ...   227
Secde Suresi
6


ذَٰلِكَ

işte O'dur



عَالِمُ

bilen


الْغَيْبِ

görünmeyeni



وَالشَّهَادَةِ

ve görüneni



الْعَزِيزُ

güçlü


الرَّحِيمُ

ve esirgeyici























Türkçe Transcript (*)

Żâlike ‘âlimu-lġaybi ve-şşehâdeti-l’azîzu-rrahîm(u)

Ali Bulaç Meali

İşte gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan, esirgeyen O'dur.

Edip Yüksel Meali

Gizliyi de açığı da bilen, Üstün ve Rahim işte böyledir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İşte görüleni de görülmeyeni de bilen, her şeye gücü yeten, çok merhametli olan O'dur.

Süleyman Ateş Meali

İşte görünmeyeni de, görüneni de bilen, güçlü ve esirgeyici olan O'dur.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte budur Allah! Gaybı da görüneni de bilen O'dur. Azîz'dir o, Rahîm'dir.

Yusuf Ali (English)

Such is He, the Knower of all things, hidden and open, the Exalted (in power), the Merciful;-(3635) *

M. Pickthall (English)

Such is the Knower of the invisible and the visible, the Mighty, the Merciful,

Şûrâ Suresi
23


ذَٰلِكَ

bu


الَّذِي يُبَشِّرُ

müjdelediğidir



اللَّهُ

Allah'ın


عِبَادَهُ

kullarını



الَّذِينَ آمَنُوا

inanan


وَعَمِلُوا

ve yapan


الصَّالِحَاتِۗ

iyi işler



قُلْ

de ki


لَا أَسْأَلُكُمْ

ben sizden istemiyorum



عَلَيْهِ

bunu karşılık



أَجْرًا

bir ücret



إِلَّا

ancak


الْمَوَدَّةَ

arzu ediyorum



فِي الْقُرْبَىٰۗ

(Allah'a) yaklaşmayı



وَمَنْ

ve kim


يَقْتَرِفْ

yaparsa


حَسَنَةً

bir iyilik



نَزِدْ

artırırız



لَهُ

ona


فِيهَا حُسْنًاۚ

onun iyiliğini



إِنَّ

şüphesiz


اللَّهَ

Allah


غَفُورٌ

bağışlayandır



شَكُورٌ

karşılık verendir























Türkçe Transcript (*)

Żâlike-lleżî yubeşşiru(A)llâhu ‘ibâdehu-lleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihât(i)(k)kul lâ es-elukum ‘aleyhi ecran illâ-lmeveddete fî-lkurbâ(k) vemen yakterif haseneten nezid lehu fîhâ husnâ(en)(c) inna(A)llâhe ġafûrun şekûr(un)

Ali Bulaç Meali

İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: 'Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiç bir ücret istemiyorum.' Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir.

Edip Yüksel Meali

ALLAH, inanıp erdemli davranan kullarını böyle müjdeler. De ki "Ben sizden, akrabalık sevgisi dışında herhangi bir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik işlerse onun iyilğini arttırırız. ALLAH Bağışlayandır, takdir edendir. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İşte Allah iman edip salih amel işleyen kullarını bununla müjdeler. Ey Muhammed! De ki: "Ben bu tebliğime karşı sizden akrabalıkta sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum." Her kim bir iyilik yaparsa biz onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, şükrün karşılığını verir.

Süleyman Ateş Meali

Allah'ın, inanan ve iyi işler yapan kullarını müjdelediği (büyük lutuf). De ki: "Ben bunu karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ancak (Allah'a) yaklaşmayı arzu ediyorum." Kim bir iyilik yaparsa onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah bağışlayan, (iyiliğe) karşılık verendir. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah'ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: "Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafûr'dur, çok affeder; Şekûr'dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder.

Yusuf Ali (English)

That is (the Bounty) whereof(4559) Allah gives Glad Tidings to His Servants who believe and do righteous deeds. Say: "No reward do I ask of you for this except the love of those near of kin."(4560) And if any one earns any good, We shall give him an increase of good in respect thereof: for Allah is Oft-Forgiving, Most Ready(4561) to appreciate (service). *

M. Pickthall (English)

This it is which Allah announceth unto His bondmen who believe and do good works. Say (O Muhammad, unto mankind): I ask of you no fee therefor, save loving kindness among kinsfolk. And whoso scoreth a good deed we add unto its good for him. Lo! Allah is Forgiving, Responsive.

Şûrâ Suresi
26


وَيَسْتَجِيبُ

dileklerini kabul eder



الَّذِينَ آمَنُوا

inananların



وَعَمِلُوا

ve yapanların



الصَّالِحَاتِ

iyi işler



وَيَزِيدُهُمْ

ve onlara daha fazlasını verir



مِنْ فَضْلِهِۚ

lutuf ve kereminden



وَالْكَافِرُونَ

kafirlere gelince



لَهُمْ

onlara da vardır



عَذَابٌ

bir azab


شَدِيدٌ

çetin










Türkçe Transcript (*)

Ve yestecîbu-lleżîne âmenû ve ’amilû-ssâlihâti ve yezîduhum min fadlih(i)(c) velkâfirûne lehum ‘ażâbun şedîd(un)

Ali Bulaç Meali

O, iman edip salih amellerde bulunanlara icabet eder ve onlara kendi fazlından arttırır. Kafirlere gelince; onlara şiddetli bir azap vardır.

Edip Yüksel Meali

İnanıp erdemli davrananların çağrısına cevap verir ve onlara lütfunu arttırır. İnkarcılar ise çetin bir cezayı hakketmiştir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah iman edip, salih amel işleyenlerin tevbesini kabul eder, onlara lütfundan daha fazlasını verir. Kâfirler için ise şiddetli bir azap vardır.

Süleyman Ateş Meali

İnanan ve iyi işler yapanların dileklerini kabul eder; lutuf ve kereminden onlara, daha fazlasını da verir. Kafirlere gelince: onlara da çetin bir azab vardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanların dualarını O cevaplıyor, lütfundan onlara fazlasını O veriyor. İnkârcılara da şiddetli bir azap var.

Yusuf Ali (English)

And He listens to(4564) those who believe and do deeds of righteousness, and gives them increase of His Bounty: but for the Unbelievers their is a terrible Penalty. *

M. Pickthall (English)

And accepteth those who do good works, and giveth increase unto them of His bounty. And as for disbelievers, theirs will be an awful doom.

Şûrâ Suresi
44


وَمَنْ

ve kimi


يُضْلِلِ

sapıklıkta bırakırsa



اللَّهُ

Allah


فَمَا

artık yoktur



لَهُ

onun


مِنْ وَلِيٍّ

bir velisi



مِنْ بَعْدِهِۗ

O'ndan sonra



وَتَرَى

ve görürsün



الظَّالِمِينَ

zalimlerin



لَمَّا

zaman


رَأَوُا

gördükleri



الْعَذَابَ

azabı


يَقُولُونَ

dediklerini



هَلْ

var mı?


إِلَىٰ مَرَدٍّ

geri dönecek



مِنْ سَبِيلٍ

bir yol










Türkçe Transcript (*)

Vemen yudlili(A)llâhu femâ lehu min veliyyin min ba’dih(i)(k) ve terâ-zzâlimîne lemmâ raevû-l’ażâbe yekûlûne hel ilâ meraddin min sebîl(in)

Ali Bulaç Meali

Allah, kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen; 'Geri dönmeye bir yol var mı?' derler.

Edip Yüksel Meali

ALLAH kimi saptırmışsa, artık O'ndan sonra onun bir koruyucusu yoktur. Azabı gördüklerinde, zalimlerin, "Bizim için bir şans daha yok mu?" dediklerini görürsün.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah kimi saptırırsa artık bundan sonra onun için hiçbir dost yoktur. Sen, azabı gördüklerinde zalimlerin: "Acaba dönecek bir yol var mıdır?" dediklerini görürsün.

Süleyman Ateş Meali

Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun, Allah'tan sonra bir velisi yoktur. Zalimlerin, azabı gördükleri zaman: "Geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah'ın saptırdığına, O'ndan başka dost yoktur. Zalimlerin, azapla yüz yüze geldiklerinde, "Geri dönüşe bir yol yok mu?" diye söylendiklerini göreceksin.


Yüklə 5,21 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   197   198   199   200   201   202   203   204   ...   227




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin