Eğergruplarınbilincinioluşturangüdülerianlayabilirsek,haberleribileolmadankitlele-riarzumuzagörekontroledebiliriz.Butipbirkontrolüuygulamakyalnızcabirseçimdeğil,birgörevdir.Açıktırki,kamuoyunungücüartmaktadırveartmayadevamedecektir.Top-lumundahaiyiyetiştirilmiş,dahaçokşeyöğrenmiş,uzmanveentelektüelüsttabakasınıngöreviaçıktır.Onlarkamuoyunaahlakiveduygusalgüdüleraşılamalıdır.Halklailişkileruz-manlarıaldıklarıözeleğitimyoluylaveinsandoğasınayönelikiçgörüleriylekendiaitolduğugrubundışınaçıkarak,tarafsızbirgözlemcininbakışıylaözelsorunlarıirdelervebireylereyadagruplarailişkinbilgisini,onlarakendimüşterisininbakışaçısınıyansıtmakiçinkullanır.Burada Bernays’ın sözlerinde bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Çünkü Bernays halkla ilişkiler uzmanlarının hem tarafsız olduklarını hem de müşterilerinin avukatı olduğunu
belirtmektedir. İkisinin aynı anda imkânsız olduğu açıktır.
Halkla ilişkilerciler uzun bir süre kendi çalışma alanlarını reklam ve propagandadan ayırmaya çalışmışlardır. Halkla ilişkiler ve propaganda arasındaki yakınlığın halkla iliş- kilerciler tarafından reddedilmesi Avrupa ve Amerika’daki 1920’ler, 1930’lar ve 1940’la- rın sonlarından itibaren soğuk savaş dönemindeki faşist diktatörlüklerin yükseldiği dö- neme rastlamaktadır. Propagandanın kavram olarak halkla ilişkilerle olan olumlu yan bağları onun Nazilerle, komünistlerle, anti-demokratlarla, özdeşleştirilmesinden sonra kopartılmıştır.
Bu tarihsel deneyim ışığında halkla ilişkiler, propaganda ve manipülasyonla bağlan- tılı olarak tanımlansaydı, halkla ilişkilerin bu denli popüler bir kavram olması mümkün olmayacak ve liberal, demokratik toplumlara ilişkin bir uygulama olma özelliğini kazana- mayacaktı. Oysa halkla ilişkilerin kurucularından biri olarak kabul edilen Bernays, Hitler 1933’de iktidara geldiğinde Amerika-Almanya arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla GermanDyeTrustadına çalışmaya başlamıştı. Amerika’daki patronlarını Hitler de dahil olmak üzere diğer Nazilerle tanıştırıyordu. Yaptığı bu iş onun giderek bir Nazi sempatiza- nı olmasına yol açmıştı. Bernays’ın en önemli eserlerinden biri olan KamuoyununKristal-leşmesiise, Nazi Almanyası’nın propaganda lideri olan Goebbels’in kütüphanesindeki en önemli eserlerden biriydi.
Halkla ilişkiler uzmanları, birbirinden giderek ayrılmış ve parçalanmış toplumun fark- lı alanlarındaki insanları biraraya getirmeye çalışırlar. Bazen bir fikir, bazen bir ürün ya da hizmet satışını desteklemek üzere hareket ederler. Halkla ilişkiler uzmanları modern dün- yanın insanına gerçekliğin farklı yönlerini oluştururlar. Propaganda bunu gerçekleştirme- nin yollarından biridir. Reklam bunu daha geniş hedef kitlelere, medyadan yer ve zaman satın alarak gerçekleştirirken, halkla ilişkiler daha spesifik kitleler üzerinde uzun soluklu çalışmalarla bunu gerçekleştirir. Halkla ilişkiler kendini ayrı bir bilgi bütünü olarak varet- meye çalışırken öncelikle tanımsal olarak farkını ortaya koyar. Diğer çalışma alanlarıyla ayrımlarını vurgular. Ancak görüldüğü üzere hem propaganda hem reklam hem de halkla ilişkilerin modern toplumlarda rıza üretimi konusunda ortaklıkları söz konusudur.