Arih biLİMİne giRİŞ



Yüklə 0,55 Mb.
səhifə8/8
tarix31.10.2017
ölçüsü0,55 Mb.
#23640
1   2   3   4   5   6   7   8

Yabancı Okullar: Tamamı Milli Eğitim'e katılmıştır. Tarih ve Türkçe öğretmenleri Türk olacaktır.

Lozan'da Çözümlenemeyen Sorunlar
Boğazların uluslar arası komisyonun denetimine bırakılması ulusal egemenlik haklarını zedelemiştir. Bu durumu, 1936'da Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile giderildi. Hatay'ın alınamaması (Hatay meclisi aldığı kararla Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanmasıyla sorun çözüldü). Musul'un alınamamasıdır.

Lozan Antlaşmasının Önemi
Yeni ve bağımsız Türk Devleti'nin siyasî varlığı tüm milletlerce resmen kabul edildi. Günümüzde hâlâ geçerliliğini korumaktadır.
Yorum: Bağımsızlık mücadelemizin başarıyla sonuçlanması, sömürge altında bulunan milletleri harekete geçirmiştir.

CUMHURİYETİN İLANI (29 EKİM 1923)
TBMM açıldığında rejimin adı ortam elverişli olmadığından konulmamıştır. Böylece, devlet başkanlığı sorunu çözülmüş, kabine sistemine geçilmiş, devletin rejimi ve adı belli olmuştur. Cumhurbaşkanı ve başbakanlık oluşturulmuştur.

ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ
Cumhuriyet Halk Fırkası (9 Ağustos 1923):
Yapılacak inkılâpların halka maledilmesini isteyen Mustafa Kemal tarafından kuruldu. Cumhuriyetin ilk siyasî partisi olan bu parti, devletçilik ve halkçılık ilkesini benimsemiştir, ismi, ilk kurulduğunda Halk Fırkası idi. 1924'te Cumhuriyet Halk Fırkasına dönüştü.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924 - 5 Haziran 1925): İnkılâpların yapılması sırasında fikir ayrılığına giren Kâzım Karabekir, Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay, Adnan Adıvar Cumhuriyet döneminin ilk muhalefet partisini kurdular. Ekonomide devletçiliğe karşı liberalizmi savundular. Parti "Dini inançlara saygılıdır" prensibi ile, Şeyh Sait İsyanı'nda oynadığı rol nedeniyle kapatılmıştır.
Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat 1925): Musul görüşmelerinin yapıldığı sırada ingilizlerin kışkırtmaları ile çıkmıştır. Rejime ve lâikliğe karşı ilk isyandır. Takrir-i Sükun Kanunu çıkartılıp istiklâl Mahkemeleri kuruldu.
Yorum: Türk halkının henüz demokrasiye hazıı olmadığı anlaşılmıştır.

Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos 1930): Mustafa Kemal isteğiyle çok partili hayatî geçiş ve demokrasiyi gerçekleştirmek amacıylc kuruldu. Ekonomide liberalizmi savundular. Part içine yine lâikliğe ve rejime karşı olanlar sizine? Fethi Okyar partiyi 18 Aralık 1930 günü feshetti.
Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılması üzerine inkılaplara karşı olanlar tarafından Lâik düzeni yıkmak için çıkmıştır. Suçlular İstiklâl Mahkemelerimde yargılandı. Ayaklanmayı bastırmak isteyen Asteğmen Kubilay öldürülmüştü. Böylece kurulan iki parti (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Serbest Cumhuriyet Fırkası), çok partili hayata geçiş için ortam elverişli olmadığından 1946'ya kadar ülkeyi tek parti yönetti.

Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Saltanat yanlılarının halifeliğin etrafında toplanması, Son halife Abdumecid Efendi'nin devlet işlerine karışması, halifelik makamının cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve lâikliğe bağdaşmamasıdır. Sonucunda, inkılâpların yapılmasındaki engel kalktı. Lâik düzen için atılan ilk adımdır.

1924 Anayasası
ilk anayasa olağanüstü şartlara göre hazırlanmıştı. Bu yüzden yeni bir anayasaya ihtiyaç vardı.
Buna göre;
* Cumhurbaşkanı meclis üyeleri içinden dört yılda bir seçilir. Cumhurbaşkanı da milletvekilleri arasından başbakan ve meclis başkanını seçer.
1963 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.
* Devletin dini İslamdır maddesi getirilmiştir. Yargı maddesi, bağımsız mahkemelere bırakılmıştır

ATATÜRK İNKILÂPLARI
Hukuk Alanında:
 Osmanlı hukuk sisteminde özellikle kadın haklarında eksikliklerin bulunması ve hukuk birliğinin bulunmaması İsviçre Medeni Kanunu'nun kabul edilme nedenleridir. Kanun;  Kadınlara verilen haklar bakımından kapsamlı
olması,
Avrupa'nın en son ve pratik kanunu olması,Türk toplumunun yapısına uygun olması nedeniyle kabul edilmiştir. Böylece ülkede hukuk birliği sağlandı. Resmî nikâh zorunluluğu geldi.
Eğitim - Kültür Alanındaki İnkılâplar
Osmanlı Devleti'nde dini eğitim veren mahalle mektepleri ve medreseler yanında batı tarzında eğitim veren okullar vardı.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924):
Medreseler kapatılarak ilkokul mecburî hâle getirildi. Bütün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanarak eğitim birliği ve eğitimde eşitlik, millîlik ve lâiklik sağlandı.
Latin Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928):
Arap harflerinin daktilo ve matbaacılık tekniklerine ters düşmesi ve Arap harflerinin Türkçe ifadelere uymaması nedeniyle okur yazar oranı düşüktür.
Sonucu; Batı ile olan ilişkilerde, Batı kültürüne yakınlaşıldı. Okur yazar oranı arttı.
Türk Tarih Kurumu (Nisan 1931): Türk tarihini araştırarak Türkler hakkındaki asılsız iddiaları çürütmek, Türk tarihinin zenginliğini ortaya çıkarmak amacıyla kuruldu. Bu kurum millî kültür ve bilincin gelişmesinde önemli bir adımdır.
Türk Dil Kurumu (12 Temmuz 1932): Türkçe-yi etkisi altında bulunduğu dillerden arındırarak, Türk dilinin zenginliğini ortaya çıkarmak ve dilde millîleşmeyi sağlamak için kuruldu.
TOPLUMSAL HAYATIN DÜZENLENMESİ
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması 30 Kasım 1925 (Laiklik ilkesiyle ilgilidir),
Kılık kıyafetin düzenlenmesi 25 Kasım 1925 (Laiklik ilkesiyle ilgilidir, Avrupa'ya uyum sağlamak içindir),
Milâdi Takvim 26 Aralık 1925'te kabul edildi. 1 Ocak 1926'da uygulandı (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı).
Ölçü, birimler 1931 (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı),
Hafta tatilinin pazar gününe alınması 1935 (Avrupa'ya uyum sağlamak için uygulandı),
Soyadı kanunu 1934'te kabul edildi. (Halkın arasında eşitliği sağlamak için uygulandı, Halkçılık ilkesi ile ilgilidir.)
Kadın hakları: Belediye seçimlerine katılma 1930, muhtar seçilme 1933, milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı (1934).
Ekonomik Alanda Yapılan İnkılâplar
İzmir İktisât Kongresi (18 Şubat - 4 Mart 1923): Ekonomik kalkınma için hedefi ve gerekli yöntemleri belirlemek için yapıldı. 4 Mart 1923'te Misak-ı İktisâd (Ekonomik And) kabul edildi.
1927'de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı.
1934'te Plânlı Ekonomi'ye geçildi
ilk Birinci Beş Yıllık Kalkınma Plânı uygulandı (1934 - 1939). Böylece Devletçilik ilkesi uygulanmaya başlandı. Ancak ikinci Kalkınma Plânı II. Dünya Savaşı yüzünden uygulanamadı.
- Sümerbank, Etibank ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) kurulmuştur.

Tarım Alanındaki Yenilikler: Köylü üzerinde ağır bir yük olan aşar vergisi kaldırıldı (1925). Tarım kredi kooperatifleri kurularak bölgelere göre ürün yetiştirilmesine ağırlık verildi.
Ticaret Alanındaki Yenilikler: iş Bankası (1924) kuruldu. 1 Temmuz 1926 Kabotaj Kanunu çıkarıldı.

ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA
"Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine dayanır. Yayılmacı olmayan bir politika izlenmiştir.

Musul Sorunu: Sorun Milletler Cemiyeti'nde görüşülürken Türkiye Cumhuriyeti Şeyh Sait isyanıyla da uğraşmak zorunda kaldı. İngiltere Şeyh Sait isyanını destekledi. 5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması yapılarak Türkiye - Irak sınırı son şeklini aldı.

Yabancı Okullar Sorunu: 1926'da kabul edilen Maarif Teşkilâtı Kanunu ile yabancı okullarda Türkçe, tarih, coğrafya dersleri Türk öğretmenleı tarafından okutulması kabul edildi.

Nüfus Mübadelesi: Lozan Barış Antlaşma-sı'nda yer alan Türkiye Cumhuriyeti içindeki Rumlarla Yunanistan'daki Türkler (Batı Trakya ve İstan bul'dakiler hariç) karşılıklı değiştirilecektir. Lahe) Adalet Divanı'nda kesin çözüme ulaşmadı 1926'da bir antlaşma yapıldı. 1930'da Dostluk Ant laşması yapıldı. Bu da Balkan Antantı'na zemir hazırladı.

MİLLETLER CEMİYETİNE GİRİŞ (18 Tem muz 1932)
Bu cemiyet I. Dünya Savaşı'nın sonunda barı şın devamı için kurulmuştur. Milletler Cemiyeti'niı daveti üzerine bu kuruluşa girdik.

Balkan Antantı (9 Şubat 1934): Almanya'mı ve İtalya'nın saldırgan tutumları üzerine Balkaı devletleri (Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan, Yı goslavya, Romanya arasında) sınırlarını güvene altına almak için birleşmişlerdir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936): Dünya barışının İtalya ve Sovyetler'in saldırgan politikaları nedeniyle Milletler Cemiyeti'nin verdiği garantinin yetersiz olması sonucunda imzalandı. Önemi; Boğazlar komisyonu kalktı ve Boğazlarda tam hâkimiyet sağlandı.

Sadabat Paktı (8 Temmuz 1937): İtalya'nın bu bölgeye saldırgan tutumları üzerine Türkiye Cumhuriyeti, Irak, iran, Afganistan arasında bölgede barış ve güvenliğin sağlanması için yapılmıştır.
Hatay'ın Anavatana Katılması (30 Nisan 1939): 1921 Ankara Antlaşması'yla Hatay Özerk Yönetimi kurulmuştu. Suriye bağımsız olunca Milletler Cemiyeti gözetiminde seçimler yapıldı. Hatay Bağımsız Devleti kuruldu. Hatay Meclisi 29 Haziran 1939'da Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmayı kabul etti.
II. DÜNYA SAVAŞI (1939-1945) Sebepleri:
I. Dünya Savaşı'nda mağlup olan devletlere, galip devletler çok ağır şartlarda antlaşma imzalatmıştır. Yenilen devletllerden olan Almanya'nın rahatsız olması
*italya'nın I. Dünya Savaşı'ndan galip çıkmasına rağmen, mağlup gibi muamele görmesi ve bunu İtalya'nın kabul etmemesi.
*Japonya'nın çok büyük bir imparatorluk kurma arzusu.
I. Dünya Savaşı'nın ardından çizilen sınırlar sırasında Milliyetçilik duygularına önem vermeden çizilmesi.
II. Dünya Savaşının Sonuçları:
Demokrasi- Diktatörlük mücadelesinde demokrasiyi savunanlar kazanmıştır. (Rusya hariç)
Rusya, komünizmi Çin ve Doğu Avrupa'ya taşımıştır.

*Sömürgecilik ağır darbe aldı
Irkçı akımla etkisini kaybetti
Yeni devletler kuruldu, Hindistan, Mısır, Libya, Cezayir, Pakistan., gibi)
İsrail Devleti, Filistin topraklarında kuruldu. Almanya 2'ye ayrıldı.
* Rusya ve ABD süper güç olarak çıktı.Türk, Amerikan ilişkileri gelişti.

ATATÜRK İLKELERİ
Türk inkılâbının dayandığı temel ilkeler Atatürk ilkeleridir. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Lâiklik, İnkılâpçılık ve Devletçilik, 5 Şubat 1937'de 1924 Anayasasının ikinci maddesinde bir değişiklik yapılarak Türk Devleti'nin temel nitelikleri olarak kabul edilmiştir.
Atatürk ilkeleri birbirine bağlı ve birbirlerini tamamlayan düşüncelerden oluşur. İlkelerin amacı, Türk milletinin refah düzeyi en yüksek bir millet olarak varlığını sürdürmesidir.

Cumhuriyetçilik: Cumhuriyet bir devlet biçimidir. Devlet şekli olarak; egemenliğin toplumun tümüne ait olduğu bir devlet demektir. Cumhuriyet yönetiminde, seçme ve seçilme hakkının tüm vatandaşlara tanınıp uygulanması temel ilkelerindendir.
Gerçek Cumhuriyet demokratik hayatla gerçekleşir. Cumhuriyette millet yöneticileri belirli bir zaman seçer, süre bitince ya görevinde bırakır, ya da onları görevinden uzaklaştırır.
Cumhuriyetimizin genel yapısı üç ana birimden oluşur. Yasama, yürütme ve yargıdır. Bu üç ana birim milletten kaynaklanan egemenlik yetkisini Türk Milleti adına kullanırlar.
Yasama; kanun yapan, değiştiren güç olup Türk Milleti adına TBMM tarafından yerine getirilir.
Yürütme; Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılır.
Yargı; Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
Cumhuriyetle kişinin hak ve özgürlükleri güvenceye alınabilir. Çünkü cumhuriyet öncelikle vatandaşların eşitliğini ve devlet yönetimine eşit olarak katılma hakkını getirmiştir. Atatürk, Cumhuriyetçilik ilkesini Türk inkılâbının birinci ilkesi kabul edilmiştir. Cumhuriyetçilik anayasamızda değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez birinci maddedir.

Milliyetçilik: Milliyetçiliğin en önemli unsuru millet olmaktır. Millî birlik ve beraberliği sağlama konusundaki ilk temel ilkesidir. Türk milliyetçiliği halkçılıkla birlikte yürür. Atatürk milliyetçiliği, Türk milleti bağımsız, demokratik bir toplum düzeni içinde çağdaş uygarlığın en üst düzeyine ulaştırmayı hedefler. Atatürk milliyetçiliği, belli bir ırka, mezhebe dayanmayan kendini Türk gören herkesi Türk olarak kabul eder. Bu nedenle ayırıcı değil birleştiricidir. Akılcıdır, bilime dayanır. Milli birliğin temeli milliyetçiliktir.

Halkçılık: Bir milleti oluşturan insanlar halk denir. Halkçılık; cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerinin sonucudur. Atatürk'ün halkçılık ilkesinde herkes kanun önünde eşittir. Bir toplumsal gruba, zümreye ayrıcalık tanınamaz.

Devletçilik: Devlet; toplum hâlinde bir ülkede yaşayan insanların aralarındaki düzeni sağlayabilmek ve yürütebilmek amacıyla oluşturdukları bir siyasî güçtür. Hükümet devletin yürütme gücünü oluşturur.
Devletçilik toplumsal düzeni devam ettirmek için ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda yaptığı uygulamalardır. Devletçilik Halkçılığın tamamlayı-cısıdır. Devletçilik yeterli sermayesinin olmaması üzerine devletin ekonomiye müdahalesi şeklinde uygulanmıştır.

Lâiklik: Lâiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılarak devletin din ve vicdan özgürlüğünü gerçekleştirirken tarafsız olmasıdır.
Değişik inançlara sahip olanlar bir arada güvenle laiklik sayesinde yaşarlar. Laiklik kişi özgürlüğünü de sağlar. Lâiklik millî egemenliği gerçekleştirmiştir. Halkın kendi kendini yönetmesi lâik bir toplumda mümkündür. Millî birlik ve beraberlik lâiklikle güçlenir. İnançlarına bakılmaksızın yasalar önünde herkes eşittir. Ayrıca Laiklik sayesinde diğer devletlerin ülkemizdeki Müslüman olmayanları bahane ederek iç işlerimize karışmaları da önlendi.
İnkılâpçılık: Zamanın gerisinde kalmış kurumların yerine gelişmeyi sağlayacak kuruluşların getirilmesi esasıdır. İnkılâpçılık akıl, bilim ve teknolojinin ışığında sürekli gelişmek, yenileşmek çağdaş uygarlık seviyesine gelmektir.

Bütünleyici İlkeler
Akılcılık, bilimsellik, millî birlik ve beraberlik, bağımsızlık ve özgürlük, barışçılık, millî tarih bilinci, insan ve insan sevgisi, vicdan ve düşünce özgürlüğüdür.
Atatürk ilke ve inkılâpları Türk milletini çağdaş ve uygar bir devlet hâline getirmeyi amaçlamıştır. Bizler de; hür, bağımsız olarak çağdaş bir toplum oluşturacak, ileri ülkeler içinde yer almak istiyorsak bu ilke ve inkılâpları benimsemeli ve sonsuza dek yaşaması için çalışmalıyız. Çünkü iç ve dış tehditlere karşı millî bütünlüğümüzü bu ilke ve inkılâplarla koruyabilir ve Atatürk'ün de dediği gibi Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza ve müdafaa edebiliriz.
Yüklə 0,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin