Ayetullah uzma


ALIŞ VERİŞLE İLGİLİ DIĞER HÜKÜMLER



Yüklə 2,18 Mb.
səhifə62/92
tarix24.11.2017
ölçüsü2,18 Mb.
#32820
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   92

ALIŞ VERİŞLE İLGİLİ DIĞER HÜKÜMLER


2096- Satıcı, malın alış fiyatını alıcıya söylemek isterse, aynı fiyata veya daha aşağı fiyata satacak olsa bile, fiyatın azalmasına veya artmasına sebep olan diğer bütün özellikler, örneğin, peşin veya veresiye aldığını da alıcıya söylemelidir. O özelliklerin bazısını söylemez ve müşteri sonradan anlarsa, anlaşmayı bozabilir.
2097- Bir kimse, başka birine bir mal verip, fiyatını belirleyerek, "Bu malı, bu fiyattan sat; fazlası satış ücretin olsun!" derse, fazlalık, mal sahibinindir. Satıcı sadece zahmetinin ücretini mal sahibinden alabilir. Ama eğer cua’le şeklinde olur ve “Bu malı şu fiyattan fazlasında satarsan, fazlası senin olsun” derse, sakıncası yoktur. 
2098- Erkek [hayvan] eti satıp yerine dişi [hayvan] eti müşteriye veren bir kasap, günah işlemiş olur. O hâlde eğer kasap etin cinsini belirterek, "Bu erkek hayvan etini satıyorum." demişse, alıcı muameleyi bozabilir. Ancak, onu belirtmez ve müşteri de aldığı ete razı olmazsa, kasabın ona erkek hayvan eti vermesi gerekir.
2099- Eğer alıcı, kumaş satıcısına rengi solmayan bir kumaş vermesini söyler ama satıcı rengi solan bir kumaş verirse, alıcı muameleyi bozabilir.
2100- Satıcı sattığı malı veremezse, örneğin sattığı at kaçarsa, bu surette muamele batıl olur ve alıcı parasını geri alabilir.
 

 

ŞİRKET (ORTAKLIK) HÜKÜMLERI


2101- İki kişi ortak oldukları maldan, ticaret yapmak ve kazançlarını aralarında paylaşmak için, Arapça veya başka bir dilden ortaklık akdini okurlarsa veya ortak oldukları anlaşılan bir iş yaparlarsa, ortaklıkları sahihtir.
2102- Eğer birkaç kişi kendi işlerinden aldıkları paralarla ortak olmak isterlerse, mesela, hamamda çalışan birkaç keseci aldıkları paralarda ortak olurlar, daha sonra o parayı bölmek isterlerse, bu ortaklık sahih değildir. Ama eğer sulh yaparlarsa, mesela; birinin aldığı paranın yarısının, bir müddet için diğerinin alacağı karşılığında verilmesi üzerinde anlaşırlarsa, bu sulh sahihtir. Bir birlerinin kazancında ortak olurlar.
2103- İki kişi ortak olurlar, ortaklardan her biri ayrı bir mal alır ve aldığı mal karşısında kendisi borçlanırsa, bu durumda elde edilen kara ortak olmak isterlerse, bu ortaklık sahih olmaz. Ancak her ortak diğerini veresiye mal almak için vekil ederse, o da malı kendisi ve ortağı için alır ve her iki ortak da borçlanırsa, bu ortaklık sahihtir.
2104- Şirket dolayısıyla ortak olan şahıslar, mükellef ve akil olmalıdır. Ortaklığı kendi istekleri doğrultusunda kabul etmelidirler. Kendi mallarında tasarruf hakkına sahip olmalıdırlar. Dolayısıyla sefih (malını boşa harcayan) bir şahsın başkasıyla ortaklık yapması sahih değildir.
2105- Ortaklık akdinde, çalışan veya daha çok çalışan veya birinin işi diğerinden daha önemli olanın kardan daha fazla alması şart edilmişse, şarta uyulmalıdır. Aynı şekilde çalışmayan veya az çalışan veya işi diğerinden daha önemli olmayan şahısın daha fazla kâr payı alması şart edilmişse, şart sahih ve o şarta uyulmalıdır.
 2106- Kazancın hepsini ortaklardan birinin almasını veya zararın tamamını ortakların birinin ödemesini şartlaştırmışlarsa bu ortaklık sakıncalıdır.
2107- Ortaklardan biri fazla kâr alma şartı koymadıkları ve sermayelerinin de eşit olduğu taktirde, kâr ve zararı da eşit olarak alırlar. Sermayeleri eşit olmazsa, kâr ve zararı sermayeye göre bölmelidirler. Mesela; iki kişi ortak olur, birinin sermayesi diğerinin iki katı olursa, kâr ve zararda da ona düşen iki kat olur. İster her ikisi de aynı ölçüde iş yapsın veya biri diğerinden daha az veya hiç iş yapmasın hüküm değişmez.
2108- Ortaklık akdinde, her ikisinin alış veriş etmesini veya her birinin ayrı, ayrı alış veriş etmesini veya üçüncü bir şâhısı alış veriş için çalıştırılmasını şart koşarlarsa, şarta uymaları gerekir.
2109- Ortaklık iki şekilde olur:
 1) İzinli ortaklık. Yani muamele yapılmadan önce, ortaklar arasında sermaye eşit olmalıdır. 
 2) Karşılıklı ortaklık: yani ortaklardan her biri kendi malını şirkete koyar, malının yarısını diğer ortağın malının yarısı karşılığında. İzinli ortaklıkta kimin alış verişi yapacağı belirlenmezse, hiç biri diğerinin izni olmadan alış veriş yapamaz. Karşılıklı ortaklıkta ise, şirkete zarar vermeden her biri alış veriş yapabilir.
2110- Ortaklık sermayesi ihtiyarında olan ortak, ortaklık kurallarına uyması gerekir. Örneğin: veresiye almayı, peşin satmayı veya belirli bir yerden mal almayı, şart koşarlarsa, o şarta uyulmalıdır. Hiçbir şart konulmamışsa, şirketi zarara uğratmadan normal alış verişi yapılmalıdır.
2111- Ortakların sermayesiyle alış veriş yapan bir ortak, yapılan anlaşmanın aksine veya hiçbir anlaşma olmadığı taktirde, normalin dışında alış veriş yaparsa, güçlü görüşe göre yapılan ortaklık sahih olsa da, şirketi zarara sokar, veya eldeki malın bir kısmının telef olmasına sebep olursa, o sorumludur.
2112- Ortaklık sermayesiyle alış veriş yapan ortak, aşırı ileri gitmediği ve sermayenin korunmasında, kusur etmediği taktirde, sermayenin bir kısmı veya tamamı telef olursa, sorumlu değildir.
2113- Şirketin sermayesiyle alış veriş yapan ortak, sermayenin telef olduğunu söyler, diğer ortaklar indinde güvenilir biri olursa, sözünü kabul etmeleri gerekir. Güvenilir olmazsa, ortaklar onu şer’i hâkime şikâyet edebilirler. Şer’i hâkim kurallara göre hükmeder.
2114- İzinli ortaklıkta, ortakların tamamı bir birine tasarruf etme izninden vazgeçerlerse, hiç biri şirket malında tasarruf edemezler. Ortaklardan birisi vermiş olduğu tasarruf izninden vazgeçerse, ortakların hiç birisi ortaklık malında tasarruf edemez. Ama izni geri alan ortak, ortaklık malında tasarruf edebilir. Her durumda ortaklıkları devam eder.
2115- izinli ortaklıkta, eğer ortaklardan birisi sermayenin taksimini isterse, ortaklık süresi dolmasa bile diğerlerinin kabul etmeleri gerekir. Ancak sermayenin bölünmesi, ortaklara önemli zararı dokunacaksa, taksim geciktirilir.
2116- İzinli ortaklıkta, ortaklardan biri ölür, delileşir veya bayılırsa, diğer ortaklar şirketin malında tasarruf edemezler. Aynı şekilde ortaklardan biri aptallaşırsa hüküm aynıdır.
2117- Ortaklardan birisi kendisi için veresiye bir şey alırsa kâr ve zararı kendine aittir. Ama eğer şirket için alır, veresiye almak ortaklık anlaşmasına uygun olursa, kâr ve zarar her ikisinindir.
2118- Ortaklık sermayesiyle, bir muamele yaptıktan sonra, ortaklığın batıl olduğu anlaşılırsa, eğer muamelede verilen izin ortaklığın sahih olmasına bağlı değilse, hatta ortaklıklarının doğru olmadığını bilseler de, birbirlerinin malında tasarruf etmeğe izin verecek olurlarsa, o muamele sahihtir. O muameleden elde edilen şeye de ortaktırlar. Ama eğer böyle değilse, diğerlerinin tasarrufuna razı olmayan ortak, arkadaşları bu muameleye razıyız dedikleri taktirde, muamele sahihtir. Aksi taktirde muamele batıl olur. Muamele yapmadaki ortaklık iznin doğruluğuna bağlı olunmadığı durumda, onlardan her hangi biri şirket için iş yapmışsa, eğer karşılıksız maksadıyla yapmamışsa, normal bir ölçüde zahmet ücretini ortaklarından alabilir.
 

 

 



SULH (ANLAŞMA) HÜKÜMLERİ

2119- İnsan bir başkasıyla anlaşma yapar, malından veya kazancından bir miktarını ona verir, karşılığında alacağını, veya herhangi bir hakkını ona bıraksın diye, karşı tarafta malının bir miktarını veya alacağını ona bırakmasına, veya onun tarafından olan hakkından vazgeçmesine sulh denir. Hatta karşılık almaksızın, malının bir miktarını veya malının menfaatini bağışlaması veya hakkını ona bırakması halinde de sulh sahihtir.


2120- Bir şey için birbirleriyle anlaşma(sulh) yapmak isteyenlerin, ergenlik çağına ermiş, akıllı ve sulh yapmak maksadında olmaları, kimsenin onları mecbur etmemesi, aptal ve iflas etmiş olmamaları gerekir.
2121- Sulh akdini Arapça okumak gerekmez, davranışla da olsa sulh edildiği anlaşılırsa sahihtir.
2122- Bir kişi koyunlarını çobana verir, mesela; bir yıl koyunlara bakacak, sütlerinden faydalanacak, yağından bir miktarını da sahibine verecek, bu durumda, sütü çobanın zahmeti ve verdiği yağ karşılığında sulh ederse sahihtir. Hatta koyunları bir yıllığına çobana kiraya verir, kira bedelinde bir miktar yağ koyun sahibine verilmesi kararlaştırılırsa, kendi koyununun yağ ve sütünden olması şart koşulmazsa, yinede böyle bir kira sahihtir.
2123- Başka birisinde olan alacağı veya hakkına karşılık sulh etmek isterse, karşı tarafında kabul etmesi gerekir. Ama alacağı veya hakkından vazgeçmek isterse, karşı tarafın kabul etmesi gerekmez.
2124- İnsan kendi borcunun miktarını bilir, alacaklı bilmezse, alacaklı alacağından az miktara sulh ederse, mesela; alacağı elli lira olur, on liraya sulh ederse, kalan kısmı borçluya helal olmaz. Ama borcun kalan kısmını alacaklıya söylemiş oda razı olmuşsa veya alacaklı miktarı bilmiş olsa da yine aynı miktara sulh edecek olursa, kalan kısım borçluya helal olur.
2125- İki kişi birbirlerinden alacaklı olurlar, alacakları mal ellerinde veya üzerlerinde olur, birinin alacağı diğerinden fazla olduğunu da biliyorlarsa, iki malın bir birine satışı faize girdiğinden nasıl haram olursa, aynı şekilde iki malın sulhu da haram olur. Hatta o mallardan birinin diğerinden fazla olduğu belli olmaz, yalnız ihtimal verilirse, vacip ihtiyat gereği o iki malı bir biriyle sulh edilmemelidir.
2126- İki kişi bir kişiden alacaklı olursa veya iki kişi diğer iki kişiden alacaklı olursa, kendi alacaklarını birbirleriyle sulh yapmak isterlerse, önceki meselede açıklandığı gibi faiz konusu ortaya çıkmazsa, sulh etmenin sakıncası yoktur. Mesela; her ikisi de on kilo pirinç alsalar, ( biri kaliteli diğeri de normal) alacakları gün de gelip varmış olsa, yaptıkları sulh sahih olur.
2127- Bir süre sonra alması gereken borcu peşin almak için daha az bir miktara sulh eder, maksadının alacağının bir kısmından vazgeçip geri kalanı peşin almak olursa, sakıncası yoktur. Bu hüküm, alacağının altın, gümüş veya ölçü ve tartıyla muamelesi olan cinsten olmasıdır. Bunların dışında, 2248. meselede anlatılacağı gibi, diğer cinslerden olan taleplerini borçlu olan veya başka birisiyle sulh etmeleri veya talebi olanın satması caizdir.
2128- İki kişi birbirleriyle sulh ederse, her ikisinin isteğiyle de sulh bozulabilir. Yine muamele esnasında birisinin veya her ikisinin de sulhu bozmalarına karar verilmişse, sulhu bozma hakkına sahip olan sulhu bozabilir.
2129- Satıcı ve alıcı birbirlerinden ayrılmadan muameleyi bozabilirler. Aynı şekilde bir hayvan satın alan, üç gün içerisinde muameleyi bozabilir. Alınan cinsin parası üç gün ödenmez, alınan şey teslim alınmadıkça, 2083. meselede açıklandığı gibi satıcı muameleyi bozabilir. Ama bir mal üzerinde sulh edilirse, yukarıdaki üç durumda da muamele bozulmaz. Ama sulh eden taraf hakkını ödemeği normalden fazla geciktirirse veya sulh ederken şart koşulur, mesela; sulh edilen malın ücretini nakit ödemeği şart koşarlar, karşı taraf şarta uymazsa, bu durumda sulh bozulabilir. Aynı şekilde alış veriş hükümlerinde açıklanan diğer durumlarda da sulh bozulabilir. Sulh eden taraflardan biri aldatılmış olursa, anlaşmasızlık için sulha gidilmişse, sulhu bozamaz. Bu durumun dışındaki hallerde de aldatılmış taraf vacip ihtiyat gereği muameleyi bozmamalıdır.
2130- Sulh yoluyla aldığı şey kusurlu olursa, sulhu bozabilir. Ama sakatla sağlamın farkını alırsa, sakıncalıdır.
2131- Malını birine sulh yoluyla veren, verirken şöyle şart bırakırsa: ben öldükten sonra sana bıraktığım şeyi vakfetmelisin. Karşı taraf kabul ederse o şarta uymalıdır.
KİRA HÜKÜMLERİ

2132- Kiraya veren ve kiralayan kişilerin mükellef, akıllı olmaları, kendi iradeleriyle kira anlaşmasını yapmaları ve kendi mallarında tasarruf hakkı olmaları gerekir. Aptal ve iflas eden kişinin kendi mallarında tasarruf hakları olmadığından, bir şeyi kiralayıp ve kiraya veremezler. Ama iflas eden kendini kiraya verebilir.


2133- İnsan başka birinden vekâleten kiralayıp ve onun malını kiraya verebilir.
2134- Çocuğun velisi veya yakını çocuğun malını kiraya verirse, veya çocuğun kendisini başkasına ecir olarak verirse sakıncası yoktur. Eğer çocuğun buluğ çağından bir miktar sonrasını da ecir olarak kararlaştırmışsa, çocuk buluğ sonrası bölümü bozabilir. Fakat eğer buluğundan sonraki zamanı kiraya katmasalardı, çocuğun zararına olacaktı, evet eğer şeriatın gerektirdiği maslahata ters olsa, yani mukaddes şeriatın terk edilmesini istemediği bir maslahat olursa, aynı zamanda kiralama şer’i hakimin izniyle olmuşsa, çocuk ergenlikten sonra anlaşmayı bozamaz.
2135- Velisi olmayan öksüz çocuğu şer’i hakimin izni olmadan kimse ecir tutamaz. Şer’i hakime ulaşılamazsa, bir adil kişinin izniyle o çocuğu ecir tutabilirler.
2136- Kiraya verenin, kiralayanın, kira akdini Arapça okumaları gerekmez. Eğer kiraya veren kendi malımı sana kiraya veriyorum, der kiralayan da kabul ettim, derse kira akdi sahihtir. Hatta konuşmadan mal sahibi kiraya vermek kastıyla malını kiracıya bırakır, kiracı da kiralamak kastıyla alırsa, bu kira anlaşması sahihtir.
2137- İnsan hiçbir akit okumadan, bir işi yapmak için ecir olmak isterse, işe başladığı andan itibaren anlaşma sahihtir.
2138- Konuşa bilmeyen bir insan, işaretle bir malı kiralayıp, kiraya verdiğini anlatabilirse, o anlaşma sahihtir.
2139- Bir ev, dükkan veya başka bir şey kiralandığında, mülk sahibi yalnız kiracının kendisinin faydalanmasını şart koşarsa, kiracı o mülkü üçüncü bir şahısa kiraya veremez. Ancak bir şekilde olur ki, kendisi ondan faydalanırsa, mesela; bir bayan bir evi kiralar, sonra bir erkekle evlenir, kiraladığı evi yine kendisi kullanması için kocasına kiraya verir, veya mal sahibi hiçbir şart koşmazsa, onu kiraya verebilir.- elbette ikinci birine kiraya verirken mal sahibinden ihtiyaten izin almalıdır.- eğer kiraladığı meblağdan daha fazlasına bir başkasına kiraya vermek isterse,-başka bir cinsten olsa da- dükkan, daire veya ekili tarla olursa, onun üzerinde bazı çalışmalar yapmalıdır. Örneğin, boyamalı, tamiratını yapmalı veya onu korumak için bazı zahmetlere katlanmalıdır.
2140- İnsan kiraladığının yalnız kendisi için çalışmasını şart koşarsa, onu başkasına kiraya veremez. Bir önceki meselede anlatılanın dışında, başkasına kiraya verilemeyeceğini şart koşmazsa, onu başkasına kiraya verebilir. Ancak kira bedeli bırakılan meblağdan fazla olmamalıdır. Aynı şekilde kendisi bir iş için ecir olur, o işi yaptırmak için anlaşılan meblağdan daha az miktara bir başkasına yaptıramaz. Ama o işin bir kısmını kendisi yapmış, geri kalan kısmını yapmak için bir başkasını daha az bir meblağa ecir tutabilir.
2141- Dükkan, ev ve gemi dışında başka bir şeyi, örneğin, tarla kiralar, sahibi kendi kullanması için şart koşmazsa, kiraladığı meblağdan fazlaya bir başkasına kiraya vermesi durumunda, kira akdinin sahih oluşu sakıncalıdır.
2142- Ev veya dükkanı bir yıllığını yüz liraya kiralar, yarısını kendisi kullanır diğer yarısını başkasına yüz liraya kiraya verebilir. Ama kalan kısmını yüz liradan fazlaya kiraya vermek isterse, tamir ve bakım gibi ona emek vermelidir.


Yüklə 2,18 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin