2040- Satıcı ile alıcıda şu altı şartın bulunması gerekir:
1) Bulûğ çağına ermiş olmalıdırlar.
2) Akıllı olmalıdırlar.
3) Sefih, yani malını boş yerlerde harcayan kimselerden olmamalıdırlar.
4) Alış verişi, niyet üzere yapmalıdırlar. Dolayısıyla şaka olarak; "Bu malımı sattım." demekle, muamele geçerli olmaz.
5) Birileri tarafından ikrah (=zorlama) altında bulunmayıp, alış verişi kendi istekleri üzerine yapmalıdırlar.
6) Her ikisi de verdiklerinin sahibi olmalıdırlar.
2041- Doğrudan baliğ olmayan bir çocukla muamele etmek batıldır. Fakat çocuk mümeyyiz olur ve değeri az olduğundan dolayı genelde çocukların yaptığı alış veriş türlerinden olursa, sakıncası olmaz. Muamele velisiyle olur, mümeyyiz çocuk da sadece muamele akdini derse, muamele sahihtir. Hatta cins veya para başkasının olur, çocuk onu sahibinden vekâleten satar veya parayla bir şey satın alırsa, çocuk müstakil olarak tasarruf hakkına sahip olsa da, zahiren muamele sahihtir. Eğer çocuk parayı satıcıya ulaştırırsa, mümeyyiz olmasa da muamele sahihtir. Zira gerçekte iki yetişkin insan birbiriyle muamele etmişlerdir.
2042- Kendisiyle alış veriş yapmanın sahih olmadığı, baliğ olmayan çocuğa bir şey satan yahut ondan bir şey satın alan kimsenin aldığı parayı veya malı, çocuğun kendi malı olursa, çocuğun velisine; başkasının malı olursa, onu asıl sahibine geri vermesi ya da sahibinden icazet alması gerekir. Eğer sahibini tanımaz ve tanıma imkânı da olmazsa, sahibi bilinmeyen malın hükmünü uygulayarak aldığı o şeyi sahibi adına sadaka niyetiyle fakire vermelidir. Farz ihtiyat gereği bu işte şer’i hâkimden izin almalıdır.
2043- Kendisiyle alış-veriş yapmanın sahih olmadığı mümeyyiz bir çocukla alış veriş yapan kimsenin, verdiği para veya mal çocuğun elinde telef olursa, buluğ çağına ulaştıktan sonra çocuktan veya velisinden ödeme talebinde bulunabilir. Fakat çocuk mümeyyiz olmaz veya mümeyyiz olsa da kendisi telef etmez, yanında telef olursa, onun ihmalkârlığından bile kaynaklansa sorumlu değildir.
2044- Alış verişe mecbur edilen alıcı veya satıcı, ikrah altındaki anlaşmadan sonra razı olduğunu söylerse, alım satım akdi sahih olur. Fakat ihtiyat gereği alış veriş akdini tekrar okumaları müstehaptır.
2045- Başka birinin malını izni olmaksızın satan kimsenin satışına, mal sahibi razı olmaz ve de onaylamazsa, alım satım akdi geçersiz olur.
2046- Küçük çocuğun velisi olan babası ile babanın babası ve onların vasisi, çocuğun malını onun için satabilirler. Adil müçtehit maslahat gereği delinin, çocuğun, yetimin veya kayıp olan kimsenin malını satabilir.
2047- Haksız yere bir malı gasp eder ve satarsa, daha sonra mal sahibi bu satışa izin verirse, muamele sahihtir. Gasp edenin müşteriye verdiği mal ve onun menfaatleri alış anından müşteriye ait olur. Aynı şekilde karşılığında alınan mal ve menfaati malı gasp edilen kimsenindir.
2048- Parası kendisinin olsun diye başkasından gasp ettiği malı satan kimsenin satışını mal sahibi onaylarsa, muamele sahihtir. Fakat para gasp edenin değil sahibinindir.
SATILAN MAL İLE BEDELİNDE ARANAN ŞARTLAR
2049- Satılan mal ile karşılığında alınan bedelinin beş şartı vardır:
1) Ölçü, tartı, sayma ve benzeri şeyler üzere satılan malın miktarı [taraflarca] bilinmelidir.
2) Teslim edilebilir olmalıdır. Aksi taktirde muamele sahih değildir. Ama onu teslim edebileceği bir şeyle satarsa sahih olur. Fakat satanın teslim etmesi mümkün olmasa bile, eğer satın alanın kendisi onu alabilirse muamele sahihtir. Örneğin kaçmış bir atı satan teslim edemez, fakat alıcını kendisi onu bulursa muamele sahihtir.
3) Satılan mal ile alınan bedeldeki, halkın muameleye farklı ilgi göstermelerine neden olan özellikler, tamamıyla belli olmalıdır.
4) Satılan mal ile alınan bedelde başkasının hakkı olmamalıdır. Sahibinin mülkiyetinden çıktıktan sonra o şahsın hakkı kalmamalıdır.
5) Malın bizzat kendisi satılmalıdır, menfaati değil. O hâlde örneğin, bir evin mülkünü değil de yıllık menfaatinin satışı sahih değildir. Fakat satın alan para değil de karşılığında kendi mülkünün menfaatini verirse sakıncası yoktur. Örneğin birinden halı satın alır karşılığında evinin bir yıllık gelirini ona devrederse, sakıncası yoktur.
2050- Bir şehirde, ölçü veya tartıyla satılan mallar, o şehirde ölçü veya tartıyla alınmalıdır. Fakat aynı mal başka bir şehirde görmekle satılırsa, o şehirde görmekle alınabilir.
2051- Alım satımı tartıyla yapılan bir malın, ölçüyle de satılmasında sakınca yoktur. Örneğin, on kilo buğday satmak isteyen kimse, bir kilo buğday alan ölçekle on ölçek buğday verebilir.
2052- Alış verişte gerekli olan şartlardan birisi -dördüncü şart hariç- bulunmazsa, satış akdi batıl olur, fakat alıcı ve satıcı birbirlerinin malında tasarruf etmeye izin verirlerse, tasarruf etmelerinde sakınca yoktur.
2053- Vakfedilmiş bir şeyin alım-satımı batıldır. Ancak, herhangi bir amaç üzere vakfedilen mal örneğin, üzerinde namaz kılınması için camiye vakfedilen bir halı, kullanılmaz hâle gelir ve artık amacına uygun şekilde yararlanma imkânı kalmazsa, onun caminin işleriyle sorumlu olan veya onun hükmündeki kişi tarafından satılmasında sakınca yoktur. Ama ihtiyat gereği, mümkün surette vakfedenin amacına yakın olacak şekilde parası aynı camide kullanılması müstehaptır.
2054- Kendilerine mal vakfedilen kimseler arasında ihtilâf çıkar ve vakfedilen mal satılmadığı takdirde can veya mal kaybının doğacağına ihtimal verilirse, o mal satılması sakıncalıdır. Ama vakfeden, satımı için sulh etmeleri halinde satabileceklerini şart ederse, bu durumda satılmasının sakıncası yoktur.
2055- Başkasına kiraya verilmiş bir mülkü satmanın sakıncası yoktur. Ancak o mülkün menfaati, kirada olduğu sürece kiracıya aittir. Fakat alıcı, o mülkün kiraya verildiğini bilemez veya kira müddetinin az olduğunu zannederek orayı almış olursa, öğrendikten sonra muameleyi bozabilir.
ALIM SATIM AKDİ
2056- Alım satım akdinin Arapça okunması gerekmez. Satıcı herhangi bir dille örneğin Türkçe, "Bu malı, bu para karşılığında sattım." der ve alıcı da, "Kabul ettim." derse, muamele sahihtir. Fakat alış veriş yaparken, alıcı ve satıcı bu işi inşâ etmeyi kastetmelidirler. Yani bu kelimelerden amaçları, alım ve satım olmalıdır.
2057- Akit taraflarından hiçbirisi satış zamanı akdi okumazsa, eğer satıcı aldığı mal karşılığında kendi malını alıcıya temlik eder ve o da kabul ederse, muamele sahih ve her ikisi de aldığının maliki olurlar.
MEYVELERİN ALIM SATIMI
2058- Çiçeğini döküp, normal olarak afet görme zamanını atlatan ve taze tanelenmiş meyveleri, mahsulün miktarını tahmin etmek mümkün olursa, toplamadan önce satmak caizdir. Hatta afet görme zamanını atlatmadığı bilinse dahi, iki yıl veya daha fazlanın meyveleri satılırsa ve ya şimdilik çıkmış olan miktarı -itina edilir mali değeri olması şartıyla- satılırsa, muamele sahihtir. Yine tarlanın mahsulünden veya ayrı bir şeyi onunla beraber satarsa, muamele sahihtir. Ama bu durumda farz ihtiyat gereği, çekirdekler meyve olmasalar dahi alıcının sermayesini korutacak şekilde olmalıdır.
2059- Çiçeğini dökmemiş ağaç üzerindeki meyve satılmak istenirse bu durumda; önceki meselede denildiği gibi, onunla birlikte başka bir şey veya bir yıldan fazla meyvesi satılırsa sakıncası yoktur.
2060- Ağaç üzerinde kızarmış veya sararmış hurmayı, satmanın sakıncası yoktur. Fakat onun karşılığını, ister o ağaçtan olsun veya başkasından, hurma tayin etmemeleri gerekir. Fakat onun yetişmiş veya yetişmemiş hurmayla satarlarsa sakıncası yoktur. Başka birinin bahçesinde bir hurma ağacı olan kimsenin, ona ulaşması mümkün olmazsa, onun miktarını tahmin ederek ev sahibine satmasının ve karşılığında hurma almasının sakıncası yoktur.
2061- Yılda bir kaç defa toplanan salatalık, patlıcan, yeşil sebze ve benzeri şeylerin satılması, ancak gözle görülecek şekilde toprağın üzerine çıkıp yeşermeleri ve alıcının yıl içinde kaç defa toplayacağı tayin edilmesi suretinde caizdir. Ama mahsulü gözle görülecek şekilde olmazsa, satmak caiz değildir.
2062- Buğday başağını, taneler oluştuktan sonra, kendisinden veya başka bir başaktan elde edilen buğday karşılığında satarsa, muamele sahih değildir.
PEŞİN VE VERESİYE ALIŞ VERİŞ
2063- Bir malı peşin olarak sattıktan sonra, alıcı ve satıcı birbirlerinden mal ve parayı isteyerek alabilirler. Halı ve elbise gibi menkul veya ev ve arsa gibi gayrimenkul şeylerin teslim edilmesi, mal sahibinin ondaki haklarını kaldırması ve karşı tarafın istediği zaman onda tasarruf edebileceği şekilde ihtiyarına bırakmasıyla gerçekleşir. Bu mana da yerlerine göre değişir.
2064- Veresiye satışında, sürenin tam olarak belirtilmesi gerekir. Örneğin, parası harmanlama zamanı ödenmek üzere satılan bir malın muamelesi, sürenin tam olarak belirtilmemesi yüzünden batıldır.
2065- Satıcı, veresiye olarak sattığı malın bedelini, kararlaştırılan vakitten önce müşteriden talep edemez. Ancak müşteri ölür ve kendisinden miras bırakırsa, satıcı kendi alacağını belirtilen süre dolmadan önce onun mirasçılarından talep edebilir.
2066- Satıcı, veresiye sattığı bir malın bedelini kararlaştırılan süre dolduktan hemen sonra müşteriden alabilir; ama alıcı ödeme imkânına sahip olmazsa, ona mühlet verebilir veya anlaşmayı bozarak malın mevcut olması halinde geri alabilir.
2067- Satıcı, malın kıymetini bilmeyen kimseye bir miktar veresiye verir ve fiyatını da söylemezse, muamele batıldır. Ancak, satıcı malın peşin fiyatını bilen bir müşteriye veresiye verip, tutarını fazla hesaplar örneğin, "Sana veresiye verdiğim malı, peşin fiyatından lira başına bir kuruş daha fazla hesaplıyorum." der ve o da kabul ederse, sakıncası olmaz.
2068- Bir malı veresiye satıp bedelini sonradan almak üzere bir müddet tayin eden kimse, müddetin yarısı geçtikten sonra alacağından bir miktar düşer ve kalan kısmı da peşin olarak alırsa, sakıncası olmaz.
Dostları ilə paylaş: |