Şart’ın ve Gözden Geçirilmiş Şart'ın Uygulanmasının Denetimi
Avrupa Sosyal Şartı’nın (ASŞ) denetim organı Avrupa Sosyal Haklar Komitesi’dir.85 Bu Komite, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından seçilen üyelerden oluşur. Komite’nin görevi, taraf devletlerin Şart’ta yer alan maddelere uyumunu değerlendirmektir. Bu görevin yerine getirilmesinde, hem rapor sunma usulü hem de şikâyet usulü kullanılır.
ASŞ’ye taraf olan devletler, onayladıkları hükümlere ilişkin iki yılda bir Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği’ne ülke raporları sunarlar. Avrupa Sosyal Haklar Komitesi tarafından incelenen raporlarla, taraf devletin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği “hukuken” incelenir. Komite, raporlara dayalı denetimde, taraf devletin ASŞ’nin belli bir maddesine “uygun davrandığını” veya “uygun davranmadığını” tespit etmektedir. Komite inceleme sonucu olumlu ya da olumsuz bir sonuca varır. Söz konusu bu karar “tespit” niteliğindedir. Komite’nin hazırladığı bu metinler “Kararlar” başlığı altında yayınlanır ve bu sonuçlar kamuya açıktır.
ASŞ’nin öngördüğü ikinci organ olan Hükümetler Komitesi, taraf devletlere yöneltilecek tavsiyeleri tespit eder ve bunun sonucunda da Bakanlar Komitesi, hazırlanan “Bakanlar Komitesi Raporu”nu göz önüne alarak taraf devlete yönelik tavsiye kararları alır. ASŞ’nin öngördüğü bu mekanizma, Uluslararası Çalışma Örgütü uygulamaları ile benzerlik taşımaktadır.
Türkiye, ASŞ’nin öngördüğü raporlara dayalı denetim usulü kapsamında bugüne kadar 18 rapor sunmuştur. Geçmiş dönemde incelenen raporlara göre Bakanlar Komitesi, Türkiye ile ilgili çeşitli eleştirilerini belirterek tavsiye kararları almıştır.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, ASŞ’den farklı olarak IV. bölümün D maddesi ile toplu şikâyet sistemini getiren Ek Protokol’e atıf yapmaktadır. Ayrıca aynı maddenin 2. fıkrası ile Ek Protokol’e taraf olmayan herhangi bir devlete, bildirimde bulunarak toplu şikâyet usulünü kabul ettiğini açıklayabilme olanağı getirilmiştir. Ek Protokol tarafından düzenlenmiş olan denetim mekanizması ile her ne kadar kolektif şikâyet usulü öngörülmüş olsa da, bu usul Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile öngörülmüş olan bireysel şikâyet mekanizması kadar etkili değildir. Alınan kararların hukuki niteliği de oldukça farklıdır. ASŞ denetim mekanizması kararları “Kararlar” başlığını taşımaktadır ve herhangi bir yaptırım öngörmemektedir. Hukuken tavsiye kararı niteliğindedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ise “hüküm” başlığını taşımaktadır ve taraf devlet için bağlayıcıdır. Türkiye, kolektif şikâyet öngören İhtiyari Protokol’e taraf değildir.
Dostları ilə paylaş: |