2.2. Azerbaycan Türkiye Arasındaki Ekonomik ve Siyasi İlişkiler
Türkiye’nin Azerbaycan ile olan siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal ilişkileri diğer bölge ülkelerine kıyasla oldukça yüksek seviyelerdedir. Bağımsızlık ilanından hemen sonra, Haziran 1992 tarihinde Ebülfez Elçibey‘in Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi ile iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir dönem başlamıştır. Cumhurbaşkanı Elçibey dış politika yönünü ağırlıklı olarak Ankara‘ya doğru çevirmiştir. Bu tercih yalnızca duygusal bir tepki veya tek bir yöneticinin kişisel dış politika önceliği olmamış, daha ziyade milli bir seçim özelliği taşımıştır. Cumhurbaşkanı Elçibey, ülkenin bağımsızlığını güvence altına almak amacıyla Batılı ülkeler ile imzalanacak enerji anlaşmalarını da hesaba katarak, Türkiye ile stratejik işbirliğinin geliştirilmesine özellikle önem vermiştir. Sonraki yıllarda Türkiye ve Azerbaycan‘ı Doğu ile Batı arasında enerji koridoru yapacak işbirliklerinin temeli de bu dönemlerde atılmıştır. 1992-1993 yıllarında Azerbaycan‘a ait Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi ve etrafındaki yedi bölgenin Ermenilerce (Rusya destekli) işgali ve ülkede çıkan iç karışıklıklar sonucu ülke yönetimine Haydar Aliyev geçmiştir. 2003 yılına kadar devam eden Cumhurbaşkanı Aliyev iktidarının ilerleyen yıllarında ikili ilişkileri ―bir millet, iki devlet prensibi ile tanımlaması taraflar arasındaki bağların özel niteliğinin hiç değişmediğini göstermiştir. Nitekim 2000‘li yılların başından itibaren Azerbaycan ekonomisindeki olumlu gelişmeler ikili siyasi ilişkilere de yansımıştır. Bunun doğal sonucu olarak Cumhurbaşkanı Gül‘ün 16-17 Ağustos 2010 tarihleri arasında Azerbaycan‘a gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında ―Türkiye ile Azerbaycan arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması imzalanmış, Eylül 2010‘da ise, Türkiye ile Azerbaycan arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDSİK) mekanizması tesis edilmiştir. 2011'den beri Cumhurbaşkanları başkanlığında gerçekleştirilen YDSİK toplantıları, ilişkilerin her alanda daha da derinleşmesine katkı sağlamaktadır. 2011-2018 döneminde YDSİK yedi defa toplanmış olup, söz konusu toplantılarda ikili siyasi ilişkilerin daha ileri taşınması ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin daha da artırılması esas hedef olarak belirlenmiştir (Aydın, 2018: 40-41).
Günden güne gelişen siyasi ilişkilerin yanında ayrıca ekonomi, enerji, ticaret, eğitim, kültür, askeri ve diğer alanlardaki ilişkiler güçlenmiş, stratejik müttefiklik düzeyine erişmiştir. Bu sağlam temeller üzerine inşa edilmiş ikili ilişkilerin daha da gelişmesini sağlayan yasal altyapının güçlendirilmesi yönünde 200’den fazla anlaşma imzalanmış, iki ülke arasında üst düzey resmi ziyaretlerin sayısı her yıl katlanarak artmıştır.
Özellikle Hazar Denizi enerji kaynaklarının dünya piyasasına çıkarılmasını öngören “Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı” ve “Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı” projelerinin gerçekleştirilmesi Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkilerde kardeşlikten stratejik ortaklığa giden yolda adeta miladi bir görev görmüştür. Dahası 21. asrın projesi olan 45 milyar dolarlık Güney Gaz Koridoru projesi özellikle Azerbaycan ve Türkiye’nin çabaları ve mali kaynakları ile gerçekleştirilmeye başlamış ve şu anda bu projenin yıldızları olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı-(TANAP) ve Transadriyatik Boru Hattı (TAP) projeleri olarak yerini almıştır. Cumhurbaşkanları Erdoğan ve Aliyev tarafından masaya yatırılan ve güçlü iradeyle başlatılan bu projeler Türkiye ve Azerbaycan için yeni fırsatlar olarak ortak güç olma yönünde önemli katkılar vermekle beraber Türkiye’yi enerji kaynaklarının taşınmasında merkez ülke konumuna getirmesi açısından da ayrıca dikkate değerdir. Bunlarının yanında, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı Projesi Marmaray’la beraber Demir İpek Yolu’nu kesintisiz hale getirecektir. Bu proje aynı zamanda iki ülke arasındaki yük taşıma potansiyelini artırmakla kalmayıp aynı zamanda kesintisiz ulaştırma ağının kurulması sonucunu ortaya çıkartacaktır (Çelikpala ve Veliyev: 2015).
Bağımsızlığın ilk yıllarından başlayarak Türkiye’den Azerbaycan’a yapılan yatırımlar ayrı bir öneme sahip olmuştur. Başta Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi olmak üzere, Azerbaycan’dan Türkiye’ye yapılan yatırımların hacminin 2023’de 20 milyar dolara ulaşması beklenmekte. Bu meblağ Azerbaycan’ın ülke dışına yapmış olduğu en büyük hacimli yatırım olmasının yanı sıra, yurtdışından Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımlar sırasında ilk sıralarda yer almaktadır.
Karşılıklı güven ve dayanışma temelinde şekillenen Azerbaycan-Türkiye ilişkileri uluslararası platformlarda da devam ettirilmiştir. Her iki devlet Birleşmiş Milletler Teşkilatı, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi ve İslam İşbirliği Teşkilatı`nda karşılıklı ulusal çıkarların korunması yönünde başarılı işbirliği sergilemişlerdir. Özellikle de Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözüme kavuşması doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası arenada sergilediği kararlı tutum ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasına yönelik yürüttüğü destek politikaları gerçek dayanışma örneği teşkil etmektedir. Bütün bu göstergeler bugün itibariyle Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde her açıdan zirve yaptığını ispatlar mahiyettedir (Bağırov, 2017).
Dostları ilə paylaş: |