BİTKİ ÖRTÜSÜ
248
249
BİTPAZARLARI
orman sahaları, güneye bakan yamaçları ise kuru orman sahalarıdır. Anadolu kesiminin karakteristik türleri olarak bilinen ağaç ve çalılardan ova akçaağacı, adi kızılağaç, adi gürgen, adi fındık, doğu kayını, mor çiçekli ormangülü, muşmula, Çoruh meşesi, Istranca meşesi, saplı meşe ve akçaağaç, yapraklı üvez İstanbul'un hem Trakya hem de Kocaeli Yarımadası kesimlerinde görülen ortak bitki türleridir.
istanbul'un Trakya'da ve Kocaeli Ya-rımadası'nda kalan her iki kısmının güney kesimlerinde yer alan kuru orman sahaları da benzerlik gösterir. Kuru orman sahalarında hâkim eleman mazı meşesi ve Macar meşesidir. Kuru ormanların tahrip sahalarında büyük ölçüde maki elemanları yer tutar.
istanbul'un Karadeniz kıyılarında yayılış gösteren nemli ormanların tahrip edildiği yerlerde maki elemanları türce daha az, fakat nemli Karadeniz etkisiyle çok gürdür. Çoğu yerde kocayemiş, defne ve akçameşe gibi maki elemanları a-ğaçlaşmışlardır. Nemli orman sahalarında maki elemanları yanında, yine Karadeniz'in etkisiyle kışın yapraklarını döken elemanlar geniş yer tutar. Bunlardan bazıları sarı çiçekli kızılcık, adi fındık, geyikdikeni, muşmula, çakaleriği, adi böğürtlen, kurtbağrı ve ayıüzümüdür. Karadeniz ikliminin etkisi altındaki yerlerde, Akdeniz ikliminin temsilcileri olan ve yaz kış yaprağını dökmeyen çalı türlerinin oluşturduğu maki elemanları ile kışın yaprağını döken ve daha nemcil olan çalı türlerinin bir arada bulundukları bir bitki formasyonu olan psödomaki, İstanbul'un Avrupa yakasının kuzey kıyıları
boyunca batıya doğru dar bir şerit halinde devam eder. Psödomakinin içindeki maki elemanlarının bu sahada en fazla yoğunlaştığı yerler bu şeridin doğu kesimidir. Ancak maki elemanları, Karadeniz kıyılarından iç kesimlere doğru gidildikçe yavaş yavaş ortadan kalkar. Terkos Gölü'nün güneyinde 200 m yükseklikteki kalker plato ve tepeler üzerinde psödomaki, akçakesme, katranardıcı, yasemin, adaçayı, yapraklı laden, kocayemiş, sarı çiçekli kızılcık, adi fındık, kermez meşesi, dikenli mersin gibi türlerden oluşur. Kermez meşeleri Terkoz Gölü' nün güneyinde İhsaniye-Gökçeli hattına kadar inerler ve buradaki kalker yüzeyler üzerinde birlikler oluştururlar.
Podima (Yalıköy) civarında maki elemanlarından akçakesme 100-110 m'den, kocayemiş 140-150 m'den itibaren ortadan kalkar. Bu yükseltilerden sonra meşe ormanları yayılış gösterir. Bu ormanların alt katında funda ve adaçayı yapraklı laden hâkimdir. Trakya'da Çilingöz Vadisi'ndeki longos ormanlarının devamında doğuya doğru yayılış gösteren nemli ormanlar, Danamandra Köyü ile Tarfa Köyü arasında, yerini kuru ormanlara bırakır. Buradaki kuru ormanlar Terkos Gölü çevresindeki psödomaki formasyonunu kesintiye uğratarak daha doğuda Belgrad Ormanı'na kadar devam eder. Karacaköy-Danamandra hattında son bulan nemli ormanlar Çatalca Yarı-madası'nın kuzeydoğusunda Belgrad Or-manı'nda yeniden meydana çıkar.
Belgrad Ormanı geniş ölçüde bir meşe sahası olmakla birlikte, bu orman i-çinde adacıklar halinde kayın ve kestane toplulukları da vardır. Meşe türleri içinde
Belgrad
Ormanı
İstanbul
yöresinin
en önemli
nemli orman
alanlarından
biridir.
Ali Hikmet Varlık,
1993
en yaygın olanlar Macar meşesi ve saçlı-meşedir. Kayın ve kestane daha çok küçük birlikler halindedir. Gürgen ise genellikle dere tabanlarında, nemli yerlerde bulunur. Meşe ormanlarının Belgrad Ormanı içinde batı sınırım Barakalar Tepesi, Öküzbağırtan Tepe, Kuyularbara-kası Tepesi ve Söğütlüçeşme Tepesi gibi yükseltileri 110-130 m arasındaki tepelerin doğu yamaçları; kuzey sınırını Bey-likkoru Mevkii, Beşağaç Tepesi, Kızılcık-tepe, Hocabahçesi Tepesi, Küçükkartal-tepe gibi yükseltileri 150-180 m arasındaki tepelerin güney yamaçları; güney sınırını Kavaklıgöl Tepesi ve Kunduz Te-pesi'nin kuzey yamaçları; doğu sınırı da kabaca Kömürcübendi Deresi oluşturur. Bu sınırlar içinde meşe ormanlarının hâkim elemanını Macar meşesi ve Istranca meşesi meydana getirir. Bu ormanlar içinde, tek tuk saçlımeşe, saplı meşe ve vadi içlerine bağlı kalan doğu kayını ve adi gürgen görülür. Bunlardan sadece doğu kayını, Büyükbelgrad Bendi'nden itibaren 2 km kadar kuzeyde Bentlerüs-tü, Kokmuştepe, Kokmuş Bayırı ve bunların eteklerinde Kömürcübendi ve Kızağa derelerinin kabul havzalarında yoğunluk kazanarak küçük birlikler oluşturmuştur. Belgrad Ormanı içinde diğer bir doğu kayını birliği sahası, Kemerburgaz'ın kuzeyinde Aşağıkumlutepe, Yukarıkumlutepe ve Elmalıtepe arasındaki Ortadere'nin yukarı çığırında yer alır. Doğu kayını ormanlarının alt katında çobanpüskülü, Hedera helix, sırım-bağı, dikenli mersin, böğürtlen gibi türler görülür.
İstanbul gibi büyük bir kentin varlığı, ulaşım kolaylıkları ve çok eski bir yerle-
sim tarihine sahip oluş gibi özellikler, İstanbul kenti çevresinde ormanların gerçek karakterini bozmakla kalmamış, onların tamamen yok olmasına da neden olmuştur. Bununla beraber, il sınırları içinde yerleşmelerin nispeten daha az olduğu Karadeniz kıyıları, nemli ormanların parçalar halinde korunabildiği yerlerdir. İstanbul'un Kocaeli Yarımada-sı'nda bulunan parçasında Riva Deresi ile Ağva'da denize dökülen Gökdere arasındaki geniş alanda hâkim bitki türü meşedir. Bu alanın batı kesimi saplı meşenin, doğu kesimi ise, araya doğu kayını, saçlımeşe ve Anadolu kestanesi girmekle beraber, Macar meşesinin hâkimiyet sahasıdır. Bu saha içinde Macar meşesi daha çok Gökdere ile Şile'de denize dökülen Uludere arasındaki yerlerin; saplı meşe ise Uludere ile Boğaz arasındaki yerlerin hâkim meşe türleridir. Bu sahalarda dağınık olarak yer alan saçlımeşe, Riva Deresi vadisinin batısında saf topluluklar oluşturur. Meşe toplulukları içinde önemli bir diğer ağaç cinsi kestanedir. Meşe ve kestane ormanlarının tahrip edildikleri sahaları ise psödomaki toplulukları kaplamıştır. Bu durum özellikle Polonezköy-Ömerli Barajı arasındaki sahada görülür. Bu sahalar geniş ölçüde tahribe uğramıştır. Uludere ve bunun doğusundaki Gökdere kabul havzaları arasındaki sırt, bitki örtüsü bakımından sahanın değişik bir yöresini oluşturur. Bu kesimde yükseltisi 350-400 m arasında değişen tepelerin güney yamaçları kızılcam kümeleri ile kaplıdır. Kuzey yamaçlara geçilince kızılcam ortadan kalkar ve yerini, içinde doğu kayını, titrek kavak ve ova akçaağacının bulunduğu, meşe hâkimiyetinde daha nemli bir bitki formasyonu alır.
Nemli ormanların yayılış gösterdiği yerlerde kıyının hemen gerisinde başlayan psödomaki topluluğu Anadolu yakasının bütün Karadeniz kıyısı boyunca uzanır. Bu formasyonun elemanları, daha gerideki ormanlık sahaya sokuldukları gibi, orman açmalarım da kaplar. Ancak buralarda, türce azalmış ve dağınık oldukları halde, kıyıya yakın yerlerde büyük bir çeşitlilik ve devamlılık gösterirler. Karaburun'dan Ağva'ya kadar o-lan kıyı şeridinde hareket halindeki kumulların üzeri kıyı bitkileriyle, özellikle kum sazı, zambak ve sütleğen ile kaplıdır. Daha eski kumul sahalarında akçakesme, defne, dikenli mersin, katranardıcı yayılış gösterir. Maki elemanlarının çoğunlukta olduğu bu formasyon, psödomaki karakterini, kumul sahasının gerisinde kazanır. Bu kesimde yukarıdaki maki elemanlarının arasına sarı çiçekli kızılcık, yabani kızılcık, çakaleriği, adi böğürtlen, geyikdikeni ve muşmula katılır.
Ağva-Şile arasındaki psödomakinin içinde yapraklarını kışın döken türlerden çok, maki elemanları yer tutar. Fakat bu topluluk içinde sırımbağı ve boylu gıcır gibi türler de yaygın olarak bulunur. İm-ralı-Akçakese arasındaki yeşil kayaçlar
üzerinde bodur süpürgeçalıları görülür. Kabakoz'un batısında 100-120 m'lik volkanik sırtların üzeri meşe, kestane, gürgen ve fındıklıklarla kaplıdır. Bunların tahrip edildikleri yerlerde, kocayemiş, funda ve süpürgeçalısından oluşan cılız bir formasyon gelişmiştir. Tepe ve sırtlar arasındaki vadi içleri ile yer yer tahripten kurtulmuş yerlerdeki meşe ve kestane kümelerinin varlığı, psödomakiden önce bütün bu sahaların hâkim bitki formasyonunun meşe ve kestane ormanları olduğunu yansıtır. Psödomaki topluluğu kıyıdan içerilere doğru deniz etkisinin hissedildiği ve orman örtüsünün ortadan kaldırıldığı her yere sokulmuştur. Şile' nin hemen güneyindeki kalker yamaçlar üzerinden başlayan psödomaki Ömerli Köyü'ne doğru devam eder.
İstanbul İli sınırlarının en güney ucu Armutlu Yarımadası üzerindedir. Samanlı Dağları'nın batı uzantılarını oluşturan Karlık Dağı'nın (921 m) kuzey yamaçlarında da nemli ormanlar yayılış gösterir. Nemli ormanların hâkim elemanı doğu kayınıdır. Doğu kayın ormanları Karlık Dağı'nın kuzey yamaçlarında yaklaşık 500 m'den itibaren bir kuşak halinde u-zanır. Doğu kayını ormanlarının içine dağınık olarak sapsız meşe, adi gürgen, gümüşi ıhlamur, titrek kavak, karaçam, Anadolu kestanesi ve dere içlerinde de adi kızılağaç gibi ağaç türleri karışır. Doğu kayını ormanlarının alt katında sırımbağı, ayıüzümü, akçaağaç, yapraklı üvez, çiçekli dişbudak ve daha çok dere içlerinde sarı çiçekli kızılcık ve taflan görülür.
Doğu kayını ormanlarının yayılış gösterdiği seviyelerden (yaklaşık 500 m) daha aşağılarda (300-500 m) nemli orman elemanları bir mozaik gibi iç içe girmiş parçalar halindedir. Sapsız meşe, Anado-
Topkapı'daki bitpazarında bir eski eşya satıcısı. Erdal Yazıcı, 1991
lu kestanesi ve gümüşi ıhlamur, bu toplulukları oluşturan türlerdir. Bu türlerin içinde en yaygın olanı doğu kayını ormanlarıdır. Fakat doğu kayını ormanları çoğu yerde tahrip edilmiş ve yerini psödomaki formasyonu almıştır. Bu ormanlar batıda İstanbul il sınırları dışında kalan Arnavutköy'den doğuda Yalova civarında denize dökülen Balabandere Vadisi arasındaki sahada yayılış gösterirler. Bu ormanlar kıyıya yakın yerlerde, psödomaki formasyonu içinde dağınık olarak; _ psödomaki sınırının üzerinde kalan yerlerde, yani tahrip edilmedikleri yerlerde ise parçalı fakat saf kestane birlikleri halinde görülürler.
Bir sahil kenti olan İstanbul'da bitki örtüsünün önemli parçaları olan kıyı bitkileri de, özellikle Podima (Yalıköy), Terkos Gölü ve Kilyos arasındaki kumul sahalarda çeşitlilik gösterir.
Bibi. Y. Dönmez, Trakya'nın Bitki Coğrafyası, ist., 1968; ay, Kocaeli Yarımadasının Bitki Coğrafyası, İst., 1979; M. Güngördü, "Güney Marmara Bölümünün (Doğu Kesimi) Bitki Coğrafyası", (basılmamış doktora tezi), İÜ Edebiyat Fakültesi, İst., 1982,
MERAL AVCI
Dostları ilə paylaş: |