Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə470/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   466   467   468   469   470   471   472   473   ...   899
BÖCEKBAŞI

18. yy'dan 20. yy başına kadar, var olmuş dar kadrolu, özel bir kolluk kuvvetinin amiri.

Böcek ya da tebdil memuru denen görevlilerin, İstanbul'da 18. yy'da örgütlendiği tahmin edilmektedir. Bu kadro, uslanmış, yasadışı alışkanlıklarını bırakmış, fakat soygun, hırsızlık, yankesicilik, cinayet vb eylemlerin tüm inceliklerini bilen kişilerden oluşturulmaktaydı. Bunlar arasından atanan böcekbaşı ise örgütün amiri durumundaydı. Kent kadısı tarafından böcekbaşıhğa atanan kişi, kendi kadrosunu kurardı. Bu örgüt, İstanbul' daki askeri nitelikli diğer kolluk güçlerinden tamamen farklı yapıdaydı. Kadı, subaşı, yeniçeri ağası, failleri yakalanamayan olayların soruşturmasını böcek-başına havale ederler, o da kendi örgütünü işe koşarak suçluları bulmaya çalışırdı. Bu konuda, böcekler ve tebdil memurları akla hayale gelmedik yöntemler

uygularlar, kılık değiştirip halkın arasına girerler, en korkulu ve tehlikeli semtlerde araştırmalar yaparlardı. Esasen, böcekbaşı ve böcekler, suçlular arasından geldikleri için, eylemin niteliğine göre suçu kimin veya kimlerin işlemiş olabileceğini tahmin ederlerdi. Öte yandan eski İstanbul'un tüm semtlerini ve semt halklarını da çok iyi tanıdıklarından suçlu yuvalarını bulmaları zor olmazdı.

Böcekbaşı yakaladığı suçluyu, olayın türüne göre kadıya, yeniçeri ağasına, ih-tisap nazırına teslim eder veya Baba Cafer Zindanı'na götürürdü. Fakat önce, kendi yöntemiyle suçlunun burnunu, kulağını, parmaklarını, elini, hattâ kolunu keser, kesilen organ bir tepsiye konarak suçluyla birlikte çarşı pazar dolaştırılır, bu arada böcekler esnaftan başarılarının ödülü olarak bahşiş toplarlardı. Böcekbaşı, aynı suçu birkaç kez işleyen bir sabıkalıyı, halkın ortasında boynunu vurdurarak veya iple asarak ölümle de cezalandırabilirdi.

Böcekbaşının kıyafeti, çevresine yeşil çuha sarılmış siyah kuzu kürkünden kalpak, dar ve uzun cepken, mavi bol şalvar, kırmızı çizme idi. Böcekler ise tebdil gezerlerdi. Bunlar arasında tövbekar olmuş sabıkalı kadınlar da vardı.

Böcek ve böcekbaşı deyimleri, II. Meş-

Böcekbaşını betimleyen bir resim. Mahmud Şevket Paşa, Osmanlı Teşkilatı ve Kıyafet-i Askeriyesi, İst., 1325/1909 Necdet Sakaoğlu koleksiyonu

rutiyet döneminde (1908-1918) yeni o-luşturulan gizli polis ve taharri memurları için de kullanılmıştır. Fakat aydınlar, bu örgütü ve mensuplarını kişi özgürlüğü açısından sakıncalı gördüklerinden o dönemin ortamına "böcekli memleket" adını takmışlardı. Aydınlar, böcek denen gizli polisleri, II. Abdülhamid döneminin hafiyeleriyle eş tutmaktaydılar. Ahmed Midhat Efendi ise Para adlı eserinde bir kasa hırsızlığı dolayısıyla böcek deyimini, dedektif anlamında kullanmıştır.

Evangelinos Misailidis'in Temaşâ-i Dünya ve Cefakâr ü Cefakeş adlı eserinde ise Italya'daki böceklerle böcekbaşı bir soygun şebekesi olarak tanıtılmaktadır.



Bibi. Pakalm, Tarih Deyimleri, I, 241-242; Mahmud Şevket (Paşa), Osmanlı Teşkilât ve Kıyafet-i Askeriyesi, İst., 1325, s. 61; "Böcek, Böcekbaşı" İSTA, VI, 3078; İ. Ortaylı, Türkiye İdare Tarihi, Ankara, 1979, s. 197; E. Misaili-dis, Seyreyle Dünyayı (Temaşâ-i Dünya ve Cefakâr ü Cefakeş), İst., 1988, s. 529 vd.

NECDET SAKAOĞLU




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   466   467   468   469   470   471   472   473   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin