BRİSTOL OTELİ
Tepebaşı, Meşrutiyet Caddesi no. 141'de-dir. Temmuz 1896'da 1. sınıf olarak açılan "Hotel Bristol" Manoussos adlı bir mimarın eseridir. Son yıllara kadar otel işlevini yerine getiren yapı, otelin sahibi Ömer Lütfü Bengü'nün vefatı üzerine, vârislerince Esbank'a satıldı. Günümüzde Esbank genel müdürlük binası olarak kullanılmaktadır.
Geniş bir alana yayılan yapıda ana malzeme taştır. Giriş katı dahil beş katlı yapıya Esbank tarafından; beton kazıklar üzerine iki kat daha ilave edilmiştir. Beyoğlu bölgesinde, bugün de yaşamını sürdüren birçok 19. yy yapısında cephelerde heykel kullanımı dikkat çekicidir. Bristol Oteli'nde de sütunlar, sütunçeler, pilastrlar, üçgen alınlıklar, balkonvari çıkmalar ve bunlardaki korkuluk dizilerinden oluşan zengin cephe düzenlemesinin arasına iki tane de insan başı eklenmek suretiyle hareketli cephenin süs ö-ğeleri daha da artırılmıştır. Yapıda giriş bölümüne birkaç basamakla ulaşılır. İkinci kattan başlayarak kullanılan sütunçeler diğer katlarda da kullanılmıştır. Üçüncü ve dördüncü katlar, korint başlıklı, yivli çift sütunla adeta birbirine bağlanmış durumdadır.
Cephe pencere dizileriyle yatay-di-key çeşitli büyüklükte bölümlere ayrılmış durumdadır. Beşinci katın küçük pencereleri dışında, tüm pencereler dikdörtgen çerçevelidir. Dor nizamı başlıklarıyla üçüncü kat pencereleri sütunçe ve alınlıklarıyla birer Yunan tapınağını andırırlar. Aynı katın orta bölümünde yer alan pencerenin iki yanındaki sütun-çelerin başlığa yakın bölümünde, iki insan figürü kullanılmıştır.
Bristol Oteli'nin ön cephesi.
Pelin Aykut
Çeşitli bilgilere göre, inşa edildiği dönemde, içinde yer alan merdivenlerin ve merdiven korkuluklarının tamamının mermer olduğunu biliyoruz. 1918'de Bristol Oteli'nin işletmesini Yani Ciras ve Yorgo Haçaro aldılar. Onların ardından otel, mülkü ile Ömer Lütfü Bengü'ye geçti. 1940'lı yıllarda, otelin resepsiyonunda Yugoslav asıllı Sırp İvo vardı. Ivo oldukça uzun süre çalıştı. Şapkacı Balthazar'ın yerini alan ve "Pera"nın ünlü erkek butiklerinden olan Collaro'nun sahibi Jorj Collaro 1940'lı yıllarda uzun süre bu otelde kalmıştı. Aynı dönemlerde, pek başarılı olmayan, bu nedenle de sadece otel müşterilerine hizmet veren bir restoran olduğu bilinmektedir.
PELİN AYKUT
BROHTOİ
Muhtemelen Boğaziçi'nin Anadolu yakasında bugünkü Vaniköy ile Kandilli arasındaki bölgenin Bizans'taki adı. Tarihçi Prokopios'un verdiği bilgilere göre bu ad "dik yamaçlar" anlamına geliyordu. Bir imparatorluk sarayı, iki kilise ve iki manastıra sahip olan bölge, Konstanti-polis'in önemli banliyölerinden biri idi. Erken Bizans döneminde, 6. yy'dan önce yapıldığı sanılan Başmelek Aziz Mi-hael'e adanmış önemli bir kilise vardı. 6. yy'ın ortalarında harap haldeki bu kilisenin papazları, İmparator L İustinianos'a başvurarak tamirim istemişlerdi, ama imparator yeni bir kilisenin inşa edilmesini daha uygun bulmuştu. Verilere göre yeni kilise denize yakın olup, çok güzel süslemelere sahipti. Çok az kaynakta sözü edilen bu kilisenin 7. yy'daki Pers saldırıları sırasında yok edildiği tahmin ediliyor.
Aziz Mihael Kilisesi'nin yamsıra, tarihi daha da eskilere giden ve Meryem Ana' ya ithaf edilmiş bir kilise olduğunu söyleyen kaynaklar da vardır. Gene burada, Aziz Tomas ve Aziz İulianos adlarına yapılmış manastırlar bulunmaktaydı. Azize Olilpiade'nin yaşamöyküsünde anlatıldığına göre, 404'te sürgünde ölen Kons-tantinopolis Patriği Aziz İoannes Hrisos-tomos'un(-0 cenazesi Brohtoi'de bulunan, Havari Tomas adına yapılmış bir kilisede gömülmüştü. Tarihsel açıdan doğru görülmeyen bu hikâyeyi dikkate almazsak, adı geçen bu manastırın dini ömrünün ancak 7. yy'ın ilk yarısında başladığını, çeşitli verilere dayanarak söyleyebiliriz.
Her iki manastır da, 7. yy'daki Pers saldırıları sonucu yıkılmıştır. Bizans'ta bölgenin daha sonraki dönemlerine ilişkin bilgilere ise sahip değiliz. Bibi. Eyice, Boğaziçi, 59; Janin, Constantinople byzantine, 484-485; R. Janin, "L'eglise byzantine sur leş rives du Bosphore (Cote Asiatique)" Revue deş Etudes Byzantine, 12 (1954), s 86-87; R. Janin, "Leş sanctuaries byzantines de St. Michel", Echos d'Orient, 33 (1934), s. 48; J. Pargoire, "A propos de Bora-dion", Byzantinische Zeitschrift, 12 (1903), s. 478-481.
ASNU BİLBAN YALÇIN
Dostları ilə paylaş: |