CENAZE ALAYI
Padişah, valide sultan, şehzade, sultan efendi ve kadın efendi ölümlerinde düzenlenen yarı resmi nitelikteki cenaze törenleri.
islam dininin, ölen herkesi eşit sayan ve ölüler için töreni yasaklayan buyruklarına karşın, padişahlarla hanedan mensuplarına cenaze alayı denen özel programlar uygulanıyordu. Ancak, cenaze a-layı düzenlenmesi için padişahın fermanı gerekiyordu. Padişah öldüğünde, öncelikle yeni padişahın cülusu(->) yapılır, daha sonra darüssaade ağası, ölenin gömülmesi için izin ister, yeni padişah da "Teşrifat ne ise öyle olsun." derdi. Bunun üzerine sadrazam veya İstanbul kaymakamı, şeyhülislam, kazaskerler, defterdar ve reisülküttab, ocak ağaları, şehremini ve mimarbaşı işe koyulurlardı. Ölen padişahın giyimli olarak hasodamn önüne getirilmesi ve bu kişilerce görülmesi kanundu. Buraya gerilen sâyeban (gölgelik) altında selatin şeyhleri, hünkâr ima-
mı, darüssaade ağası tarafından cenaze yıkanıp kefenlenir, devlet erkânı ilk duayı yapar, tabut eller üstünde, müezzinlerin ve Enderun içoğlanlarının tekbirle-riyle Bâbüssaade önüne getirilerek hazırlanan musallaya konurdu.
Cenaze namazını şeyhülislam ya da onun izniyle imam-ı şehriyarî kıldırırdı. Yeni padişah ise arzodası önünde tek olarak durur ve cenaze namazına katılırdı. Bundan sonra eller üstünde Orta Ka-pı'ya kadar taşınan cenazeyi burada baltacılar alırlar, sadrazam, şeyhülislam, vezirler, kazaskerler, nakibüleşraf, istanbul kadısı ile mir-i alem ve kapıcıbaşıya kadar devlet protokolündeki herkes, ayrıca kapıkulu bölükleri ve halk, cenaze alayını oluşturarak yürürlerdi. Bu sırada büyük camilerden salalar verilmesi âdetti. Şehremini ve mimarbaşı ağalar ise, verilen emre göre ölenin türbesinde veya türbesinin yapılacağı yerde mezar hazırlığını tamamlarlardı. Cenaze alayının ö-nünde ve her iki yanında düzenli diziler halinde yürüyen dervişler, hocalar ve hafızlar tekbir ve tehlil getirirlerdi. Cenaze alayına katılan devlet erkânının, diğer törenlere özgü "elbise-i divanî" denen, örf, kallavi, erkân kürkü, ferve-i beyza giymeleri gelenekti. Cenaze gömüldükten sonra, sadrazamın tüm görevliler a-dına yazdığı taziye telhisini, darüssaade
Kanuni Sultan
Süleyman'ın
cenaze alayı.
(Nakkaş Osman'ın
minyatürü, Tarih-i
Sultan Süleyman,
1579-1580,
v. 115b, Chester
Beatty Library,
Dublin MS 413)
MTV Arşivi
ağası huzura çıkıp padişaha sunardı. Bunun dışında baş sağlığı dileme yapılmazdı. Cenaze alayından hemen sonra Paşa Kapısı'na dönen sadrazam, saraydan gelen ibka ve tecdid fermanları gereği, görevlilere hd'atlar giydirirdi.
istanbul'da yapılan cenaze alaylarının en görkemlisi, sefer sırasında ölen (1566) I. Süleyman (Kanuni) için düzenlenmiştir. Edirnekapı ile Yedikule arasını dolduran istanbul halkı, buradan cenazenin ardınca Süleymaniye'ye yürümüş, son cenaze namazını Şeyhülislam Ebussuud Efendi kıldırdıktan sonra Kanuni'nin na-aşı, aynı yerdeki türbesine gömülmüştü.
Tahttan indirilen padişahların cenaze alayları sönük olur, devlet erkânının tamamı da katılmazdı. Valide sultanlar, yetişkin şehzadeler, kadın efendilerle sultan efendi denen padişah kızları için de protokolü dar tutulan cenaze alayları düzenlenirdi. İstanbul'da son iki büyük cenaze alayı, tahttan indirilmiş olmasına karşın 1918'de II. Abdülhamid ile aynı yıl ölen V. Mehmed (Reşad) için düzenlenmiştir.
Bibi. Esad Efendi, Teşrifat-ı Kadime (tıpkıbasım), îst., 1979, s. 113-115, 124-125; Ali Şeydi Bey, Teşrifat ve Teşkilâtımız, İst., ty. s. 148-149; R. E. Koçu, "Kanunî Süleyman'ın istanbul'a Son Dönüşü", Resimli Tarih Mecmuası, s. 531-534.
NECDET SAKAOĞLU
Dostları ilə paylaş: |