BEŞİKTAŞ PAZARI
Beşiktaş semtinde cumartesi günleri kurulan büyük ve ünlü semt pazarı.
Beşiktaş Pazarı İstanbul'un semt pazarları arasında, yayıldığı alan, mal çeşidi ve tezgâh sayısı bakımından Salı Pazarı ve Fatih'in Çarşamba Pazarı'yla birlikte en önemlilerden biridir. 1980'lere kadar, Barbaros Bulvarı'na açılan Beşiktaş Çarşısı'nın ağzından başlayarak Ihla-mur'a kadar, çevre sokakların içlerine
yayılarak uzanan pazar, 1980 sonrasında, yeni kent düzenlemeleri sırasında pazarcıların itirazlarıyla oldukça tartışmalı biçimde, Ihlamur Deresi Caddesi ile Fulya Mahallesi altına doğru uzanan kesime nakledildi.
Beşiktaş Pazarı'nın genişlemesi ve İstanbul semt pazarları arasındaki önemli yerini alması 1950'lere rastlar. Pazar önce Beşiktaş Çarşısı'nın sınırlı bir alanına kurulurken 1960'lardan sonra büyümüş, sadece yiyecek pazarı olmaktan çıkarak giyecek eşyası, kundura, tekstil ve züc-caciye tezgâhlarının da yer aldığı bir yapıya kavuşmuştur. 1970'lerde Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya'dan gelen "kaçak eşya'ların da satılmaya başladığı pazar sadece semt sakinlerinin değil İstanbul'un başka semtlerinden alışverişe gelenlerin de cumartesi günleri uğrak yeri olmuştur. Markalı giyim eşyası ve iyi cins kumaş ve tekstil ürünlerinin ucuza satılmasıyla namlı pazardan sürekli alışveriş edenler arasında şık hanımların da bulunması nedeniyle 1970'lerde "sosyete pazarı" diye de anılan Beşiktaş Pazarı, günümüzde yeni taşındığı bölgede 20.000 m2'lik bir alan kaplamakta ve yaklaşık 1.000 tezgâhtan oluşmaktadır. En önemli özelliği kaliteli ve ucuz tuhafiye çeşitlerinin fazlalığı olan pazar, ayrıca sebze, meyve ve diğer gıda maddeleri de sunmaktadır.
İSTANBUL
BEŞİKTAŞ SARAYI
Bir zamanlar Beşiktaş sahilinde bulunan büyük saray.
Günümüze yalnızca 18. yy sonlarında Antoine-Ignace Melling, A. de Beau-mont ve D'Ohsson albümündeki L'Espi-nasse imzalı üç gravürle gelmiş; sarayın çeşitli dönemlerde geçirdiği değişimleri bir bütünlük içinde anlamamızı sağlayacak çok fazla sayıda arşiv belgesi henüz değerlendirilmemiştir. Saray geleneksel Osmanlı saray anlayışına uygun olarak birbirine galeriler ile bağlı ya da tamamen bağımsız çok sayıda köşkten oluşuyordu. Tahta çıkan her sultan yeni köşkler eklettiği, eskilerini yenilettiği veya ortadan kaldırttığı için belgelerde kaydedilen köşklerin sayısı devamlı değişmiştir. Sarayın Osmanlı saray teşkilatım yansıttığı; enderun ve birun dairelerinin sahilde, harem dairelerinin iç tarafta olduğu anlaşılmaktadır.
Boğaziçi'nde Beşiktaş semti, II. Mehmed'den (Fatih) itibaren sultanların en çok ilgisini çeken semtlerden olmuştur. Buradaki ilk saray inşaatının II. Bayezid dönemine (1481-1512) kadar uzandığı ileri sürülmektedir. I. Ahmed döneminde (1603-1617), yeni köşk ve daireler için arazi sağlamak amacıyla Beşiktaş'ta küçük bir körfez oluşturan mahalde denizin doldurulması, bölgenin Dolmabah-çe diye isimlendirilmesine ve yöredeki Karabâli, Dolmabahçe bahçeleri ile Beşiktaş Bahçesi'nin ayırt edilmelerine yol açmıştı. En fazla rağbet edilen hasbah-çelerden biri olan Beşiktaş Bahçesi(->)
Dostları ilə paylaş: |