Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi


CİHANGİR 430 r 431 CİHANGİR CAMÜ



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə665/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   661   662   663   664   665   666   667   668   ...   899
CİHANGİR

430

r

431



CİHANGİR CAMÜ

Bir kartpostalda ciğerci tipi. Nazım Timuroğlu arşivi

ri devam .ettiren Arnavut asıllı ailelere rastlanmaktadır.

Ciğerci dükkânlarının kendilerine has özellikleri vardı. Ciğerler, teldolaplarda ya da çengellerde asılı durur, müşterinin beğenmesi için göz önünde bulundurulurdu; ayak, baş varsa bunlar da temizlenmiş olarak sıra sıra alıcısını beklerdi. Yürek, böbrek hattâ işkembe bile satanlar olurdu. Günümüz ciğercileri aynı düzeni sürdürmekle birlikte satılan ürünlerin yaz kış buzdolabında saklanması, çağın gereklerine uygun bir yenilik olarak kendini göstermektedir.

Sokak ciğercileri iki çeşitti. Bir bölümü bir at ya eşeğin iki yanına yüklediği ya da sırtına aldığı teldolaplar içinde bulunan ciğer ve diğer sakatatı mahalle aralarında dolaşıp Arnavut ağzı bir Türkçe ile bağırarak satardı. Bir bölüm gezgin ciğerci de uzunca bir sırığın iki ucuna sıralanmış ciğerleri açıkta ve sokak sokak gezdirerek satardı. Sırık ciğercisi de denilen bu esnafın peşi sıra gezen her türden sinek ile sokak kedileri hiç eksik olmazdı. Ciğerci bir yandan çoluk çocuk, genç ihtiyar alışveriş için gelenlere meram anlatırken, bir yandan sinekleri kovalar, bir yandan da sağdan soldan saldırıya geçen kedileri uzaklaştırmaya çalışırdı.

istanbul cihangir

Beyoğlu İlçesi'nde bir semt. Kuzey'de Taksim tarafında Sıraselviler Caddesi ile Kazancıbaşı Yokuşu arasından başlayıp, güneyde dik yokuş ve merdivenlerle Sa-lıpazarı ve Fındıklı'ya inilen tepe yamaçlarına dek uzanır.

Yahya Kemal Beyatlı'nın Üsküdar'ı anlatan bir şiirinde "Git bu mevsimde gurub vakti Cihangir'den bak!" sözleriy-

le dile getirdiği gibi, Cihangir tepesi karşıda Anadolu yakasında Kuzguncuk'tan Selimiye'ye dek uzanan" geniş kıyı ve yamaçları, Kız Kulesi'ni, Rumeli yakasında Boğaziçi'nin girişini tarihi yarımadanın uç kısmını ve onun üzerindeki Topkapı Sarayı'nı ya da berrak havalarda Ada-lar'ı bile görmeyi mümkün kılan pano-ramasıyla, kentin "en güzel manzaralı" mevkilerinden birisidir.

Burası hakkında Osmanlı öncesi dönemine ait herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, denizden kayalık halinde yükselen dik tepenin üzerinde ya Evliya Çelebi'nin "Aleksandra adında kadim bir mabed" diye tanımladığı eski bir pagan tapınağına veya bir erken Bizans manastırına ait olduğu sanılan kalıntılara rastlanmıştır. Osmanlılar dönemine ait semtle ilgili ilk belgede ise burada birtakım nahoş kadınların ve erkeklerin kaldığı yazılıdır (1563).

O sıralarda I. Süleyman'la (Kanuni) Hürrem Sultan'm küçük oğulları Şehzade Cihangir'in çok genç yaşta ölmesi ü-zerine padişah İstanbul'a hâkim bu tepenin üzerinde, eski dini binanın harabelerinin bulunduğu mevkide 1559-1560' ta bir cami inşa ettirdi. Mimar Sinan tarafından yapılan camiye Şehzade Cihangir'in adı verildiğinden orasının adı da Cihangir kaldı. Ne var ki, o sıralarda yöre henüz semt denilecek kadar bir yerleşim bölgesi değildi. Nitekim kıyıdan camiye kayalıklar içine oyulmuş 100 basamaktan fazla mermer merdivenle çıkılması da müdavimlerin, daha çok başka semtlerden kayıklarla ya da arabalarla Fındıklı'ya gelip, buradan camiye çıktıklarını gösterir.

19. yy'in sonlarında ve 20. yy'ın ilk çeyreğinde yapılan kagir binalarla ve büyük apartmanlarla semt yoğun bir yerleşim bölgesi oldu. Daha çok gayrimüslim azınlıkların oturduğu Cihangir'e, 1920' den sonra akın akın gelip Pera'da biriken Beyaz Rus göçmenlerin bir bölümü yerleşti. Cumhuriyet'ten sonra da Cihangir'in inşa ve gelişmesi devam etti. 1934

Cihangir'in genel görünümü. Elif Erim, 1992

tarihli şehir rehberinde belirtildiği gibi -ve bugün de hâlâ- semt birisi Cihangir, diğeri ise Pürtelaş Hasan Efendi adını alan iki mahalleden oluşmaktadır.

istanbul'un birçok semti gibi Cihangir de zaman zaman yangınlara maruz kalmıştır, fakat nüfus yoğunluğu yüksek olmadığından bu yangınlar, istanbul'un ünlü yangmlarındaki kadar hasara yol açmamıştır. Miladi takvime göre kısaca sıralanacak olursa; 1765'te çıkan ve on saat süren bir yangında semtteki tüm evler yanmıştı, 1823'te semtin güneydoğusundaki Firuzağa'da çıkan yangın, Sor-magir'e (semtin bugün Başkurt Sokağı adım alan, tanınmış sokaklarından) kadar sıçramıştı, 1863'te ise bu kez Sorma-gir'de kırkı aşkın ev yanmıştı, 1868, 1869, 1874, 1875 ve 1890'daki küçük yangınlardan sonra, 1916'daki bir başka yangında tüm ahşap binalar kül olmuş, kagirler de hayli hasar görmüştü. O tarihten sonra semtte bir daha ahşap bina yapılmadı.

Cihangir 1930,1940 ve 1950'lerde hem Beyoğlu'ndaki eğlence yerlerinde çalışanların oturduğu, randevuevlerinin bulunduğu, hem de lüks apartman dairelerinin yer aldığı, varlıklı bir kesimin yaşadığı, kentin tanınmış pek çok tabip ve diş hekimi muayenehanelerinin, özel dispanser ve polikliniklerinin bulunduğu bir semtti. Alman Hastanesi ve Beyoğlu İlkyardım Hastanesi de Sıraselviler üzerinde, bu semttedir. 1960'larda başlayan Taksim ve Beyoğlu'ndaki bozunmaya paralel olarak Cihangir de kötüleşti, ba-kımsızlaştı, 1980'lerde semtin kamuya açık biricik yeşil alanı olan Cihangir Parkı kaldırılarak, yerine bir beton yığını halinde kapalı otopark yapıldı. Semt sakinlerinin, öğrencilerin ve kentin çeşitli semtlerinden müdavimlerin sevdikleri, Lenger Sokak'taki denize nazır Ege Aile Bahçesi başka bir müdavim grubuna açık gece kulübüne dönüştü. Semtin Salıpazarı'na inen yamaçlarında kamuya kapalı ama iskân dışı kalmış bazı yeşil alanlar hâlâ vardır.

Cihangir'in yazgısı Beyoğlu ve Tak-sim'inkine bağlıydı, semt olarak bugünden yarına nasıl evrimleşeceği de aynı faktörlere bağlıdır ve bugünkü gidiş sürerse muhtemelen turistik bir yöre ya da öyle bir yerin tamamlayıcısı halinde gelişecektir.

BEHZAT USDİKEN




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   661   662   663   664   665   666   667   668   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin