Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə667/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   663   664   665   666   667   668   669   670   ...   899
CİHANGİR CAMÜ

432

433

CİHANOĞLU, SAİD

ligi kaldırıldığından, içleri istenildiği gibi boşaltılarak, yelpaze biçimi geniş pencerelerle hareketlendirildiği görülmektedir. Kubbe bu dört kemere oldukça dar bir kasnakla oturmakta, kubbeden kare mekâna geçişte ise pandantifler yardımcı olmaktadır. Kubbe, kasnak, pandantifler ve son cemaat yerinin üstü dıştan tamamen kurşun kaplıdır.

Mümkün olduğunca simetri uygulanan camide doğu ve batı duvarları birbirlerinin eşleridir. Kuzey duvarında ise son cemaat yerinin bitiminden itibaren üst bölüm, diğer üst bölümlerle aynıdır. Kıble cephesi de diğer cephelere benzemekle birlikte, arazinin eğiminden ötürü üç katlı bir görünüm ortaya koymaktadır. Bu alt bölüm demir parmaklıklı, yuvarlak kemerli beş pencere ile hareket-lendirilmiştir. Cami, aslında bu bodrum katı hariç, tek katlı olup, son cemaat yerinin üst hizasında başlayıp tüm yapıyı dolanan silmeler sayesinde iki katlı bir görünüm kazanmıştır. Harim kısmının alt hiza pencere sistemi beşli bir düzene sahiptir. Doğu ve batı duvarlarında yuvarlak kemerli beş pencere mevcuttur. Kıble ve kuzeye bakan duvarlarda ise yine beşli düzen görülmekle birlikte, bunlarda ortada mihrap ve kapı bulunmaktadır. Bu pencereler dönemin üslubunda, ince işçilik gösteren dökme demir şebekelerle kaplıdır. Yine dış cephede alt hizadaki pencerelerin aralarına, kesme taştan örülerek oluşturulmuş, gömme sütun ve payeler yerleştirilerek dikey hareketlilik sağlanmıştır. Caminin dört köşesinden yükselen ağırlık kuleleri birinci kat boyunca dışa taşkın masif birer kitle halindeyken, bu seviyeden itibaren iki katlı bir görünüm kazanmaktadır. Büyük kemeri destekleyen ağırlık kulelerinin üst bölümlerinin

Cihangir Camii'nin 19. yy sonlarında güneybatıdan görünümü. Eldem, Boğaziçi Anıları

her dört cephesinde de dilimli kemerli sathi birer niş bulunmaktadır. Taştan iki boğumlu tepeliğin üzerindeki madeni, hilal şeklinde bir alemle ağırlık kuleleri sonuçlanmaktadır.

Caminin içine girildiğinde, harim kapısının iki yanında, kuzey duvarına bitişik olarak, iki kat halinde düzenlenmiş olan mahfil bölümü yer alır. Tamamen ahşaptan oluşturulan mahfilin üst katı ahşap, silindirik dört sütuna oturmakta ve kapı üzerine gelen orta bölümü caminin içine doğru yarım daire şeklinde, kavisli bir çıkma yapmaktadır. Üst mahfile, kapının sol tarafındaki alt mahfilin köşesinden, merdivenlerle çıkılmaktadır. Alt ve üst kat mahfil korkulukları, dönemin anlayışına uygun, bitkisel formlu ahşap levhalardan oluşturulmuştur.

Yapının süslemesi de mimarisindeki sadeliği, yalınlığı devam ettirmektedir. Dışta sadece, kubbeyi taşıyan dört bü-

Günümüzde Cihangir Camii.



Elif Erim, 1992

yük kemerin yüzeylerinde süsleme mevcuttur. Israrla bütün dikkati üzerine çeken bu bitki motifli bezeme, friz halinde kemerin kavsine göre düzenlenmiş ve dönemin üslubuna uygun olarak, barok tarzda yapılmıştır. İç mekânda ise yegâne süsleme öğesi kalem işleridir. Çok ölçülü kullanılan bu kalem işlerinde barok karakterli, mat renklerin hâkim olduğu bitki motifleriyle bezemeler yapılmıştır. Mihrap duvar kalınlığını aşmayacak derinlikte, basit bir niş şeklinde olup, dıştan sadece kör pencere izlenimi vermekte ve her iki yanındaki pencereler kadar bir yer işgal etmektedir. Mihrabın bütün bezemesini, boya ile yapılmış, dilimli, kordonlarla tutturulmuş perde motifi oluşturmaktadır. Altta ise, bütün harim kısmında, pencere altlarında dolanan, boya ile yapılmış, kartuş şeklindeki, mermer taklidi süsleme öğesi görülmektedir. Minber ve vaaz kürsüsü ahşap olup oldukça kaliteli işçilik göstermektedir. Minberin yan bölümleri kartuşlar halinde düzenlenmiş, kabaralarla zenginleştirilmiş görünümüyle değişik bir uygulama olarak dikkati çekmektedir. Yapının doğu duvarında yer alan vaaz kürsüsü duvara monte edilmiş, yarım daire şeklinde olup, alttan yelpaze şeklinde açılan bir destekle taşınmaktadır. Tekkelerin kapatıldığı 1925' e kadar, aynı zamanda tevhidhane olarak da kullanılan harim bölümü duvarlarında, 19. yy'm hat ustalarına ait, ta'lik ve sülüs hatlı, büyük boyutlu, "zerendud" (siyah zemin üzerine yaldızla yazılmış) levhalar sıralanmaktadır. Bunlar arasında, Şeyh Hasan Burhaneddin Cihangirî'nin adını içeren levha dikkati çeker.

Caminin avlusu dışında, Cihangir yokuşuna bakan batı duvarının bitiminde, duvara bitişik olarak yapılan, küçük ölçülü sivri kemerli çeşmenin, bugün üzerinde kitabesi olmamasına rağmen, Ha-dîka'dan, IV. Murad'ın musahiplerinden Silahdar Bıyıklı Mustafa Paşa tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir. Mecmuâ-i Tevâritite de çeşmenin 1048/1638 tarihli olduğu belirtilmektedir. Kesme taştan inşa edilen çeşmenin üzerinde, yine taştan bir sıra palmet dizisi uzanmakta olup, bugün suyu akmamaktadır.

Avluda, caminin doğusunda bulunan alan haziredir. Burada, değişik dönemlerden pek çok kabrin yanında, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde geçen ve daha sonra Hadîka'dan yandığı öğrenilen tekkenin kurucusu ve ilk şeyhi olan Hasan Burhaneddin Cihangirî'nin, 1951'e kadar ahşap bir yapıyken bu tarihten sonra yıkılarak betondan yeniden yapılan türbesi bulunmaktadır. Ayrıca hazire kapısından girince hemen solda, mermerden yapılmış bir şadırvan ve su ku-yusuyla, tulumba görülmektedir. Kartuşlar halinde düzenlenmiş şadırvanın üzerindeki beş satırlık kitabesinden, kuyunun 1312/1894'te Âdile Sultan tarafından açtırıldığını, 1318/1900'de de Gazi Osman Paşa'nın tulumba ve şadırvanı yaptırdığı öğrenilmektedir.

Avlunun kuzeyinde, doğu duvarına

yakın, köşede, dikdörtgen planlı, üzeri yuvarlak tonoz örtülüyken, günümüzde tek meyilli çimento çatılı hale getirilmiş, bir sıra taş, bir sıra tuğla örgülü bir sarnıç bulunmaktadır. Batıya bakan kapağın üzerindeki kitabede 1120/1708'de Hacı Hüseyin isimli kişi tarafından yaptırıldığı yazılıdır.

Avlunun kuzey duvarının ortasında, göz hizasında, mermer bir levha üzerinde, bugünkü caminin cephe görüntüsünü doğru oranlarla tasvir eden bir kabartma göze çarpar. Bir tür maket olarak değerlendirebileceğimiz bu levha, tasarıma ilişkin belgelerin çok sınırlı olduğu Türk mimarlık tarihinde önemli bir yer işgal eder.

Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, II, 72-73; Ayvansa-rayî, Mecmuâ-i Tevârih, 152; Osman Bey, Mecmua-i Cevâmi, II, 34-35, no. 141; Raif, Mir'at, 347-349; Konyalı, Mimar Sinan, 53-56; K. E. Kürkçüoğlu, Süleymaniye Vakfiyesi, Ankara, 1962, 6, 48; İSTA, VII, 3564-3565; Evliya, Seyahatname, II, 115; Sözen, Mimar Sinan, 337, 371; Eldem, Boğaziçi Anıları, 10-11, 14-15; H. Sezgin, Türk ve İslam Ülkeleri Mimarisine Toplu Bakış, îst., 1979, 204; Kuran, Mimar Sinan, 302; M. Avunduk, "Cihangir Camii ve Çevresinin Değerlendirilmesi", (İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamış yüksek lisans tezi), 1986; Öz, İstanbul Camileri, II, 16; A. Ahun, "Cihangir Camii", DİA, VII, 539-540.

HAKAN APJI




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   663   664   665   666   667   668   669   670   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin