KELÂNTER 6
Bibliyografya : 6
KELB (BENÎ KELB) 6
Bibliyografya : 7
KELBI, EBÜ'L-KÂSIM 8
KELBI, HİŞÂM B. MUHAMMED 8
Eserleri. 8
Bibliyografya : 9
KELBI, MUHAMMED B. SÂİB 9
Bibliyografya : 10
KELBİLER 10
Bibliyografya : 11
KELD ANİLER 11
Bibliyografya : 14
KELİLE VE DİMNE 14
Bibliyografya : 16
KELÎM-İ KÂŞANI 16
Eserleri. 16
Bibliyografya : 17
KELİME 17
Bibliyografya : 19
KEÜME-İ TEVHİD 19
Bibliyografya : 21
Hat. 21
Bibliyografya : 22
KEÜMETULLAH 22
KELÎMULLÂH 22
KEÜMULLAH-I CİHÂNÂBÂDÎ 22
Eserleri. 22
Bibliyografya : 23
KELÛK B. ABDULLAH 23
KELVEZANI 23
Eserleri. 24
Bibliyografya : 25
KEMAH 25
Bibliyografya : 27
KEMAHLI İBRAHİM HAKKI 28
Eserleri. 29
Bibliyografya : 29
KEMAL 29
Bibliyografya : 30
el-KEMAL 30
KEMAL, ALİASKER 32
Eserleri. 32
Bibliyografya : 33
KEMAL ARUÇİ 33
Bibliyografya : 34
KEMAL-İ HUCENDI 34
Bibliyografya ; 35
KEMAL REİS 35
Bibliyografya : 36
KEMAL TAHİR 37
Bibliyografya : 38
KEMAL UMMI 38
Eserleri. 39
Bibliyografya : 40
KEMALEDDİN BEY, MİMAR 40
Bibliyografya : 41
KEMÂLEDDİN el-ENBÂRÎ 41
KEMÂLEDDİN el-FÂRÎSÎ 41
Eserleri. 42
Bibliyografya : 43
KEMÂLEDDÎN-İ HÂRİZMÎ 43
Eserleri. 43
Bibliyografya : 43
KEMÂLEDDÎN-İ İSFAHANI 44
Bibliyografya : 44
KEMALİ, ZİYÂEDDİN 44
Bibliyografya : 45
KEMALİ EFENDİ 45
Bibliyografya : 47
KEMALİYE 47
Bibliyografya : 48
KEMALOĞLU 49
KEMALPAŞAZÂDE 49
Bibliyografya : 51
Fıkhî Görüşleri. 52
Bibliyografya : 54
Kelâma Dair Görüşleri. 55
Bibliyografya : 57
Edebî Şahsiyeti. 57
Bibliyografya : 58
Eserleri. 58
A) Tarih, Dil ve Edebiyat. 58
B) Akaid ve Kelâm. 59
C) Felsefe. 60
D) Fıkıh ve Fıkıh Usulü. 61
E) Tasavvuf. 62
F) Tefsir. 62
Bibliyografya : 63
KEMALZÂDE ALİ EFENDİ 63
KEMÂNÎ HIZIR AĞA 63
KEMANKEŞ ALI PAŞA 63
Bibliyografya : 64
KEMANKEŞ MUSTAFA PAŞA 64
Bibliyografya : 66
KEMANKEŞ TEKKESİ 66
KEMENCE 66
Bibliyografya : 68
KEMER 68
Bibliyografya : 69
KEMİYET 69
KEMURA, SÜLEYMAN 69
Bibliyografya : 70
KENAN PAŞA 70
Bibliyografya : 71
KENAN RIFAI 71
Eserleri. 71
Bibliyografya : 72
KENDİNİ BEĞENME 72
KENGERÎLER 72
KENNÛN 72
Eserleri. 73
Bibliyografya : 73
KENYA 73
I. Fizikî Ve Beşerî Coğrafya 74
II. Tarih Ve İslâmiyet 74
Bibliyografya : 75
KENZ 76
KENZ-İ MAHFÎ 76
Bibliyografya : 77
KENZI HASAN EFENDİ 77
KENZÎLER 77
Bibliyografya : 79
KENZU'D-DEKAIK 79
Bibliyografya : 81
KENZÜ'L-KÜBERA 81
KENZÜ'L-UMMAL 81
Bibliyografya : 82
KENZU'I-VUSUL 82
KEPECİOĞLU, KÂMU 82
Eserleri. 83
Bibliyografya : 83
KERABISI 84
Bibliyografya : 84
KERAHET 85
KERAMET 85
Bibliyografya : 88
Kelâm. 89
Bibliyografya : 91
KERAMET ALİ 92
Eserleri. 92
Bibliyografya : 92
KERBELA 93
Bibliyografya : 94
a) Arap Edebiyatında Kerbelâ. 95
b) Fars Edebiyatında Kerbelâ. 95
Bibliyografya : 96
c) Türk Edebiyatında Kerbelâ. 96
Bibliyografya : 98
KERBİYYE 98
KERÇ 98
Bibliyografya : 99
KERDERÎ, HÂFIZÜDDİN 100
KERDERÎ, ŞEMSÜLEİMME 100
Bibliyografya : 101
KERECİ 101
Eserleri: 101
Bibliyografya : 102
KEREK 102
Bibliyografya : 103
KEREKÎ, BURHÂNEDDİN 104
Eserleri. 104
Bibliyografya : 104
KEREKÎ, MUHAKKİKİ SÂNÎ 105
Eserleri. 106
Bibliyografya : 107
KEREM, YÛSUF 107
Eserleri. 108
Bibliyografya : 108
KEREM İLE ASLI 108
Bibliyografya : 109
KERERANILER 110
Bibliyografya : 111
KERHİ 111
Eserleri. 113
Bibliyografya : 113
KERİM 114
Bibliyografya: 114
KERİM HAN ZEND 115
Bibliyografya : 115
KERİMİ, FÂTİH 116
Eserleri. 117
Bibliyografya 117
KERİMOVIÇ, MEHMET ALİ 117
Eserleri. 118
Bibliyografya : 118
KERÎMÜDDİN AKSARAY 118
KERKÜK 118
Bibliyografya : 120
KERMELÎ, ANİSTÂS MÂRÎ 121
Bibliyografya : 122
KERMÎ 122
KERRÂMİYYE 122
Bibliyografya : 125
KERREMALLAHU VECHEH 126
Bibliyografya : 126
KERT 126
Bibliyografya : 127
KERÛBÎ 127
KERVAN 127
Bibliyografya : 129
KERVANSARAY 130
Bibliyografya : 132
KELÂNTER
Bîr bölgenin veya bir şehrin temsilcisi, önde geleni anlamında özellikle Iran sahasında kullanılan
Farsça "büyük" mânasında kelândan gelir. Türkçe'ye kelânter biçiminde geçmiş ve daha sonra kalantor şeklini almıştır. Osmanlı devlet ve toplumu ile doğrudan bağlantısı olmamakla birlikte bugünkü Türkçe'de kalantor söylenişiyle güçlü, mevki sahibi, paralı kişileri ifade eder bir anlam kazanmıştır. Bu sıfatın Azerbaycan ve Doğu Anadolu yoluyla halk diline yerleştiği, İran'daki Safevî, Karakoyunlu, Ak-koyunlu dönemlerinden kalan bir deyiş olduğu anlaşılmaktadır. Uzun Hasan'ın 874 (1469-70) tarihli Horasan ve Mâverâü-nehir'e yazılan fermanında "kelânterân" bölgenin yetkilileri olan zümrelerin elkâbı şeklinde geçer. Karakoyunlular'da da bu yetkiliyle ilgili kayıtlara rastlanır. Cihan Şah'm Ramazan 857 (Eylül 1453) tarihli fermanında "kelânterân ve kedhüdâyân ve reâyâ-i mevzi-i Culah ifadesi bulunur.
A. Katharina Svvynford Lambton'a göre XV. yüzyıldan beri İran'da kelânter şehrin önde geleni, bir lonca temsilcisi (kethüda) veya kırsal kesimde bir kabilenin başı olarak sivil hiyerarşide yer alır; devlet bürokrasisinin üyesi olmaktan çok muhatabıdır. Bununla birlikte Heribert Busse'nin yayımladığı belgelerden ve Jeas Baptiste Tavernier gibi seyyahların notlarından daha başka mânalara geldiği de anlaşılır. Lambton. kelânterin Selçuklular'daki reis gibi bir bölgenin temsilcisi kabul edildiğini belirtir, ancak görevinin bundan daha fazla olduğunu, özellikle vergi konulması ve toplanmasında önemli rolü bulunduğunu yazar. Askerî ve merkeziyetçi karakteri ön planda gelen Selçuklu ve Osmanlı idaresinde buna benzer görevlerin işlevlerinin ağırlıklı olması mümkün değildir. Safevîler devrinde kelânterin şah tarafından tayin edilmesi bu açıdan dikkat çekicidir. Bilhassa bu memuriyetin Safevîler'-de ulaştığı mevki Osmanlı ve Selçuklu devletlerinde görülmez. Kelânter vergi toplar, tahsildarlar tayin eder, lonca reisleri ve bölge temsilcilerini gereğinde bir araya getirirdi. Vergilerin arasında "rü-sûm-ı kelânterfnin varlığı loncalar üzerindeki bu kontrolüne işaret eder. Kelânter, loncalar ve bir bölge halkı arasındaki anlaşmazlıklarda da uzlaştırıcı rol oynar. Fakat bu bir yargı görevi değildi. Eyaletlerde malî. idarî ve murakabe görevleri bulunan kelânterin tayininde halkın ve yetkili otoritelerin etkisi olduğu görülmektedir. Kelânterin göreve gelmesi hukuk usulü bakımından bir seçime dayanmaz; ancak mahallin ileri gelenlerinin istişare ve kanaatine başvurulduğu ve kabul gören birinin bu göreve tayin edildiği anlaşılır. Esasen halkın arzu ve şikâyetlerini devlet temsilcilerine, devletin emirlerini de halka bildirmek ve halkı ikna etmekle görevli bir aracı durumundadır. XIX. yüzyılda kelânterlik İran idaresi mer-kezîleştikçe önemini kaybetmiştir. Kelânterlik gibi mahallî temsil niteliği yüksek bir memuriyet, meselâ XVII. yüzyılda İsfahan yanındaki Culfa şehrinde bir Ermeni tarafından ifa ediliyordu. 1663 -1664'teki seyahati sırasında Culfa'ya uğrayan Jean Baptiste Tavernier kelânterden Ermeniler nezdindeki yönetici diye söz eder ve onların görevinin gelen giden önemli kişileri misafir etmek olduğunu yazar.1 Kelânterliğin, Osmanlılarda bilhassa XVIII. yüzyılda temayüz eden bir mahallî temsilcilik denilebilecek âyanlıkla benzer işlevleri varsa da daha güçlü ve oturmuş bir kurum olduğundan paralellik kurulması pek mümkün değildir. Bu kelime günümüzde İran'da bir mahallin belediye reisi, nahiye müdürü ve vali gibi ileri gelen kimseler için kullanılmaktadır.
Bibliyografya :
J. B. Tavernier. Les six uoyages de Turquie et dePerse(ed.S. Yerasimos), Paris 1981. II, 190-191; J. Malcoim, Hislory of Persia, London 1829, II, 324-325; Du Mans, Etat de la Perse en 1660, Paris 1890, s. 36; H. Busse. üntersuchun-gen zum istamisehen Kanzleitvesen, Kairo 1959, s. 149; A. K. S. Lambton, "The Office of Kalamar under the Safawids and. Afshars", Melanges Masse, Tahran 1963, s. 206-218; a.mlf.. "Kalanlar", 0a(İng.): IV, 474-476; Cl. Huart, "Kelânter", İA, V], 545. DİA
Dostları ilə paylaş: |