Bibliyografya : 7 meaumu's-sunen 7



Yüklə 1,47 Mb.
səhifə13/56
tarix07.01.2019
ölçüsü1,47 Mb.
#91785
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   56

MECAZU'l-KUR'AN

Kur'ân-ı Kerîm'deki mecazi lafızların tefsirini konu alan ilim dalı ve bu dalda yazılan eserlerin ortak adı.

Belagat âlimlerine göre, gerçek anla­mın kastedilmesine engel olan bir karine ile ve bir alâkanın varlığı sebebiyle gerçek anlamı dışında bir mânada kullanılan keli­me ve terkibe mecaz denir. Mecaz lafızda olduğu gibi terkipte ve cümlede de olur. İslâm âlimleri arasında dilde ve Kur'an'-da "hakikafin varlığı konusunda bir ihti­lâf bulunmamaktadır. Çünkü Kur'an'ın büyük bir kısmı bu tür kelime ve ifadeler­den oluşmaktadır. Hakikat bildiren lafız­lar asıl mânaları dışında anlam taşıma­yan, takdim-tehir ifade etmeyen ve olum­suzluk kabul etmeyen lafızlardır.185

Dilde varlığı inkâr edilemeyen mecazın Kur'an'da mevcut olup olmadığı tartış­malıdır. Kur'an Arap dilinin kurallarına ve ifade şekillerine uygun olarak geldiğin­den mecaz, istiare, kinaye, teşbih, temsil, telmih ve hazif gibi dil olguları ile edebî sanatların Kur'an'da da yer alması tabii­dir. Bu gerekçelerle dilcilerin ve İslâm âlimlerinin çoğunluğu Kur'an'da mecazın varlığını kabul etmiştir. Hz. Peygamber'in bazı mecazi ifadeleri ve ashabın bunlara göre ortaya koyduğu davranış şekilleri mecazın varlığının bir başka delilidir. Re-sûl-i Ekrem'in Hendek Gazvesi sonrasın­da ikindi namazının Benî Kurayza yurdun­da kılınması emri ashap arasında farklı şekilde algılanmış, bazıları emri hakiki mânasında alarak namazlarını oraya va­rıp kılmış, bazıları ise bu emrin oraya er­ken varılmasını teşvik için söylenmiş me­cazi bir ifade olduğunu düşünerek namaz vaktinin geçmemesi için yolda kılmışlar­dır.186 Resûlullah'ın her iki gruba da bir şey söylememesi mecazi yorumu onayladığını göstermektedir. Ramazan­da imsak vaktinden söz eden âyetteki 187 "beyaz ve siyah ip" kelime­lerini hakiki mânalanyla alıp yastığının al­tına siyah ve beyaz renkteki ipleri koyarak vakti belirlemeye çalışan ve daha sonra konuyu Hz. Peygamber'e arzeden Adî b. Hâtim'in durumu mecaz konusu için da­ha açıktır. Nitekim Adî'yi dinleyen Resül-i Ekrem bunların "gecenin karanlığı ve gündüzün aydınlığı" anlamına geldiğini ifade etmiştir.188 Resûlullah'ın hanımlarının sorduğu, "Hangimiz sana daha önce kavuşacağız?" sorusuna "eli en uzun olan" şeklinde ce­vap vermesi 189 onla­rın da bu cevapla cömertliğin kastedildi­ğini anlaması Hz. Peygamber'in günlük hayatında mecazın yer aldığını göster­mektedir.

Kur'an'da mecazların varlığını Zahirî­ler'den Dâvûd ez-Zahirî ve oğlu Ebü Bekir İbn Dâvûd ez-Zâhirî, Şâfiîler'den îbnü'l-Kâs, Mâlikîler'den İbn Huveyzmindâd ve Mu'tezile'den Ebû Müslim el-İsfahânî gi­bi ilk dönem âlimleri kabul etmemiştir. Bunlara göre mecaz yalanın kardeşidir; nitekim söz söyleyen kimse meramını ha­kikatlerle dile getirmekten âciz kaldığı za­man mecaza sığınır, bu İse Allah için mu­haldir.190 Kur'an'da mecazın varlığına dair tartış­malar ilk dönemle sınırlı kalmamış, gü­nümüze kadar gelmiştir. Muhyiddin İb-nü'1-Arabî ile Selefi düşünceyi yeniden canlandıran Takıyyüddin İbn Teymiyye, Kur'an'da gerek Allah'ın zâtı ve sıfatları gerekse diğer konularla ilgili olarak kul­lanılan ve mecaz olduğu iddia edilen lafız ve tabirlerin mecaz olmadığı görüşünde­dir. İbn Kayyım el-Cevziyye, Cemâleddin el-Kâsımî, Muhammed Emîn eş-Şinkitî de mecaza karşı benzer görüşler ileri sür­müşlerdir. Çeşitli eserlerinde konu üze­rinde duran İbnü'l-Arabî'ye göre bir lafız ancak hakikatine hamletmek muhal ol­duğunda mecazi mânada kullanılır. Dilde mecazın varlığını kabul eden İbnü'l-Ara­bî'ye göre Kur'an'da Allah'a nisbet edilen yed. kabza, vech gibi isimler ve istiva, "denâ ve tedellâ", "câe" gibi fiiller hakiki anlamlarında kullanılmış olup bu kelime­lere mecazi mânalar yüklenmesi ve Kur­'an'da mecazın varlığının kabul edilmesi Allah'ın kullarıyla gerçek anlamda ilişki kuramadığı, ancak mecaz ve istiare yo­luyla kendini tanıttığı sonucunu doğurur. Kur'an'da yer alan ifadelerin benzerleri hakiki mânada Araplar'ın edebî metinle­rinde ve günlük konuşmalarında da var­dır. Meselâ Necm sûresinin 8. âyetinde yer alan, "Sonra ona yaklaştı ve sarktı..." cümlesindeki yakınlığı ifade eden kulla­nım "kralın yakınında olmak" söyleyişinde de mevcuttur. Araplar, kendisiyle manevî yakınlık kastedilen bu ifadeyi "itibar yük­sekliği" anlamında hakiki mânada kulla­nırlar.191 İbnü'l-Arabî'nin mecâzü'l-Kur'ân'la ilgili bu çizgisi Takıy­yüddin İbn Teymiyye tarafından aynen sürdürülmüştür. Onun delillerinden biri Allah'ın kendisine iki el nisbet etmesidir.192 Tekil kelime çoğul, çoğul kelime tekil anlamında mecaz olarak kul­lanılabilir. Tesniyeler için tekil veya çoğul kullanımı söz konusu değildir. Böyle olun­ca âyette kelime hakiki anlamındadır. Bundan başka Kur'an'da mecazi mânaya geldiği söylenen kelimelerin tamamı Araplar'm kullanımında vardır, bunların hakiki anlamda değil mecazi anlamda kullanıldığını tarihen ispat etmek müm­kün değildir ve dil nesilden nesile öğreni­lerek aktarılır. 193Kur'an'da me­cazın varlığına itiraz edenler aynı gerekçe­lerle kinayelerin de bulunduğunu kabul etmemişlerdir.194

Belagat âlimleri mecazın hakikatten, kinayenin sarih ifadeden daha etkili bir anlatım şekli olduğunda ittifak etmişler­dir. Eğer Kur'an'da mecazın bulunmaması gerekiyorsa hazif, tekit, kıssaların tekrarı gibi hususların da olmaması gerekir. As­lında dildeki pek çok ifade mecazi anlam taşımakta, "kâme Zeydün" (Zeyd ayağa kalktı) gibi sade bir cümle bile mecazi bir anlatım ihtiva etmektedir.195 Tehânevrye göre Kur'an'da me­cazın varlığını kabul etmeyenlerin ileri sür­düğü deliller "örümceğin evinden" daha zayıftır.196 İbn Kuteybe me­cazı bir tür yalan sayarak Kur'an'da me­cazın olmadığını söyleyenleri cahillik, an­layışsızlık ve dar görüşlülükle suçlamış, mecazın yalan kabul edilmesi halinde söz­lerimizin çoğunun bozuk ve sakat olaca­ğını ifade etmiştir. Bedreddin ez-Zerkeşî ve Süyûtî de muhaliflerin ileri sürdüğü şüphelerin yersiz olduğunu belirtmişlerdir. Çünkü Kur'an'da mecazın yok olduğu kabul edilirse Kur'an'ın anlatım güzellik­lerinin yansı ortadan kalkmış olur.

Mecâzü'l-Kur'ân terkibinin bir Kur'an ilmi olarak ilk defa kimin tarafından kul­lanıldığı kesin olarak bilinmemekle birlik­te Kur'an'daki mecazlar üzerine yapılan çalışmalar veya Kur'an'daki mecazlara dikkat çeken eserler çok eskilere gider. Bu konuda Halîl b. Ahmed, Sîbeveyhi, Ebû Zeyd el-Kureşî. Yahya b. Ziyâd el-Ferrâ, Ma'mer b. Müsennâ gibi dilcilerle Mu'te-zile âlimleri ve Özellikle Câhiz önde gel­mektedir. Mecaz kelimesinin terim olarak ortaya çıkmasının IV. (X.) yüzyıla kadar uzandığını ileri süren İbn Teymiyye'ye gö­re Kur'an lafızlarını hakikat-mecaz ayırı­mına tâbi tutanlar arasında ilk dönem tefsir, hadis, fıkıh, dil ve nahiv âlimlerin­den hiçbiri yer almamaktadır; mecaz ke­limesi İlk defa Kur'an'la ilgili olarak Ebû Ubeyde Ma'mer b. Müsennâ tarafından kullanılmıştır. Ancak Ebû Ubeyde'nin me­cazla kastettiği şey hakikatin karşıtı de­ğildir; onun mecazı "izah, tefsir, te'vil ve meal" anlamlarındadır.197 Ancak eldeki deliller İbn Teymiyye'nin bu iddia­sını desteklememekte ve terim anlamıy­la mecaz kavramının Sîbeveyhi'ye, hat­ta Halîl b. Ahmed'e kadar vardığını gös­termektedir. Sîbeveyhi mecaz yerine "siatü'l-kelâm" (sözdeki anlam genişle­mesi) terkibini 198 Fer-râ ise "icâze" kelimesini kullanmış, di­ğer dilciler de benzer terimler geliştir­miştir. Ebû Ubeyde'nin mecâzü'l-Kur'ân ifadesi, belagat âlimlerinin tarif ettiği şekilde terim anlamıyla mecaza tekabül etmemekle birlikte bütün mecazi ifade­leri kapsayan geniş bir terim olarak kul­lanıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim eserin mukaddimesinde otuzdan fazla mecaz türü örnekleriyle açıklanmıştır. Bu mu­kaddimeyi Ebû Ubeyde'nin öğrencisi Ali b. Mugire el-Esrem'in yazdığı iddia edilse de kitap için bu terimin seçilmiş olması, Kur'an'daki mecazların te'vil edilmesi, mecaz kelimesinin "tefsir ve te'vil" anla­mında kullanılması bu konudaki Önceliğin ona ait olduğunu göstermektedir. Câhiz el-Beyân ve't-tebyîn'öe, îbn Kuteybe Te\îlü müşkili'I-Kur^ân'da, Müberred eî-Kâmiî'Ğe Kur'an âyetlerinin mecazi anlamlarından söz etmişlerdir.199

Çalışmalarında, Arapça'nın ilk yazılı kaynağı kabul edilen Kur'ân-ı Kerîm'le sözlü edebiyatı esas alan dilciler mecazı birçok kısma ayırmışlardır. Mecaz bakı­mından çok zengin olan Kur'an'da mev­cut örnekler mecaz, mecâz-ı mürsel, isti­are, mecâz-i aklî vb. başlıklar altında in­celenmiş, filolojik ve tefsiri tahlillere tâbi tutulmuştur. Şerif er-Radî'nin Telhîşü'l-beyân fî (can) mecâzâti'l-Kur'ân'ı ve İzzeddin b. Abdüsselâm'ın el-İşâre ile '1-fcâz fî bdzı envali'7-mecdz'ı ile diğer eserlerde Kur'an'daki mecazlar sûre sıra­lamasına göre verildiği için mecazın bö­lümlerine göre tahliller yapılmamışsa da dilcilerin eserlerinde ve Zerkeşî'nin ei-Burhân'ı ile Süyûtî'nin el-İtkan'ında me­cazın kısımlarına göre bir açıklama seyri takip edilmiştir.

Kur'an'ın mecazla yorumunun kelâm, mezhepler tarihi, tasavvuf ve fıkıhla İliş­kisi vardır. Kur'an'daki mecazların yoru­muyla ilgili ilk tartışmalar kelâm ilmi çer­çevesinde olmuştur. Başta Mu'tezile ol­mak üzere Hâriciyye, Bâtıniyye-İsmâiliy-ye, Karmatiyye gibi kelâm mezhepleri de­lillerini ve temellerini Kur'an mecazları üzerine oturtmuştur. Ehl-i sünnet kelâm-cılarıyla Selefîler arasında yed, ricl, kabza gibi kelimelerle bazı fiillere verilen anlam­lar tartışılmış, Ehl-i sünnet bunların me­cazi olduğunu söylerken Selefîler hakiki mânada alınması gerektiğini ifade et­mişlerdir. Kur'an mecazlarını kendi amaçları doğrultusunda kullanan en be­lirgin fırka Bâtmiyye'dir. Bâtıniyye men­supları Kur'an âyetlerinin zahir ve bâtın mânalarının bulunduğunu, bunları öz olan bâtın mânalarına göre ele almak gerek­tiğini söyler. Gazzâlî, Kur'an lafızlarının herhangi bir nassa dayanmadan ve aklî bir dayanağı olmadan zahirî anlamların­dan soyutlanması halinde onlara yükle­nen yorumlara güvenilemeyeceğini be­lirterek Bâtıniyye'nin bu yolla dini teme­linden yıkmayı amaçladığını vurgular.200 Bâtıniyye'nin çok defa te'vil ettiği lafızlara verdiği mâna lafza hakiki veya mecazi olarak delâlet etmediği gibi akıl ve nakil ölçüleriyle de bağdaşmamak­tadır.201 Tasavvufta ise işârî tefsir içerisinde mecazi lafızlar za­man zaman asıl mecrasından saptırılarak yorumlanmıştır. Meselâ, "Karada ve de­nizde fesat çıktı" mealindeki âyette 202 kara ile insanın dış organları­na, denizle de kalbine işaret edildiği ileri sürülmüştür. Kur'an'daki bazı lafızların hakiki ve mecazi anlamda yorumlanması fıkıhçılar arasında da tartışılmıştır. Ab-dest almayı gerektiren hallerin sayıldığı âyetteki 203 "lâmestümü'n-ni-sâ" veya diğer bir kıraate göre "lemestümü'n-nisâ" ibaresi Hanefîler'ce mecazi temasa hamledilerek cinsel ilişkiye işaret ettiği şeklinde algılanırken Mâliki, Şâfıî ve Hanbelîler'ce hakiki mânasında kabul edilerek fizikî temas söz konusu edilmiş­tir.204

Genelde Arap dili ve belagatını, özelde mecaz, istiare, kinaye, teşbih gibi konu­ları inceleyen eserlerin büyük bir kısmın­da aynı zamanda Kur'an'daki mecazi ifa­deler de örnekleriyle açıklanmıştır. Sîbe­veyhi el-KMb'mda Kur'an'dan çok sayı­da örneği şâhid olarak kullanmış, İbn Cin-nî eî-Haşû iş'te iki babı hakikat-mecaz konusuna ayırmış 205 örnek ola­rak çoğunlukla Kur'an âyetlerinden yarar­lanmıştır.206 Mecâzü'MCur'dn adıyla yazılan ilk eser Kutrub'a ait olup 207 Ma'mer b. Müsennâ'nın Mecûzü'l-Kurân adlı kitabı 208 bu alanda günü­müze ulaşan tek çalışmadır. Eser doğru­dan mecazı ele almıyorsa da mecazı içine alan bir dizi konuda önemli bir filolojik tefsir niteliğindedir. Te\îlü müşkili'l-Kur'ân adlı eserinde 209 açtığı "Bâbü'l-kavl fı'l-mecâz", "Bâbü'l-istfâre", "Bâbü'I-kinâye ve't-ta'rîz" gibi başlıklar­da mecazla ilgili görüşlerini ortaya koyan İbn Kuteybe belki de konuyu ciddi mâna­da ele alan ilk ilim adamıdır. Mu'tezilî Ebü'l-Hasan er-Rummânî de en-Nüket fî fcâzi'l-Kur'ân'möa 210 mecaz konusuna girer. Ab-dülkâhir el-Cürcânî, Esrârü'l-belâğa ve Deid'iJü'i-i'câz adlı eserlerinde hakikat-mecaz, mecâz-ı aklî, istiare, kinaye, teş­bih ve temsil gibi hususları derinlemesine tahlil ederek ilgili âyetleri şâhid olarak kullanır. Fahreddin er-Râzî'nin, Cürcânî1-nin adı geçen iki eserinin özeti olan Nihâ-yetü'l-îcâz û dirayeti'l-F caz adlı kitabı­nın 211 başlıklarından biri "el-Kâeidetü'ş-şâniye fı'1-hakika ve'1-mecâz" ismini taşır.212 İbnü'n-Nakib el-Makdisî, Mukaddi-metü Tefsiri İbni'n-Nakîb fî 'Hmi'l-be-yön ve'l-mecânî ve'l-bedf ve îcâzi'l-Kur'ân 213 adıyla tefsirine mukaddime mahiyetinde yazdığı eserinde hakikat, mecaz, mecazın bölümleri olarak kabul ettiği mecâz-ı mürsel, istiare, teşbih, îcâz, ihtisar, takdim ve tehirden genişçe söz etmiştir.214 İbn Tey­miyye ise müstakil bir eser yazmamışsa da Fefâvâ'sında ve risalelerinde konuya büyük ilgi göstermiştir.215

Şerif er-Radî'nin Telhîşü'l-beyân fî mecâzâti'l-Kur^ân'i ile 216 el-Mecâzâtü'n-nebeviy-ye'si 217 mecaz konusuna ayrılan ilk eser­lerdendir. İzzeddin İbn Abdüsselâm'ın el-İşâre ile'î-îcâz fî ba'zı envâTl-mecâz adlı sistematik çalışması bu isimle tah-kiksiz 218 veMecâzü'i-Kuryân adıyla tahkikii olarak 219 yayımlanmıştır. Süyûtî bu eseri Mücdzü '1-Fürsân ilâ me-câzi'l-Kur'ân ismiyle özetlediğini ve ba­zı eklemeler yaptığını bildirmektedir.220 Müstakil çalışmalardan biri de Ali b. Hüseyin b. Mûsâ el-Musevî'nin el-Mecâîis fî keşfi mecâzâti âyâti'l-Kur'ân'ıdır.221

Hakikat ve mecaz konusunu Kur'an bağlantılı olarak eie alan çeşitli eserler bulunmaktadır. Abdülazîm İbrahim Mu­hammed el-Mut'inî'nin el-Mecâz fi'l-lu-ğo ve'1-Kur^âni'l-Kerîm beyne'l-icâze-ti ve']-menc carz ve iahlîî ve nakd adlı eseri 222 konuyu bütün yönleriyle ele alır. Nasr Hâmid Ebû Zeyd'in el-İtti-câhü'l-'aklî fi't-tefsîr: Dirâse fî kazıy-yeti'l-mecâz fi'î-Kurân Hnde'l-Mıfte-zile'sl (Beyrut 1982, 1983) Mu'tezile'nin mecaza yaklaşımını ortaya koyması açı­sından önemlidir. Bunlardan başka son dönemde yapılan çalışmalar arasında şu eserler zikredilebilir: Konrad Miller, Etü­de sur la melaphore (Paris 1939); Moses Sister, Meiaphern und VergSeiche im Koran (Berlin 1939]; Tevfik Sabbağ, La metaphore dans le Coran (Paris 1943); Abdülcelî! Muhammed Bedri, el-Mecâz ve eseruhû fi'd-dersi'1-luğavî.223 Konuyla ilgili akademik çalışmalar ara­sında Muhammed Kâmil el-Basîr'in el-Mecâzâtü'l-Kur'âniyye ve menâhicü bahşihâ 224 Ali Kızıiırmak'ın Kur-'ân'da Hakikat ve Mecaz 225 Faruk Bozgöz'ün Kur'ân-ı Kerîm ve Mecaz Kav­ramı 226 adlı doktora tezleriyle Necat Akdeniz'in Kur'ân-ı Kerîm'de Mecaz 227 Yahya Atak'ın Kur'an-ı Kerim'de Me­caz -ı Mürseller 228 adlı yüksek lisans tezleri sayılabilir.

VVolfhart Heinrichs'in "On the Genesis of the Haqiqa-Majaz Dichotomy 229 John VVansbor-ough'un "Majaz al-Qur'an: Periphrastic Exegesis" 230 Muhammed Alevî Mukaddem'in "Mukâyese-i Mecâzü'l-Kur'ân-ı EbûHJbey-de ve Telhîşü'l-Beyân fî mecâzâti'l-Kur'ân-ı Seyyid Şerif Râdî 231 Kays İsmail el-Evsî'nin "el-Mecâni'l-mecâziyye elletî harece ileyhâ üslûbü'l-istifhâm fi'l-Kur^âni'l-Kerim" 232 ve Hikmet Akdemirin "Kur'an-ı Kerim'de Mecazın Varlığı Problemi" 233 başlıklı ma­kaleleri de bu konudaki çalışmalardan bazılarıdır.

Bibliyografya :

Tehânevî. Keşşaf, I, 223; Buhârî, "Şalâtü'l-havf", 5, "Tefsir", 2, "Şavm", 16, "Zekât", 11; Müslim. "Cihâd", 69; Sîbeveyhi, Kİtâbü Sîbeoey-hi (nşr. Abdüsselâm M. Hârûn), Kahire 1977, V, 7-28; İbn Kuteybe, Te'uîlü mü.şkili'l-Kur'ân{es-SeyyidAhmeclSakr), Kahire 1393/1973, s. 132; İbn Cinnî, el-Haşâ'iş (nşr. M. Ali en-Neccâr), Bey­rut, ts. (Dârü'l-kitâbi'l-Arabî), II, 42-457; Yâkût, Mu'cemü'l-üdebâ', XIX, 52; İbnü'l-Arabî, el-Fü-tûhât,\],68, 107-109, 116; IV, 119; İbn Teymiy-ye, Mecmû'u fetâüâ, VI, 301-374; VII, 34,96; XII, 277-278; XX, 400-499; Zerkeşî, el-Burhân fî 'utûmi'l-Kur'ân (nşr. Yûsuf Abdurrahman el-Mar'aşlî v.dğr.). Beyrut 1415/1994, II, 377; Sü­yûtî, el-İtkân (Bugâ). II, 703, 753;Taşköprizâde, Miftâhu's-sa'âde, II, 450-452; Ebüpl-Bekâ. el-Külliyyât, s. 361; Nasr Hâmid Ebû Zeyd. el-ltti-câhüVaklt fi't-tefsîr, Beyrut 1983, s. 93-94, 111-137; Mahmûd Mahmûd el-Gurâb, Rahme­ttin mtne'r-Rahmân fi tefsiri oe işârâti'l-Kur'ân inin keiâmi'ş-şeyhi'l-ekber Muhyiddîn Ibni'l-'Arabt, Dımaşk 1410/1989,1, 13; Abdülazîm İb­rahim Muhammed el-Mut'inî, el-Mecâz fi'l-luğa. ue'S-Ku.r'âni'1-Kerîm, Kahire, ts. (Mektebetü Veh-be), I, 143; II, 892, 900, 1057; Abdülvehhâb Ab­düsselâm Tavîle. Eserü'l-luğa fi'htilâfi'l-mücte-hidtn, Mısır, ts. (Dârü's-selâm), s. 193-198; Be­kir Topaloğiu. Kelam İlmi: Giriş, İstanbul 1993, s. 243; İbrahim Ukaylî, Tekâmülü.'l-menheci'l-macrifî 'inde İbn Teymiyye, Herndon 1415/1994, s. 128-129, 131-148; Enver Arpa. İbn Teymiy-ye'nin Kur'an Anlayışı, Ankara 2002, s. 165-178; Hikmet Akdemir, "Kur'an-ı Kerim'de Me­cazın Varlığı Problemi", Harran Üniuersitesİ İlahiyat Fakültesi Dergisi, IV, Şanlıurfa 1998, s. 62-73; Hulusi Kılıç. "Belagat.", DİA, V, 381. Abdülhamit Birişık



Yüklə 1,47 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin