İmam Humeyni Şah İran'dan kaçtıktan sonra şöyle demişti: "Bunlar bizlere harab bir ülke ve mamur (bayındır) bir mezarlık bıraktılar." Şah saltanatı boyunca hep ülkenin yeraltı-yerüstü zenginlik kaynaklarını kendisi ve hanedanının kursağına indirdi. Geriye kalanları da yabancılara takdim etti. Tüm ülke fakirlik ve yoksulluk içinde kıvranıyordu. Şah zevk ve sefa içinde yaşarken halk yiyecek dahi bulamaz haldeydi. Her yıl onbinlerce insan kışın yakacağı olmadığından soğuklardan donarak ölüyordu. Şah ülkenin gaz, petrol vb. kaynaklarını Batılı efendilerine takdim ederken halk evindeki kandili yakacak bir gazyağı dahi bulamıyordu. Ülkenin tüm imkanatı sadece Tahran'a o da sadece Tahran'ın Kuzey kesimi için harcanıyordu. Tahran'ın kuzey'i ile güney'i arasında korkunç bir uçurum vardı. Birisi Hindistan'ı diğeri Londra ve Paris'i andırıyordu. Şah'ın karısı Ferah ülkenin harab manzarasından zevk aldığını dolayısıyla imar edilmemesini özellikle istiyordu. Kum'da halk içecek su bile bulamıyordu. İmam'ın ifadesiyle halkın içtiği suyu Avrupa'da hayvanlara dahi vermezlerdi. Tüm ülkede uluslararası telefon şebekesi sadece 14 şehirde mevcuttu. Halk yurtdışına telefon etmek için Tahran'a ulaşıp saatlerce sırada beklemek zorundaydı. İslam inkılabından önce tüm ülkede tıp fakülteleri 11 taneyken bugün 25 tane tıp fakültesi mevcuttur. Büyüme oranı % 12713'tür. Bağımsız tıp okulları Şah zamanında hiç yokken inkılaptan sonra 8 bağımsız tıp okulları mevcuttur. İnkılaptan önceki faal sağlık evleri 1800 taneyken bugün bu sayı 12.220 civarındadır. Büyüme hızı % 578.9'dur. Bir yaşından küçük çocukların ölüm oranı Şah zamanında binde 120 civarındayken bugün bu sayı binde 33'lere inmiştir. Hastaneler Şah zamanında 357 taneyken devrimden sonra 724'e ulaşmıştır. Bunun büyüme hızı da % 102.8'dir. Şah zamanında uzman doktorların sayısı 7.000 iken bugün bu sayı 17.000'lere ulaşmıştır. Yani % 142.9 oranında bir büyüme kaydedilmiştir. Farklı tıp kollarında okuyan öğrencilerin sayısı Şah zamanında 5100 civarındayken bugün bu rakam 32.000 civarındadır. Dolayısıyla % 527.5 oranında bir artık gerçekleşmiştir. Petrol ürünlerinin günlük dağılım oranında da büyük gelişme kaydedilmiştir. İnkılaptan önce günde 13 milyon litre benzin dağıtımı yapılmaktayken şu anda bu oran 31 milyon litreye ulaşmıştır. Yani % 138.5 oranında bir artış kaydedilmiştir. Günlük olarak inkılaptan önce 16.3 milyon litre gazyağı dağılımı yapılmaktayken bugün bu sayı 44 milyon litreye ulaşmış, yani % 163.9 oranında bir artış vardır. İnkılaptan önce günlük gazoil ürününün 24.8 milyon litre oranında bir dağılımı varken bugün bu sayı 63 milyon civarında seyretmektedir. Yani % 154 oranında bir artış gerçekleştirmiştir. İnkılaptan önce günde 17.4 milyon litre mazot dağılımı yapılırken bugün günlük/38 milyon litre mazot dağıtılmaktadır. Yani % 118.4 oranında artış kaydedilmiştir. "Yapı ve Onarım Cihadı" denilen inkılabı organın da ülke çapında büyük bir yapı ve onarım faaliyetleri vardır.
Bu teşkilatın çalışmaları neticesinde İran köylerinin % 70'lik bir bölümüne elektrik verilmiş durumdadır. Şan zamanında 8300 köye su verilmişken bugün 16000 köy suya kavuşmuş durumdadır. % 92.8 oranında bir artış gerçekleşmiştir. Şah zamanında 4327 köye elektrik verilmişken bugün bu rakam 21831'lere ulaş* mistir. Yani % 404.5 oranında bir artış var. Şah zamanında 800 kilometrelik bir yol yapımı varken bugün 28410 kilometrelik bir yol yapımı gerçekleşmiştir. Yani % 255.1 oranında bir artış gözlemlenmiştir. Şah zamanında 850800 telefon dair iken bugün bu rakam 3215601'lere ulaşmıştır. Yani % 277.9 oranında bir büyüme var. Şah zamanında 312 köy ile telefon irtibatı varken bugün bu rakam 6050'lere varmıştır. Yani % 1839.1 oranında büyüme var. Şah zamanında umumi ve şehirlerarası telefon sayısı 4294 iken bugün 19458'dir. Yani % 353.1 oranında büyüme gerçekleşmiştir. Şah zamanında teleks sayısı 3252 iken bugün 9796 civarındadır. Yani % 201.2 civarında artış var. Şah zamanında şehirlerarası otomatik telefon hatları 5995 civarında iken bugün 50900 civarındadır. Yani % 749 civarında bir büyüme var. Şah zamanında mikroviv hatlar 14214 iken bugün 105342 civarında. Yani % 641.1 oranında bir artış var. Uluslararası hatlar Şah zamanında 429 iken bugün 2420 civarında. Yani % 464.1 oranında büyüme var. Uluslararası irtibata sahibe şehirler Şah zamanında 18 iken, bugün 104 civarındadır. Yani % 477.8 oranında bir artış kaydedilmiş. İnkılaptan önce ülkede 17268 milyon kilowat saat elektrik enerjisi üretilirken bugün 70428 milyon kilowat saat elektrik enerjisi üretilmektedir. Yani % 119.4 oranında bir artış kaydedilmiştir. Bütün bu rakamlan okurken Îslam devletinin başına örülen çorapları, uluslararası' komploları ve her şeyden önemlisi 8 yıllık savaşı da göz önünde bulundurmak gerekir. İran İslam Devleti tam 8 yıl boyunca ülkenin bütçesinin % 50'lik bir bölümünü savaş için ayırmaktaydı. Şah ve saltanat ailesinin çalamadıkları ve beraberinde yurtdışına götüremediklerini de zaten Saddam güçleri yerle bir etti. Tüm fabrikalar, işyerleri, ticari ve askeri merkezler balistik füzelerle yerle bir edildi. Ülkede taş üstünde taş kalmadı dersek hiç de mübalağa etmiş sayılmayız. Bütün bu olumsuzluklara rağmen İslam devletinin on beş yıllık bir zaman içinde halkı için yaptığı hizmetler Şah’ın yıllarca arkasına tüm dünyayı da alarak yaptığı hizmetlerden yüzlerce kat daha fazladır. Bugün İran halkı gerçi mazlum İslam devletinin hiç de öyle büyük şeyler yaptığını iddia etmiyor. Ama devlet adamları ve özellikle de inkılab rehberi halka refah vaat etmiş değildi. İmam ve diğer inkılabı şahsiyetler İran halkına refah içinde bir hayat vaat etmiş değildi. Bu yüzden hiç de mahcubiyet duygusu taşımamakta. İran halkına vaat edilen tek şey müslümanca ve insanca yaşamaktı. Şeref ve izzet içinde onurlu bir hayat sürdürmekti. Kula kulluktan kurtulup Allah'a kulluk şerefine nail olmaktı ve İran halkı inkılab tarihi boyunca bu. ideallerine sahib oldu. Bugün İran dünyada sayılı saygın ülkelerden biri konumundadır. İran halkı dünya mustazaflarının ümidi, sömürgeciler ile kukla rejimlerin korkulu rüyası konumundadır.
Müslüman İran halkı gerçi bugün birçok ekonomik ve toplumsal sıkıntılara sahip. Ama bugün sıkıntıları olmayan bir ülke var mı? İran halkı en azından ülke idarecilerinin zalim, ayyaş, dolandırıcı, üçkağıtçı, rüşvetçi, vurguncu kimseler olmadığını çok iyi biliyor, ülkenin idarecileri de sıradan bir vatandaş gibi yaşıyor. Ayetullah Hameneî evinde sabah yiyecek peynirinin olmadığını söylüyor. Bugün İran'daki yöneticiler Hz. Ali'nin adalet anlayışını ikame etmeye çalışıyorlar.
Ülkedeki tüm fakir ve kimsesizlere devlet yardım ediyor. Gençleri evlendiriyor, kimsesiz gençleri okutuyor. Bugün İran'da olan güzel, insani ve İslami hayat dünyanın hiç bir yerinde yoktur. Tüm halk tertemiz içme suyuna, temiz havaya, doğalgaza vb. nimetlerden yararlanıyor. Yani bizim hayalini bile edemediğimiz bir hayat var İran'da. Tahran'da 13 milyonluk bir cemiyetin içtiği su bizim ülkede ancak büyük paralar karşılığı elde edilen memba suyu konumunda. Tertemiz bir hava var İran'da. Halk sağlıklı ve dengeli bir hayat yaşıyor. Parklar, dinlenme merkezleri ve tatil yerleri bir rüya kadar güzel. İnkılaptan önce ülkenin sadece beş şehrinde doğalgaz kullanılıyordu. Bugün ülkede iki yüzün üstünde şehir doğalgazı çok ucuz bir fiyatla kullanmaktadır. Bir ailenin yıl boyunca kullandığı doğalgaz için verdiği para bizim bir aylık odun için verdiğimiz para kadardır. Halka elektrik, su, ekmek vb. şeyler de en ucuz fiyata temin edilmektedir. Devlet önemli ve zaruri ihtiyaçları sübvanse etmektedir. Velhasıl İran, rahat bir hayat isteyenler için ideal bir ülke olmasa da insanca ve müslümanca bir hayat yaşamak isteyenler için ideal ve örnek bir ülke konumunda. Rüşvet, dolandırıcılık ve vurgun olaylarının olmadığı, idarecilerinin idare edilenler seviyesinde olduğu tek ülkedir İran...
Dostları ilə paylaş: |