BiRİNCİ oturum açılma Saati: 10. 48 Başkan : Sait AÇBA BaşkanvekiLİ : Mehmet Atlan karapaşAOĞlu (Bursa)



Yüklə 2,83 Mb.
səhifə31/38
tarix30.12.2018
ölçüsü2,83 Mb.
#87960
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   38

Özel görev

MADDE 168- Bu Kanunda tanımlanan düzeltici, iyileştirici ve kısıtlayıcı önlemleri almamak, işlemlerin kayıtdışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirilmesi ve zimmet suçlarıyla sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, bankacılık ve müşteri sırlarının açıklanması, bankacılık faaliyeti çerçevesinde işlenen nitelikli dolandırıcılık, bu suçların işlenmesi amacına yönelik olarak örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak veya bu amaçlarla bağlantılı olup da, ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlara ait davalar, fiilin işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan bir numaralı ağır ceza mahkemelerinde görülür. Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu tür suçlara bakmak üzere o yerlerdeki diğer ağır ceza mahkemeleri de görevlendirilebilir veya yeni ağır ceza mahkemesi de kurulabilir.



Halil Aydoğan

Afyonkarahisar



Mustafa Elitaş

Kayseri


Hasan Günay

Kütahya


Fazıl Karaman

İzmir


BAŞKAN – Önergeye hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Maddeyi önergeyle birlikte yapılan değişiklikle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, bir önceki 167 nci maddede, “bu kanunun 167 nci maddesi” diye ifadelen rakam 163 olacaktır.

169 uncu maddeyi okutuyorum:

(Madde 169 okundu)

BAŞKAN – Buyurun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Türkiye’de belki de eleştirmeniz gereken bir kurum diye söyleseniz, hepimizin aklına, beklide üzerinde ortak mutabakat sağlayacağımız kurum bilirkişilik olur; çünkü, bilirkişiler, gerçek anlamda, bizim anladığımız anlamda bir bilirkişi değil, belli kişilerin çıkarlarını koruyan bilirkişiler konumunda. Bu yargı süreci, maalesef, kötü işliyor bu çerçevede. Özellikle yargıçların bilirkişi kullanırken ve seçerken titiz davranmadıklarını, bu konuda yanlı davrandıklarını da biliyoruz. Acı bir eleştiri ama, maalesef gerçek bir eleştiri. Benim merak ettiğim, özellikle TMSF açısından, bilirkişilik uygulamasının, tabii buraya oldukça sert düzenlemelerde getirilmiş. Bu düzenlemeler sanıyorum mevcut yasada da var. Bu düzenleme getirildikten sonra TMSF uygulamalarında sizin açınızdan belirgin bir düzelme oldu mu? Örneğin, raporların zamanında verilmesi, sumen altı edilmesi gibi.

İkinci önemli nokta; yine, bu konuda bilirkişilik yapan kişi sayısı ne kadardır? İstanbul’da çok sayıda bilirkişi mi var, yoksa belli sayıda bilir kişiler üzerine mi bu raporlar inşa ediliyor?

Bir başka konu da; bilirkişi raporları, gerçekten objektif veriliyor mu; yani, gerek bankayı batıran kişiler açısından gerek kamu çıkarları açısından gerek TMSF açısından, objektif, yansız bir bilirkişi raporu veriliyor mu?

BAŞKAN – Buyurun.

TMSF BAŞKANI – Sayın Kılıçdaroğlu’nun sorusunun birinci bölümü bilirkişi raporları, bu yasal müeyyidelerden sonra bir düzelme oldu mu şeklinde? Arkadaşlarımızın beyanı o konuda iyileşme görüldüğü daha objektif, daha hakkaniyete uygun raporların çıktığı şeklinde gözlemleri var. Bu arada, benim bildiğim, arkadaşların da şimdi bana hatırlattığı üç olay ya da üç veya dört olayda bilirkişi, buradaki müeyyideler uygulanarak bilirkişilerin değiştirilmesi, dosyaların ellerinden alınması örnekleri yaşandı onun müracaatı üzerine.

Son sorunuz ise, sınırlı bir grup mu bu işi yapıyor? Tabiî, orada, mahkemelerin yetkisinde bilirkişi tayini. O konuda, benim bildiğim, iki problemle karşılaşıyor mahkemeler. Biri, bilirkişi olmayı herkesin kabul etmemesi, böyle bir zorluğu var bu işin; ama, bu yasal yetkilerin, bu yasal yaptırımların bilirkişi müessesesinden duyulan şikâyetleri azaltacağı konusunda bir kesinlik bizde söz konusu var.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

Maddeyle ilgili başka söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

(170 inci madde okundu)

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?..

Sayın Özyürek, buyurun.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Sayın Başkan, bu, herhalde, Ceza Muhakemeleri Kanunundan alınmış bir düzenleme; değil mi?

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – 5020’yle gelmiş sayın vekilim.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) – Ceza Muhakemeleri Kanununda böyle bir düzenleme yok mudur?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Özel bir düzenlemeymiş…

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) – Bu şeylerin nasıl görev yapacağını filan belirliyorsunuz. O bakımdan, oraya atıf yaparak çözülebilir diyorum. Yani, çok farklı mı şeyden?

BAŞKAN – Bir açıklama alalım.

Buyurun.

ADALET BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ – Ceza Muhakemesi Kanunundan biraz daha farklı özel bazı düzenlemeleri içeriyor. Soruşturma öncesi tedbirlere ilişkin zaruret olduğundan dolayı böyle bir yetki sulh ceza mahkemesine burada verilmek istenmiş; Bakanlığımızca da bir mahzur görülmedi. Dolayısıyla, Ceza Muhakemesi Kanunu, suç ve suç şüphesiyle ilgilenir. Burada ise, birtakım tedbirlere ilişkin olarak uluslararası belgelere uygun şekilde de tedbir kararı, el koyma kararının hâkim kararıyla olması arandığından dolayı, böyle bir düzenleme BDDK tarafından önceki yasal düzenlemelerine uygun olarak yapılmıştır. Bizce de bir sakınca görmedik; ancak, maddeye, zannediyorum, önergeyle de verilecek bir eklememiz olacaktır.

BAŞKAN – Sayın Kılıçdaroğlu, buyurun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın TMSF Başkanına sormak istiyorum: Şimdi, 5020’yle bu yetki geldi. Gerçekten de, özel soruşturma ve kovuşturma yetkisi verildi. TMSF’nin eli alacakları tahsil etme yönünde bir hayli güçlendirilmiş oluyor. Buna karşın, bu düzenlemeye karşın, sizi zora sokan, özellikle alacağınızı alma yönünde zora sokan temel argümanlar kaldı mı; varsa, bunlar neler?

BAŞKAN – Sayın Ertürk, buyurunu.

TMSF BAŞKANI AHMET ERTÜRK – Teşekkür ederiz.

Şu anda bizi zora sokan temel argümanlardan bahsetmek, gerçekten de bu Meclise haksızlık olur. Fazlasıyla bize hukukî yetkiler verilmiş durumdadır. Bundan sonrası, tabiî ki, hukuk sistemi vardır. Bu yetkiler, hukuk sisteminin, yargının denetimine tabidir ve elbette, uygulamada tarafsızlık, objektiflik, kararlılık gerektirir. Bütün bunların bir arada olması, şartların, bu şartların hepsinin bir arada olması halinde, elbette, tahsilatın etkinliği kaçınılmaz olacaktır.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Sayın Açıkalın, buyurun.

MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (İstanbul) – Sayın Başkan, bu madde dolayısıyla önemli gördüğüm bir hususu veya bir boşluğu veya bilerek yapılmış bir düzenlemeyi dikkatlerinize sunmak için söz almış bulunuyorum.

Bu kanun, prensip olarak, bankalar bakımından ceza ve müeyyide getirmiş bir kanun. Oysa, kanunun kapsamına baktığımızda, bankalar dışında birtakım başka kuruluşlarında kapsama dahil olduğunu görüyoruz. Burada vurgulamak istediğim husus, özellikle bireysel emeklilik alanında faaliyette bulunan sigorta şirketleridir. Şimdi, zimmet suçuna baktığımızda, ceza olarak, parasal suçlar dışındaki, zimmet suçu, sadece bankalar bakımından tarif edilmiş; yani, zimmet suçu bankalarda işlenebilir maddeye baktığınızda. Oysa, sigorta şirketleri prim toplayan, özellikle bireysel emeklilik sigorta şirketleri uzun dönem prim toplayan, ancak, taahhütlerini çok uzun süre sonra yerine getirecek olan kuruluşlar ve bu, birtakım teşviklerle ülkemizde de özel sektör alanında özellikle önemli bir işkolu haline gelmiş bulunmaktadır. Böyle baktığınızda, finansal holding şirketleri kanun kapsamına giriyor. Finansal holding şirketleri bakımından da bu kanun hükümleri uygulanır diyorsunuz. Sigorta şirketini bir finansal kuruluş diye tarif ediyoruz. Finansal kuruluşu da finansal holding şirketi olarak tanımlıyoruz. Dolayısıyla, sigorta şirketinin, bireysel emeklilik sigorta şirketlerinin bu kanun kapsamına girdiğinde herhangi bir tereddüt yok. Ama, baktığınızda, buna ilişkin parasal müeyyidelere bakmadım; ama, bu cezaî müeyyideler bakımından bu şirketlere herhangi bir müeyyide getirilmemiş. Bu, bilerek mı yapılmış, atlanılmış mı; eğer öyleyse, getirilmek istenmiyor mu? Ama, ben, bireysel emeklilik sigorta şirketleri bakımından hadiseyi önemsiyorum. Eğer bir boşluk varsa, lütfen üzerinde düşünelim diyorum. Boşluk yoksa, beni aydınlatırsanız memnun olurum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Buyurun.

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Müsaadenizle Sayın Başkan cevap versin, ben de bir şeyler ekleyeceğim.

BAŞKAN – Tabiî.

Buyurun Sayın Bilgin.

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Sayın Başkan, sayın vekillerimiz; zimmet maddesi, esasen bankalar ve o kapsamdaki bankalar tanımı altındaki kurumlarla ilgilidir. Yani, banka, mevduat bankası, kalkınma, yatırım bankası ve katılım bankası anlamında.

Sayın vekilimin sorusuna gelince, evete, finansal holding anlamında daha önceki maddelerde resmi bütünlüğüyle görmek için öyle bir düzenleme yaptık. Sadece bankaya bakmayalım, onunla bağlantılı bazı kuruluşları da konsolide bazda takip edebilelim istedik. Ancak, sigorta şirketleriyle ilgili olarak, bildiğim kadarıyla, özel bir kanun var. O kanun çerçevesinde sanırım bunu düşünmek gerekir diye düşünüyorum sayın vekilim.

MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (İstanbul) – O zaman şunda mutabıkız, bir kere, bireysel emeklilik şirketleri bakımından bu kanunda tarif edilen zimmet suçunu uygulamak mümkün değil; oysa, bireysel emeklilik sigorta şirketleri bu kanuna tabidir diyoruz biz.

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Bu konsolide denetim anlamında resmi bütün görme veya raporlamalar anlamında bu kanuna tabidir eğer finansal holdinge giriyorsa sayın vekilim.

MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (İstanbul) – Tarifinizde finansal holding şirketini finansal kuruluş olarak tarif ediyorsunuz. Finansal kuruluşu da sigortacılık ve bireysel emeklilik olarak tarif ediyorsunuz. Şimdi, bildiğim kadarıyla, orada önemli bir tarif yok, bireysel emekliliği düzenleyen sigorta mevzuatında buna ilişkin herhangi bir düzenleme yok; ama, yeniden yapacağız, orada bunları düzenleyeceğiz diyorsanız, o konu ayrı. Bunun üzerinde çalışmak lazım. Yani, ben, bireysel emeklilik bakımından önemsiyorum bunu.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Çok daha vahim bir durum var orada; bugün prim ödüyorsunuz, yirmi yıl sonra…

MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (İstanbul) – 30 yıl sonra, belki öyle bir şirket yok olacak, var olmayacak; o bakımdan önemli, yani, bankadan daha önemli bu. Yani, burada bir boşluk düşünüyorsanız, en azından, Genel Kurula kadar bir çalışmak lazım üzerinde.

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Bireysel emeklilikle ilgili ayrı bir yasal düzenleme var biliyorsunuz; fakat, onunla ilgili bir değişiklik paketi üzerinde çalışıyoruz. Artı, sigortacılıkla ilgili de yeni bir yasal düzenleme üzerinde de ayrıca çalışıyoruz. Yeni bir sigortacılık yasası önümüzdeki dönem gündeme gelecek.

MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (İstanbul) – Sayın Bakan, burada, aslında onu düzenlemekte sakınca yok; hatta, yeri bu; çünkü, bu kapsamında… Şimdi, bakınız, burada, tabiî, kodifikasyon anlamında çok teknik şeyler var, eksiklikler var. Bir müesseseyi kanuna tabi tutmak, elbette, hükümlerine tabi tutmak demektir. Şimdi, müeyyide de, bu kanunun zaten yarısından fazlası fon ve müeyyideler, cezalar. Şimdi, bu kadar önem önemli bir yer verdiğiniz ve kapsama aldığınız bir kuruma hiç dokunmuyoruz; o anlamda, ciddî anlamda eksiktir diye düşünüyorum. Elbette, buradaki boşluk belki bireysel emeklilikle alakalı çıkacak kanunda düzenlenebilir; ama, bu kanun onun yeri bana göre.

BAŞKAN – Bir açıklama alalım.

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Sayın vekilim, madde 79’da finansal holding şirketlerinin tabi olup olmayacağı maddeler sıralanmıştı. Zaten o maddelerde çıkardığımız sonuç, arkadaşlarımızın uyarısıyla, zimmet maddesine tabi değil finansal holding şirketi; dolayısıyla oradan yola…

MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (İstanbul) – Yani, bireysel emeklilik tabi değil mi?

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Zimmet, zaten benim söylediğim gibi, direkt bankaları ilgilendiren bir mevzu.

MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (İstanbul) – Ama, bakınız, ben yapı olarak diyorum ki, aslında, bireysel emeklilik şirketleri en çok suiistimal edilebilecek bir yapı niteliği itibariyle. Mükellefiyetiniz 20 yıl sonra doğuyor.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) –

BAŞKAN – Tabiî, buyurun Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Açıkalın’ın değindiği konu, gerçekten önemli. Tabiî, bunu Bankalar Yasasında, burada düzenlemenin zorluğu var; ama, ben, Sayın Bakanın açıklamasından da bir şey anlamış değilim; “yani, bireysel emeklilikle özel bir yasa var, onda değişiklik düşünüyoruz, sigortacılıkla ilgili de yeni bir kanun üzerinde çalışıyoruz.” Şimdi cevap bu. Sayın Açıkalın diyor ki, asıl zimmet orada, bugün prim ödüyor, 20 yıl sonra, 30 yıl sonra emekli maaşı alacak, bu konuda ne düşünüyorsunuz; cevap “biz, yasa çalışması yapıyoruz.” Yani, oralarda onu değerlendirecek mi Sayın Bakan, değerlendirmeyecek mi; beklenen cevap budur; ama, Sayın Bakandan beklenen cevap da odur.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Aydoğan, buyurun.

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Şimdi, bu önergeyle yapılan düzenlemelerde 160 ıncı maddesiyle ilgili değişiklikte, bu kanuna tabi kuruluşlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 244 üncü maddesinde tanımlanan sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu açısından banka veya kredi kurumu olarak kabul edilir. Yani, kısmen burada cezalar düzenlenmiş; ama, üstadın değindiği nokta önemli, yani, üzerinde çalışılmalı diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Adalet Bakanlığı temsilcisine söz verelim.

Buyurun.

ADALET BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ – Belki şunu ifade etmek lazım: Şimdi, zimmet suçu 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 247 nci maddesinde düzenlenmiş. Eğer Bankalar Kanununda zimmete ilişkin bir düzenleme olmasaydı, zaten Türk Ceza Kanununun 247 nci maddesine göre zimmet suçu düzenlenmiş olduğundan dolayı bu hükme göre cezalandırma mümkün olabilecekti.

Sigortayla ilgili olan ceza hükümleri şu an bilmiyorum, belki orada vardır; ama, yoksa bile, mevcut tasarıdaki zimmet suçu zaten Türk Ceza Yasasının 247 nci maddesine paralel hükümler içerdiğinden dolayı, eğer cezalandırmaya ilişkin bir tereddüt varsa, bu, o tereddüdü karşılayacaktır.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Ceza Kanununun zimmet maddesini okuyabilir misiniz.

ADALET BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ – “Madde 247.- Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Yani, o, kamu görevlisi; başka sigorta ve özel şirketteki görevlileri kapsayan bir ifade var mı daha sonra?

ADALET BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ – Evet, kamu görevlisi, doğru.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Demek ki, Türk Ceza Kanunundaki zimmet maddesi, 247 nci madde, bir özel şirketteki personelin oradaki parayı veya malı zimmetine geçirmesini müeyyidelendirmiyor, esasen öyle olması da beklenemez. Bütün Türkiye’de bir garip zimmet suçu oluşur. Yani, şimdi, beklenen, Sayın Açıkalın’ın beklediği cevap yok.

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Sizin de söylediğiniz, Açıkalın’ın da söylediği gibi, bir düzenleme yapılması, çalışılması gerekir.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Hayır, siz söylediniz; yani, Parlamentodan birisi söylüyor, bir milletvekili arkadaşımız; ama, hükümet kanadından bu yönde bir niyet beyan edilmedi.

BAŞKAN – Önergeyi okutuyorum:

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına

Bankacılık Kanunu Tasarısının “Özel Soruşturma ve Kovuşturma” başlıklı 170 inci maddesinin (b) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi hususunu arz ederiz.

b) Bu suçların soruşturma ve kovuşturmalarında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 ilâ 138 inci maddeleri de uygulanır.

Halil Aydoğan

Afyonkarahisar



Mustafa Elitaş

Kayseri


Hasan Fehmi Kinay

Kütahya


Fazıl Karaman

İzmir


BAŞKAN – Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yapılan değişiklik çerçevesinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

171 inci maddeyi okutuyorum:

(171 inci madde okundu)

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

172 nci maddeyi okutuyorum:

(172 nci madde okundu)

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?..

Buyurun.


MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, önerge de var; önerge okunsun, ondan sonra konuşayım.

BAŞKAN – Madde üzerinde üç önerge var.

İlk önergeyi okutuyorum:

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1/1007 sayılı Bankacılık Kanun Tasarısının 172 nci maddesinin (F) bendiyle değiştirilen 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kanununun 40 ıncı maddesinin (II) numaralı fıkrasının ikinci bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Halil Aydoğan

Afyonkarahisar
BAŞKAN – Hükümet önergeye katılıyor mu?

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Hükümet yok Sayın Başkan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Bilgi alabilir miyiz önergeyle ilgili.

BAŞKAN – Önerge sahibi...

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarıdan çıkarılması önerilen hükümle, birleşme, bölünme ve devir hallerinde Merkez Bankasının bankaların zorunlu karşılıklarını iade etmesinin veya bu yükümlülüklerini ertelemesinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca alınacak karara bağlanmasını öncelikle söz konusu maddenin (I) bendindeki zorunlu karşılıklara ilişkin her türlü usul ve esasları Merkez Bankasınca belirleneceğe dair hükme uygun olmadığı düşünülmektedir. Nitekim, Merkez Bankası, yukarıdaki hükmün verdiği yetkiye dayanarak geçmişte düzenlediği tebliğler ile Bankalar Kanununun 18’e 1 inci maddesine atıfta bulunmaksızın dayanmaksızın bazı bankaların yükümlülüklerini TC Ziraat Bankasınca ödenen İmar Bankası mevduatları ile Halk Bankasının Pamukbank’tan devraldığı yükümlülükleri belirli süreler için zorunlu karşılıklardan istisna etmiş veya zorunlu karşılıkların kademeli olarak tesis edilmesine imkân sağlamıştır. Söz konusu hükmün madde metninden çıkarılması Merkez Bankası Kanununun 4 üncü maddesinde yer alan, bankanın Merkez Bankası Kanunuyla kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getireceği ve kullanılacağına ilişkin hüküm açısından da önem taşımaktadır.

BAŞKAN – Gerekçede ifade edildiği gibi…

Önergeye Hükümet katılıyor mu?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Hükümet yok.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Hükümet yok Sayın Başkan.

BAŞKAN – Merkez Bankası temsilcimiz var. Önerge, Merkez Bankasıyla ilgili olduğuna göre…

Buyurun.


MERKEZ BANKASI TEMSİLCİSİ – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Gerekçeyi olabildiğince net örnekli bir şekilde yazmaya çalıştık. BDDK’yla da mutabakata vardık.

Katılıyoruz.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına

Görüşülmekte olan tasarının 172 nci maddesine (h) fıkrası olarak aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Akif Hamzaçebi

Trabzon


Mustafa Özyürek

Mersin


Enis Tütüncü

Tekirdağ


Ali Kemal Kumkumoğlu

İstanbul


“h) 12.5.2001 tarihli ve 4672 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun geçici 2 nci maddesinin (a) fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.”

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Ben önce bir açıklama yapayım.

BAŞKAN – Ben, önce, önerge sahibine söz vereyim.

Sayın Hamzaçebi, buyurun.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, önerge şunu amaçlıyor: 12.5.2001 tarih ve 4672 sayılı Kanun bankacılık krizinden hemen sonra çıkmıştı. Bu kanunun geçici 2 nci maddesinin (a) bendi… Daha doğrusu, kanun, özel finans kurumlarının tasfiyesine ilişkin bazı düzenlemeler yapıyor. Geçici 2 nci maddesinin (a) fıkrasında da şunu söylüyor: “Bu kanunun yayımı tarihinden önce faaliyet izni kaldırılan özel finans kurumları hakkında bu kanunla özel kurumlarının tasfiyesine ilişkin olarak getirilen hükümler uygulanmaz.”

12 Mayıs 2001 tarihinden önce faaliyet izni kaldırılmış olan bir finans kurumumuz var, bu finans kurumumuzun tasfiyesi hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz.

Şimdi, kriz sonrasında fona devredilen bankalarımızı biliyoruz. Bu bankaların bu ekonomiye, bu topluma yarattığı maliyeti biliyoruz. Sayın Başkan açıkladılar; 47 milyar dolarlık bir yük var. Bu yükün en fazla 8-9 milyar doları tahsil edilebilecek durumda, geriye 37 milyar dolarlık bir yük kalmıştır. Bu yükü; yani, 47 milyar dolarlık yükü olabildiğince aza indirebilmek amacıyla, bu Meclis, TMSF’ye olağanüstü yetkiler vermişti; Sayın Başkan da, bu yetkiler nedeniyle, sürekli, Meclise, bu akşam, teşekkürlerini yinelemiştir. Bu yetkiler çerçevesinde, bankaların hâkim ortaklarından yöneticilerine kadar, onların eşlerine, çocuklarına kadar olağanüstü tedbirler uyguluyor TMSF. Şirketlerin yönetimini fona devralabiliyor, takipler yapıyor, bütün alacaklarını, özel hukuk hükümlerine göre değil, 6183 sayılı Yasaya göre takip ediyor, neredeyse yirmi yıla kadar ulaşabilen zamanaşımı hükümleri var, yurtdışı çıkış yasakları koyuyor; ama, öte taraftan, tasfiyesi halen sürmekte olan bir finans kurumunun hâkim ortakları hakkında TMSF hiçbir şey yapmıyor, yapamıyor. 1,2 milyar dolarlık bir maliyeti var bu özel finans kurumunun bu topluma -hazineye demeyeyim, bu topluma- onun küçük bir kısmını geri ödemiş durumda, geride yüzbinlerce mevduat sahibi, fon sahibi vatandaşımız mağdur durumda, bu paralarını ne zaman alacaklarını bilmez bir durumda bekliyorlar.

İşte, önerge, söz konusu özel finans kurumunun tasfiyesine ilişkin olarak getirilmiş olan bu özel hükmü kaldırıp, daha sonra gelecek olan bir başka önergeyle de getirilmek istenen düzenlemeyle birlikte değerlendirildiğinde, o tasfiyeyi fonun yapmasını amaçlıyor ve o kurumun hâkim ortakları ve yöneticileri hakkında, bugün, fonun, fon bünyesindeki bankaların hâkim ortak ve yöneticileri hakkında uyguladığı müeyyideleri uygulamasını hedefliyor.

Ben, tüm komisyonun sağduyusuna, takdirine sunuyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Önergeye hükümet katılıyor mu?

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Sayın Başkan, tabiî, Ahmet Bey ne düşünür; ama, bu çok teknik, önemli bir konu. Onun için, bürokrat olarak bizim…

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, yani, önemli bir konu, Sayın Bakan yok. Keşke, Sayın Orman Bakanını davet etseydiniz; o, hiç değilse, buradan ayrılmıyordu.

BAŞKAN – Sayın Bakan da bir ihtiyacına binaen ayrılmıştır Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Ayrılmayacak efendim; sabaha kadar burada… Buradan hiç kimse ayrılmıyor. Sayın Başkan, sizin Sayın Bakanı uyarma yetkiniz yok mudur? Bu kadar önemli bir konuda Sayın Bakan burada olmayacak da nerede olacak? Bürokratlar ne diyeceklerini bilemiyorlar.


Yüklə 2,83 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin