“Onlara (Yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku. Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır”( Araf:7/175-179)
Bu ayette dünyaya meyledip, hevasına tabi olan kimse,ilahi hakikatleri bile bile terk edip, bu yolu seçerse, onun hali, üstüne varsan da varmasan da diğer hayvanlarda bulunmayan bir aşağılık halde dilini sarkıtıp, soluyan köpeğin acaip haline benzer. Mevki ve şerefini bu aşağılık hayvan seviyesine indirir. Hatta ve hatta ondan daha aşağı bir seviyeye iner.
Müfessirlerin çoğunluğuna göre ayette adı zikredilmeyen bu kişi İsrail oğulları’ndan Bel’am b. Baura’dır. Önceleri Hz.Musa’nın dinini kabul etmiş, iyi ve duası makbul bir mümin idi. Ancak Hz.Musa’nın kendilerini yenilgiye uğratmasından korkan kavminin ısrarına dayanamayıp Musa’nın aleyhine beddua etmiş; kavmine, onu yenebilmeleri için hileler öğretmiş, fakat Allah onun bedduasını kavmine çevirmiş, kendisini de cezalandırmış, sahip olduğu manevi mertebe ve meziyetlerden mahrum bırakmıştır.Dili ise göğsüne kadar sarkmıştır. Mutasavvıflar Bel’am b. Baura’yı kibir ve dünyevi arzuları sebebiyle sapıklığa düşenlerin bir örneği olarak takdim ederler.Bazı tefsirlerde, ayette bahsedilen bu kişinin Ümeyye b. Ebi’s-Salt olduğu kendisinin peygamberlik beklediği, gelmeyince de Rasulüllah’a haset etmiştir. Bu kişinin Nu’man b. Seyfi er-Rahib olduğuna dair rivayetler de vardır.275
49-Göz Göre Göre Ölüme Sevk Edilenler
”Ganimetlerin bölüştürülmesinde bazı kimselerin hoşnutsuzluk göstermesi, daha önce, Bedir Savaşı'na çıkmanı hoş görmeyenlerin durumuna benzer). Nitekim hak uğruna (savaşa gitmek için) Rabbin seni, evinden çıkardığı zaman, Mü'minlerden birtakımı, bundan hoşlanmıyordu.Hak ortaya çıkmış iken sanki gözleri göre göre ölüme sürülüyorlarmış gibi seninle tartışıyorlardı.”(Enfal, 8/5,6)
Ayet Bedir Savaşı öncesi Müslümanların içinde bulundukları durumla ilgili olarak çarpıcı bir tablo sunmaktadır. Ayetin ifadelerinde teşbih-i temsil vardır. Onlar zelil bir vaziyette göz göre göre ölüme sevk edilenler benzetilmişlerdir. Akif’in ifadesiyle “Bedrin Aslanları” diye ifade ettiği sahabeden bazılarına arız olan bu hali her insanda olabilen beşeri bir zaaf olarak değerlendirmek mümkündür.276
Ganimetlerin taksimi hakkında hüküm bildirilmediği için önce bu hususta tartışma çıkmıştı. O konuda âdil hüküm Allah’a ve Resûlullah’a ait olduğu gibi, Allah’ın hakkı ve adaleti gerçekleştirmek üzere seni Bedir gazası için sefere sevk etmesinde de, hüküm Allah’a ait idi. Söz konusu hak: yapılması gerekli olan iş, şirk kuvvetleri ile savaşmak, hakkı izhar etmek idi. Allah’ın rızasının müşriklerle savaşarak müstahak oldukları dersi vermekte olduğunu açıkça anlamalarına rağmen bir kısım müminler, Medine’den savaş hazırlığı, yapmış olarak çıkmadıklarından savaşa isteksiz idiler.277
50-Necis İnsanlar
“Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir”(Tevbe, 9/28)
Ayet Müşrikler bir yönüyle pisliğin kendisine, bir yönüyle de pis ve kokuşmuş insanlara benzetilerek teşbih-i beliğ yapılmıştır. Onların necisliği şirk içinde olmaları, gusül almamaları ve necasetten kaçınmamaları itibari iledir.278
51-Uçurumun Kenarındaki Bina
“Binasını Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa yapısını yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup, onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. Yaptıkları bina, (ölüp de) kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerine devamlı olarak bir kuşku (sebebi) olacaktır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.”(Tevbe , 9/109,110)
Ayette münafıkların durumu müminlerle mukayeseli bir şekilde ele alınmıştır. Müminler işlerini Allah korkusu ve rızasıyla yaparlar. Bu cihetle binalarını muhkem, sağlam yapmış olurlar. Münafıklar ise Allah korkusu ve rızası gibi yüce değerlerden mahrumdurlar. Onların binası ise son derece zayıftır ve uçurumun kenarında her an yıkılmaya hazır durumdadır.279
Kutup ise ayeti şöyle yorumlar: “Gerçekten hayret verici bir sahne. Heyecan verici hareketle dolu. Ve bunu çizen ve harekete geçiren ise sadece birkaç kelime”280
52-Dar Gelen Dünya
“Ve (seferden) geri bırakılan üç kişinin de (tevbelerini kabul etti). Yeryüzü, genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah'tan (O'nun azabından) yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onların tevbesini kabul etti. Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir.” (Tevbe, 9/118)
Ayet Peygamber Efendimizle savaşa gitmeyip geri kalan üç sahabenin iç dünyasını temsili bir yolla tasvir etmektedir. Türkçe’miz de “Dünya sanki başıma yıkılmıştı” deyimi buna benzer bir ifadedir.
Peygamberimiz Tebük seferine çıkarken, münafıklar gelip yalandan özür beyan ederek izin istediler, o da onlara izin verdi. Bu hususta 43. Ayet indi ve Allah Teala Peygamberi ikaz etti. Münafıkların propagandasına aldanan bazı Müslümanların da kalbine tereddüt düşmüştü. Sonradan onlar da tevbe ettiler.Tebük seferine katılmayanlar arasında Ka’b b. Malik, Hilal b. Ümeyye ve Memare b. Rabiin adlı sahabeler de vardı ki, tefsircilere göre aşağıdaki ayette işaret edilen üç kişi bunlardır.281
Dostları ilə paylaş: |