BöLÜm I aydin iLİ ve ekonomiSİ



Yüklə 2,24 Mb.
səhifə15/38
tarix09.02.2018
ölçüsü2,24 Mb.
#42475
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   38

4.2.1 Yatırım Nedir?

Yatırım kavramına yapılan tanımlar çeşitlilik arz etmektedir. Bu kavrama yapılan tanımlamalar bilimin çeşitli alt dallarına göre değişiklik göstermektedir. Bu sebeple yatırım literatüründe oldukça geniş bir biçimde yer almaktadır. Bu çalışmada reel yatırımlar konusu irdelenecektir. Ancak, yatırım konusunda öncelikle getirilen farklı açıklamalara bakmakta yarar bulunmaktadır.


Yatırım kelimesi, Latince “Investition”dan türetilen “Investment” kelimesinden gelmektedir. “Investment” kelimesi dilimize donatma, yatırım, ekonomik malları parayla teçhiz etme, yatırılan sermaye, para sarfedilen gelir kaynağı, memuriyete koyma, kuşatma, muhasara anlamlarında kullanılmaktadır (Redhouse, 1999:520).
Yatırım kavramını tanımlamadan önce bireyi ve toplumu yatırıma iten nedenleri araştırmak gerekmektedir.
İnsanlık var olduğundan beri, bireyler ve oluşturdukları toplumlar dünyayla var olan sınırlı kaynaklar ile sınırsız ihtiyaçlarını karşılama uğraşı içinde çalışmaktadırlar. Dolayısıyla, kaynakların sınırlı olması sebebiyle akılcı davranarak optimal şekilde bu kaynakları kullanma zorunluluğu bulunmaktadır. Optimal kaynak kullanımı, en yüksek fayda ya da verimin elde edilmesini ve bu uğraşı sürdürürken de minimum maliyet harcanmasını ifade etmektedir.
Toplumlar kaynaklarını optimal kullandıkları takdirde ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı gerçekleştirebilirler. Toplumların da en temel amacı ekonomik büyümeyi oluşturabilmektir. Çünkü, insan ihtiyaçları zaman süresince değişmektedir. Bu yüzden ihtiyaçlar süreklilik özelliği de göstermektedir. Bu sürekliliği sağlayabilmek için toplumlar tükettiklerinden arta kalan ve tasarruf olarak nitelendiren değerlerini doğabilecek muhtemel ihtiyaçlarını karşılamak için yatırıma yöneltmektedirler.
Yaşadığımız yüzyılda ise ekonomik eğilim, bir ülke ekonomisinde sınırlı kaynakların rasyonel kullanımında bireysel mülkiyete ve rekabete dayalı piyasa ekonomisinin, devletçi bir ekonomik sistemden daha etkin olduğu varsayımı altında şekillenmiştir. Makro ekonomik sisteme ilişkin bu görüşün işletmecilik düzeyinde yansıması ise, özel sektör işletmecilik anlayışının kamu işletmeciliğinden daha verimli olduğu anlayışıdır. İşte, gerçek anlamda bir piyasa ekonomisi ya da tüm kuralları ile işleyen rekabetçi piyasa mekanizması, sınırlı kaynakların etkinliğini sağlayabilir savı günümüz ekonomisi şekillendirmektedir (Sarıaslan, 2002:4).
1980 ekonomik kararlarıyla serbest piyasa ekonomisi yönünde önemli adımlar atan Türkiye’de o dönemden itibaren özel sektörün hızla büyüdüğü ve ekonomide önemli bir roller üstlendiği görülmektedir. Aydın İli’nde de bu politikalar etkisini göstermiş ve sınırlı sayıda olan özel sektör yatırımları bu dönemden sonra hızlanmıştır. Özellikle, organize sanayi bölgelerinin kurulduğu dönemden sonra yatırımlardaki çeşitlilik de artmış ve farklı kollarda yatırımlar görülmüştür. Bu yatırımlar yeterli düzeyde olmasa da İl’deki sanayileşmeyi ve ticareti geliştirmiştir.
Tarih boyunca bir çok bilim adamı yatırım konusunu çeşitli boyutlarla irdelemiş ve bu çalışmalarıyla literatüre girmişlerdir. Bunlar arasında P. Massé, L. Pack, J.M. Keynes, H.C. Sulvian ve M.I. Bailey en önemlileridir. “Çağdaş literatürde yatırım, üretici bir aktiviteye ilişkin bir karar teorisini ve aynı zamanda bu aktivitenin tüm sonuçlarını belirtmektedir” (Tatar, 1993: 1)
Bunlar arasında örneğin, J.M Keynes yatırımı, “Belirli bir dönemde sermaye teçhizatına yapılan net ilâve” olarak tanımlamakta, M.I. Bailey ise, “Gelecekteki ekonomik olanaklara ya da gelir getirecek potansiyel yaratan her türlü harcama” olarak tanımlamaktadır. (Uslu, 1998: 1)
Bu çalışmalardan en önemlisi P. Massé’nin çalışmasıdır. P. Massé yatırım kavramını, yatırıma gitmek kararı ve yatırım malı olarak formüle etmektedir. Yatırım kararı, müteşebbis tarafından az ya da çok uzak ümitler karşısında bir kapitalin feda edilmesi durumudur. Bu açıdan, meşguliyet verici bir faaliyet konusunu teşkil etmektedir. Yani yatırım, belirli riskleri taşıyan ve gelecekle ilgili bir müşterek bahis niteliğindedir. Bu açıdan yatırım, geleceği hakim olmayı amaçlamaktadır. Formülün ikinci kısmını “yatırım malları” teşkil etmektedir. Yatırım malları, bilindiği gibi bir yerden başka bir yere nakli ya da terk edilmesi mümkün olmayan mallardır. Yatırım bu bakımdan da bir risk taşımaktadır. Bu riskleri bertaraf edebilmek gerçekten zor ve karmaşık bir olaydır. Yatırım faaliyeti, riski tamamen ortadan kaldırmamakla birlikte, rasyonel metotlar kullanılarak risk en aza indirgenebilmektedir. Bu bakımdan, yatırım faaliyeti ile risk birlikte düşünülmesi gereken kavramlardır (Tatar, 1993: 1).
Yatırımlarda düşünülmesi gereken bir başka hadise ise bugün yapılmakta olan yatırımların gelecekteki yatırımları etkilemesi durumudur.
Yapılan bir yatırım sayesinde, işletmenin ve bunun yanında ekonominin bütününde üretken kapasitesi artmakta ve en önemlisi katma değer yaratılmaktadır. Başarıyla gerçekleştirilen bir yatırım bir çok yeni projeye ortam hazırlamakta ve kaynak yaratmaktadır. Başka bir deyişle, bugünkü yatırımlar ile gelecekteki yatırımlar arasında organik bir bağ ve çevresel bir ilişki vukuu bulunmaktadır (Şahin, 2000: 5).
Bu ilişki, Şekil 2’de gösterilmektedir:

Şekil 2. Bugünkü Yatırımlar ile Gelecekteki Yatırımlar Arasındaki Çevrisel İlişki

Kaynak: Hüseyin Şahin, “Yatırım Projeleri Analizi”, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa, 2000, s 5.

Hangi harcamaların yatırım olarak kabul edildiğini, hangi harcamaların yatırım sayılmayacağının ya da üretilen mal ve hizmetlerin kullanım amacına göre yatırım sayılıp sayılmayacağının iyi anlaşılması gerekmektedir. Çünkü, kişi ve kuruluşlar tarafından yatırım kabul edilen çeşitli harcamalar, makro ekonomi bilimi açısından yatırım kapsamına girmemektedir. Örneğin, yurt içerisinde kurulmuş ve kullanılmakta olan üretim tesislerinin el değiştirmesi makro açıdan yatırım sayılmadığı halde, onu satan alan müteşebbis tarafından yatırım sayılmaktadır. Diğer taraftan, işletmeler tarafından satın alındığında yatırım kabul edilen bazı metalar (motorlu taşıtlar, soğutucu, mobilya ve benzeri tüketim malları) hanehalkı tarafından satın alındığından gerek ekonomik, gerekse ulusal muhasebe işlemleri açısından yatırım kabul edilmemektedir. Bu mallar, mal ve hizmet üretmek amacıyla kullanılmadıklarından yatırım malı olarak değil tüketim malı kabul edilmektedirler (Ayanoğlu et al, 1996: I.Bölüm).
Daha öncede belirtildiği gibi yatırım kavramı ve bunların sınıflandırması çeşitlilik göstermektedir. İktisat bilimi açısından, işletmecilik açısından ve halk arasında kullanılan tanımlamalar ve sınıflandırmalar birbirinden farklıdır.


Yüklə 2,24 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin