Bu Muhalefet Şerhi 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi Sırasında Şehit Düşen Yurttaşlarımızın Aziz Hatıralarına ve Gazilerimize Adanmıştır



Yüklə 2,4 Mb.
səhifə68/81
tarix30.07.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#62912
1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   ...   81

Gizli Tanık Uygulaması


Normal koşullarda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 58’inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, “tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin kimliğinin saklı tutulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak önlemlerin kanunda düzenleneceği hükme bağlanmıştır” denilerek hayatının tehlike altında olması durumunda ifadesine başvurulan gizli tanığın kimlik gizliliği sadece mahkeme salonunu terk ettiği anda başlayacağı ve çıkarılacak kanunun bu aşamadan sonraki işlemleri düzenleyeceğini belirtilmiştir. Dolayısıyla mahkeme süresince kimliği açık bir biçimde ifade vermek zorunda olan tanığın “gizliliği” ve korunması esas olarak mahkeme salonunu terk ettiği anda başlamaktayken 05.01.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 05.01.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu621 uyarınca tanığın, tanıklık yapmaya başlamasından yargılamanın sonun kadar ve daha sonraki tüm usul işlemleri ve koruma tedbirlerinin düzenlendiği görülecektir. Tarihlere bakıldığında ise 25 Temmuz 2008, Ergenekon iddianamesinin kabul edildiği ve dava sürecinin resmen başladığı tarih olarak dikkati çekmektedir. Dikkat çeken bir tarihte yürürlüğe sokulan Tanık Koruma Kanunu bu açıdan gizli tanıklığın en çok kullanıldığı davalardan olan ve yıllar sonra bir FETÖ kumpası olduğu ortaya çıkan Ergenekon açısından bir tür yol temizliği işlevi görmüştür. Dahası Ergenekon, Balyoz, İstanbul Askeri Casusluk, İzmir Askeri Casusluk, Amirallere Suikast, Erzincan Ergenekon, Hakkari-Şemdinli, Odatv adlı Kumpas davalarında da AKP bu anlamda yol temizliğinde verilen destekle de kalmamış, bu davaların savcıları AKP’li milletvekilleri, bakanlar ve yerel yöneticileri tarafından övgülü sözlerle anılmıştır. Darbe araştırma komisyonuna başkanlık eden Reşat Petek’in kişisel internet sayfası, bu türden övgü makalelerinin yer aldığı mecralardan bir tanesidir.
          1. 2014 TSK’da yönetmelik değişiklikleri


12 Nisan 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren TSK Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliği622 çerçevesinde ihraçları değerlendirmek üzere yeni yüksek disiplin kurulları oluşturulmuştur. Bu kurulların çalışma esaslarını belirleyen Subay Sicil Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile de, eski yönetmeliğin “Disiplinsizlik veya Ahlaki Durum Nedeniyle Ayırma” konusunu düzenleyen, “Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasî, yıkıcı, bölücü, irticaî ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar” hükmünü içeren 91. ve “Genelkurmay’a gelen bu emeklilik istemleri, personel başkanlığınca adlî müşavirlikle koordine edilerek, Yüksek Askerî Şûra kararına sunulup sunulmaması yönünden incelenir ve Genelkurmay Başkanı’nın tasvibine sunulur. Genelkurmay Başkanı tarafından durumları Yaş’ta görüşülmesi gerekli görülenlerin hakkındaki istemler, ilk YAŞ toplantısında gündeme alınarak, hakkında kesin karara varılır ve işlemleri tamamlanır” diyerek ihraç edilecek olanların dosyalarının Yaş’a sunulmasına hükmeden 92. madde yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla irticai faaliyetler nedeniyle ihraç mekanizması, FETÖ’nün TSK’yı ele geçirme operasyonlarının önünün açıldığı bir dönemde yürürlükten kaldırılmış, ihraçların inisiyatifi de bir anlamda TSK teamüllerinden kopartılmıştır. Öte yandan irticai faaliyetlerin ihraç nedenleri arasında sayıldığı madde yürürlükten kaldırılırken, diğer ihraç nedenlerine yeni yönetmelikte “İdeolojik veya siyasi faaliyetlere karışmak: Siyasi partilere girmek, ideolojik veya siyasi faaliyetlere karışmak” şeklinde yeniden yer verilmiştir. Yapılan değişikliğin böylece dolaylı olarak TSK içindeki cemaat yapılanmalarına bir zırh getirdiği görülmektedir. Bu yolla TSK bir yandan zayıflatılırken bir yandan da korunmasız kılınmış, ordunun kendini korumasının da önüne geçilmiştir. Bu durum, Darbe Araştırma Komisyonu’nda görüşlerini beyan eden üst düzey subayların TSK’yı korumakta çektikleri güçlüklere dair aktardıklarını da doğrulamaktadır. Siyasetin bu askeri alanı içeren düzenlemelere gösterdiği yüksek alaka daha sonra ilk önce 31 Temmuz 2016 tarihinde yayımlanan OHAL KHK’sı ile, son olarak ise 28 Mayıs 2017 tarihinde kendini göstermiş ve YAŞ Yönetmeliği yeniden değiştirilmiştir.
          1. TSK’da erken terfi ve tasfiyeler


4 yıl Harp Okullarında bir yıl da sınıf okulunda eğitim görerek 1985-86'dan itibaren teğmen olan ve 2016 itibarıyla albay rütbesine yükselen subayların fazladan ikramiye ile emekli edilmesini öngören kanun teklifi 30 Aralık 2015 tarihinde 37 AKP’li milletvekili tarafından, yani iktidar partisinin Gülen Cemaati’ni Fethullahçı Terör Örgütü olarak ele almaya başladığı tarihler olan 17/25 Aralık 2013’ten çok daha ileriki tarihlerde Meclis Başkanlığı’na sunulmuştur623. Bu durumun 15 Temmuz Darbe girişimi bakımından önemi ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının çatı iddianamesinde şu sözlerle tespit edilmiştir:

"Örgüt, TSK komuta kademesini en kısa sürede ele geçirmek maksadıyla generalliğe terfi için albaylıkta bekleme süresini 4 yıla indirip, henüz sırası gelmeyen mensuplarını da terfiye dahil etmiştir

Aynı iddianame, bu tespitini TSK kademelerinde FETÖ kadrolaşmasının önünü açacak bir diğer düzenlemenin daha altını çizmektedir. 11 Şubat 2014'te TBMM'de benimsenin bu düzenleme ile de TSK’da terfiler 1 yıl öne çekilmiş böylece 4 yıllık albaylar ile 3 yıllık generaller de YAŞ kapsamına alınmıştır. Bu düzenlemeler sonucu 2014'teki YAŞ toplantısında 10 albay, bir yıl erken terfi edip tuğgeneral olmuştur ve bu generallerin tamamının darbe girişiminde rol aldığı iddia edilmiştir.

İddianamede YAŞ:


2014 yılı YAŞ neticesinde TSK’nın yıllardır süren teamül ve geleneklerine aykırı olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı mensubu erken neşetli on Tuğgeneral emsallerinden önce terfi ettirilmiştir. Bu generallerin tamamı şu an ihraç edilmiş̧ veya tutuklu durumdadır.

İddianame bu operasyonları mümkün kılan siyasi otoriteyi şu sözlerle tarif etmiştir:


Generallikte rütbe bekleme süresini 4 yıldan 3 yıla indirerek de, kendisine müzahir olmayan generalleri daha kısa sürede TSK dışına çıkarmayı amaçlamıştır. Kendisine müzahir elemanların en az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıl mezunu albayları tasfiye için de hizmet süresini 28-30 yıla indirip toplu emekliliği getiren kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir.”

İddianame TSK’nın içine çekildiği durumu verdiği şu istatistiklerle de desteklemektedir:


1985 yılından FETÖ’cü darbenin olduğu 2016 yılına kadar, otuz yıllık sürede toplam FETÖ’ye mensup oldukları iddiasıyla 400 personelin TSK ile ilişiği kesilmiştir. Bunların yıllara göre dağılımı şöyledir:

“1987 yılında 7 subay 17 astsubay, 1988 ‘de 7 astsubay,
1989’da 40 astsubay,
1990’da 2 subay 43 astsubay, 1991’de 1 subay, 21 astsubay, 1992’de 2 astsubay,

1994’de 2 subay,
1995’de 2 subay 1 astsubay,
1996’da 11 subay 10 astsubay,
1997’de 59 subay 73 astsubay,
1998’de 42 subay 31 astsubay,
1999’da 7 subay, 8 astsubay,
2000’de 5 subay, 6 astsubay,
2001’de 1 subay,
2003’de 2 astsubayın ordu ile ilişiği kesilmiştir.

TSK, 2003 yılından sonra FETÖ olduğunu bildiği hiç kimsenin ilişiğini kesmemiştir.”

İddianame son olarak TSK’da FETÖ yapılanmasına dönük saptamalarını şu önemli yargı ile ortaya koymaktadır:

FETÖ hakkında gerek TSK içinde gerekse de ulusal yargı kurumlarında yürütülen soruşturmalar akamete uğratılmıştır. “Askerî liseye soktuğu bir çocuğu 40 yıl sonra orgeneral yapmayı hedefleyen bir örgüt, çok tehlikeli bir örgüttür.” gerçeği göz ardı edilmiştir. TSK’nın kendi içinden istihbarat üretme yeteneği elinden alınmış̧, diğer istihbarat birimlerinden örgütle ilgili gelen istihbarat kesilmiş̧/oldukça azalmış̧ ve böylece örgüt her geçen yıl TSK içerisindeki mevcudiyetini artırmış̧, serpilerek güçlenmiştir. Nihai olarak FETÖ son 15 yılda TSK’yı tamamen kendi amaçları doğrultusunda yönlendirecek bir güce erişmiştir.”

TSK’da yaşanan hızlı dönüşüme darbe çatı iddianamesinde de sıklıkla atıf yapılan Askeri Bilirkişi raporunda da şöyle değinilmiştir:

Son 5-6 yılda örgütün TSK’daki kadrolaşma gayretine yoğun ve çirkin bir şekilde hız verdiği ve bu günlere yönelik bir hazırlık içinde olduğunun belirtildiği..”

Yine savcılık tespitleri ile ortaya koyulan istatistiklere göre:


“Tablolar incelendiğinde özellikle 2014 yılında albaylıktan tuğgeneralliğe/ tuğamiralliğe terfi edenlerin % 63’ünün kamu görevinde çıkarıldığı, %13’ünün ise istifa etmek suretiyle ayrıldığı, toplam olarak % 76’sının TSK ile ilişiği kesildiği görülmektedir. Bu durum tümgenerallerde/ tümamirallerde ise % 50 civarındadır. (Hv.K.K.lığında %100’dür).


2015 yılında albaylıktan tuğgeneralliğe/tuğamiralliğe terfi edenlerin % 63’ünün kamu görevinde çıkarıldığı, %15’ünün ise istifa etmek suretiyle ayrıldığı, toplam olarak % 78’inin TSK ile ilişiği kesildiği görülmektedir. Bu durum tümgenerallerde/tümamirallerde ise % 53’tür. (Hv.K.K.lığında %100’dür).”

          1. Yüklə 2,4 Mb.

            Dostları ilə paylaş:
1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin