Çevre mevcut durum ve analiZİ



Yüklə 0,9 Mb.
səhifə7/9
tarix02.11.2017
ölçüsü0,9 Mb.
#27043
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Tablo 23. Elazığ İli’ndeki Atık Yağ Miktarları (Çevre Bilgi Sistemi, 2012).

YILLAR

MOTOR YAĞI

ENDÜSTRİYEL YAĞ

2009

51,513

2,1

2010

31,846

36,52

2011

45,92

38,5

2012

7200

38,91

Tablo 24. Elazığ İli’ndeki Atık Yağ Geri Kazanım ve Bertaraf Miktarları (Çevre Bilgi Sistemi, 2012).

YILLAR

GERİ KAZANIM (TON)

İLAVE YAKIT (ton)

NİHAİ BERTARAF (ton)

2009

33,690 ton ve 4.825 litre




22,423 ton ve 3698 litre

2010

34,096 ton ve 51.300 litre




2275 litre

2011

49,971 ton ve 76.543 litre




0,210

2012

58,645 ton ve 49.540 litre

-

0,687

1.7.6. Atık Pil ve Akümülatörler

Elazığ İli’ndeki akü ve pil miktarı konusunda ulusal atık taşıma formları verilerek bildirimlerle ilgili takip yapılmaktadır. Elazığ İli’nde oluşan atık akü miktarları yıllar itibariyle Tablo 25’de toplanan atık pil miktarı da yıllar itibariyle Tablo 26’da verilmiştir. Elazığ Çevre Yönetimi Şube Müdürlüğü atık beyan sistemi verilerine göre 2013 yılı sonu itibariyle Elazığ İli’nde 573 kg atık pil ve 149.130 kg da atık akü toplandığı tespit edilmiştir.



Tablo 25. Elazığ İli’nde Yıllar İtibariyle Toplanan Atık Akü Miktarı, kg (Çevre Bilgi Sistemi, 2012).

2009

2010

2011

2012


55.647

37.883

304.494

129.052

Tablo 26. Elazığ İli’nde Yıllar İtibariyle Toplanan Atık Pil Miktarı, kg (Çevre Bilgi Sistemi, 2012).

2011

2012

-

107

1.7.7. Bitkisel Atık Yağlar

“Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği” kapsamında, bitkisel atık yağlarla ilgili bir çalışma yapılmamaktadır. İlimizde, lisanslı bitkisel atık yağ geri kazanım tesisi mevcut değildir. Çevre Bilgi Sistemi, 2012 verilerine göre Elazığ İli’nde toplanan kullanılmış kızartmalık yağ miktarı 7,010 ton olarak belirtilmiştir.



1.7.8. Poliklorlu Bifeniller ve Poliklorlu Terfeniller

Kalıcı Organik Kirleticilerden biri olan PCB’ler bir grup aromatik klorlu bileşik olan poliklorlu bifenillere verilen genel isimdir. PCB’lerin zararlı etkileri, bu maddelerle kirletilmiş gıda ve içecekler tüketildiğinde veya bu maddeler teneffüs edildiğinde, yutulduğunda ya da deriyle temas ettiğinde ortaya çıkmaktadır. PCB’ler bertaraf veya başka herhangi bir amaçla yakıldıklarında tam bir yanma meydana gelmezse, çok daha zararlı etkilere sahip furanlar (PCDF) ve dioksinler (PCDD) yan ürün olarak ortaya çıkmaktadır.

Elazığ İli’nde “Poliklorlu Bifenillerin (PCB) ve Poliklorlu Terfenillerin (PCT) Kontrolü Hakkında Yönetmelik” kapsamında PCB ve PCB içeren madde ve ekipmanların bertarafını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren lisanslı tesis bulunmamaktadır.

1.7.9. Ömrünü Tamamlamış Lastikler (ÖTL)

Elazığ İli’nde 2012 yılında çıkarılan Çevre Bilgi Sistemi verilerine göre; ömrünü tamamlamış lastikler içerisinde geri kazanılan miktar 57,550 ton olarak verilmiştir.



1.7.10. Tehlikesiz Atıklar

Bazı tehlikesiz atıkların çevre ve insan sağlığına zarar vermeden geri kazanım faaliyetlerinin yönetilebilmesi amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca “Bazı Tehlikesiz Atıkların Geri Kazanımı Tebliği” hazırlanmış ve 17 Haziran 2011 tarih ve 27967 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Tehlikesiz atıkların düzenli depolama faaliyetleri, 26 Mart 2010 tarih ve 27533 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik” kapsamında yürütülmektedir. Yönetmeliğin Ek-2 kapsamında yapılan analiz sonuçlarına göre atıklar, I. Sınıf, II. Sınıf ya da III. Sınıfı Düzenli Depolama Sahalarında bertarafı sağlanmaktadır.

Elazığ İli’nde demir çelik döküm tesisleri mevcuttur. Çoğu izin aşamasında olan bu tesislerin cürufları 10 02 02 kapsamında değerlendirilmektedir (http://www.csb.gov.tr/db/ced/editordosya/elazig_icdr2012(1).pdf).

Elazığ İli’nde de tehlikesiz atıklar konusunda, Çevre Bilgi Sistemi 2012 verilerine göre Mert Döküm İnşaat San. Tic. A. Ş. Tehlikesiz Atıkların Geri Kazanımı için başvuruda bulunmuş, İl Müdürlüğü Uygunluk yazısı alınmış ve lisans süreci işlemlerinin devam ettiği belirtilmektedir.

1.7.11. Tıbbi Atıklar

Elazığ İli’nde “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmelik” kapsamında tıbbi atıklar için sterilizasyon işlemi yapılmaktadır. Bu atıklar; Elazığ İli, Sarıçubuk Köyü Mevkii Merkez adresinde, faaliyet gösteren, Elazığ Belediyesine ait Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesisi ERA Çevre Teknolojileri A.Ş.’ye devredilerek, bu şirket tarafından gerçekleştirilmektedir. Söz konusu tesise 20.06.2013 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca çevre izin ve lisansı verilmiştir

(http://www.csb.gov.tr/db/ced/editordosya/elazig_icdr2012(1).pdf).

Elazığ Belediyesine ait Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesisi 2012 Temmuz ayında faaliyete geçmiştir. Yıllık kapasitesi 1.970 ton olup günlük kapasite miktarı ise 5.400 kg/gün’dür. Kapasite kullanım oranı % 21 olarak gerçekleşmektedir (Elazığ Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, 2012 ).

Elazığ İl merkezinde oluşan tıbbi atıklar, bir adet lisanslı taşıyıcı ile toplanmakta, Elazığ İli’ne ait Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesisinde sterilize edildikten sonra, Elazığ Belediye Başkanlığına teslim edilmektedir. 2013 yılı sonu itibariyle TRB1 Bölgesinde oluşan tıbbi atık miktarı toplam 1.616.283 kg/yıl’dır. Elazığ’da toplam 421.929 kg/yıl atık toplanmıştır.

Elazığ İl merkezi ve ilçelerde oluşan tıbbi atık miktarları Elazığ Belediyesi’nden alınan bilgilere göre 2013 ve 2014 yılı itibariyle Tablo 27’de verilmiştir.



Tablo 27. Elazığ İl Merkezi ve İlçelerde Oluşan Tıbbi Atık Miktarları (Elazığ Belediyesi)

Elazığ İli ve İlçelerinden Toplanan Tıbbi Atık (180103) Miktarları

2013 YILI

NİSAN

49563.694 kg.

MAYIS

43918.464 kg.

HAZİRAN

38213.205 kg.

TEMMUZ

38914.37 kg.

AĞUSTOS

35268.685 kg.

EYLÜL

37751.865 kg.

EKİM

36807.855 kg.

KASIM

41026.545 kg.

ARALIK

41201.226 kg.

2014 Yılı

OCAK

44619.734 kg.

ŞUBAT

41138.026 kg.

MART

44583.999 kg.

NİSAN

43233.068 kg.

1.7.12. Maden Atıkları

Elazığ İli’nde madencilik faaliyetlerinin yoğun bir şekilde yapılması nedeniyle maden atıkları da oluşmaktadır. Ancak özellikle metalik madenlerin çıkarılması sırasında ortaya çıkan maden atıkları faaliyet alanında depolanmakta daha sonra sahanın doğaya yeniden kazandırılması esnasında dolgu malzemesi olarak yeniden kullanılarak değerlendirilmektedir.



1.8. Flora ve Fauna

Türkiye’nin yaklaşık %27’si mera, yayla, kışlak, çayır ve otlaklardan oluştuğundan flora ve fauna bakımından zengindir. Avrupa Kıtası’nın tümünde bitki türlerinin sayısı 12000 kadar olmasına karşı bugün Türkiye’de tespit edilen bitki türü sayısı, bu sayıya yakın olup bunun 3000 civarındaki kısmı endemiktir. Fauna varlığı ülkemizde 80000’e yaklaşmaktadır.

Elazığ flora özellikleriyle ilgili yapılan çalışma sayılarında son yıllarda bir artış görülmektedir. Bu çalışmalar sonucunda 59 familyaya ait 533 türün Elazığ il sınırları içinde bulunduğu belirlenmiştir. Bunların arasından 24 familyaya ait 139 tür endemiktir. Ağlayan gelin olarak da bilinen ters lale, ilin en önemli bitkileri arasında yer almaktadır.

Elazığ İli’nde 48 cinse ait 64 kuş türü ve 135 kelebek türü tespit edilmiştir. Sürüngen türü olarak bildirilen tek tür ise Apathya cappadocica’dır (TRB1 Bölge Planı, 2014-2023). “Hazar Gölü Havzasındaki Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Çalışmaları neticesinde alandan 111 adet karasal böcek türü, 3 familyaya ait 5 balık türü tespit edilmiştir.

Elazığ İli’nde Çayır ve Mera alanı 225000 hektardır. Geçmişten günümüze olumsuz nedenlerden dolayı çayır ve mera alanlarında azalma meydana gelmiştir. Genel olarak mera alanları zayıf mera olarak değerlendirilmektedir. Mera alanlarında hafif şiddette erozyon problemi bulunmaktadır. Meraların kapasitelerinin üzerinde aşırı otlatılması, erken-geç otlatma ve amaç dışı otlatılması, erken-geç otlatma ve amaç dışı kullanım nedeniyle ot veriminde azalma meydana gelmiştir (Elazığ İl Çevre Durum Raporu 2013).

1.9. Çevre Denetiminde Karşılaşılan Sorunlar

Elazığ İli’nde “Çevre Denetim Firması” olarak resmi unvan kazanmış ve çevre konusunda hizmet vermeye çalışan firmalar Çevresel Etki Değerlendirme ve Çevre Denetim Danışmanlığı konularında aktif bir şekilde çalışmaktadırlar. Bunun yanında bazı firmalar “Arıtma ve Kalite Yönetim Sistemi” konularında da hizmet vermektedir. Çevre Denetim Firmaları Ocak 2011’den itibaren “Çevre Denetim Yönetmeliği” ve “Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik” kapsamında işletmeleri ziyarete başlamışlardır. Ancak birçok işletme, “Devlet, Çevre Mühendislerine iş imkânı sağlıyor ve bunun faturasını da bize yüklüyor” gibi ifadelerle bu işin sadece bir mali külfet olduğunu beyan ederek Çevre bilinçlerinin olmadığını ortaya koymuşlardır. Ancak İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüklerinin bazı firmaları uyarması, denetimler yapması ve yaptırım uygulaması Çevre Denetiminin ve çevrenin korunmasının gerekliliği konusunda bir ciddiyet getirmiştir. Fakat çevre denetim yönetmelikleri üç yıldan beri yürürlükte olmasına rağmen bu yönetmeliklere tabii bazı işletmelerin hala hiçbir çalışma yapmamış olmaları düşündürücüdür.

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinde işletme sayısı ve niteliğine göre sürekli izleme ve denetimlerin yapılabilmesi için daha fazla çevre mühendisine ihtiyaç vardır. Denetim ve izlemeye yeterince gidilememesi halinde “Çevre İzni” almış veya çevre açısından her türlü önlemini almış işletmeciyle hiçbir önlem ve izin almamış işletmeci arasında bir fark olmayacağından çevre korumada anlamını yitirmiş olacaktır.

Çevre Danışmanlık firmaları, ağırlıklı olarak, üretim yapan ve Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik kapsamında Ek I ve Ek II listelerinde tarif edilen işletmelerin izin aşamasındaki her adımına dâhil olmak durumunda olup izinler alındıktan sonra da periyodik olarak işletmenin kontrol edilmesi konusunda hizmet vermektedir. Ancak, Çevre mühendisliği dışındaki meslek gruplarının da sınav yolu ile belgelendirilmesi ve çevre görevlisi olarak kabul edilmesi, çevrenin korunması açısından verimli olamamaktadır. Çevre denetim görevliliğinin sadece belge düzenleyen ve takip eden eleman olma durumundan çıkartılması gerekir. Çevre Mühendisliği eğitiminde verilen bilgiler diğer meslek gruplarının hiçbirinde mevcut değildir. Kısmı bilgi çalışmaları olması birçok meslek grubunun Çevre Mühendisinin işini yapacağı anlamına gelmemektedir.

Emisyon ölçümleri, su analizleri vb. birçok konuda Bakanlıklar taban fiyat uygulamaları getirilmiş olmasına rağmen çevre danışmanlık hizmetinin şekli, konusu ve içeriği belli olduğu halde bir fiyat tarifesi veya taban fiyat düzenlemesi yapılmamıştır. Piyasada iş yapmaya çalışan Çevre danışmanlık firmalarının bir kısmı tamamen yeni mezunlardan oluşmakta ve sadece firmayı kurtaracak fiyat politikaları uygulanmaktadır. Ancak bu fiyatlardan dolayı, işletme ayda bir defa dahi ziyaret edilememektedir. Bu durum Çevre görevlisinin işletmeci gözündeki değerini düşürmekte ve çevre korumanın önemini yitirmektedir. Çevre Danışmanlık firmalarındaki 5 kişi şartı, 5 yıl, 3 yıl ve 2 yıl tecrübeli personel şartı getirilme i doğru bir uygulamadır.

Çevre danışmanlık firmaları ve çevre görevlileri ile işletmeler arasında iş-işveren ilişkisinin olmaması lazımdır. Çevre görevlisinin bağımsız hareket edebilmesi için bu gereklidir. Çevre danışmanlık firmaları ve çevre görevlileri olarak çalışanlar, danışmanı olduğu birçok işletmenin eksiğini, olumsuzluğunu ve çözümünün ne olduğunu bilir. Ancak hiç kimse kendi ücretini, maaşını ödeyen kuruma işletmeyi gidip şikâyet edemez.

Yürürlükte olan Çevre mevzuatında yönetmelik, vd. nin bazı maddelerinin uygulanması yerel ve bölgesel şartlardan dolayı mümkün olamamaktadır. Kişiye ve bölgeye göre mevzuat çıkartılamaz, fakat mevzuatta alternatif yaklaşımlara veya çözümlere yer verilmelidir. Örneğin, kırsal alanda bulunan bir maden ocağı işletmesinden sızdırmaz bir fosseptik çukuru açılması istenmiş olsun. Bu fosseptik çukuru dolduğu zaman vidanjörü olmayan ilçe belediyelerinden yardım alınması mümkün değildir. Bu duruma çözüm bulmak işletmeci açısından zor olacaktır.

Sonuçta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İl Müdürlüklerinin yürürlükte olan çevre mevzuatını uygulayabilmeleri için işletmeleri sorumlu oldukları yönetmelik, tüzük, genelge vb. konularında bilgilendirip denetlemeleri gerekmektedir. İşletmeler sorumlu oldukları mevzuattan habersiz oldukları takdirde çevre danışmalık firmalarının işletmeci üzerinde herhangi bir yaptırımı olamamakta, ayrıca alaycı tavırlara da maruz kalmaktadırlar.



2. SINIRLAYICI FAKTÖRLER VE STRATEJİLER

Sürdürülebilir kentler, süreklilik içinde değişimi sağlamak amacıyla, sosyo-ekonomik çıkarların, çevre ve enerji ile ilgili kaygılarla uyumlu hale getirildiği kentlerdir. Sürdürülebilirlik için az kirleten, verimli ve dünyaca tanınan yeni teknolojilerin ve ürünlerin tasarımının sağlanması gerekir. Rio Konferansının (1992) uygulama belgesi niteliğini taşıyan Gündem 21’de doğal kaynakların dengesiz kullanımına yönelik endişeler dile getirilerek sürdürülebilir yerleşim alanlarının geliştirilmesi için yapılan çalışmaların yoğunlaştırılması önerilmektedir.



2.1. Sınırlayıcı Faktörler

Türkiye’de çevre koruma ve geliştirme ile ilgili kurum ve kuruluşların sayısı çok fazladır (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İller Bankası, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Su Ürünleri Araştırma Enstitüleri, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, DSİ, Belediyeler, Üniversiteler, Gönüllü Kuruluşlar, TUİK, TSE vb.) Bu durum çevre konusunda büyük bir yetki kargaşasına yol açmaktadır. Çevre Bakanlığı’nın önce Orman Bakanlığı ile birleşmesi ve daha sonra tekrar ayrılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dönüşmesi çevre konusunun Türkiye’de bir türlü oturamamasına sebep olmuştur. Elazığ’da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün kurulmuş olması çevre bilincinin oluşmasında etkili olmuştur.

Aynı konu ile birden fazla kurumun ilgilenmesi zaman, iş gücü ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Çevre ile ilgili konularda yönetimden denetime kadar uzanan geniş çerçeve içinde aynı amaçlar doğrultusunda çalışan piramit şeklinde geliştirilmiş bir idari yapı hala tam olarak gerçekleştirilememiştir.

Örnek alma tekniklerinde, arazide ölçüm yapan alet ve cihazların tiplerinde, hassasiyet düzeylerinde, laboratuvar alet ve malzemelerinin standardizasyonu-kalibrasyonunda ve analiz yöntemlerinde birliktelik sağlanmadığı için çok farklı yorumlara neden olabilecek sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Aynı konu ile ilgili olarak daha önceden çıkarılan yasa ve yönetmeliklerin iptal edilmemesi

Çevre yönetiminde tüm toplumun bilinçlenmesi önem taşımaktadır. Çevre stratejileri belirlenirken kirlenmeyi önlemek için arıtma gibi pasif yaklaşımlar yerine, alınacak tedbirlerle kirlenmenin kaynağında azaltılması ve önüne geçilmesini esas alan stratejilere öncelik verilmelidir.

İzin, izleme, denetim ve yaptırımlarda aynı işin farklı kurumlar tarafından mükkerer yürütülmesi nedeniyle çevre konusunda ülke genelinde sağlıklı bir çevre yönetim planı uygulanamamaktadır. Mevzuattaki örtüşmeler, iş, zaman ve maliyet kaybına neden olmaktadır.

Elazığ’daki ilçe ve kurumsal teknik kapasiteler olması, finansman ve kurumsal teknik kapasite açısından çözümün zorlaştırmaktadır. Toplanan gelirlerin yine aynı hizmetlere yeterince yönlendirilememesi, yerel idarelerin uygun yasal ve teknik araçlarla desteklenmesi ve güçlendirilmesi gereğini ortaya koymaktadır.

Çevre konusunda yürürlükte olan tüm yasal düzenlemelerde yasalara aykırı durumda uygulanacak cezai işlemler tanımlanmıştır. Ancak, çevre kirliliğinin önlenmesi için teşvik gibi ekonomik araçlara gereği yer verilmemiştir.

Elazığ’da kirlilik izleme ağının yetersizliği nedeniyle çevresel veriler derlenememekte ve sayısal ortamda çevresel verilere ulaşılamamaktadır. Bu durum sorunlara çözüm önerileri getirilmesini zorlaştırmaktadır. İlde agredite olmuş özel laboratvarların eksikliği hissedilmektedir.



2.2. Stratejiler

Aşağıda belirlenen stratejik seçmeler ışığı altında çözüm önerilerin yapılacak işler, izlenecek yöntem ve sorumluluk yüklenmesi gereken kurumlar sıralanmaktadır.

2.2.1. Hava Kirliliği

2.2.2. Su Kirliliği

2.2.3. Toprak Kirliliği

2.2.4. Gürültü

2.2.5. Katı Atıklar

2.2.6. Madencilik Faaliyetleri

2.2.7. Flora ve Fauna

2.2.8. Çevre Denetimi



2.2.1. Hava Kirliliği

Çevresindeki su kütleleri nedeniyle gittikçe ılıman bir iklime sahip olan Elazığ İli’nde yine de yılın yarısına yakın bir süre soğuk geçtiğinden ısınma amacıyla farklı yakıtlar kullanılmaktadır. TUİK 2002-2003 kış, döneminde SO2 konsantrasyonunu en yüksek olarak belirttiği iller arasında Elazığ üçüncü sırada yer aldığı halde 2006-2007 kış döneminde SO2 parametresi bakımından oldukça büyük bir iyileşme elde edilmesine rağmen, PM parametresinde aynı oranda kötüleşme görülmüştür. Atmosferdeki SO2 emisyonunun tek kaynağı fosil yakıtlardır ve alınan tedbirlerle (doğal gaza geçilmesi) SO2 emisyonunun kontrol altına alınabildiği görülmüştür. Ancak, partiküler madde yanma dışında taşıtlar ve yerden kalkan toz, madencilik faaliyetlerinden, çöl tozlarından kaynaklanabildiğinden kontrolü daha zordur.

Elazığ İli’nde hava kirliliğinin azaltılması için alınması gerekli stratejik kararlar şunlardır:

Kısa Vadede Startejiler:

1. Hava kirliliğinin en önemli kaynağını oluşturan asfaltit ve kömürlerin yakılmasının kesinlikle durdurulması, bunların yerine kükürt miktarı %1’in altında ve ısı değeri 3500-4000 kcal/kg üzerinde bulunan kok kömürü, linyit ve ithal kömürlerin kullanımının özendirilmesi, düşük SO2 ve PM’li yakıt kullanılması

2. Kaçak kömür kullanılmasının önüne geçilmesi, kömür üreticisi ve satıcısının bilinmesi, denetlemenin etkili uygulanması, kömürlerin açıkta satışının önlenmesi, kömürlerin taşınması,

3. Kalorifer ve sobaların en az kirlilik meydana getirecek şekilde, yakıta uygun teknikle yakılmasının temini, bu amaçla açılan ateşçi kurslarının daha etkili bir şekilde sürdürülmesi,

4. Bacalardan yayılan kurum miktarının azaltılması amacıyla takılmakta olan kurum tutucularının imalatında teğetsel girişli kuru silikonlara yer verilmesi ve bunların baca yerine kazan dairesinde kazan çıkışına bağlanmasının temini

5. Zabıta Müdürlüğü ile Çevre İl Müdürlükleri tarafından oluşturulan Hava Kirliliği Denetimi ekiplerinin yaygınlaştırılması ve bu ekiplerde görev alacak elemanların yapacakları denetimler konusunda eğitilmeleri,

6. İl bazında doğal gaz şebeke dağıtımının yapılarak doğal gaz kullanımının özendirilmesi,

7. Trafiğe yönelik önlemler kapsamında egzoz emisyonlarının denetlenmesi, kurşunsuz benzin kullanımının teşviki, standartların üzerinde kirlilik yayan taşıtların trafiğe çıkmasına izin verilmemesi, egzoz emisyonunun sınırlandırılması, dizel araçlarda AB standartlarının konması doldurulması ve boşaltılması sırasında kömür kaybını ve bu işlemlerde oluşacak tozlanmayı önlemek açısından ithal ve yerli kömürlerin “Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği” ekinde yer alan torba örneğine göre torbalanarak satışa sunulmasının sağlanması ve torbaların üzerinde asgari kömür özelliklerinin (kükürt, atıl ısıl değeri, nem, kül, vb.)

8. Kent içerisindeki sanayi kuruluşları ile kirlilik yayan iş yerlerinin denetlenmesi ve yasal düzenlemelere göre gerekli işlemlerin yapılması,

9. Emisyon envanteri hazırlanması,

10. Hava kalitesi izleme ve ölçüm istasyonu sadece bir tane olup uygun bölgeye yerleştirilmemiştir. Bu istasyonların arttırılarak uygun bölgelere kurulması,

11. Hava kalitesi rapor haline getirilerek eşiklerin asılması halinde halkın bilgilendirilmesi,

12. Hava kirliliğinin önlenmesi için temiz hava planları ve eylem planları hazırlanması,

13. Halkın hava kirliliğinin nedenleri ve sonuçları konusunda bilgilendirilmesi

14. Kirliliğin azaltılmasında teşvik edici i politikaların oluşturulması ve uygulanması

15. Hava kirliliğinin önlenmesi için endüstriyel tesislerde mevcut en iyi tekniklerin kullanımı ve üretim süreçlerinin değiştirilmesi



Yüklə 0,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin