ÇEVRE
1. MEVCUT DURUM VE ANALİZİ
1.1. Giriş
Anayasanın 56. Maddesi gereği “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir”. Çevre sorunları denildiğinde öncelikle hatırlanan, hava, su ve toprak kirliliği gibi temel çevre bileşenleri yanında, toprak erozyonu, iklim değişiklikleri, sanayii atıkları, katı atıklar, ekolojik değişiklikler, zirai koruma ilaçları, aşırı gübre kullanımının etkileri, su kullanımı ve enerji eldesinin oluşturacağı sorunlar ile gürültü akla gelmelidir. Sürdürülebilir kalkınma bugünkü ve gelecekteki nesiller için çevre kalitesini iyileştirmek ve korumak amacıyla ekonomik, sosyal ve teknolojik faaliyetlerin çevre korumayı dikkate alacak şekilde koordineli bir şekilde sürdürülebilmesidir (1992, Rio Konferansı).
Sürdürülebilir kalkınma modeli ile doğal kaynaklar daha tasarruflu kullanılacak, diğer yandan üretim ve tüketim süreçlerinden oluşan atıkların en kısa süre içinde başta geri kazanmak ve yeniden değerlendirmek olmak üzere bertaraf etme hedeflenecektir. Asıl amaç gerek üretirken gerekse tüketirken en düşük düzeyde atık üretmek olmalıdır.
Çevre koruma, kalkınma sürecinin tamamlayıcı bir parçası olarak görülmelidir (1992, Rio Konferansı). Sürdürülebilir kentsel ve bölgesel gelişmenin 4 temel ilkeyi içermesi gerekmektedir. Bunlar; kente ve bölgeye düşen enerji sarfiyatının ve emisyonlarının azaltılması doğal ekosistemlerdeki değişimlerin ve müdahalelerin azaltılması, doğal kaynakların atıklara dönüşümünün telafi edilmesi ve çevre bilincinin oluşturulmasıdır (Yıldız, 2005).
Çevre sorunlarını ortadan kaldırmaya yönelik olarak yeni fikirler üretmek ve çevre sorunlarına kent ölçeğinde çözümler getirmek amacıyla “Çevre (eko) kentler” önerilmektedir. Bunun için her ilin ve bölgenin kendine özgü çevresel özellikleri dikkate alınarak “Çevre(eko) kentler” modelini oluşturan 10 aşama tanımlanmıştır. Bunlar; atıkların minimize edilmesi, enerjinin korunması ve yönetimi, tatlı su kaynaklarının yönetimi, atık su yönetimi, tehlikeli maddelerin yok edilmesi, ulaşım, arazi kullanım planlaması ve yönetimi, çevresel konularda katılımın sağlanması, sürdürülebilirlik için tasarım ve sürdürülebilir gelişme için ortaklıktır.
1.2. Hava Kirliliği
Atmosferde, toz, duman, koku, su buharı şeklinde bulunabilen kirleticilerin insan, hayvan, bitki ve eşyaya zarar verecek seviyelere yükselmesi hava kirliliğini oluşturur. Karbon parçacıkları, partiküler madde (PM), kükürt dioksit, karbon dioksit, karbon monoksit, ozon, hidrokarbonlar, aldehitler, azot oksitler vb. kirleticiler bronşlarda iltihaplara, daralmalara, nefes darlığına, burun kanamalarına, iştahsızlığa, uykusuzluğa, alerjik döküntülere, kansızlığa sebep olur. Sonuçta kronik bronşit, amfizem, astım, akciğer kanseri, kan kanseri gibi rahatsızlıklar görülür. Bu hava kirliliği etkilerine bir ölçüde hayvanlarda da rastlanmaktadır.
Hava kirliliğini meydana getiren bazı gazlar (SO2) gibi bitkilerin solunumu sırasında gözeneklerden içeri girerek fotosentezi yavaşlatarak ürün azalmasına sebep olur. Havayı kirletmekte olan SO2 ve azot oksitler atmosferdeki su partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek sülfüroz asit, sülfirik asit ve nitrik asit oluşumuna neden olarak asit yağmurlarını oluştururlar.
Elazığ Kenti meteorolojik koşullar dikkate alınmadan çanak şeklinde ki bir topoğrafyaya yerleşmiştir. Hakim rüzgar yönü kuzey batı olmasına rağmen bu yön dağlarla çevrilidir. Özellikle kış aylarında çanak şeklindeki bu topoğrafik yapıdan dolayı inversiyon olayı meydana gelmekte ısınan hava yükselmemekte, kentin üzeri kirli hava ile kaplanmaktadır. İnversiyonun (sıcaklık terslenmesi) yaşandığı günlerde zemin ile maksimum 150-200 m arasında aşırı soğuk, durgun ve kirli hava kent üzerinde kalmaktadır. Şehrin kuzey-kuzeybatı istikametinde ki tepeleri bölgedeki kuzey-kuzeybatı yönünde esen rüzgârları perdelemesi inversiyon ile birleştirildiğinde havaya atılan kirleticilerin yatay ve dikey doğrultularda şehrin üzerinde uzaklaşmasını zorlaştırmaktadır.
Meteorolojik verilere göre kış aylarında rüzgâr hızı diğer mevsimlere göre daha düşük olduğundan kirli hava daha uzun süre kentin üzerinde kalmaktadır. Kış aylarında ortalama rüzgâr hızı 1,2-1,9 m/s bahar ve yaz aylarında 2-2,9 m/s dir. Elazığ ilinde ki en düşük rüzgâr hızı 1,8 m/s ile kasım ayında, en yüksek rüzgâr hızı 2,9 m/s ile mart ayında görülmüştür. Yıllık ortalama rüzgâr hızı 2,33 m/s’dir (DMİ, 2008). Elâzığ’da rüzgâr hızlarının düşük ve yakın değerlerde her yönden estiği, ancak hava kirliliğini ortamdan uzaklaştırmak bakımından yeterli şiddet ve sıklıkta olmadığı görülmektedir. Rüzgâr hızını kesecek eşik sahalarda ki yüksek yapılar ve doğal engeller, rüzgâr yönüne dik sokak ve caddeler hava sirkülasyonunu azaltmakta ve kentin ürettiği kirli havayı şehir üzerinde hapsetmektedir (Özdemir ve Boyraz). Elazığ şehir merkezinde hava kirliliği evsel ısınma, kötü yakıt kullanımı (son yıllarda doğalgaz kullanımındaki artış hava kalitesini olumlu olarak etkilemiştir), taşıt egzozları ve birkaç sanayi tesisinden kaynaklanmaktadır. Son yıllarda motorlu araç sayısının hızla artması özellikle yol boylarında zonal kirliliğe (hidrokarbonlar NOx ve CO gibi) yol açmaktadır. Elazığ kent merkezinde Hükümet Binası civarına yerleştirilmiş sadece bir adet hava kalitesi ölçüm cihazı mevcuttur. Bu istasyonda sadece SO2 ve partiküler madde (PM) ölçümü yapılmaktadır. Havadaki azot oksitleri ve diğer kirleticiler ölçülmemektedir.
Gürtekin, (2008), 1990-2007 yılları arasında Elazığ kent merkezindeki hava kirliliğini kükürtdioksit (SO2 ) ve partiküler madde (PM) bakımından incelemiştir. Soğuk aylarda(ekim-mart) SO2 ortalama değeri bakımından en yüksek düzeyin ocak ve şubat aylarında, PM ortalama değeri bakımından en yüksek düzeyin Aralık ve Ocak aylarında olduğu görülmüştür (Tablo 1). Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde (HKKY) SO2 ve PM için kış dönemi ortalama hedef sınır değeri 120 µg/m3’dür. SO2 değerleri 1990-1991, 1993-1994,2000-2001 ve 2002-2003 yıllarında, PM değerleri ise sadece 1990-1991 yılında kış dönemi ortalama sınır değerini aşmıştır (Şekil 1). SO2 yıllık ortalama değerleri 1990, 1991, 1994, 2001, 2002, 2003 ve 2004 yıllarında HKKY’nin yıllık ortalama hedef sınır değerini (SO2 ve PM için yıllık ortalama 60 µg/m3 ) aşmıştır. 1990 yılında 150 µg/m3 olan uzun vadeli sınır (UVS) değerinin de aşıldığı görülmüştür. PM ölçüm sonuçları 1990,1991 ve 2006 yıllarında HKKY’nin ortalama hedef sınır değerini aşmıştır.
Devlet İstatistik Enstitüsü 2002-2003 kış döneminde SO2 konsantrasyonunun en yüksek olarak belirttiği iller arasında Elazığ 3. sırada yer almıştır. 1990-2006 yılları arasında SO2 ve PM ölçüm değerleri arasında ilişki olmasına rağmen 2006-2007 kış döneminde iki ölçüm değeri arasında büyük bir farklılığın olduğu görülmektedir. Bu kış döneminde SO2 parametresi bakımından oldukça büyük bir iyileşme elde edilmesine rağmen PM parametresinde aynı oranda kötüleşme görülmektedir. Atmosferdeki SO2 emisyonunun tek kaynağı fosil yakıtlardır ve alınan tedbirlerle SO2 emisyonunun kontrol altına alınabildiği görülmüştür. Ancak partikül madde yanma dışında taşıtlar, çöl tozları ve yerden kalkan toz gibi kaynakları da bulunmaktadır (Gürtekin, 2008).
Dar yollar ve bu yolların hakim rüzgar yönüne göre yapılmaması ve yüksek katlı yapılaşma kentin hava kirliliğin artışında etkilidir. Kullanılan yakıtın yüksek oranda kükürt ve kül içermesi, uygun yakma tekniklerinin kullanılmaması, binalarda izolasyonun yeterince yapılmamış olması, motorlu taşıtların egzoz gazların (hava kirliliğinin % 40’nın kaynağı) ve Çimento Fabrikası emisyonları Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre Doğu Anadolu Bölgesinde Elazığ İli’ni hava kirliliği açısından öncelikli sorunlu il haline getirmiştir (www.cevre.org.tr) . Hava kirletici emisyonlarının en yaygın olanı SO2’dir. Kükürtdioksit özellikle konutlarda ısınma ve endüstride enerji eldesi için kullanılan kömür ve akaryakıtın yanması sonucu oluşan baca gazlarında yoğun olarak bulunmaktadır. Kükürtdioksit hava kirliliği ölçümünde “kirlenme göstergesi” olarak kullanılan bir maddedir (Köksal, 2013).
Atmosferdeki partiküler madde (PM) kaynakları toprak, çöl, deniz, bataklık, volkan v.b. doğal kaynaklar ile fosil yakıt yakılması, endüstri v.b. insan kaynaklı olup bunların etki oranları bölgesel olarak değişebilir. Hızla artan sanayileşme ve nüfus artışına paralel olarak fosil yakıt tüketiminin artması dünyanın birçok bölgesinde atmosferdeki PM konsantrasyonlarının yükselmesi sonucunu getirmiştir. Genellikle şehir atmosferindeki PM konsantrasyonlarının büyük bir kısmından bu tür kaynaklar sorumludur (Yatkın ve Bayram, 2007).
Tablo 1. Elazığ İl Merkezinin 1990-2014 Yılları Arasında Kış Sezonundaki SO2 ve PM10 Konsantrasyonları
YILLAR
|
AYLAR
|
EKİM
|
KASIM
|
ARALIK
|
OCAK
|
ŞUBAT
|
MART
|
ORTALAMA
|
SO2
|
PM10
|
SO2
|
PM10
|
SO2
|
PM10
|
SO2
|
PM10
|
SO2
|
PM10
|
SO2
|
PM10
|
SO2
|
PM10
|
1990-1991
|
50
|
34
|
290
|
274
|
377
|
289
|
407
|
306
|
492
|
266
|
104
|
96
|
287
|
211
|
1991-1992
|
36
|
35
|
146
|
247
|
133
|
132
|
146
|
144
|
124
|
120
|
77
|
71
|
110
|
108
|
1992-1993
|
17
|
18
|
35
|
36
|
48
|
44
|
96
|
81
|
68
|
54
|
40
|
35
|
51
|
45
|
1993-1994
|
34
|
29
|
88
|
73
|
99
|
232
|
218
|
94
|
194
|
58
|
173
|
49
|
134
|
89
|
1994-1995
|
11
|
7
|
15
|
18
|
40
|
34
|
93
|
50
|
96
|
60
|
50
|
31
|
51
|
33
|
1995-1996
|
12
|
14
|
38
|
46
|
50
|
49
|
36
|
40
|
36
|
44
|
36
|
24
|
35
|
36
|
1996-1997
|
23
|
15
|
42
|
47
|
40
|
47
|
62
|
50
|
78
|
39
|
53
|
32
|
50
|
38
|
1997-1998
|
19
|
13
|
36
|
36
|
62
|
52
|
80
|
54
|
73
|
39
|
44
|
25
|
52
|
37
|
1998-1999
|
21
|
12
|
32
|
30
|
55
|
41
|
88
|
49
|
50
|
33
|
42
|
25
|
48
|
32
|
1999-2000
|
41
|
18
|
54
|
46
|
93
|
73
|
88
|
69
|
137
|
85
|
81
|
53
|
82
|
57
|
2000-2001
|
20
|
27
|
103
|
92
|
108
|
71
|
184
|
96
|
184
|
79
|
145
|
51
|
124
|
69
|
2001-2002
|
36
|
28
|
106
|
61
|
134
|
55
|
137
|
59
|
146
|
82
|
96
|
54
|
109
|
57
|
2002-2003
|
34
|
31
|
115
|
86
|
254
|
115
|
271
|
116
|
198
|
97
|
122
|
64
|
166
|
85
|
2003-2004
|
30
|
28
|
96
|
84
|
84
|
46
|
69
|
42
|
88
|
39
|
100
|
42
|
78
|
47
|
2004-2005
|
54
|
31
|
107
|
37
|
134
|
37
|
83
|
36
|
68
|
41
|
56
|
19
|
84
|
34
|
2005-2006
|
25
|
22
|
68
|
70
|
44
|
56
|
84
|
85
|
70
|
90
|
44
|
57
|
56
|
63
|
2006-2007
|
10
|
71
|
26
|
89
|
29
|
122
|
22
|
133
|
20
|
104
|
25
|
81
|
22
|
100
|
2007-2008
|
5
|
113
|
10
|
103
|
17
|
100
|
29
|
85
|
24
|
150
|
33
|
128
|
20
|
113
|
2008-2009
|
3
|
57
|
15
|
88
|
14
|
109
|
24
|
110
|
58
|
110
|
15
|
83
|
22
|
93
|
2009-2010
|
14
|
126
|
15
|
100
|
24
|
96
|
14
|
111
|
20
|
119
|
22
|
112
|
18
|
111
|
2010-2011
|
4
|
70
|
15
|
129
|
14
|
106
|
13
|
59
|
12
|
55
|
15
|
53
|
12
|
79
|
2011-2012
|
3
|
42
|
4
|
40
|
5
|
77
|
7
|
48
|
6
|
57
|
5
|
50
|
5
|
52
|
2012-2013
|
3
|
46
|
8
|
61
|
18
|
38
|
30
|
52
|
23
|
49
|
13
|
53
|
16
|
50
|
2013-2014
|
11
|
33
|
17
|
55
|
51
|
48
|
38
|
50
|
47
|
40
|
9
|
33
|
29
|
43
|
Hava kirliliği standartları havadaki kükürtdioksit ve partiküler madde (aerosoller) miktarlarına göre belirlenmektedir. Elazığ İl merkezinin hava kirliliğini analiz etmek amacıyla 1990-2014 yılları arasında kış aylarındaki SO2 ve partiküler madde konsantrasyonları yukarıda verilen Tablo 1 ve Şekil 1’de incelenmiştir.
Dostları ilə paylaş: |