Çevre mevcut durum ve analiZİ



Yüklə 0,9 Mb.
səhifə3/9
tarix02.11.2017
ölçüsü0,9 Mb.
#27043
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Tablo 4. Belediyelerin Atıksu İş Termin Planları *

Belediye

İşletmeye Alma Tarihi

Ağın

Alacakaya

Arıcak

Baskil


Beyhan

Bükardı


Erimli

Gezin


Hankendi

Karakoçan

Keban

Kovancılar



Maden

Palu


Sarıcan

Sivrice


Üçocak

Yarımca


15.06.2015

İş termin sunmadı

09.05.2017

30.02.2016

05.07.2017

01.05.2017

09.05.2017

31.12.2011

21.02.2017

15.09.2012

01.05.2017

01.12.2014

İş termin sunmadı

01.01.2014

10.10.2012

15.07.2009

01.05.2017

01.04.2016



* Elazığ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

1.3.3.1. Elazığ Kenti Atıksu Arıtma Tesisi

Elazığ Kenti Atıksu Arıtma Tesisi 2020 yılı kapasitesine göre projelendirilmiş olup 2000 yılı kapasitesini karşılayabilecek birinci kademesi İller Bankası tarafından yaptırılarak 1994 yılında işletmeye açılmıştır. Arıtma tesisinin birinci kademesi 300.000 eşdeğer nüfus ve 800 l/sn debisine göre, ikinci kademesi ise 549.956 eşdeğer nüfusa ve 1.671 l/sn debisine göre projelendirilmiştir. Ancak ikinci kademenin inşası ile ilgili bir çalışma henüz mevcut değildir. Mevcut tesis 2008 yılında revizyona tabii tutularak ve bazı birimler ilave edilip bazıları devre dışı bırakılarak tekrar işletmeye açılmıştır (Ünlü vd., 2010).

Elazığ Kenti Atıksu Arıtma Tesisi mekanik artıma, biyolojik arıtma ve çamur tasfiyesi kademeleri ile diğer işletme birimlerinden oluşmaktadır. Revizyon sırasında, çamur çürütme havuzu yıkılarak kaldırılmış, yoğunlaştırma havuzlarından alınan çamurlar doğrudan doğruya yeni inşa edilmiş olan yatay bant filtre ünitesine verilmeye başlanmıştır. Revizyon aşamasında ultraviyole ışınları ile dezenfeksiyonun yapıldığı dezenfeksiyon birimi de ilave edilmiştir.

Elazığ Kenti Atıksu Arıtma Tesisi çıkış suları Kehli Deresi’ne deşarj edilmekte, Kehli Deresi de 3-4 km sonra Keban Baraj Gölü’ne dökülmektedir. Ünlü ve Tunç (2007) tarafından Kehli Deresi’nde arıtma tesisi çıkış sularının deşarjından önce bir istasyonda ve deşarjından sonra beş farklı istasyondan alınan su örneklerinin analiz sonuçlarına göre deşarjından önce 1 ve 2. Sınıf su kalitesinde olan Kehli Deresi deşarjdan sonra bütün parametreler açısından 4. Sınıf kaliteli bir su haline dönüşmüştür. Derenin Baraj Gölü’ne döküldüğü kısımda gölün bataklık haline dönüştüğü ve ötröfikasyonun bütün özelliklerinin taşıdığı gözlenmiştir. Bunun en önemli nedeni tesis debi açısından yetersiz olduğundan tesise atıksuyun tamamının alınmaması, bir kısmının arıtılmadan bypass kanalıyla doğrudan Kehli Deresi’ne verilmesidir.

Kentsel Atıksuların Arıtımı Yönetmeliği (KAAY, 2006), evsel atıksuların bu yönetmelikte belirtilen deşarj standartlarını sağlayacak bir ileri arıtma tesisinde arıtıldıktan sonra göllere ve/veya bu kaynakları besleyen akarsulara deşarj edilmesini istemektedir. Çevrenin atıksu deşarjlarından kaynaklanan olumsuz etkilerden korunmasını sağlamak için arıtma tesislerinin atıksularının ve alıcı ortamın izlenmesi gereklidir. Atıksuyun ve arıtma çamurunun bertarafı hakkındaki bilgilerin kamuoyuna periyodik raporlarla duyurulması esastır. Eşdeğer nüfusu 5.000’den fazla ise yılda 24 örnek alma zorunluluğu vardır (KAAY, 2006). Elazığ Kenti Atıksu Arıtma Tesisi’ne giren atıksuların fiziksel, kimyasal ve biyolojik analizleri sonucu yüksek kirlilik konsantrasyonlarına sahip, kuvvetli atıksu niteliğinde olduğu görülmüştür (Tunç, 2003). Araba bakım ve tamirlerinin yapıldığı iş yerlerinin çoğunlukta olduğu küçük sanayi sitesi ve benzin istasyonları atıksularını kanalizasyona vermektedir. Ayrıca Elazığ OSB atıksuları arıtılmadan, Hayvan Ürünleri OSB atıksuları bir arıtmadan geçirildikten sonra atıksu arıtma tesisine verilmektedir. Ancak hayvan ürünleri OSB den deşarj edilen atıksuların Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (SKKY)’nde verilen deşarj standartlarının 4-5 katı kirlilik yüküne sahip olduğu görülmüştür (Gürtekin ve Ünlü, 2010). Kaçak hayvan kesimhaneleri ile mezbaha ve et entegre tesisleri, tavuk çiftlikleri aşırı derecede kan, hayvan iç organlarını ve atıklarını kanalizasyona boşaltmaktadır. Bu durum günün değişik saatlerinde tesisin şok yüklemelerine maruz kalmasına neden olmakta, makine ve teçhizatta sorun çıkarmakta ve arıtma verimini düşürmektedir. Tesis mermer işletmelerinden de özellikle inorganik ince malzeme açısından olumsuz etkilenmektedir.

Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yetkililerine göre evsel atıksu özelliklerini taşıyan Şorşor Deresi sularının da Atıksu Arıtma Tesisine verilmesinin ya da ıslahı için maddi destek sağlanmasının gerekli olduğu ifade edilmiştir. Atıksu Arıtma Tesisi çalışanlarının gelen atıksuyun evsel atıksu olmadığını fark ettiklerinde giriş yapısı içerisindeki sürgülü kapaklar vasıtasıyla by-pass yaparak arıtılmadan Kehli Deresi’ne zaman zaman deşarj ettiklerini, ayrıca elektrik kesintisi olduğu saatlerde tesisisin jeneratörünün olduğu halde çalıştırılmadığı, atıksuyun yine arıtılmadan deşarj edildiği görülmüştür. Aynı durum yağışlı havalarda da söz konusudur. Tesis 2000 yılı proje debisine göre projelendirilmiş olup ortalama debi aşılmış, ancak henüz maksimum proje debisine ulaşılmamıştır. Tesiste önemli işletme problemleri mevcuttur (Ünlü vd., 2010). Tesisteki boru hatları özellikle soğuk mevsimlerde yağ ve gres ile daha çabuk tıkanmaktadır. Bu durum giriş atıksuyundaki yağ muhtevasının yüksek (110-540 mg/L) olmasından kaynaklanmaktadır (Tunç 2003).

Tesiste yapılan BOİ5, KOİ, AKM, pH analiz sonuçları Su Kirliliği Yönetmeliği’nde evsel nitelikli atıksular için verilen deşarj standartlarına (Tablo 21.4) göre incelendiğinde deşarj standartlarının sağlandığı (Tablo 5); ancak BOİ5 ve KOİ açısından verim değerlerinin 0,40 - 0,70 aralığında değiştiği görülmüştür. Tesiste çıkış sularının izlenmesini sağlayacak otomatik sistemler yerleştirilmiştir. Ancak debi, EC, ÇO, alkalinite gibi parametreler sadece ölçülebilmektedir. SKKY tesis çıkış suyu için 2 saatlik kompozit numunede BOİ=40 mg/L, KOİ=120 mg/L, AKM=40 mg/L ve pH=6-9 olarak verilmektedir.

Tesis çıkış suları incelendiğinde bu parametreler açısından standartların sağlandığı görülmektedir. Kentin atıksuyunun tamamı arıtılmadığından deşarj standartlarının sağlanmış olması bir anlam ifade etmemektedir. Ayrıca standartta azot, fosfor ve bakteriyolojik parametreler bulunmadığından bu açıdan Keban Baraj Gölü’nün kirlenmesi kaçınılmazdır. Tesiste yeterli sayı ve nitelikli teknik elemanların uygun statüde çalıştırılmaması (en az bir çevre mühendisinin bulunması gerekir), bilimsel kurallara ve işletme talimatnamesine uygun olarak işletilmemesi, bakım ve onarımların zamanında ve yeterince yapılamaması, tesise su veren ve deşarj standartları bulunan bütün işletmelerin kanalizasyona deşarj standartlarının sağlanmaması, vb. nedenlerle projelendirme veriminde çalıştırılamamaktadır. Tesisin 2020 yılı proje debisi 2.952 m3/ saat, minimum debisi 1.278 m3/ saat, ortalama debi 1.969,2 m3/ saat ve maksimum debi 4.140 m3/ saat olarak hesaplanmıştır. Tesisteki düşük verim değerlerinde debi değerlerinin artışı nedeniyle bekleme zamanlarının azalması da etkili olmuştur. Ortalama proje debisi aşıldığından tesisin ikinci kademesinin inşasına ya da debinin tamamını alacak yeni bir atıksu arıtma tesisine ihtiyaç bulunmaktadır. Atıksu için halktan toplanan paraların bu gibi tesislerin işletme, bakım-onarımına harcanması gerekir. Aksi takdirde bu tesisler kısa zamanda ömrünü doldurmaktadır.

Tesisin arıtma çamurları kurutma yataklarında kurutulduktan sonra Belediyeye ait düzenli katı atık sahasına götürülerek bertaraf edilmekte olup toprakta kullanımı ile ilgili bir çalışma Belediye tarafından yapılmamıştır.

Tunç ve Ünlü, 2005’de bu tesisin çamurlarının ağır metal bakımından kullanılabilirliğini araştırmışlardır. Yapılan analizler sonucunda ağır metal konsantrasyonları mg/kg kuru çamur cinsinden Fe:4.000-9.824,6; Zn: 686,3-1674,4; Mn:157,5-656,3; Cr:13,3-167,5; Cu:107,6-550; Ni:31,10-126,67; Pb:31,80-84,81; Co:0-15,07 ve Cd:1,57-6,36 aralığında bulunmuştur. Bu değerlerin Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ve Toprak Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’ndeki (2001) standart değerlerin altında olduğu görülmüştür. pH ve organik madde değerleri sırasıyla 6,82-7,62 ve ağırlıkça %40-74 aralığında bulunmuştur. Literatürde çürütülmüş çamurun uçucu katı madde miktarı katı maddenin %30-60’ı arasındadır. Kurutma yatağından alınan çamurlarda organik maddenin yüksek olması bu çamurun stabil kabul edilemeyeceğini göstermektedir. Toprağa stabil olmayan bir çamur uygulanırsa, mikroorganizmalar toprak gözeneklerindeki oksijeni materyali bozundurmak için kullandığından anaerobik şartlar oluşabilir (Akça vd., 1998).

Arıtma çamurları tarımda kullanılmadan önce ağır metal analizinin yapılması, patojen organizmalar, N, P ve K açısından incelendikten sonra, tarımda gübre veya toprak şartlandırıcısı olarak kullanılması uygun olacaktır. Tarımda kullanıldığı zaman bu parametreler bakımından toprağın ve bitkilerin sürekli izlenmesi gerekir. Sınır değerlere ulaşıldığında çamurun verilmesi durdurulmalıdır.

Tablo 5. Elazığ Atıksu Arıtma Tesisi’ne Ait Analiz Sonuçları (Elazığ Belediyesi, Mart 2014)



1.3.4. Yüzeysel Su Kalitesi

Kirletici unsurların alıcı su ortamlarına yaptıkları etkilerin belirlenebilmesi ve niceliksel olarak somut bir biçimde ifade edilebilmesi için, su kalitesini tanımlayan fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik parametreler kullanılır. Türkiye’de su kalitesi Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde verilen “Kıta İçi Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri” göz önüne alınarak tespit edilmektedir. Bu kriterlere göre Sınıf I (Temiz Su), Sınıf II (Hafif kirletilmiş), Sınıf III (Çok kirlenmiş), Sınıf IV (Su doğal yaşamın koşullarını etkileyecek derecede çok kirletilmiş su ) gibi su sınıfları mevcuttur. 2012 yılından itibaren Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği (Y.S.K.Y.Y)’ne göre sınıflandırmaların yapılması gerekli hale getirilmiştir. Ancak kalite kriterlerinin tamamı ölçülememektedir. Yapılan araştırmalar da farklı kurumlar tarafından (DSİ, Üniversiteler, Tarım il Müdürlükleri, Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, vb.) birbirinden bağımsız ve habersiz yapılmıştır.



1.3.4. Tabii Göl ve Barajların Su Kalitesi

1.3.4.1. Hazar Gölü:

Hazar Gölü Doğu Anadolu Fay Kuşağı üzerinde oluşmuş, 1.248 m kotunda ülkemizin en önemli tektonik göllerinden biridir. 1994 yılında Çevre Bakanlığı Tarafından uluslararası öneme sahip B sınıfı sulak alan ilan edilmiştir. Ayrıca Bakalar Kurulu tarafından göl ve çevresi “Elazığ Hazar Gölü Sivrice Güney Köy Turizm Merkezi” olarak ilan edilmiş olup hâlihazırda mavi bayrağa sahiptir. Göl, enerji elde etmek, sulama, balıkçılık, rekreasyon vb. amaçlarla kullanılmaktadır.

Elazığ – Diyarbakır Karayolu çevresi kamu kuruluşlarının eğitim kampları ve özel tatil siteleri ile hemen hemen kapanmış durumdadır. Hazar Gölünün Maden Çayına giden bir çıkış olduğu halde, 1957 yılında elektrik üretimi ve sulama amaçlı inşa edilen Hazar Hidroelektrik Santralinin (HES-1) devreye girmesiyle bu çıkış kısmen kapanarak göl kapalı bir havza konumuna gelmiştir. Uzun zaman periyodunda Hazar HES-1 ve HES-2’nin çalıştırılmasıyla göl seviyesi 1.248 m den 1.236,10 m ye kadar düşmüştür. Gölün ekolojik dengeleri bozulduğundan özelleştirilmiş olan HES’lerin işletilmesi Ocak 2006’dan itibaren durdurulmuştur. Elazığ İli Valiliği ile Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü tarafından kıyı kenar çizgisi kotu 1.244,50 m olarak belirlenmiştir. Gölün en derin bölgesinin taban kotu 1.022,40 m ve 1.248 m su seviyesindeki alanı 82,75 km2 ve hacmi 7,5.109 m3 tür (DSİ, 1971).

Hazar Gölü ile ilgili araştırmalar DSİ 9. Bölge Müdürlüğü, Üniversite (bireysel), Sağlık Müdürlüğü (Belirlenen 7 farklı noktada bakteriyolojik parametreler açısından) ve İl Tarım Müdürlüğü (Su ürünleri Yönetmeliği çerçevesinde değerlendiriliyor) tarafından yapılmaktadır. DSİ tarafından sadece 3 örnekleme istasyonu için yüzeyden alınan örneklerde analizler periyodik aralıklarla sürekli yapılmaktadır. 1993-1997 yılları arasında Hazar Gölü su kalitesiyle ilgili yapılmış olan çalışmalar 2005 yılı Nisan-2006 yılı Mart arasında aylık periyotlarla dokuz örnekleme istasyonunda ve yüzeyden itibaren beş farklı derinlikten (0.5, 5, 10, 15 ve 20 m) tarafımızdan alınan su örneklerinin analiz sonuçları karşılaştırılarak kalite değişimleri belirlenmiştir (Çoban, 2007; Ünlü vd., 2008). Topal (2011) benzer bir çalışmayı DSİ tarafından 3 farklı istasyondan yüzeyden alınan su örneklerinin fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik analizlerini dikkate alarak, 1996 yılı verilerini 2009 verileri ile karşılaştırarak yapmıştır.

Bu çalışmalar dikkate alınarak; göl suyunun kalite değişimleri incelendiğinde, en yüksek su sıcaklığının 25,6 oC, en düşük sıcaklığın 5 oC olduğu görülmüştür. Yıllık ortalama pH değeri 8,90 olup istasyon ve derinliklere göre önemli bir değişiklik görülmemektedir. Bu değer Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde göller, göletler, bataklıklar ve baraj haznelerinin ötrofikasyonu kontrolü sınır değerleri (6,0-10,5) arasındadır. DSİ verilerine göre uzun zaman periyodunda gölün pH’sında az da olsa bir artış görülmektedir. 2012 Temmuz ayında Sivrice İlçesi önünde pH 9,11 olarak tespit edilmiştir. Göl pH’nın yüksek olması amonyum iyonlarının toksik olan amonyak formuna dönüşmesine neden olacaktır. Çözünmüş oksijen (ÇO) konsantrasyonu sudaki organik madde konsantrasyonu ve suyun kendi kendini ne derece temizleyeceğini ifade ettiği gibi su ortamındaki canlı yaşamı ve kalitesini de ifade eder. Hazar Gölü’nde ölçülen maksimum ÇO 10,4 mg/L ve en düşük 8,4 mg/L bulunmuştur. Yıl boyunca 20 m derinliğe kadar yüzeyden dibe doğru %80-90 oksijene doygun bir ortam mevcuttur. DSİ verilerine göre 2009 yılında ÇO 6,4 mg/L (Temmuz ayı)’ye kadar düşmüştür. Sivrice İlçesi sahilinde geçmiş yıllara oranla daha düşük ÇO değerleri ölçülmüştür. Bunun sebebi, Sivrice İlçesi ve mücavir sahasının kanalizasyon sularının toplanarak atıksu arıtma tesisi henüz işletmeye açılmadığından bu sahildeki fosseptiklere verilmesi ve bu bölgedeki derelerin organik yük getirmesidir. Klorür içeriğinin 250 mg/L’den yüksek konsantrasyonları tuz tadı oluşturur ve suyun iletkenliğinin arttırdığı için korozyonu kolaylaştırır. Gölün 12 aya ve 5 farklı derinliğine ait ortalama klorür değeri 364 mg/L olarak hesaplanmıştır. Geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında zamanla az olsa klorür değerinde artış görülmüştür. Bunun başlıca sebepleri, göle giren evsel nitelikli atıksuların miktarındaki artış, yeraltı sularının ve akarsuların göle karışmasının getirdiği klorür yükleridir.

Elektriksel iletkenlik (EC) değerleri genel ortalama olarak 2.260 µmhos/cm’lik bir değere sahip olup sulama suyu açısından 4. Sınıf kalitede olduğundan sulamaya elverişsizdir. İçme suyu standardında (TS 266) tavsiye edilen (400 µmhos/cm) üzerinde olduğundan içilmez durumdadır. Derinliğe ve istasyonlara bağlı bir artma veya azalma gözlenmeyip 2.150-2.430 µmhos/cm aralığında değişim göstermiştir. Ayrıca aylara göre değişimler klorür ile bir paralellik göstermiş olup Hazar Gölü acı sular grubunda bulunmaktadır.

Amonyum iyonu suda yaşayan organizmalar için önemli ölçüde toksik değildir. Ancak yüksek pH ve sıcaklığa bağlı olarak amonyağa dönüştüğünden balık yaşamı ve diğer canlılar için toksik hale gelebilmektedir. Ölçülen amonyum azotunun en yüksek değeri 0,13 mg/L ile DSİ Kampında, en düşük değer 0,09 mg/L ile DDY Kampında ölçülmüştür. Ölçülen değerler Su Ürünleri Tüzüğündeki kabul edilen değer (tolere) 0,02 mg/L değerinin çok üzerindedir. SKKY’ne göre doğal koruma ve rekreasyon için toplam azot 0,1 mg/L iken, çeşitli kullanımlar için (acı ve sodalı göllerde) 1 mg/L’dir. DSİ’nin 2012 yılı Temmuz ayında Sivrice İlçesi önünde ölçmüş olduğu toplam azot 6,39 mg/L’dir. Toplam Kjeldahl azotu da 1,55 mg/L, nitrat azotu 4,842 mg/ L bulunmuştur. Zamana bağlı olarak nitrat miktarında artış gözlenmektedir. Ünlü vd.’nin (1996)’da yaptıkları araştırmalar DSİ’nin verileriyle karşılaştırıldığında amonyak azotunda (NH3-N) zamanla azalmalar görülmektedir. Bunun sebebi göl çevresinde uygulanan tedbirlerdir (Kanalizasyonla suların toplanması, göl çevresindeki katı atıkların uzaklaştırılması, vb.). Ancak nitratın zamanla yükselmiş olması evsel atıksuların nitrifikasyona uğradıktan sonra göle verilmiş olmasından olabilir.

Evsel atıksuların ve zirai drenajların su ortamlarına deşarjı ile istenmeyen miktarda fosfor bulunduğunda mikro ve makro organizmalar aşırı gelişerek ötrofikasyonu olayı meydana gelir. SKKY’ne göre doğal koruma alanı ve rekreasyon amaçlı kullanılan göllerde toplam fosfor 0,005 mg/L doğal olarak acı ve sodalı, tuzlu göllerde 0,1 mg/L sınır değeri verilmiştir. DSİ 2012 yılı verilerine göre toplam fosfor değerleri bu sınırların altındadır. Ünlü vd.’nin 1996’daki araştırılmasıyla karşılaştırıldığında toplam fosfor miktarında azalma görülmektedir. Karışımın olduğu aylarda fosfor miktarı artmaktadır (Nisan, Kasım gibi). Aralık 2012’de DSİ tesisleri su alma ağzında ortofosfat 1,301 mg/L’ye yükselmiştir. Ancak DSİ verilerinde toplam fosfat verileri ile ortofosfat verileri arasında uyumsuzluk görülmektedir. Thoman ve Mueller’e göre (1987) toplam fosfor<10 µg/ L ise göl oligotrofik, 10-20 µg/L mezotrofik ve >20 µg/ L ise ötrofiktir. Ortofosfat değerleri yıllar itibariyle artış göstermiştir. Bunun nedeni göle giren atıksuların ve deterjanların artışı ve niteliği olabilir. Ölçülen Seki diski derinliklerine göre göl ışık geçirgenliği açısından mezotrofik seviyededir. Çoban’ın 2007’de yaptığı çalışmada göl suyundaki kalsiyumun 2,3-16,2 mg/L, magnezyumun 15,2-144,0 mg/L, potasyumun 4,7-16,0 mg/L, sodyumun 114,0-228,4 mg/L aralığında değiştiği görülmüştür. Buna göre sodyum adsorbsiyon oranı (SAR) 32,4-47,5 arasında değiştiğinden sulama suyu olarak sakıncalıdır.

Hazar Gölü’nün 1996 ve 2009 yılına ait askıda katı madde değerleri karşılaştırıldığında 1996 yılı konsantrasyonlarının 2009 yılına göre çok yüksek olduğu görülmektedir. 1996 yılında Sivrice İlçesi önünde Temmuz ayında 45 mg/L, 2009 yılında Tekevler’de 13 mg/L bulunmuştur. AKM konsantrasyonunda yaklaşık %72,59’luk bir düşüş olmuştur. Bu durum göl çevresinde erozyonu engellemek amacıyla yapılan ağaçlandırma çalışmalarına bağlanabilir. Toplam çözünmüş madde (TÇM) 1.448,8-153,4 mg/L aralığında değişmiştir (Topal, 2011). Hazar Gölü’nde sertlik değerleri 275-572 mg CaCO3/L arasında değiştiğinden çok sert su özelliği taşımaktadır. En yüksek toplam alkalinite değeri 862 mg CaCO3/L olarak Mart ayında, en düşük alkalinite değeri ise 570 mg CaCO3/L olarak Eylül ayında ölçülmüştür. En yüksek kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ) değeri 70 mg/ L ile Eylül ayında DSİ Kampı İstasyonu’nda, en düşük değeri ise 0,00 mg/L olarak birçok istasyonda ölçülmüştür. Derinliğe bağlı olarak düzenli bir değişim gözlenmiştir. Elde edilen ortalama KOİ 20 mg/ L’dir. Özellikle Sivrice ilçesi sahili (İzcilik Kampı İstasyonu) ve DSİ Kampı İstasyonu yılın genelinde diğer istasyonlara göre daha yüksek konsantrasyonlardadır (Çoban, 2007). Ünlü ve Uslu (1999) tarafından yapılan çalışma ile karşılaştırıldığında bazı istasyonlarda zamanla KOİ miktarında artış olduğu görülmektedir. SKKY’deki ötrofikasyonu kontrolü sınır değerleri (3-8 mg/ L) ile karşılaştırıldığında ölçülen KOİ değerleri sınır değerlerin üzerindedir.

Dokuz farklı istasyonda sadece 0,5 m derinlikten alınan örneklerin beş günlük biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ5) deneyleri yapılmış ve ortalama BOİ5 değeri 8,9 mg/L olarak bulunmuştur. Özellikle yaz aylarında nüfusun yoğunlaştığı bölgelerde BOİ5’inde artış gösterdiği görülmektedir. BOİ5 değerlerinin yüksek oluşu göldeki organik madde kirliliğinin göstergesidir. BOİ5 değerlerinde zamana bağlı bir artış söz konusudur (Ünlü vd., 2008).

Toplam Kjeldahl azotu (TKN) 0,50-1,55 mg/L aralığında değişmiş ve yüzeyden derinliğe doğru inildikçe TKN miktarında bir azalma görülmüştür. Ünlü ve Uslu (1999) ile karşılaştırıldığında TKN miktarında zamanla bir azalma mevcuttur. Alg biyokütlesinin belirlenmesi amacıyla yapılan klorofil-a ölçümleri 1,1-10 µg/ L aralığında kalmıştır. Sadece DSİ Kampı İstasyonunda 14,3 µg/ L değeri en yüksek değer olarak ölçülmüştür. Gölün klorofil-a açısından genellikle oligotrofik özellikler taşıdığı ve az da olsa mezotrofiğe bir gidişi olduğu görülmektedir. 1996 ve 2009 yıllarına ait sülfat (SO4-2) değerleri karşılaştırıldığında zaman itibariyle bir azalma söz konusudur. Örneğin Mayıs ayında Sivrice ilçesi önünde 1996 yılında 20 mg/ L iken 2009 yılında 10,46 mg/L ye düşmüştür. Sülfat değerlerinin yüksek olması gölün inorganik bir kirliliğe maruz kaldığının göstergesidir. Ancak sülfatın yeterince bulunmaması halinde fitoplanktonların büyümesi engellenecektir (Topal, 2011).

Hazar Gölü’nün 1996-2009-2012 yıllarına ait bakteriyolojik analiz sonuçları Tablo 6’da verilmiştir.



Tablo 6. Hazar Gölü’nün Bakteriyolojik Analiz Değerleri (DSİ).

Parametre

Toplam Koliform

(sayı/ 100 ml)



E.Coli

(sayı/ 100 ml)



Fekal Streptokok

(sayı/ 100 ml)



Örnek Alma Yeri

Tekevler

DSİ

Sivrice

Tekevler

DSİ

Sivrice

Tekevler

DSİ

Sivrice

1996


Şubat

514

343

1.534

0

0

1.060

9

0

283

Mayıs

120

590

620

1

143

5

0

221

35

Temmuz

100

1.030

100

10

11

16

15

2

5

Eylül

450

100

800

1

0

1

1

1

0

Aralık

2.180

220

1.860

3

0

2

12

0

15

2009


Şubat

1.900

200

300

21

6

3

31

10

11

Mayıs

600

100

3.300

5

0

10

1

0

13

Temmuz

32.200

7.700

21.500

2.480

172

198

3

0

1

Eylül

22.700

7.800

7.100

190

88

360

38

1

13

Aralık

21.000

4.100

38.000

160

480

250

86

36

138

2012


Şubat

-

190

2.400

-

1

87

-

6

24

Mayıs

23.400

2.820

16.900

70

33

17

116

18

60

Temmuz

14.000

0

11.000

2.690

0

250

60

0

55

Eylül

29.000

19.000

63.000

2.700

5.900

9.800

40

10

150

Aralık

60.000

2.000

2.000

110

90

900

10

50

110

SKKY “Kıta içi Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri”ne göre fekal koliform (EMS/100 ml) 10 (1. Sınıf), 200 (2. Sınıf), 2000 (3. Sınıf), >200 (4. Sınıf), toplam koliform (EMS/100 ml) 100 (1. Sınıf), 20000 (2. Sınıf), 100000 (3. Sınıf), > 100000 (4. Sınıf) sular olmaktadır. Bu değerlere göre Tablo 6’da incelenmiş bakteriyolojik parametreler açısından Hazar Göl’ü 3. Sınıf kirli su kalitesi taşıdığı görülmektedir. SKKY Tablo 2’de Göller için verilen ötrofikasyon kontrolü sınır değerlerinde koliform sayısı (EMS/100 ml) 1000 olarak verilmiştir. Hiçbir istasyonda bu sınır değerin sağlanmadığı görülmektedir. En yüksek değerler Sivrice İlçesi önünde ve daha sonra Tekevler İstasyonunda görülmektedir. Sivrice ilçesi sahilinde fazla çıkmasının sebebi kanalizasyon borusu ile toplanan atıksuların bu sahil kısmındaki fosseptik çukurlarına verilmesidir. Özellikle yaz aylarında nüfus 60000’e kadar yükseldiğinden fosseptik çukurlarından göle sızmalar olması kaçınılmazdır.

Bakteriyolojik açıdan kirli suları kullanan insanlarda kolera, tifo, dizanteri, tifüs, sıtma, humma, beyin iltihabı, çocuk felci, trahom, sarılık gibi 20’den fazla bulaşıcı hastalığın bulaşma tehlikesi mevcuttur. Ayrıca bu göl sularının sulama amaçlı kullanılması sonucunda bitkilere de bu mikrobiyolojik canlıların geçmesi söz konusu olacaktır. Yüzeysel Su Kalitesi yönetimi Yönetmeliği (2012)’ne göre bakteriyolojik parametreler değerlendirildiğinde Hazar Gölü’nün yine 3. Sınıf bir su kalitesinde olduğu görülmektedir. Bu yönetmeliğe göre bu sınıf su uygun bir arıtmadan sonra su ürünleri yetiştiriciliği için kullanılabilir nitelikte su ve sanayi suyu (Gıda, tekstil hariç) olarak kullanılabilir. Eschericha Coli’nin de bu yönetmeliğe göre 500 EMS/100 ml’yi aşmaması gereklidir. Hazar Gölü’nde yaz aylarında bu değer genellikle aşılmıştır.

Rekreasyon ve turizm açısından Elazığ İli için çok değerli olan Hazar Gölü’nün korunması amacıyla göl çevresi boyunca toplanan atıksuların arıtıldığı arıtma tesislerinin acilen işletmeye alınması gerekmektedir. Göl ve çevresinin katı atık yönetim planının oluşturulması da önem arzetmektedir. Yaz aylarında karayolu boyunca çöp yığınları görülmektedir.

Elazığ İli Hazar Gölü ve çevresine ilişkin Diyarbakır Kültür ve tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 11.07.1991 tarih ve 856 sayılı kararı ile Yılanlı Ada’nın I. Derecede Doğal Sit Alanı, Kilise Adası’nın ve Gölün doğu yakasındaki yarımadanın I. Derecede Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı (11 ha), Gölün çevresini dolaşan mevcut karayolu ile Göl arasında kalan kısmın II. Derecede Doğal Sit Alanı (1060 ha), karayolunun üst kısmında kalan alanların III. Derece Doğal Sit Alanı (20000 ha) olarak kabul edilmesi yukarıdaki tedbirlerin alınmasını zorunlu hale getirmektedir.



Yüklə 0,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin