Uzun Vadede Stratejiler:
1. Güneş enerjisinden faydalanılması ve elektrik üretimi için halkın bilinçlendirilmesi
2. Elazığ İli’nin çevre iller ile beraber ve Hayvan Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi’nin de olduğu dikkate alınırsa, hayvancılık sektöründe önemli bir kapasiteye sahip olduğu görülür. Temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olan biyogaz üretim tesislerinin kurulması oluşan stabilize olmuş gübrenin toprak ıslahında kullanılması,
3. Güneş enerjisi, biyogaz, rüzgâr enerjisi gibi temiz enerji kaynaklarının kullanılabilmesi için ilgili kurumların eğitici ve yol gösterici olması,
4. Egzoz gazının oluşturduğu hava kirliliğini azaltmak için bisiklet yolları yapılarak bisiklet kullanımının teşvik edilmesi aynı zamanda enerji tasarrufunun sağlanması. Toplu taşıma sistemlerine ve özellikle raylı sisteme geçilmesi.
5. Yeni imar alanlarında yoğun yerleşimin önlenmesi, kent içi yeşil alanların attırılması, imar planlarında mimari açıdan hava alımını sağlayacak şekilde tasarım yapılması, Dar yollar ve yüksek katlı yapılaşmadan kaçınılması,
6. Yollardaki hava kirliliğinin atmosferden taşınım yolu ile su kaynaklarını kirletmemesi için karayollarının güzergâhlarının planlanmasında su havzalarının koruma sınırlarının göz önünde tutulması
7. Çöl tozlarının ilin üzerinde olduğu dönemlerde hava izleme parametrelerinin ve çöl tozlarının yapısının incelenmesi,
8. Madencilik faaliyetlerinde patlatma, kazı, kırma- eleme işlemleri esnasında oluşacak toz kirliliğinin önlenmesi,
2.2.2. Su Kirliliği
Su kalitesi yönetiminin mevcut kirlenmenin azaltılması ve yeni kirlenmelere mani olması gibi iki temel gayesi vardır. Su kirliliği kontrolü, noktasal kaynaklar için genellikle arıtma, yayılı kaynaklar için ise planlama, yönlendirme ve yasaklama gibi önlemler alınmasını zorunlu kılar.
2.2.2.1. Akarsu ve Yeraltı Suyu Kirliliğinin Önlenmesi
Akarsuların özümleme kapasitelerinin belirlenebilmesi için, akarsu boyunca çeşitli istasyonlardan periyodik olarak örnekler alınarak analizler yapılmalıdır. Çevre ile ilgili analizlerin tamamının yapılması sadece bir bakanlığın çatısı altında gerçekleştirilmeli ve yorumlanarak yayınlanmalıdır.
Yeraltı suları kirlenmeye karşı yüzeysel sulardan çok daha duyarlıdır. Bunun nedeni, yeraltı sularının yüzeysel sulara göre değişim ve seyrelme kapasitelerinin çok sınırlı oluşudur.
Sağlık Müdürlüğü ve Elazığ Belediyesi tarafından yapılan içme suyu analiz sonuçları TS266 İçme Suyu Standardı ve “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” uyarınca değerlendirilmiştir. Genel olarak belediye depo sularının bakteriyolojik açıdan temiz oldukları görülmüş, ancak bazı şebeke noktalarında E. Coli ve Koliform bakteriye rastlanmıştır. İçme Suları Standartlarının gerek şebekede gerekse açıktan akan bazı çeşmelerde sağlanamamış olmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
1. Su kaynakları çıktığı alanda kirlidir veya kirletilmektedir.
2. Dezenfeksiyon (Elazığ’da klorlama yapılıyor) bilimsel kurallara uygun yapılmamaktadır.
3. Şebeke eski olduğu için veya uygun tarzda inşa edilmediği için zeminden ve kanalizasyon borularından içme suyu borularına sızıntı olmaktadır.
4. Örnekler, standartlara göre alınmayıp, deneyler standartlara uygun yapılmamaktadır.
1. Su Kirliliği ve Çevresinden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği gereğince Sınıf YAS I ve Sınıf YAS II grubu yeraltı sularının alındığı kuyu, pınar ve sızma galeri ve borularının toplu içme suyu amacıyla kullanılanlarına, 50 m’den daha yakın mesafelerde hiçbir yapıya, katı ve sıvı atık boşaltımına ve geçişe izin verilmez. Koruma tedbirini uygulayabilmek için yeraltı suyunun 50 m çevresi dikenli tel ile çevrilir. Gerektiği hallerde ikinci bir koruma bandı oluşturularak, bu alanda yapılaşmaya izin verilmeksizin yalnızca geçiş, rekreasyon gibi amaçlarla kullanımına izin verilebilir. Elazığ Kenti içme suyu kuyularının çevresinde yukarıdaki tedbirlerin büyük bir kısmının uygulanmadığı görülmektedir.
Kuyular için tavsiye edilen koruyucu önlemler fiziki çevre şartlarına ve jeolojik formasyonlara göre değişir. Muhafaza borusu yüzeyin üstünde bitmeli ve çevresinde çimento zarfı oluşturulmalıdır. Kuyu ağzı çevresi yüzey sularının uzaklaştırılabileceği bir şekilde düzenlenmelidir.
2. Dezenfeksiyonun Bilimsel Kurallara Uygun Olarak Yapılması Gereği
Elazığ İli’nde dezenfeksiyon klorlama ile yapılmaktadır. Kent merkezi, şebeke suyu otomatik olarak klorlanmaktadır. Otomatik klorlama yapılmadığı takdirde bir defa da belli hacimdeki suya verilen klor arzulanan dezenfeksiyonu sağlamayacaktır. İyi cins kuyu suları için başlangıç olarak verilerek minimum klor doza 1,0 mg/L’dir. Diğer kuyular için 1,5 mg/L’dir. Eğer suda amonyum iyonları mevcutsa 1 mg/L NH4+ - N için 6 mg/L klora ihtiyaç vardır. Suyun pH’ı arttıkça temas süresi sonunda bulunması gerekli olan serbest bakiye klor miktarı artmaktadır. (Örneğin, pH= 6’da 0,2 mg/L, pH = 8’de 0,4 mg/L bakiye klorun kalması gereklidir) Yapılan çalışmalar 0,5-1 mg/L hipoklorik asit (HOCl) kalıntısının 30 dakikalık temas süresi için etkili olduğunu göstermiştir (Şengül ve Küçükgül, 1990).
3. Şebekeden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi
Şebekeden kaynaklanan kirliliğin önlenmesi için; ekonomik ömürlerini (25-30 sene) dolduran şebeke kısımları değiştirilmeli ve yeni inşa edilecek şebekelerde suyun şebeke içinde sürekli dönmesi, kullanılması sağlanmalıdır. Şebeke uç noktalarında kalan suların tahliye vanaları açılarak zaman zaman boşaltılması gerekir. Kanalizasyon boruları ile kesişen içme suyu şebeke boruları mutlaka kanalizasyon sırt kotunun 30 cm yukarısında olmalı ve sızdırmazlığı beton ile temin edilmelidir.
4. Örneklemeden Kaynaklanan Kirlenmelerin Önlemesi
Örneklemeden kaynaklanan kirlenmelerin önlemesi için örneklerin standartlara uygun olarak alınması ve analizlerin standartlara göre yapılması gereklidir.
Kısa Vadede Stratejiler:
1. Yeraltı suyuna taşınabilecek nitelikteki kirletici maddeler (çöp, gübre, arıtma çamurları, vb.), yeraltı sularının seviyeleri ve akış yönleri de dikkate alınarak seçilecek bir arazide özel olarak hazırlanmış, sızdırmazlığı sağlanmış, düzenli depolarda biriktirilmelidir. Depo tabanına sızan suların yeraltı suyuna karışmasının önlenmesi için, depo tabanı, yeraltı suyunun maksimum seviyesinden en az 1 m yükseklikte olmak ve kalınlığı en az 60 cm olan kil zeminle geçirimsiz hale getirilmesi, sızıntı suları drenaj boruları ile bir noktada toplanmalıdır.
2. Kullanılan tarım ilaçlarının doğal şartlarda parçalanabilir ve canlılarda uzun süre birikim yapmayacak türden olmasına dikkat edilmelidir.
3. Açılmış olan ancak daha sonra işletilmeyen kuyular kirleticileri yeraltı suyuna iletmeyecek şekilde tıkanmalıdır.
4. İçme suyu amacıyla kullanılan yeraltı suyu işletme tesislerinin çevresinde hidrolojik özelliklere göre koruma alanları belirlenmeli ve bu alanların içinde hiçbir yapıya, katı-sıvı atık boşaltımına ve geçişe izin verilmemelidir. (Kuyuların 50 m çevresi dikenli tel ile çevrilmelidir.)
5. Hastalık yapıcı bakteri taşıyan kirli yeraltı suları basit klorlama yöntemi ile (otomatik yapılması gerekir) içmeye uygun hale getirilebilir. Yeraltı suyu kirlenmemiş olsa bile emniyet açısından dezenfeksiyon (klorlama vb.) yapılmalıdır.
6. Elazığ Kenti’nin %90-95 su ihtiyacının karşılandığı Uluova’daki yeraltı su kaynaklarının korunması oldukça önem arzetmektedir. Uluova’daki kuyuların bulunduğu alanlar, yoğun zirai faaliyetlerin yapıldığı araziler ile belde ve köylerin yerleşim alanıdır.
7. Verimlilik potansiyelinin yüksek olduğu yerlatı su kaynaklarının bulunduğu alanda kirlenebilirlik haritası yapılmadan, sanayi, yerleşim ve atık depolama tesislerinin yapılmaması bu su kaynaklarının korunması açısından önemlidir.
8. Elazığ kaçak yapılaşmanın en az görüldüğü illerden biridir. Ancak siyasi otoritenin nazım imar planlarına müdahale etmesi, daha fazla kata izin verilmesi, nüfus yoğunluğunun artması su talebinin artmasına neden olmaktadır.
9. Su tarifeleri objektif kriterlere dayalı olarak tespit edilip uygulanmalıdır. Elazığ İli su fiyatının en pahalı olduğu illerdendir. Fazla terfi merkezlerinin bulunması bu konuda etkilidir.
10. Yüzeysel ve yeraltı sularının kalite atlası çıkarılmalıdır.
Bu konuda DSİ 9. Bölge Müdürlüğü daha düzenli ve periyodik analizler yaptığından ve kurum olarak sorumlu olduğundan kalite kontrol laboratuvarlarının alet, teçhizat ve eleman açısından daha fazla desteklenmesi gereklidir. Kalite kontrol laboratuvarlarında en az 1-2 çevre mühendisi çalıştırılmalıdır. Analiz sonuçlarının yorumlanıp yayımlanabilmesi için bu elemanların bulunması şarttır. Aynı şekilde diğer kurumların laboratuvarlarının geliştirilmesi çevre veri tabanlarının oluşturulması açısından gereklidir.
Uzun Vadede Stratejiler:
1. Kirlenme görülsün veya görülmesin yeraltı suyu özelliklerinin, su bilançosunun, çekim miktarlarının sürekli olarak izlenmesi gereklidir. Yeraltı suları birkez kirlendikten sonra temizlenmesinin çok zor, pahalı hatta imkânsız olduğu unutulmamalıdır. Kirliliğin önlenmesi için entegre havza yönetimine ihtiyaç vardır.
2. Bir kuyudan ve membadan muhtemel kirlenme kaynağına olan en az uzaklık kirlenmeyi önleyebilecek yeterli mesafede seçilmelidir. Zemin cinsine ve jeolojik formasyonlara bağlı olarak bu mesafeler değişmektedir. Özellikle yüzeye yakın formasyonlar iri çakıl, kireç taşı (karstik yapı) ya da kırıklı olduğu zaman daha dikkatli davranılmalıdır. Bu gibi formasyonlarda kirli sulardaki doğal temizlenme çok azdır.
3. Özellikle göl kenarlarında açılmış olan kuyularda aşırı çekimler sonucunda tuzlu, sodalı su girişiminin önlenmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.
4. Mümkünse kuyu yeri, çevredeki kirlenme kaynaklarından daha yüksekte olmalı, muhafaza borusu yüzeyin üstünde bitmeli ve muhafaza borusu çevresindeki çimentolama 6,5-8,5 m derinliğe kadar yapılmalıdır.
5. Tarım koruma ilaçlarının ve kimyasal gübrelerin miktar ve zamanlamasının ilgili kuruluşlarca (Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, vd.) yapılmalı ve bu konularda yapılacak kısa süreli eğitimlerle çiftçiler bilinçlendirilmelidir. Pestisitlerin ziraat mühendislerinin reçetesine uygun olarak çiftçilere verilmesi planlanmalıdır.
6. Yeraltı suları yerleşim merkezlerine iletilirken isale hatlarında ve şebekede kullanılan boru cinsi yeraltı suyunun ve zeminin etkilerine dayanıklı olmalıdır. Kent merkezinde depo sularının temiz ama bazı şebeke noktalarının bakteriyolojik açıdan kirli çıkmasının sebebinin şebeke boruları ve bağlantı hataları olduğu görülmüştür. Bu nedenle öncelikli olarak eski şebeke boruları tespit edilip değiştirilmelidir.
7. Su kayıp ve kaçaklarının olabildiğince azaltılması ve engellenmesi yönündeki çaba ve yatırımlara ağırlık ve öncelik verilmelidir. Kaçakların ve şebeke kirliliğinin azaltılması amacıyla belediyelerin içme suyu ve kanalizasyon şebeke planlarını detaylı olarak ölçekli bir biçimde çıkarttırarak titizlikle saklaması (bilgisayar ortamında ve kağıt üzerinde) gereklidir. Elazığ İli’nde çevre verileri bazında belediyelerin kurumsallaşmadığı görülmektedir.
8. Türkiye genelinde olduğu gibi Elazığ Kenti’nde de her alt yapı tesisi için yollar tekrar tekrar kazılıp kapatılmaktadır. Bu da önemli işletme sorunlarına ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Uzun vadede kentsel teknik altyapı kapsamına giren yol, içme suyu, atıksu, yağmur suyu, elektrik, doğalgaz ve haberleşme şebekelerinin güzergahlarının birbiriyle ilişkileri gözetilerek tesisat galerilerde oluşturulmalıdır. İmar planlarında galerilerin üstüne gelen uygun alanlar bakım, onarım ve yenileme çalışmalarına olanak verecek kullanımlara ayrılmalıdır.
9. Yeraltı sularının “Tarımsal Kaynaklı Nitrat Kirliliğine Karşı Korunmadı Yönetmeliği” (2004) çerçevesinde nitrat kirliliği araştırmalarına önem verilmelidir. Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri bu konuda bir projelerinin olduğunu, ilkbahar ve sonbahar aylarında bol gübre kullanılan topraklardan numuneler alıp analizler yapıldığını, sonuçların kötü çıkmadığını ve projenin devam ettiğinin belirtmişlerdir.
2.2.2.2. Elazığ OSB ve Hayvan Ürünleri OSB Stratejileri
1. Organize sanayi bölgelerinde çevre yönetim sistemlerinin oluşturulması gereklidir. Sıvı, gaz, katı atıklar ve gürültü için yönetim planı yapılır ve OSB o planlara göre gelişirse o zaman çevre kirliliğinin önlenmesi açısından olumlu sonuçlar elde edilir.
2. Elazığ OSB atıksuları zayıf-orta kuvvetse evsel atıksu niteliği taşımakla birlikte sanayi bölgesinde boyama işlemi yapan, çeşitli kimyasallar kullanarak proses bazında atık ve atıksu oluşumuna sebep olan işletmeler mevcuttur. Hayvan Ürünleri OSB ile ortak atıksu arıtma tesislerinin kurulması kentin atıksu arıtma tesisini çeşitli ani kirlilik (et entegre tesisi suları, kan, mermer atıkları, vb.) yüklerinden koruma imkanı verecektir. Hayvan Ürünleri OSB atıksularının evsel atıksuların 5-6 katı daha fazla kirliliğe sahip olduğu gözönüne alınırsa ayrı arıtma sistemi gerekli bir şarttır. Arıtma sonunda atıksuların tarımsal amaçlı sulamaya uygun hale getirilmesi faydalı olacaktır.
3. Hayvan Ürünleri OSB’de koku, gübre ve katı atık problem yaratmaktadır. Öncelikli olarak gübre ve organik katı atığın biyogaz ve kompostlaştırmada kullanılması teşvik edilmelidir. Böylece hem enerji eldesi hem de daha stabil, değerli gübre elde edilmiş olacaktır. Eğer bu tesisteki katı atıklar doğrudan kentin düzenli katı atık depo sahasına götürülecekse ayrı bir lotun tahsis edilmesi ve atıkların serildikçe kireçlenmesi gerekir. Tahsis edilen bu atık sahasına gelecek atıklar için atık kabul standartları yerel yönetimler tarafından belirlenmelidir. Balık, kanatlı hayvan yönünden de Elazığ İli’nin kapasitesi yüksek olduğundan işletmelerin kendi katı atık sahalarını oluşturmaları daha ekonomik olabilir. Fırat Kalkınma Ajansı tarafından çevreyi gözetip, enerjiyi geri kazanan işletmelere artı puan verilmektedir.
4. Mezbaha ve et entegre tesislerinde kan en önemli kirlilik yüküdür. Kan ayrı tanklarda toplanarak çeşitli yan ürünlerin elde edilmesinde (hayvan yemi, ilaç sanayi, vb.) kullanıldığı takdirde kirlilik yükü önemli miktarda azalacaktır. Atıksuyun mutlaka ızgara ve deönen tel eleklerden geçirilerek kıl, et, gübre ve yüzen katı maddelerin tutulması gerekir.
5. Hayvanların iç organları temizlenirken katı artıklar önce kuru yöntemle dışarı alınarak katı artık olarak değerlendirilmek üzere uzaklaştırılmalı, daha sonra su ile organlar temizlenmelidir.
6. Mezbaha ve et entegre tesislerinde günün çeşitli saatlerinde farklı işlemler yapıldığı için atıksuyun özellikleri zamana bağlı olarak çok değişkendir. Bu nedenle atıksular ön arıtmaya verilmeden önce atıksuyun kirliliğinin dengelenmesi için dengeleme hazneleri inşa edilmelidir. İşletmelerden kaynaklanan atık ve artıkların tehlikeli atık sınıfına girip girmediği konusunda gerekli analiz ve ölçümler yaptırılıp, tehlikeli atıkların belirlenmesi ve yönetmeliklere uygun olarak bertarafının sağlanması gereklidir.
7. Organize Sanayi Bölgeleri’nde, parseller sektörel düşüncelerle optimize edilerek dağıtılmalı, aynı tür sanayilerin bir arada bulunmasına özen gösterilmelidir. Bu durum verimlilik, hava kalitesi ve ortak arıtma bakımından önemlidir.
2.2.2.3. Atıksu Arıtma Tesisleri Stratejileri
Elazığ İli’nde sadece Elazığ Belediyesi’ne ait Atıksu Arıtma Tesisi ve Gezin Atıksu Arıtma Tesisi işletmede bulunmaktadır. Sivrice İlçesi’nin Atıksu Arıtma Tesisi inşaatı bitmediğinden henüz işletmeye açılamamıştır. Elazığ Atıksu Arıtma Tesisi’nin verimli işletilmesi Keban Baraj Gölü kirliliğinin azaltılması açısından çok önemlidir. Gezin Atıksu Arıtma Tesisi ve Sivrice Atıksu Arıtma Tesisi’nin verimli işletilmesi Hazar Gölü kirliliğinin önlenmesi için bir zorunluluktur. Hem Keban Baraj Gölü hem de Hazar Gölü bakteriyolojik bakımdan III. Sınıf Su haline geldiğinden kirliliği önleyici bütün koruma tedbirlerinin uygulanması gerekmektedir. SKKY gereği bütün belediyeler evsel atıksularını arıttıktan sonra yüzeysel sulara deşarj edebilirler.
Elazığ Atıksu Arıtma Tesisi Stratejileri:
1. Tesisin ortalama proje debisi aşılmış olmakla birlikte gelen debi maksimum debinin çok altındadır. Buna rağmen atıksuyun tamamı tesise alınmamakta bir kısmı bypass kanalı ile arıtılmadan doğrudan doğruya Kehli Deresi’ne deşarj edilmektedir. Bu nedenle tesisin ikinci kademesinin inşasına acilen başlanmalıdır. Keban Baraj Gölü, Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği’ne göre “Hassas Su Alanı” olduğundan azot ve fosforun da giderildiği ileri arıtmanın da yapılması gereklidir.
2. Tesiste yeterli sayı ve nitelikte teknik elemanların uygun statüde çalıştırılması ve başta operatörler olmak üzere bütün tesis çalışanlarının işletme talimatnamesine göre eğitilmesi, iş güvenliği ve iş sağlığı teçhizatları bulundurulması ve elemanların bu konuda eğitilmesi,
3. Tesise su veren ve deşarj standardı bulunan bütün işletmelerin kanalizasyona deşarj standartlarının sağlanması için gerekli denetimlerin yapılması,
4. Kum tutucu sonuna gelindiğinde inorganik katı maddeler yeterince çökeltilmemektedir. Kum tutucuda ayrılması istenen en küçük tane çapına göre kum tutucu boyu ve hızı yeniden düzenlenmelidir. Tesisin bütün birimlerinin bakım ve onarımı işletme talimatnamesine göre yapılmalıdır.
5. pompaların normal çalışma esnasında çektikleri enerji belirlenerek atıksu debisine göre pompa verimleri hesaplanırsa m3 su başına isabet eden enerji miktarındaki artış tıkanma, kanatların tahribi, vb. problemlerin arttığını ifade eder. Böylece aşırı enerji çekimi engellenmiş olur.
6. Aerobik çürütme havuzları yıkılmış olduğundan çamur stabilize olmadan yoğunlaştırma havuzlarından belt pres ünitesine verildiğinden uygun kek çamuru oluşmamaktadır. Bu çamurların tarımda ve toprak ıslahında kullanılmasına imkan verecek tesis düzenlemesine ihtiyaç vardır.
7. Zaruri yedek parçalar daima depoda bulundurulmalı ve depoya ait kayıtlar sürekli olarak tutulmalıdır.
8. Atıksuyun tamamı Ultraviyole (UV) sisteminden geçirilmelidir. UV sisteminin veriminin incelenmesi için bu birimden önce renk, bulanıklık, askıda katı madde ve bakteriyolojik analizler yapılmalıdır.
9. Debi ve analiz sonuçları
2.2.2.4. Tabii Göl ve Barajların Kirliliğinin Önlenmesi
Hazar Gölü:
Hazar Gölü kirliliğinin önlenmesi için stratejiler şunlardır:
1. Hazar Gölü çevresindeki düzensiz ve plansız yapılaşma kontrol altına alınmalıdır. Hazar Gölü ve çevresinin Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından I., II. ve III. Sit alanları oluşturması, bu konuda tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır.
2. Kanalizasyon sistemlerinin işletme sorunları ortadan kaldırılması ve Sivrice İlçesi Atıksu Arıtma Tesisi en kısa zamanda işletmeye alınmalıdır. Daha önce mavi bayrağa sahip olan Hazar Gölü’nün bugün bakteriyolojik açıdan III. Sınıf Su haline gelmiş olması bunu zorunlu kılmaktadır. Kanalizasyon sisteminin bulunmadığı alanlarda sızdırma çukurları ve fosseptiklerin inşa ve bakımı “İller Bankası Kanalizasyon İşlerinin Planlanması ve Projelerinin Hazırlanmasına Ait Talimatname” hükümlerine uygun yapılmalıdır.
3. Yaz aylarında iç turizm nedeniyle katı atık miktarı artmaktadır. Mahalli İdareler Birliği tarafından atıklar toplanmakla birlikte karayolu boyunca bırakılan konteynırlar yetersiz olduğundan yol boyunca çöp yığınlarına rastlanmaktadır. Konteynırlar ve alınma sıklığı arttırılmalıdır.
Kıyı Kanunu gereği katı atıkalrın düzenli olarak toplanıp, depolanmaları ve değerlendirilmeleri gerekir.
4. Havzada gübre ve pestisit kullanımı kontrol altına alınmalı, erozyonun önlenmesi için Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın göl çevresinde başlatmış olduğu ağaçlandırma çalışmalarına çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliği ile hız verilmelidir.
5. Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesinin (e) bendi gereğince sahil şeridi kıyı kenar çizgisinden itibaren (1.244,50 m) kara yönünde yatay olarak en az 100 m genişliğindeki alan, yapılaşmaya kapatılarak sadece yeşil alanlar tesisi edilerek halka açık kıyı şeridi arttırılmalıdır. Bu gölün kendine has özellikleri nedeniyle kıyı koruma çizgisinin 200 m olarak belirlenmesi daha uygun olacaktır.
6. “Hazar Gölü Sulak Alan Yönetim Planı” (2011) çerçevesinde uygulama hedefleri ve faaliyetler tarihlere bağlı kalınarak gerçekleştirilmelidir.
8. Gölde yaz aylarında tabakalaşma 10-15 m derinlikleri arasında açıkça ortaya çıkmaktadır. Ortalama pH 8,9 olup bu açıdan III. Sınıf Su kalitesindedir. Çözünmüş oksijen (ÇO) değerleri 8,4-10,4 mg/L aralığında olup buna göre I. Sınıf Su kalitesindedir. Klorür değerlerine (354-418 mg/L) göre III. Sınıf Su, sulama suyu açısından IV. Sınıf Su kalitesinde olduğundan sulamaya elverişsizdir. Fosfor, KOİ ve AKM parametreleri açısından ötrofikasyon kontrolü sınır değerleri aşmıştır.
9. Klorofil-a değerlerine göre Hazar Gölü genellikle oligotrofik özellikler taşımakla birlikte mezotrofiğe doğru bir gidiş de sözkonusudur. Işık geçirgenliği seviyesi de bunu doğrulamaktadır. DSİ’nin son yıllardaki verileri incelendiğinde Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği’ne göre bakteriyolojik parametreler açısından III. Sınıf Kirli Su grubuna girdiği görülmektedir. Bu nedenle evsel ve endüstriyel nitelikli sular ile katı atıkların göle ve göle boşalan dere ve çaylara verilmesi önlenmelidir.
10. Bölgedeki enerji üretim politikası yeniden gözden geçirilerek, Hazar HES’in çalışması gerekiyorsa su kalitesini ve ekolojik dengeleri bozmayacak bir su seviyesinin yeniden tespit edilerek, buna göre elektrik üretimi yapılmalıdır. Sadece maddi kazanç amaçlı yapılacak elektrik üretimi gölü olumsuz etkileyecektir.
11. Derelerden gelen ve göldeki yüksek konsantrasyonlu askıda katı madde gözönüne alınırsa göl havzasında erozyon söz konusudur. Bu nedenle ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmeli ve topraklar tesviye eğrilerine paralel sürdürülmelidir.
12. Havzada gübre ve pestisit kullanımı kontrol altına alınmalıdır. Tarımsal alanlarda kullanılan gübrelerin miktar ve kalitesi, toprağın besin değeri, yetiştirilecek bitki türüne göre belirlenmeli, aşırı gübre kullanımı önlenmelidir.
13. Gölün aylık-yıllık ortalama yağış, sıcaklık, buharlaşma, su miktarı ve seviye gibi hidrolojik özelliklerinin sürekli izlenerek kayıt altına alınması gereklidir. Aynı şekilde göle drenaj alanından gelen ve gölden çekilen su miktarları da izlenmelidir. Ayrıca göl su bütçesi ile yakın ilgisi olan ve değişik amaçlarla açılan kuyuların envanteri çıkartılarak çekilen su miktarları tespit edilmelidir.
14. Hazar Gölü’nün rekreasyon, balıkçılık, enerji, su sporları, vb. amaçlarla en etkin şekilde kullanılabilmesi ancak su kalitesi izleme programının gerçekleştirilmesi ve bu programın denetim mekanizmaları tarafından yürütülmesiyle mümkündür.
15. Göl çevresinden kaçak toprak alımlarının mutlak surette engellenmesi gerekir.
16. Ağaçlandırmada ve kirliliğin önlenmesinde kurumlar arası ve halkla işbirliği şarttır.
17. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından alınan kararlar uygulanmalı ve 1989 yılında onaylanan “Hazar Gölü Çevre Düzeni Planı” mevcut fiili durum çerçevesinde revize edilerek yasal olmayan yapılaşmalara izin verilmemeli, hazine ve tescil dışı araziler kayıt altına alınmalıdır.
Keban Baraj Gölü:
Baraj Gölü’ne arıtılmadan veya yeterince arıtılmadan verilen kanalizasyon suları, endüstriyel atıksular (mezbahalar, Şeker Fabrikası, Eti Ferrokrom Fabrikası, vd.), tarımsal amaçlı gübre ve pestisit kullanımı, ormanların yok edilmesi, yanlış tarımsal uygulamalar sebebiyle meydana gelen erozyon gölü etkilemektedir. Keban Baraj Gölü’ne dökülen nehir ve derelerin göle yakın noktalarında DSİ 9. Bölge Müdürlüğü tarafından mevsimlik olarak ve yüzeysel su için yapılmış olan son yıllara ait gözlem sonuçlarına göre bakteriyolojik parametreler açısından Murat Nehri IV. Sınıf (çok kirlenmiş su), Munzur Suyu III. Sınıf, Peri Suyu IV. Sınıf, Kehli Deresi IV. Sınıf ve Şeker Fabrikası atıksularının döküldüğü Lülük Deresi kampanya dönemlerinde IV. Sınıf Su özelliklerini taşımaktadır.
Keban Baraj Gölü su kalitesi Pertek Feribot İskelesi yanı, Çemişgezek Eski Feribot İskelesi ve Eyüp Bağları Pompa istasyonlarından yüzeyden DSİ tarafından alınan örneklere göre bakteriyolojik açıdan Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği (2012)’ne göre III. Sınıf Su kalitesinde bulunmaktadır. Halbuki, Ünlü (2000) tarafından yapılan bir çalışmada bakteriyolojik parametreler açısından Keban Baraj Gölü sularının II. Sınıf Su grubuna girdiği görülmüştür. Geçen zaman zarfında baraj gölü bakteriyolojik parametreler bakımından biraz daha kirlenerek az kirlenmiş su grubundan kirlenmiş su grubuna geçiş yapmıştır.
Keban Baraj Gölü kirliliğinin önlenmesi için stratejiler şunlardır:
1. Keban Baraj Gölü sularının biyolojik, kimyasal, fizikokimyasal ve hidromorfolojik kalitelerinin belirlenmesi, sınıflandırılması, su kalitesinin sürekli izlenmesi, kullanım amaçlarının sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde koruma kullanma dengesi de gözetilerek kaliteli su durumuna ulaşılması için gölü ve kirletici kaynakları havza bazında bir bütün olarak ele alıp inceleyen çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu konuda DSİ 9. Bölge Müdürlüğü’nün sadece 3 istasyonda mevsimlik olarak yüzeyden alınan su örnekleri için yaptığı incelemeler, kirletici kaynaklar da dikkate alınarak daha fazla istasyonda ve farklı derinliklerden periyodik örnekler alınarak geliştirilebilir.
2. Baraj göllerinin su ürünleri yetiştiriciliği açısından değerlendirilmesi gerekli olup, zamanla meydana gelebilecek kalite değişimlerinin izlenmesi ve kontrol altında tutulması da sürdürülebilir yetiştiricilik bakımından son derece önem arzetmektedir.
3. Havza süratle ağaçlandırılmalı ve sekileme çalışmaları yapılarak sediment yükü azaltılmalıdır.
4. Tarım alanlarında kullanılan gübrelerin miktar ve kalitesi, toprağın besin değeri- yetiştirilecek bitki türüne göre belirlenmeli, aşırı gübre kullanımı önlenmelidir. Kullanılan pestisitler kısa zamanda ayrışabilir türden olmalıdır.
5. Göle atıksularını veren bütün yerleşim birimlerinin atıksu arıtma tesisleri acilen inşa edilip işletmeye alınmalıdır. Elazığ Kenti Atıksu Arıtma Tesisi debi açısından yetersiz kaldığından azot ve fosforu giderecek ileri arıtma birimlerine ve dezenfeksiyonun da yapılacağı yeni bir atıksu arıtma tesisine ihtiyaç vardır.
6. Şeker ve Ferrokrom Fabrikası gibi sanayiler atıksularını deşarj standartlarını sağlayacak derecede arıttıktan sonra göle vermelidirler.
7. Kıyı korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin uygulanması konusunda titizlik gösterilmelidir.
8. Atmosfere verilen baca ve egzoz gazı emisyonlarının kontrollü bir şekilde verilmesi su kirliliğinin önlenmesi açısından da oldukça önem arzetmektedir.
Dostları ilə paylaş: |