Önümüzdeki dönem için, Türkiye siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili zorluklarla karşı karşıyadır. Son yıllarda, bir ülkenin kurumlarının kalitesi ile ilgili yaygın olarak kabul görmüş çeşitli göstergeler (İş Yapma Kolaylığı Endeksi, Yolsuzluk Algıları Endeksi ve Dünya Ekonomik Forumu’nun Rekabetçilik Endeksi gibi) Türkiye’nin yüksek gelirli ülkelerin sahip olduğu seviyelerin altında kaldığını ve “sınıra uzaklığın” genişlemekte olduğunu göstermektedir. 2015 yılının başlarından bu yana, Türkiye uzun süren bir seçim döngüsü (Haziran ve Kasım 2015’te gerçekleşen genel seçimler), Mayıs 2016’da gerçekleşen kabinede görev değişimi ve Temmuz 2016’da gerçekleşen başarısız darbe girişimi dahil olmak üzere bir dizi siyasi zorluk yaşamıştır. Başarısız darbe girişimi sonrasında, hükümet terör örgütleriyle ilişkili olduğunu tespit ettiği kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılması ve bazı kuruluşların varlıklarının devri dahil olmak üzere terörizmle mücadele için gerekli olan önlemlerinin alınabilmesi amacıyla bir olağanüstü hal ilan etmiştir. Nisan 2017’de, seçmenler icracı bir cumhurbaşkanlığı sistemi oluşturacak ve Devletin organları arasındaki ilişkilerde önemli değişiklikler getirecek bir dizi anayasal reformu onaylamıştır.