Divan başkanı



Yüklə 146,18 Kb.
səhifə3/4
tarix14.08.2018
ölçüsü146,18 Kb.
#70863
1   2   3   4

Değerli arkadaşlarım bilançomuzun bugünü ve yarını içermesi mutlaka gerekir zorunludur. Diğer taraftan denetim kurulundaki bu 50 milyon liralık olayı ifade edemiyorum, üzüntü duyuyorum, hicap duyuyorum. Gerçekten bunu ifade etmek, denetim raporunu ifade etmek konuşulmalı mıydı, netleştikten sonra mı konuşulmalıydı bu bakımdan kınıyorum. Yani ortadaki olay netleşir, netleştikten sonra gelip burada konuşulur. Onun konuşulma yeri burasıdır, ama bu şekilde değil. Yani ortada bir itham var, o öyle oldu, bu böyle oldu yani deniliyor mu bu öteden beri biliniyor o zaman kapı arkasında konuştuklarınızı gelin burada söyleyin. Bu anlamda kınıyorum, üzücü buluyorum, ama hazırlanan rapora da son derece saygı duyuyorum. Neden? Çünkü oraya bir ekip mantığı içerisinde bir araya geldik. Yani çağdaş demokratlar olarak tek liste çıktı bu liste yönetim ve denetim kurulu üyeleriydi. Demek ki biz bir yere geldik

- Sayın Kılıç,

- Değerli arkadaşlarım, bağlıyorum başkanım. Öteden beri benim söylediğim bir söz vardır maliyeci olmadan gelin muhasebeci olun. Muhasebeci olun ki maliyeciliği yapabilesiniz, yoksa yapamazsınız. Ben eski bir maliyeci olarak söylüyorum. O nedenle de ben diyorum ki gelin bizler Mali Bakanlığı’nın bu kadrolarını bu odadan çıkaracak bir bakan atansın genel müdürlükten müdürüne kadar vergi dairesinde çalışana kadar bu odalardan çıksın bu. Çünkü benim derdimi onlar bilmiyor. Ben ayrıldığımda ayaklarım yere bastı öğrendim. O bakımdan bugünlere bakalım diyorum, bu günleri yakalayalım diyorum. Ancak o şekilde biz Maliye Bakanlığı’nın vesayetinden kurtulabiliriz. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Sağolun var olun.

- Teşekkürler. Hayri bey buyurun efendim.

- Sayın divan kongre başkanı ve üyeleri, değerli meslektaşlarım. Şu anda kravatımı bağlamaya çalışıyorum, her zaman da çalışıyorum ve muvaffak olmuş değilim, yine iki yakam bir araya gelmedi. Değerli arkadaşlar muhasebe mesleği kim ne derde desin ileriye gitmemiştir. Oda denen mesleğin temsilcisi örgüt çok büyük görevleri olarak çok ağır sorunlarla başlangıç yönetimi çok ağır sorunlarla gelmiştir. Bunu karşılayacak şekilde bilhassa temsil yeteneği ağırlık ve çok ağırlaşmış sorunların üstüne gidilecek şekilde teşekkül etmeli ve grupçuluk olmamalıydı. Ben hiçbir gruba kendimi bağlı kabul etmiyorum. Çünkü grubu anlayamıyorum. Bu kadar ağır sorunları olduğu yerde yaşlı başlı, durgun ağır gibi öncülerle birlikte ağırlık taşıyan kişilerin ve deli gibi gençlerin olması lazımdı. Yani gerek fikirleri ve toplumda ses getirebilecek çevresiyle ve gerçekte deli gibi çalışacak ampul bozulunca çıkıp ampulü değiştirecek gençler gerekliydi. Yönetimde bunların kaynaşması lazımdı, grup bunu zayıflatmıştır, grup bunu kuvveti bu kadar ağır sorunlara karşı kuvveti azaltmıştır. Şimdi temel beklentilerimiz yetki imza yetkisi veya Turgut babanın söylediği gibi işe başlamada bir mali temsilcinin biçimi şeklinde veya yetki imza yetkisi olarak bunun kazanımı meslek için çok önemliydi hiçbir şey yok. Sosyal güvenlik paneline kimse gelmedi dedi arkadaşımız. Onun kravat yakası kapalıydı o konuşan arkadaşımızın kravat düğmeleri kapalıydı. Bu arkadaşım konuşurken kimse gelmiyor diye üyeleri suçladı. Peki getirtemeyenler kimdi acaba, hata yok mu? Birlik beraberliği sağlayamamak hata değil mi? Şimdi üyeler benim çok yakın arkadaşlarım arada toplantı var, kongre var gel dediğim zaman bir de yahu diyor. Yani demek ki bu 3 sene içinde acıdır yani, maalesef beklentilere cevap hiç verilemediği için ilgi gittikçe azalmakta ve maalesef umutsuzluk deryasında yüzülmektedir. Sosyal güvenlik paneline kimse zaten inanmıyordu bakan da buraya geldi Bağ-Kur’u düzelteceğim diye. Bunu dinlemeye gelmeyenler daha şanslı yani onu da söyleyeyim.

Değerli arkadaşlar, bu mesleği 10 senedir yapıyoruz, hiçbir kazancımız bir tek dikili şeyimiz yok bir onurlu meslek olabilmek için bir yere gelinmeli ve bunun yanında temel beklentilerin yanında sosyal etkinlikte maalesef göremiyoruz. Bir bina alınabilirdi, bir daire alınıp sosyal bir lokal veya birlikte olabileceğimiz bir yerde düşüncelerimizi paylaşırdık. Değerli arkadaşlar, ben bunları içimden gelerek konuşuyorum ve bundan sonrası için yönetime diyorum ki 1 Haziran Muhasebe Haftası yakındır. Bu yeni bir kan değişiminin ve bayrama rastlamaktadır 1 Haziran mübarek Kurban Bayramıdır. Bu bayram muhasebecilerin bayramı olmasını temenni ediyoruz ve bu haftanın yeniden doğuş haftası olarak ilan ederek, mesleğin saygınlığı açısından, böyle çocuklarımıza saygın bir meslek bırakabilme açısından böyle yeniden bir kalkışma haftası olmasını diliyorum, ilan edilmesini diliyorum.

- Hayri bey toparlar mısınız?

- Tabii efendim. İlk defa etkinlik olsun, isterse 500 defa şey olsun, bir Uğur Dündar’ın programı televizyonda veya belli programlarda yer almadıktan sonra bunlar nesi fuzuli oluyor. Mühim olan böyle belli programlarda keskin vuruşlar yapabilmektir. Yani herkesin seyrettiği birkaç program var. Bu konularda gelin arkadaşlar herkesten yardım dilesinler yönetici arkadaşlarımız. Birlikteliği sağlasınlar grupçuluk düşüncesinin bırakılması lazımdır. Herkesin bir ağırlığı var, herkesten, eski ağabeylerimizden, delikanlı gençlerden faydalanılmalıdır. Bu haftanın kaçırılmasını temenni ediyorum, sorunların üzerine deli gibi gidilmesini diliyorum ve yönetimden 1 sene daha yönetici olarak devam ederken lütfen deli gibi çalışmaya başlamalarını diliyorum. Sağolun varolun, hürmetler sunarım.

- Sayın başkan ben de Kurban Bayramı’nda Hayri beyin Maliye Bakanlığı önünde kurban edilmesini öneriyorum.

- Ziya bey buyurun efendim.

- Değerli konuklar, saygıdeğer basın mensupları, değerli meslektaşlarım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Demokratik birlik grubu adına hepinize buraya katılma özverisinde bulunduğunuz için teşekkür ediyorum. Çünkü katılım o kadar az ki demek ki bu insanlar gerçekten özveride bulunmuş oluyorlar bu durumda. Sizleri büyük coşkuyla selamlayamıyorum, çünkü 4 yıllık bir burukluk var içimizde, gittikçe inandığımız değerleri yitiriyoruz. Demokratik Birlik Grubu olarak sorumluluğumuz gereği son mali kurula hazırlandık. Hazırlanmak için 1 hafta evvelden bilançoları aldık. Odanın faaliyet raporu, denetleme raporu ancak bugün elimize geçti biliyorsunuz. Bu çerçeve içerisinde katkıda bulunmaya çalışıyoruz, değerlendirme, öneriler ve eleştirilerle katkıda bulunmaya çalıştık ama gördüğünüz gibi denetleme raporu içler acısı. Denetleme Kurulu’nun ifadelerine bakın vehamet içerisinde. Ama yöneticilerimizin pişkinliğine bakın arkadaşlar biz onları profesyonel olsunlar diye seçtik, profesyonel çalışsınlar diye seçtik. Ama bu pişkinlik anlamına gelmemeliydi, bu kadar pişkin olunmamalıydı arkadaşlar. Bu rezil bilançodan sonra bu rezil pişkinliği anlayabilmiş değilim ben. Bu güne kadar meslek mücadelesinde emeği olan arkadaşları bu vesile ile saygıyla anmak istiyorum ama görüldüğü gibi kazanılan mevziler birer birer terk edilmek durumunda yeni yönetimler içerisinde.

Değerli arkadaşlar, bizler bu duruma layık mıyız? 40 bin nitelikli insan var. Nice olarak, nitel olarak varız. Ülkemiz bir çok şeyi belirleyebiliriz, ama biz kendimize çeki düzen veremedik, mesleğimizi saygın duruma getiremedik, meslektaşlarımızın sosyal sorunlarını, ekonomik sorunlarını çözemedik hiçbir şey yapamadık. Bugüne kadar toplanan milyarlarca lira, bu kadar insan gücü heba edilmiş durumda. Budur bugünün bilançosu. Açıklanan gayri resmi bilanço değil, bilanço budur. Değerli arkadaşlar duyarsızlıkla suçluyoruz meslek mensuplarımızı, yöneticilerimiz öyle diyor. Duyarsız değiller güvenini yitirmiş meslek mensupları, ümitlerini yitirmiş arkadaşlar nasıl güven duysunlar? Biz meslek kamuoyu oluşturabildik mi? Ülkemizin cumhurbaşkanı ölüyor bir sürü büyük ilan yanında küçücük ilan, unvanlar bile yanlış yazılmış ve 5 gün sonra çıkan ilanda biz cumhurbaşkanının öldüğünü duyduk diyoruz, öğrenmiş bulunuyoruz diyoruz. Bu mu yaklaşım, hiçbir tane öyle ilan göremezsiniz bizim ilanımızdan başka. Cumhurbaşkanının ölümünü öğrenmiş bulunuyoruz, böyle ilan olur mu? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nı getiriyoruz, değerli genel müdürleri getiriyoruz. Başarıdır kutluyorum, keşke getirmeseydik oturup bir şey ikram ediyorlar burada. Bu mu bizim saygınlığımızı artıracak? Arkadaşlarımız duyarsız değil arkadaşlar güvenmiyorlar. İşte Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı’nın söyledikleri, Bağ-Kur’u düzelteceğiz bekleyin diyor. Genel müdürü de düzelmez diyor Bağ-Kur. Neyi bekleyeceğiz biz, meslektaş neyi beklesin başının çaresine bakma durumunda kalmış. Hiçbir şey yapılmasaydı diyorum arkadaşlar, hiçbir şey yapılmasaydı bir lokal alınsaydı bile bundan çok daha şey yapılmış olurdu diye düşünüyorum. Bir işletme yönetim merkezleri olayını yaşadık. Basında demeçlerimiz çıkıyor, işte bir arkadaşımızda yönetimi savunurcasına dedi işte bunları söyledi hayat standardına karşı geldi böyle yaptı ne dedi, sayın başkanımız işletme yönetim merkezlerine teorik olarak katılıyorum dedi. Prensip olarak katılıyorsanız teorik çıkar ve fiili olarak da yaşarsınız bunu. Hiçbir şey bize yakışmıyor arkadaşlar layık olduğumuz gibi değil hiçbir şey. Bilanço gazetesi de bize yakışmıyor, dergimiz de bize yakışmıyor, yöneticilerimizin de tutum ve davranışları bize yakışmıyor. Bizler daha çok şeylere layığız ve elimizde bütün malzemede var iyi değerlendiremiyoruz sadece. Sadece demokratlık edebiyatıyla da bu iş yürümüyor. Hiçbir konuda konuşmuyoruz. Artık arkadaşlar herkes kendi başının çaresine bakmak durumunda bırakıldı. İşte görüyorsunuz o da en çok yoğunlaştığı konu bir sürü personel bir sürü masraf arkasından 10 bin 150’ye çıkan üye sayısı ve nasıl çıkmış bir yönetim kurulu üyesi 40 milyon belge arkadaşlar diyor ve yönetim kurulu bunu umursamıyor gündeme bile almıyor, olmaz böyle şey mesleğe böyle saygınlık kazandırmayı anlamıyorum.

Değerli arkadaşlar, söyleyecek çok şey var. 3 dakikalık süreler 5 dakikalık süreler müsait değil. Biz Demokratik Birlik Grubu olarak 10 kişilik bir komisyon kurduk, 1 hafta çalıştık, bu hesapları anlayamadık. Sadece şöyle anlayamadığımızı söylüyorum. Bakın personelin giderini anlayamazsınız, bakın kiraları bile anlayamazsınız, huzur haklarını da anlayamazsınız kaça mal olduğunu anlayamazsınız, en basit işletmelerin bile çağdaşlaşma ölçüleri bunlar artık en basit işletmelerde artık açıklayıcı hesap notları. Ancak sağ olsun Denetleme Kurulu’ndaki arkadaşlar bir miktar açıklama yaptılar ve anladık. Bizim anladığımız şey demokrat insanlar olarak dürüst insanlar olarak ve mesleğe sahip çıkmaya çalışan insanlar olarak ve demokratik birlik grubu olarak bizim anladıklarımız demokratlık, dürüstlük bu değil, bizim anlayışımız bu yöneticilerimizi bu şekliyle ibra etmeye müsait değil arkadaşlar. Bunu saygıyla hepinize belirtiyorum, hepinize bundan sonraki başarılarda kol kola omuz omuza eski günlerde olduğu gibi mesleğimizi layık olduğu yere getirme mücadelesine davet ediyorum. Teşekkür ediyorum.



- Teşekkürler. Sayın Oktay Yeşilyurt. Buyurun efendim.

    - Yine tebessüm eder vaziyette olacaksınız zannediyorum. Eğer Denetim Kurulu’nu oluşturan arkadaşlarımız duyuşlarını vicdanlarına göre düzenlemişlerse bu denetim raporunu dikkate alınmaya değer diye düşünüyorum. Eğer onlar da bir takım subjektif objelerle bu raporu düzenledilerse, kendilerine teessüflerimi bildirmek istiyorum. Ama arkadaşlarımız gerçekten konuşulurken arkadaşlarımız tebessüm ettiler, bugün konuşuldu yine tebessüm ediyorsunuz. Bunun sonucu olarak yapılacak olan ibra çalışmasında illa ibranın zimmete para geçirmek olmadığının arkadaşlarımız tarafından bilinmesi gerektiğini söylemek istiyorum. İbra illa zimmete para geçirmek, belki olur belki olunmaz kaygısı yok, çalışmalar eksik olması halinde ibra edin dediler. Ben iki konuya daha temas edeyim, sözümü tamamlayacağım. Çalışma yapan yönetime teşekkür etmek istedim sözümün başında. Bu kadarını yapabildim ben, fazlasını yapmaya da gerek görmedim. Yalnız savunma yapmak isteyen arkadaşlarımızın hırçınlıklarını anlayamadım. Bu olmaması lazım. Yine bu yönetim kurulunun çok iyi çalışma yapmasını ben şahsen beklemediğim için çok büyük tenkit girmek istemedim. Çünkü balık baştan kokar, Türkiye’nin genel düzeni bu. O düzen içindeki yolsuzlukların burada olmamasını da beklemek yanlış olurdu. Ama tekrarlıyorum ki buradaki arkadaşlarımızın, saygın arkadaşlarımız ceplerine 1 lira girmediğine ben inanmak istiyorum ve böyle olduklarını düşünüyorum Aynı yönetimler geldiği için, seçildiği için kağıt üzeri çalışma olarak saygı ile bir parça karşılıyorum. O zaman nerede kalıyor Denetim Kurulu’nun güzelliği, nerede kalıyor Denetim Kurulu’nun yasallığı eğer bu çalışmalar kağıt üzeri çalışmalarsa. Ben Denetim Kurulu’ndaki arkadaşlara gerçekten huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Öyle bir noktaya getirdiler ki artık burada hiçbir arkadaşımız bir sorumluluğu üzerinden atamaz ondan kaçamaz duruma getirdiler işi. Bundan sonra yönetici arkadaşlar konuşmacılar sözlerini bitirince açıklamalar yapacaklar kendi açılarından. Ondan sonra sayın üstadımız Turgut Arığ’ın söylediği bir laf dikkatimi çekiyor. İçimizdekilerle uyguladıklarımız farklı olacaksa bu genel kurula katılan sayın siz delege arkadaşlarımız büyük bir tarihi sorumluluk altına girecektir diye düşünüyorum, bunu açıkça belirtiyorum. Bu duruma gelmiş bir yönetim çalışması ve yönetim anlayışı gelecekte bizi nerelere taşır, bunu çok iyi tartmak düşünmek lazım. Ziya arkadaşımızın söylediği şey son derece doğrudur. Ben bir meslek mensubu olarak ilgisizlik suçlamasını kabul etmiyorum. Duyarlıyım ben ve benim gibi bir çok insan verilecek her görevi her saat, her zaman yapmaya hazırdır. Yeter ki bir takım şeylerin yapıldığını ben göreyim. Görmedik arkadaşlar. 4 yıldır kurulmuş bu oda ve 4 yıldır aşağı yukarı aynı yöneticilerle birlikte gidiyor yürüyor. Ne oluyor, sorunlar büyüyerek artarak devam ediyor. Hep söylenen şu, dışımızda bizden daha büyük güçler var aşamıyoruz, ah ah vah vah yapalım edelim basına demeç verdik onu yaptık bunu yaptık. Soruyorum kendilerine eğer siz misiniz yoksa sizi oraya getiren insanlar mı görev yapacaklar? Siz yapın adımları atın sonuç getirin bu yasanın üzerinde bir takım somut adımlar için herkesi seferber edin bakın meslektaşınız nasıl yanınıza gelecek? Ben Kadıköy yakasında faaliyet gösteriyorum. Toplantıları görüyorum insanlarla konuşuyorum ve bu toplantılara katılmaya da çalışıyorum. İnsanlar diyorlar ki arkadaşlar bize ne veriliyor, ne oluyor aidat istemekten başka, işte kimlik parası istemekten başka bu ve buna benzer şeyleri talep etmekten öte bize ne gibi hizmetler getiriliyor ki bu toplantılara katılın diyorlar.

    - Ne alakası var?

    - Toplantının çok yakın alakası var beyler.

    - Lütfen karşılıklı olmasın.

    - Üyelerin duyarsızlığına katılmıyorum. Evet bir faaliyet daha yapıldı onu da belirteyim. Movempic Otel’de toplantı yaptırıldı. Sayın meslektaşlar gelmişti. Bültenle sizlere 2 yataklı oda 100 dolar, kahvaltıda 15 dolar. İşte artık söylenecek başka bir şey ben düşünemiyorum. Bu da olmalı her şeye layık olduğumuzu düşünüyorum ama öncelikler sıralaması diye bir şey vardır, sonuç alınacaksa başka işlerde sonuç alınsın.

    - Toparlar mısınız?

    - Baştan aşağı toparlıyorum başkanım. Baştan aşağı tutarsızlıkları sergileyen bir denetim kurulu raporu varken buradan çıkacak bir ibra kararının bizleri gelecek mücadeleler için tarihi bir sorumluluğa soktuğunu belirterek saygılar sunuyorum.

    - Teşekkür ederiz. Sayın Necdet Selimoğlu buyurun efendim.

    - Sayın divan, sayın genel başkanım, birliğimizin saygıdeğer yöneticileri, sayın basın mensupları ve siz çok değerli saygıdeğer meslektaşlarım. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Yetkilerden, uzak salt sorumluluklarla bir yasa getirdiği yığınla mesleki sorunlar ve bu sorunların aşılması yolunda karşımızda duran ülkemizin ekonomik gerçekleri. Bir yandan ekonomik büyümede temel unsur olarak işlenen mesleğimiz diğer yandan bu oluşuma set çeken yasalar kararlar zor uygulamalar yumağı. Vergi düzeninin yerleşmediği, vergi gelirlerinin götürülük ve hayat standardı gibi ucubelere hapsedildiği bir arenada alın size 3 tane 5, 6, 8 toplayın çıkarın bölün.


Değerli meslektaşlarım, mesleğimizin saygınlığı ve hak ettiği yerde olması doğrultusunda her mücadelede varım diyebilmek, katılımcılığın ve çağdaşlığı gerektirir. Bizleri ekonomik sosyal anlamda ülkenin her alanında her platformunda söz sahibi olma gibi bir derdimizin olduğunu biliyorum. Bu oluşumdaki görev ve sorumluluk bir kişinin, kişilerin, bir grubun sorumluluğu değil tüm meslektaşlarındır. Bu sorumluluk bilinci tüm meslektaşlarıma aittir. Düşünce üretmekte pratik çalışmada yer alabilmede başta gelen görev temel görev budur. Sorunlarımızın çözümü mesleğimize sahip çıkmamıza, duyarlı olmamıza, üretken olmamıza bağlıdır.

Değerli meslektaşlarım, etkinliklere gösterilen ilgi bu potansiyel gücün bir göstergesidir. Bu anlamda ülke sorunlarına ekonomik uygulamalara eleştirilerin önerilerin getirilebileceği platformlarda yer almak her platformda bu oluşumlara omuz vermek asri görevimiz olmalıdır meslektaş olarak. Gün mesleğin geliştirici standartları üretmek kurumsallaşmayı sağlama yolunda meslek örgütümüze sahip çıkmak gün güçlü olmak gün birlik olmak günüdür.

Değerli arkadaşlar, etkinliklere katılmayan, etkinliklerin getirdiği sesi idari kademelere, siyasi kademelere, politik kademelere yansıtmada omuz vermeyen meslektaşlarımın bu kürsülerden çıkıp bu oluşumların meyvesini neden bu yöneticiler veremedi diye sormaya haklarının olmadığına inanıyorum. Ne yapılması gerekirdi değerli arkadaşlarım? Hayat standardı ucubesi karşısında beyannameye imza koyma yetkisi gibi salt çok şekilsel bir olayı dahi bizlerden esirgeyen bizlere vermeyen, esirgeme anlamında söylüyorum altını çizerek bu mantığın değiştirilmesinde dahi geçmiş vesayet edebiyatları yapanların bugüne gelip onlarla yapılan her platformda yapılan mücadelelerde etkin olma anlamında birlikte olma anlamında, güç olma anlamında katılımcılığa seçme anlamında ben üretkenim ama ne yapayım bir şeyler görmek istiyorum demeye hakları yok. Gel ki göresin omuz ver ki göresin.


    - Sayın Selimoğlu lütfen.

    - Toparlıyorum başkanım. Değerli arkadaşlarım duygusallığımı bağışlayın. Hepinizin sorunlarıyla benim de sorunlarım aynı. Lütfen örgütlerimize kurumumuza sahip çıkalım. Burada çok platformlarda tartıştığımız 3568’i yine bizim önümüze getirmiş olduğu mali kongrelerde denetim kurulu raporları seçimli kongrelerde de yönetim kurulları denetim kurullarıyla diğer kurulların seçilmesi gibi bir mantığa takılıp burada bu değerli vakitlerimizi elbette onların platformları da var. Bu değerli vakitlerimizi ne olur biraz da mesleğin geleceği anlamında eleştirilerle birlikte hedefler ikaz ederek hedeflere dikkat çekerek üretken olarak harcayalım. Hepinizi bu duygularla saygı ve sevgiyle selamlıyorum.



    - Teşekkür ediyoruz. Sayın Ülkü Sönmez buyurun efendim.

    - Hepinize merhaba. Değerli dostlarım faaliyet grupları eleştirilerini şimdiye kadar dinledik. Yönetim kurulumuz bunların hepsine cevap verecek tabii. Ben gerek meslektaş olarak birkaç sataşmadan gerekse bir iki konuya değinmek istiyorum. Sevgili Kemal arkadaşımız odanın her şeyi parayla verdiğini söyledi. Benim bildiğim bedava veren bir Hilal-i Ahmer cemiyeti vardı, o da 50 sene evvel kapandı. Her yerde bu tip hizmetler parayla yapılır. Ziya bey uzun müddetten beri çalıştıklarını söyledi. Fakat sayın Erhan Zafer Akgüç, bu genel kurula formalite icabı katıldıklarını beyan etti. Çağdaş demokrat grubunun büyüklüğü bilerek formalite olarak katılmalarını normal karşılıyoruz da mesleğine ivme vermek formalite olarak katılmayı gerektirmez. Ya gelip çağdaş gruba katılsınlar ya da bizim denetim kurulumuzun verdiği bu raporla kazandığı ivmeyi devam ettirip mesleki çalışmalara katılsınlar derim ben. Evet değerli dostlarım, Erhan Zafer Akgüç konuşması içinde şöyle bir beyanda bulundu bizler geriye dönük evrak girişi yapmak için defterlerimizi yazmıyoruz. Sayın meslektaşım hiçbir muhasebeci geriye dönük evrak girişi yapmak için defter yazmamazlık etmez. Biz böyle bir meslek ahlakına sahip değiliz çünkü. Sizler o ahlaka sahipseniz lütfen bu kürsülerden onları söylemeyin ve oda yöneticilerimin de, benim oda yöneticilerimin de böyle bir ahlaka sahip olmadıkları denetim kurulu raporunda açık ve seçik bellidir. Nasıl bellidir? Çünkü Denetim Kurulu raporunda yıl içinde yaptıkları incelemenin sonuçlarıyla bilanço rakamları sonuçları arasında herhangi bir farktan bahsedilmemiştir. Demek ki araya herhangi bir evrak ve belge sokulmamıştır. Sokulsaydı bu kadar şeffaf bir rapor yazan bir Denetim Kurulu onu da buraya yazardı zannediyorum. Değerli dostlarım, şimdi Denetim Kurulu raporunda eksiklikler var. Bu Denetim Kurulu raporunu izledim 3568 sayılı yasa hiçbir yerinde geçmiyor. Neden geçmiyor? Çünkü 3568 sayılı yasada odaların nasıl defter tutacağı, nasıl harcama yapacağı, nasıl denetleyeceği, nasıl işlem yapacağına dair kayıtlar yok ve bu olmadığı müddetçe de dün kurdukları kanunlara göre bugün bugünkü denetim kurulu kanunlarına göre yarın başka denetim kurulu kanunlarına göre denetimler yapılacak ve oda yöneticilerine kurdukları bugünkü telaş içinde ne yapacaklarını şaşıracak duruma geleceklerdir. Ben lütfen rica ediyorum, Denetim Kurulu’nun nasıl denetim yapacağına dair esasların birliğimizce belirlenmesini Yönetim Kurulu’muzun harcamayla ilgili oda yönetimlerinin harcamaları ve diğer esasların belirlenmesini talep ediyorum. Çünkü bunlar olmadığı müddetçe bu kısır tartışmalar devam edecektir. Çünkü bakın Denetim Kurulu raporunda hangi yasalar çerçevesinde denetim yaptığına dair hüküm yok. Vergi Usul Yasası’na göre yapmış olsa defterlerin Aralık ayında tasdik edilmesi lazım, Denetim Kurulu yanlış yapıyor çünkü Nisan’da tasdik edilsin diyor. Dernekler Kanunu’na göre mi yapıldı, Ticaret Kanunu’na göre mi yapıldı bunların yazılması lazım. Olmadığı için yazamıyorlar ve kendi bilgi ve becerileri kendi kanunlarına göre denetim yapmak zorunda kalıyorlar. Bu da onların suçu değil tabii. Bu nedenle bu eksikliklerin biran önce giderilmesi gerekir ve Sayın Ziya dostum ile yıllardan beri bu mesleğin içindeyiz. Bu Denetim Kurulu raporunda ve sonucunda hiçbir Yönetim Kurulu üyesinin ve hiçbir kişinin zimmetine para geçirdi diye tek bir kelime yok. Eğer o burada varsa Denetim Kurulu’nda konuşulur zaten. Onu tespit ettiği andan itibaren savcılığa suç duyurusunda bulunması gerekir, o iş buraya kadar bile gelmez. Bu nedenle biz sağduyu olarak yasalarla belirlenmemiş olayları yapmaya çalışan sabahtan akşama kadar büyük bir özveriyle mesleğe hizmet eden ve formalite için buraya katılan gruplara dahi hizmet vermeye çalışıp savaşı gösteren yöneticilerimizi tebrik ediyor belirliyor hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun.

    - Sayın Burhan Sanoğlu buyurun.

    - Sayın divan, sayın meslektaşlarım hepinizi saygıyla selamlıyorum. Söyleyebileceğim birçok şeyi arkadaşlarım dile getirdiler. 3 dakika sınırını böylelikle aşmamış olacağım ve genel kurula daha fazla çalışma imkanı sağlamış olacağım kanaatindeyim. Burada genel bir olayı belirtmek durumundayım. Gerek denetim raporunun incelenmesi esnasında gerekse meslek politikalarının oluşturulması esnasında gördüğüm kadarıyla basit bir dairenin içersinde kalıp aynı noktada dönme durumunda kalıyoruz. Aslında biz buraya bu mali kurulları ve olağan genel kurulları yeni meslek politikaları ileriye doğru hedeflerimizi belirlemek üzere hedef olarak belirlediğimiz konuları somut hale getirmek bu konuda birlik olmak amacıyla yapmalıyız ve farklı görüşlerde olsak bile bu hedefe doğru yönelmeliyiz.

    - Sayın Sanoğlu pardon bir dakikanızı rica ediyorum. Değerli arkadaşlar kavga istemeyen arkadaşlarımızı da dinleyin yararlı olacaktır. Lütfen arkadan çok ses geliyor.



- Bu itibarla bu genel kurulu çok genç olduğunu her zaman ve her platformda ısrarla söylediğimiz mesleğimiz için ileriye dönük yeni hedefler yaratması ve yeni olaylar yaratması düşüncesindeyim. Bu bakımdan kısır tartışmalara ve basit daire içerisinde kalan görüşlere katılmadığımı belirtmek istiyorum. Burada ayrıca belirtmek istediğim bir konu daha var. Somut bir tek detay konu o zaten, başka da görüş belirtmeyeceğim. Bir arkadaşımız ismini tam yazamadım, ücret komisyonunun yaptığı çalışmanın başarısızlıkla oda yönetiminin başarısızlıkla sonuçlandırılmasını sağladığı gibi bir görüş ileri sürdü. Ücret Tespit Komisyonu üyesi olarak da ben odada görev yapıyorum. Bizim yaptığımız çalışmalar sayın TÜRMOB genel başkanımız da burada, bakanlığa olduğu gibi intikal etti, ama Maliye Bakanlığı maalesef kanuni haklarını ve kanundan gelen vesayetini kullanarak işi o noktaya getirdi. Burada meslek politikası ile ilgili bir aksama olduğu kanısında değilim herkes elinden geleni yapmıştır. Saygıyla selamlıyorum.

Yüklə 146,18 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin