Doç. Dr. Doç. Dr. İShak emin aktepe iÇİndekiler



Yüklə 446 b.
səhifə4/10
tarix11.01.2019
ölçüsü446 b.
#94784
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

  • Teverruk:

  • Kişi ya da şirketlerin nakit sıkıntısına girmesi muhtemeldir. Bu durumda ellerindeki malların bir bölümünü peşin satarak nakit sıkıntısını aşabilirler. Bu meşrûdur. Nakit sıkıntısı yaşayanların piyasadan taksitli bedelle aldıkları bir malı spot piyasada peşin satarak nakde ulaşmaları da mümkündür. Burada fâizden değil; gerçek bir alım satım ile nakde ulaşmak söz konusudur. Örneğin acil bir ameliyat için 20.000 TL paraya ihtiyacımız olduğunu düşünelim. Mevcut arabamızı 20.000 TL’ye satarak nakit temin edebiliriz. Bunun yerine piyasadan 24.000 TL’ye 16 taksitle aldığımız bir arabayı spot piyasada (ilk satıcısından başkasına) 20.000 TL peşin bedelle satarak da nakde ulaşabiliriz.



Selem:

  • Selem:

  • Nakit ihtiyacı duyan bir firmanın ya da şahsın henüz üretmediği standart bir malı (hububat, bakliyat, un, kağıt, demir, çimento vs.) ileri bir vadede teslim etmek üzere peşin bedelle satmasıdır. Örneğin nakit sıkıntısı yaşayan bir çiftçi hasat zamanı eline geçecek çayı hasat zamanı gelmeden evvel fabrikaya satarak sıkıntısını aşabilir.

  • İstisna:

  • Nakit ihtiyacı duyan bir firmanın henüz yapmadığı örneğin konutları peşin ya da vadeli bedelle satmasıdır. Böylece firma henüz ortada olmayan konutları maket üzerinden satarak finansman sağlayabilmektedir.





  • Kira:

  • İhtiyaç duyduğumuz menkul ya da gayr-ı menkul bir takım malları satın alamadığımız takdirde kiralayarak da ihtiyacımızı giderebilmekteyiz. Böylece aslında mal sahipleri bir nevi kiracılarının finansman ihtiyaçlarına cevap vermiş olmaktadırlar.

  • Hizmet sözleşmesi:

  • İnsanların önemli bir bölümü finansman ihtiyaçlarını başkalarıyla yaptığı hizmet sözleşmeleri çerçevesinde çalışarak karşılamaktadır. Örneğin bir mobilya fabrikasında çalışan işçi aslında emeğini fabrika sahibine kiralamış demektir. Çalıştığı sürece fabrika sahibinden ücretini alır ve finansman ihtiyacını giderir.



  • Finansal kiralama:

  • Peşin bedelle alınamayan bir malın leasing yöntemiyle kiralanması ve ödenen kiraların malın bedelini kapsayacak kadar olduğunda malın mülkiyetinin kiracıya devredilmesidir. Örneğin peşin bedeli 300.000 TL olan bir iş makinesinin aylık 30.000 TL bedelle kiralanması ve ödenen kiraların örneğin 12 ay sonunda 360.000 TL’yi bulması halinde iş makinesinin mülkiyetinin kiracıya devredilmesidir.





  • Üçüncü Bölüm

  • Bankacılıkta Fon Toplama ve Değerlendirmenin Temel Yolları



  • Fâizli bankalar pek çok amaçla müşterilerinden mevduat toplarlar. Kullandıkları en yaygın mevduat toplama usulleri ise vadesiz ve vadeli hesaplardır. Bir fâizli banka vadesiz hesap açtığı müşterisinden “faizsiz borç” alıyor demektir. Zira bu hesaplar açılırken fâiz ödenmesi konusunda anlaşma yapılmaz ve dolayısıyla hesaplara fâiz ödemesi de gerçekleşmez. Fâizli bir banka vadeli hesap açtığı müşterisinden ise “faizli borç” alıyor demektir. Zira hesap açılırken hangi vadede ne kadar fâiz alınacağı belirlenmekte ve vade sonunda fâiz ödemesi mutlaka gerçekleşmektedir.



  • Fâizli bankalar topladıkları mevduatları büyük oranda iki yolla değerlendirirler. Bu mevduatlarla ya tahvil ve bono alırlar ya da topladıkları mevduatı fâizli kredi olarak piyasada işletirler.

  • Tahvil şöyle tanımlanır: “Devletin 1 yıl, anonim ortaklıkların ise en az 2 yıl ve daha uzun vadeyle, ödünç para bulmak amacıyla, itibari değerleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetleridir”. Bono ise “Vadesi 1 yıldan kısa olan, iskontolu satılan ve çıkaran kurum tarafından öngörülen vade sonunda nominal bedelin ödenmesinin taahhüt edildiği menkul kıymetlerdir” diye tanımlanır. Fâizli banka, tahvil ve bono alarak bunları ihraç edenlere “fâizli borç” vermektedir. Şöyle ki finansal sıkıntı içine girmiş bir devlet ya da anonim şirket ileri vadede daha fazla ödemek üzere tahvil ihracı yoluyla borçlanabilmektedir. Tahvil uzun vadeli borç senedi iken bono kısa vadeli borç senedidir.

  • Fâizli krediler ise fâizli bankalardan alınan borçlardır. Fâizli bankalar her ne sebeple olursa olsun müşterilerine borç verip belli bir vadede daha fazlasını alarak para kazanırlar. Fâizli bankaların amacı ve temel işlevi düşük fâizle borçlanıp yüksek fâizle borç vermektir.





  • Katılım bankaları temel ilkeleriyle kesin olarak çeliştiği için fâizli işlemler yaparak fon toplayamazlar. Buna göre ortada herhangi bir mücbir sebep yokken her ne miktarda olursa olsun fâiz karşılığı borçlanmak katılım bankacılığında mümkün değildir.

  • Katılım bankaları özel câri hesap açarak hesap sahiplerinden “fâizsiz borç” alırlar. Bu hesaplar karşılığında hesap sahibine fâiz niteliği taşıyacak hiçbir avantaj sağlamazlar.



1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin