Dr. Recep Albayrak Türklerin İranı



Yüklə 9,25 Mb.
səhifə83/430
tarix07.01.2022
ölçüsü9,25 Mb.
#82928
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   430
15.Gilan Bölge Valiliği

استان گيلان

Merkezi: Reşt رشت
Yüksek Elburz dağları, Gilan ve Mazenderan’ı İran ana coğrafyasından ayırmaktadır. Gilan Bölge Valiliği’nin doğusunda Mazenderan BV, batısında Erdebil ve Zencan bölge valilikleri, kuzeyinde Hazar denizi ve Azerbaycan Cumhuriyeti, güneyinde ise, Kazvin BV bulunmaktadır.

Gilan halkı Kadusi, diğer bir deyişle Gil kavmindendir. Gilan, “Gîl kavminin vatanı” demektir. Kadim dönemde, Gilan’ın dağlık kesimlerine Deylem, halkına ise “Deylemiler” denmekteydi. Bölge valiliğinin batı topraklarında Talışlar oturmaktadır. Talışlar eski dönemlerde yarı bağımsız yaşamıştır. Geçimlerini çay ve tütün tarımı ile sağlarlar. Bölgede çay tarımının yapıldığı alan 30 bin hektardır.

Gilan, Tahran’dan sonra nüfus nispeti en yoğun bölgedir. Ayrıca muhacirlerin yoğun olarak yerleştiği valiliklerden biridir. Elde net istatistik bilgisi bulunmamakla birlikte XVIII, XIX ve XX. yüzyıllarda buraya çok sayıda muhacir yerlemiştir. Gıyasvend ve Çigini illeri bunların bakiyesidir. Buraya çok sayıda Türk’ün yanı sıra, bazı Kürt tayfaları da iskân edilmiştir. Bu iskân, Safevi ve Afşar asrında Şah Abbas ve Nadir Şah’ın fermanları doğrultusunda gerçekleşmiştir. Daha çok Şahrud çayı çevresi, Deyleman sınırı ve Rahmetabad’a (Rudbar) yerleşmişlerdir.

Daha yakın dönemlerde gerçekleşen göçleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Kafkasyalı Türk muhacirlerin Bender-Enzeli, Astara ve Güney Azerbaycan’ın muhtelif şehirlerine yerleşmeleri,

2. XIX. yüzyılda Kazvin, Talegan ve Mazenderan’dan buraya mecburi iskân için gönderilenler,

3. Özellikle Doğu Azerbaycan’dan (Erdebil BV dâhil) balık avı mevsiminde ve pirinç hasadı sırasında bölgeye gelip yerleşen mevsimlik işçiler,

4. Reşt, Enzeli ve Lahican kentlerine bölge köylerinden gelip yerleşenler,

5. Diğer bölge valiliklerinde oturan Gilanlıların evlerine-yurtlarına geri dönüşü.
Gilan Bölge Valiliği’nin güneybatısındaki Mencil kenti ve çevresi halkının ana dili Türkçe’dir. (http//astara-enzeli-az.blogspot.com)

Gilan’ın Talışdolab bölgesindeki Haşaber nehri boyunca oturan Talış (Garip bir durum, Azerbaycan’ın İran sınırında yaşayan Talışlar Farsça karışımı bir dilde, İran tarafında yaşayan Talışlar ise Azerbaycan Türkçesiyle konuşmaktadır. İran, Kuzey’de yaşayan Talışları sürekli olarak Azerbaycan aleyhine kışkırtmaktadır ve onların Fars kökenli olduğunu propaganda etmektedir. Birçok araştırmacı Talışların Kırgızistan’ın Talas vadisinden geldiğini ve Tölös Türklerinin bakiyeleri olduğunu vurgulamaktadır) etnik grubuna halkına mensup Haşaber aşireti bölgesinde Mollalı isimli küçük bir il/ ulus da oturmaktadır. Bu iki ilin Ş. 1363/ 1984 yılındaki nüfusu 50-60 bin arasındadır. (Sefername-i Esterabad ve Mazenderan ve Gilan, s.206)

Gilan’ın kuzey bölümünde oturan Talışlar, Talışça konuşur. Ancak Talışça, son dönemde yerini Azerbaycan Türkçesi’ne bırakmıştır. Talış bölgesi, İran’ın kuzeybatı bölgesine düşmektedir. Güney Azerbaycan’ın doğal sınırları içerisindedir. Talış bölgesi geniş olarak ele alınması halinde, Azerbaycan topraklarına da uzanan büyük bir araziyi ifade eder. Buranın insanları olan Gilek ve Talışlar, onurlarına ve hürriyetlerine fevkalade düşkündür. Baskıya tahammülleri kesinlikle yoktur. Tarihleri, baskıdan ötürü meydana gelen çok sayıda ayaklanma ve çatışma örnekleriyle doludur. (İrec Afşar, Îlhâ, Çâdurnişînan…, 1.cilt, s.126-128)

Azerbaycan’ın önemli şehirlerinden ve halen Erdebil Bölge Valiliği’ne bağlı olan Halhal kenti, Erdebil Bölge Valiliği’nden alınarak Gilan bölge Valiliği’ne bağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak kent halkı, kadim Azerbaycan şehirlerinden olan Halhal’ın başka bir bölge valiliğine bağlanmasına karşı çıkmaktadır. Şehirde birkaç bin Tat ve Talış etnik grubuna mensup insan da yaşamaktadır. Bu grupların Türkleşme süreci tamamlanmak üzeredir.

Gilan Bölge Valiliği, Güney Azerbaycan’ın Hazar denizine açılan doğal uzantısıdır. Gilan halkı; Gil/ Gilek, Türk, Tat ve Talış etnik gruplarından oluşmaktadır. (04 Ağustos 2007)
Gilekçe:

Gilan’ın bir bölümü ile Deylemistan’da yaşayan halkın ana dilidir. Yaklaşık 1-1.5 milyon insan tarafından konuşulmaktadır.


Talışça:

Azerbaycan Cumhuriyeti’in Lenkeran ile Gilan’ın Talış/ Tavalış bana kalırsa Tavalış’ı siliniz bölgelerinde konuşulmaktadır. Talışça, tahminen 200-250 bin insan tarafından konuşulmaktadır. Bunların bir bölümü Azerbaycan Cumhuriyeti, diğer bölümü ise Gilan’ın Talış/ Tavalış bölgesinde oturmaktadır. Gilekçe ve Talışça farklı diller olup, İrani kökenli bazı kelimeleri barındırmaktadır. Pan-İranistler, bu iki dilin İrani kökenli olduğu iddiasında bulunurken, Gilekler ve Talışlar bu görüşü reddeder. Kendilerini, bölgenin kadim yerlisi olarak görürler.

Talış halkı, çok eski dönemlerden beri Azerbaycan Türkleri ile iç içe yaşadığından akraba toplum haline gelmiştir. XX. yüzyılın başından itibaren, özellikle Gilan’da yaşayan Talışlar, Türkleşmiş ve Türkleşmektedir. Gilek ve Talış etnik grupları üzerinde çalışan doğubilimciler eserlerinde, Talışların Türkleşmesini şaşkınlıklıkla karşıladıklarına dair cümleler bulunmaktadır. Halbuki Talış aydınları, kendilerinin Türk kökenli olduklarını, Cengiz Han’ın Talış adlı komutanı tarafından bu bölgeye getirildiklerine inanmaktadır. (Marcel Bazin-Christian Bromberger, Gilan ve Azerbaycan-ı Şarki, s.19-23; Rafael Blaga , İran Halkları El Kitabı, s.142; Coğrafya-yı Kâmil-i İran, 2.cilt, s.1022, 1024, 1026, 1030) Bkz.→Talışlar
Kafkasyalı Muhacirler:

Gülistan, Türkmençay antlaşmaları ile sonuçlanan savaş dönemlerinin dışında, özellikle Birinci ve İkinci Dünya Savaşları döneminde, Kafkasya’dan Türkiye’ye olduğu gibi, Güney Azerbaycan ve İran’a da göçler olmuştur. Elde istatistik rakamları bulunmamakla birlikte, İkinci Dünya Savaşı’nda, Güney Azerbaycan toprakları ile Hazar denizi sahillerine göçenlerin sayısının 150 bin kişi civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu muhacirlerin tamamına yakını Türk’tür. Kafkasyalılardaki nüfus artış oranı esas alınarak, İkinci Dünya Savaşı’nda gelen muhacirlerin bugünkü tahmini nüfuslarını 300-350 bin olarak tahmin mümkündür.

Kafkasyalı muhacirlerin yoğun olarak yerleştikleri Güney Azerbaycan ve Hazar sahil şehirleri şunlardır: Astara, Heştber/ Tavalış, Reşt, Sume-a Sera (Gilan), Culfa, Keleyber, Miyane, Serab, Tebriz (Doğu Azerbaycan), Hoy, Maku, Poldeşt/ Maku (Batı Azerbaycan), Mişginşehr (Erdebil), Zencan, Ebher (Zencan), Kazvin, Buinzehra (Kazvin), Tahran, Pepsikola, Selsebil (Tahran), Karun ve Kasr-ı Deşt.

Astara
Hazar denizinin batı sahilinde yer alan Astara kenti, Güney Azerbaycan’ın önemli limanlarından ve ticari merkezlerinden biridir. Gilan Bölge Valiliği’nin kuzeybatısında, İran’ın Azerbaycan Cumhuriyeti sınırındaki hudut kentidir. Aynı adlı nehrin denize kavuştuğu noktadadır. Bu nehir, Astara’yı ikiye bölmektedir. Güneydeki İran’a, kuzeydeki ise Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlıdır. ticari gemilerin yanaştığı liman olmasının yanı sıra, aynı zamanda balıkçılık da gelişmiştir. Bölge, taş kömürü bakımından zengindir. Astara, tarihi seyir içerisinde her zaman Azerbaycan’ın bir parçası olmuştur. Pehlevi döneminde, Güney Azerbaycan’ın parçalanması siyaseti doğrultusunda, 1960 yılında Astaralıların muhalefetine rağmen Azerbaycan’dan koparılarak, Gilan Bölge Valiliği’ne bağlanmıştır. Halkın, Erdebil Bölge Valiliği oluşturulurken, tekrar Erdebil’e bağlanma istek ve arzusu görmezden gelinmiştir.

Astara, Türkçe bir isimdir. “ast” ve “ara” kelimelerinden oluşmuştur. Ast; “aşağı”, ara ise; “yer, mahal, mekân” demek olup, Astara; “yüksekliği az olan yer” anlamı taşımaktadır.

Kaynaklarda, Astara kentinin adının; “seturden/ setorden/ usturden” kelimesinden türediği ve “geçiş hakkı/ hakkul-ubur, vergi, haraç” anlamı taşıdığı belirtilmektedir. Talışlar, kentin adına Hesteru ve Asteru demektedir. Diğer bir izaha göre, bölgenin göl ve bataklık olması nedeniyle, buradan geçen kervanların yavaş seyretmesinden ötürü “aheste-ru”, Talış dilinde “uste-ru, huste-ru/ yavaş gitme” den kaynaklandığı ve bu adı aldığı belirtilmektedir.

Astara’da güvenlik güçleri ve devlet dairelerinin yöneticilerinin büyük bölümü Gilek azınlık mesubudur. Bu durum, Türk olan Astara kamuoyunda rahatsızlık yaratmaktadır. (18 Ağustos 2007, 09 Kasım 2008)

Meclis-i Şura-yı İslami Başkanlık Heyeti, Astara’nın Gilan’dan ayrılıp, eskiden olduğu gibi Erdebil Bölge Valiliği’ne (Güney Azerbaycan) bağlanacağını açıkladı. Ancak bu karara Gilanlıların itirazı sürüyor.

Astara kenti, Gilan BV’ne bağlı olsa da, Azerbaycan kenti olma özelliğini korumaktadır. Azerbaycan, kuzey ve güney olarak ikiye bölündükten sonra, Astara da ikiye bölünmüştür. Yarısı kuzeyde yani bugünkü Azerbaycan Cumhuriyeti’nde, diğer yarısı Güney Azerbaycan’da, yani İran’da kalmıştır. Bir Türk şehri olan Astara toprakları 335 km²’dir. 1996 yılı resmi rakamlarına göre nüfusu 64.000’dir. Bu bölge; Heyran, Levendvil ve Virmuni isimli üç kasaba ve 71 köyden ibarettir. Astara’nın karpuzu oldukça ünlüdür.

Hazar’ın güneybatı sahilinde yerleşen Astara kenti, Azerbaycan’dan alınıp, Gilan’a bağlanırken, ciddi tartışmalara ve Azerbaycanlıların itirazlarına neden olmuştur. Gümrük çalışanları ve ailelerinin dışında kent ahalisinin tamamı Türk’tür. İki Azerbaycan arasındaki ilişkiyi devam ettirme özelliğini korumaktadır. (http//astara-enzeli-az.blogspot.com, 29 Mayıs 2009))

Tahran’da Darül-Fünun açıldıktan kısa bir süre sonra, Astara’da “Medrese-i Millî Sadıkiyye” açılmıştır. Ş. 1300/ 1921 yılında bir kız mektebinin (Medrese-i Duhterâne) yanı sıra, bir de kütüphane kurulmuştur. 1908 yılında Astara’da Sadıkiyye Mektebi’nin açılmasına Sadıkül-Mülk himmet etmiştir. Kentin Türk aydınları tarafından kurulan Astara maarif Encümeni tarafından Bakü ve Reşt’ten muallimler getirilmiştir. Bu okulun eğitim dili Azerbaycan Türkçesi’ydi. Okulda Rusça ve Farsça da öğretiliyordu. (Coğrafya-yı Kâmil-i İran, 2.cilt, s.1040; Mehran BahaRi, 04 Ağustos 2007)

Tarum
Tarum, Güney Azerbaycan’ın nahiyelerindendir. Tarum bölgesi halen Zencan, Kazvin, ve Gilan bölge valilikleri arasında üçe taksim edilmiştir. İki Tarum nahiyesi vardır. Bunlardan Tarum-ulya (Yukarı Tarum), Hamse’nin bir parcasıdır. Bölük-ü Tarum-süfla (Aşağı Tarum nahiyesi), Kazvin’in kuzeybatısında ve Mencil’in güneyindedir. Tarum nahiyesinde hem sulu, hem de kuru tarım yapılmaktadır.

Türkçe olan Tarım adı, “tarımak, tohum ekmek” fiilinden, “Tarım yapılan yer” anlamındadır. Tarum ayrıca bir nehrin koludur. “Tarum”un, yerel dilde “Cennet” anlamına geldiği de ifade edilmektedir.

Yakut Hamavi, yerli halkın “Tarum/ Tarım” telaffuzunu kullandığını belirtmektedir. Hamdullah Mustovfi, Tarum adının zımnen Türkçe olduğunu ve “Tela, kızıl/ altın”dan kaynaklandığını ifade eder. Burada bulunan Kızıl-Özen nehrinin adı da Tarum adı ile yakından ilgildir. (http//astara-enzeli-az.blogspot.com)

Esâlim
Esalim kentinde, özellikle pazar günü düzenlenen “Şenbe-Bazar/ Pazar pazarı” adıyla anılan kent pazarında yoğun Türkçe konuşulduğu gözlenmektedir. (06 Aralık 2006)
Masule Aşiretleri
Masule, dağlık bir bölgedir. Reşt iline bağlı Fumen ilçesinin güneybatısında küçük bir şehirdir. Fumen-Makalvan karayolu güzergâhından ulaşılır. Doğudan Fumen, batıdan Halhal, kuzeybatıdan Masal ile çevrilidir. Dağ eteğinde binaların ve yolların üst üste yığılmış hissi veren kendine özgü yapılanmasıyla ilginç bir şehirciliktir.


  1. İlbegi tayfası:

İlbegi’ler, Masule hanları/ kelanterlerinin torunlarıdır. Hidayet Han zamanında Muhammed Rıza Han ve Fethali Han ilbegi olmuşlardır. İlbegiler, Fethali Han neslinden olup, nesepleri; Esed Beg oğlu Mirza Ali Beg oğlu Şirzad Beg’dir. Bunlar Masule’de kelenterlik/ yöneticik görevini yerine getirdiler.
2.Hacı Yusuf tayfası:

Masule’deki Türk tayfalarından biri de Hacı Yusuf Tebrizi torunlarıdır. Kerim Han Zend’in hükümranlığı döneminde Tebriz’den Masule’ye göçürüldüler. Göç esnasında Kerim Han kendilerine gereken yardımda bulundu.

Masule’de ayrıca Talış kökenli Alivend ve Astarayi aşiret ve cemaatleri yaşamaktadır. İnanç olarak Alevi’dirler. Aynı bölgede Şah-rud’un iki sahili ile Sefid-rud’un sağ sahilinde Rişvend de denen Umarlu ili oturmaktadır. Kürt olan Umarlu ili, I. Şah Abbas Safevi’nin fermanı ile yaşadıkları Erzurum ile Şehrizor arasındaki bölgeden 800 aile olarak bu bölgeye göç ettirildi. (SeferName-i Esterabad ve Mazenderan ve Gilan, s.118)

*

Reşt (Gilan BV) kentindeki “Müessese-i Amuzeş-i Ali Cihâd-ı Danişgahi”de eğitim gören öğrencilerin girişimi ile “Araz” dergisi yayınlandı. Kültürel ve sosyal içerikli derginin birinci sayısında okuyuculara Babek Kalesi posteri hediye edildi. (Azerbaycan Öyrenci Harekâtı Haber Bölümü-Reşt, 21 Aralık 2006)



Gilan Üniversitesi’nde okuyan Türk öğrencilerin, Azerbaycan Türkçesi olan “Qopuz/ Kopuz” dergisinin 16. sayısı yayınlandı. Derginin kapağında şu ibare yer almaktadır: “Türk Dünyası’ndan gelen bir ses Qopuz; Gilanbeyli yurdunun Türk Öyrenciler Derneyi; İsfend ayı 1385/ 2006, sayı:16; Ana dili, Ulusum millî bayramınız mübarek!”.

Gilan Bölge Vaililiği’nin merkezi olan Reşt’teki Gilan Üniversitesi’nde okuyan Türk öğrencilerin encümen kurma, gazete ve dergi yayınlama çalışmaları engellenmektedir. Benzer uygulamalara Talış azınlık da maruz kalmaktadır. (http//astara-enzeli-az.blogspot.com; 28 Novamber 2007, 16 Nisan 2008)

*

Gilan-İslami Talebe Cemiyeti Başkanı Vedud Esedi ve Gilan Reşt Üniversitesi öğrencilerinden Hüseyin Rahimi, Türk kültürü konularındaki araştırmaları ve yayınları nedeniyle Reşt kentinde tutuklandı. Vedud Esedi, Güney Azerbaycandaki insan hakları ihlalleri konusundaki çalışmaları, Hüseyin Rahimi ise, daha çok Türk kültürü konularındaki araştırmalarıyla tanınmaktadır. Adı geçenler siyasi polis tarafından tutuklandı. Reşt’te Türk dağcıları ile görüştükleri gerekçesiyle casuslukla suçlandılar. İnşaat bölümü öğrencisi olan Hüseyin Rahimi, mahkemece bir yıl altı ay cezaya çarptırıldı. Her ikisi de Türkçülük ve Turancılıkla suçlandı.



Vedud Esedi ve Hüseyin Rahimi’nin tutuklanması, uluslararası insan hakları kuruluşlarınca kınandı. Vedud Esedi, basına kapalı yapılan mahkemede bir yıl hapse mahkum edildi. Esedi, Mayıs 2006 tarihinde “İran” gazetesinde Azerbaycan Türkleri’ni hamam böceğine (tarakan) benzeten karikatürün yayınlanmasını protesto ettiği için de tutuklanmıştı. (http//astara-enzeli-az.blogspot.com, 06 Mart 2009, 19 Mart 2009)

*

Karşı Propaganda ve Casusuluk Olayı:
Talış’ın Sesi (Bakı)
Tolişi Sedo/ Talış’ın Sesi”nin Başredaktörü’ne, İran’dan Para Gönderilmesi Konusunda Yüzleştirme
Nevruz-Ali Memmedov ve Elman Kuluyev, bu yıl yakalanmışlar. Resmen açıklanmamış bilgilere göre, her iki şahsa karşı “Cinayet Mecellesi”nin 274. (Devlete İhanet) Maddesi ile itham ileri sürülüb. Onlar, İran’ın Keşfiyyatı (Espiyonaj/ Casusluk) teşkilatı ile işbirliği ile suçlanmışlardır.


Yüklə 9,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   430




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin