MÜVEKKİLLER HAKKINDA YURTDIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KONULMASI GEREKÇESİZ VE TEMELSİZDİR.
Tekin İpek hakkında Savcılık tarafından 27.10.2015 tarihinde adli kontrol talep edilmiş ve Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği ( Hakim Abdurrahman Gün) tarafından 2015/547 sayılı dosya üzerinden bu talep aynı gün 27.10.2015 tarihinde kabul edilerek Tekin İpek aleyhine CMK 109 maddesine göre adli kontrol uygulanarak yurtdışına çıkışının yasaklanmasına karar verilmiştir. Adli kontrol kararı verilmesinin gerekçesi olarak da “silahlı terör örgütüne üye olma ve terörizmin finansmanı suçlamasının gerçekleştiği yönünde dosyada somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin bulunması” gösterilmiş ancak tek bir kelime ile dahi olsa bu somut delillerin ne olduğu konusunda bir bilgi verilmemiştir. Tamamen soyut afaki olarak AİHS ve Anayasa ile güvence altınan alınan adil yargılanma ve seyahat özgürlüğü temel hakları bu şekilde ihlal edilmiştir.
CMK m. 109’a göre “Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.” Aralarında silahli terör örgütü üyeliği de dahil olmak üzere CMK m. 100/3’de sıralanan katalog suçların varlığı tutuklama nedeni olarak kabul edilmiş ancak bu hallerde de CMK m. 100/1 uyarınca ancak “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması halinde tutuklama kararı verilebilir”. Buna göre Tekin İpek’in silahlı terör örgütü üyeliği suçlaması ile tutuklama şartlarının oluşabilmesi için işte bu kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delilin bulunması gereklidir. Soruşturma dosyasında 27.10.2015 tarihinde hangi somut delil Tekin İpek’in silahlı terör örgütü üyesi olduğunu göstermektedir?Ne savcılık talepnamesinde ne de hakimliğin kararında tek bir kelime dahi bahsedilmemiştir.
Koza İpek Grubu şirketlerine basklın yapılıp arama ve el koyma işlemleri yapıldıktan sonra ayrıca bu şirketlere kayyım atandığı ve Tekin İpek hakkında adli kontrol kararı uygulanarak gıyabında yurtdışına çıkış yasağı konulduğu tarihte Tekin İpek yurtdışında bulunmaktaydı. Buna rağmen Tekin İpek kendi isteğiyle Türkiye’ye dönmüş ve pasaportunu polise teslim etmiştir. Böylece herhangi bir kaçma niyeti olmadığı çok açıktır.