Personelin, temsilcinin istek, irade ve onayı olmadan işlediği fiillerden temsilcinin cezai sorumluluğu kabul edilemez.
Bu itibarla; yukarıda verilen genel bilgiler ışığında maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve eylemin, fiilen hangi sanık tarafından işlendiğinin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller ile belirlenmesi amacıyla; fatura düzenleme konusunda sanıkların kendi aralarında bir görev dağılımı olup olmadığı, düzenlendiği iddia edilen 88 adet sahte faturadan hangilerinin kim tarafından düzenlendiğinin net olarak araştırılması, adlarına fatura düzenlenen kişilerin tanık olarak dinlenerek faturaları kimden, hangi hukuki ve ticari ilişkiye dayanarak aldıkları ve ellerinde buna ilişkin bilgi ve belge olup olmadığının sorulması, sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçlarından tefrik kararı verilerek açılan Sarıyer 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/321 esasında kayıtlı ve halen Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 2014/11373 esasında bulunan kamu davasının getirtilip incelenerek mümkün olması halinde birleştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise dava dosyasının özetinin duruşma tutanağına aktarılarak onaylı örneklerinin dosya içine alınmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerekirken eksik kovuşturma sonucu ve yetersiz gerekçe ile sanıklar hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi,”
Yukarıda yer verilen kararlardan açıkça anlaşıldığı üzere, vergi kaçakçılığını teşkil eden fiillerin gerçek faillerinin tespitinde doğrudan kanuni temsilcilerin belirlenmesi şeklinde bir usul tatbik edilemeyecek olup, fiilin kim tarafından işlendiğinin kesin ve inandırıcı deliller ile belirlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca kanuni temsilcilerin, personelin fiillerini, işlendiği sırada bilmediği yönündeki savunma ve olgusunun geçerliliğinin dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumun aksi kesin olarak tespit edilebiliyorsa kanuni temsilciler fiillerden sorumlu tutulabilecektir. Kanun ve yüksek yargı içtihatları bu derece sarih olmakla birlikte Koza İpek Holding AŞ ve diğer grup şirketleri hakkında düzenlenen vergi suçu raporlarında bunlara uyulmamış, işlendiği iddia edilen tüm suçların faillerinin şirketin yönetim kurulu başkanı Hamdi Akın İpek ve yardımcısı Cafer Tekin İpek olduğu iddia edilmiştir. Sadece İK Akademi A.Ş. ile ilgili raporda, adı geçen kişilerin asıl fail olduğu öne sürülen Ali Serdar Hasırcıoğlu, Orhan Selçuk Hasırcıoğlu ve Şaban Aksöyek’e iştirak ettiği iddia edilmektedir. Ancak sözü edilen vergi suçu raporlarında Hamdi Akın İpek ve Cafer Tekin İpek’in suçun ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciler olduğu konusunda detaylı ve kesin deliller ortaya konulmamıştır. Hatta daha doğru bir ifade ile Grup şirketleri bünyesinde işlendiği iddia edilen vergi suçunun faillerinin veya şeriklerinin adı geçen şahıslar olduğuna dair hiçbir delile yer verilmemiştir.
Ayrıca, Yargıtay içtihatlarında vurgulandığı üzere kanuni temsilci açısından tüzel kişinin iş ve yer yönünden faaliyet alanı, iletişim yoğunluğu ve olanakları, örgütlenme biçim ve yapısı, büyüklük ölçeği, personel sayısı, görev dağılımı, iş hacmi ve kapasitesi, bağımsız hareket etme olasılığı, mali bünyesi, mal varlıkları, kasa ve banka mevcudu, fiilin mahiyeti ve konusu gibi unsurlar dikkate alınarak bir değerlendirme yapılıp bir sonuca varılmalıdır.
Bu çok önemli açıklamalardan sonra Grup şirketleri adına düzenlenen vergi suçu raporları itibarıyla failin tespiti bakımından itirazlarımızı datek tek aşağıda sunmaktayız:
-
Dostları ilə paylaş: |