Drama kesintisiz bir süreçtir. Isınma çalışmaları bitti, şimdi rol oynamaya geçelim diye bir geçişten söz edilemez. Bir drama süreci başlar, yaşanır ve biter
DRAMA NEDİR?
Bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir cümleyi, bir fikri ya da yaşantıyı veya bir olayı, tiyatro tekniklerinden yararlanarak, oyun veya oyunlar geliştirerek canlandırma olarak tanımlanan Yaratıcı Drama; olay, olgu, yaşantı ve bilgileri yeniden yapılandırmaya yönelik etkinlikleri içerir.
Adıgüzel yaratıcı dramayı "bir grubu oluşturan üyelerin yaşam deneyimlerinden yola çıkarak, bir amacın, düşüncenin, doğaçlama, rol oynama (rol alma) vd. tekniklerden yararlanarak canlandırılması" olarak tanımlamaktadır. Kavram tanımına bakıldığında bazı ifadelerin de altının çizilmesi gerekmektedir. Söz gelimi, yaşam deneyimlerinden yararlanmak drama süreçlerinde çok önemlidir, katılımcının yaşam deneyimi büyük oranda süreci geliştirir, dönüştürür. Katılımcı ne gerçek dünyanın tamamen dışında ne de tamamen içindedir, gerçek dünya ile hayal dünyası arasında kurgusal bir dünya söz konusudur. Drama süreçlerinde katılımcı hem oyuncu, hem de izleyicidir. Bu bakımdan katılımcının izleniyor olma endişesi ortadan kalkabilir.
Drama; güven ve kendine saygı duymayı, problem çözme ve iletişim becerilerini, durağan olma yerine etkin ve katılımcı olmayı, bağımlı olma yerine bağımsız olmayı, karar verebilmeyi, yetkinleşmeyi, demokratikleşmeyi vb. nitelikleri kazandırır.
1. Dramanın Yararları
Drama eğitimi kişiye birçok nitelikler kazandırır.
Yaratıcılığın gelişmesini ve çok yönlü kullanılmasını sağlar.
Hayal gücünü geliştirir.
Karar verme gücünü artırır.
Bireylerle olumlu iletişim kurma becerilerini artırır.
Kendini başkasının yerine koyma (empati) becerisini gelişir
Özgüveni geliştirir.
Farklı olay ve durumlarla ilgili deneyim kazanmayı sağlar. Kendini ve başkalarını anlama becerisini geliştirir
Bağımsızlık duygusunu geliştirir.
Durağan olma yerine etkin ve katılımcı olmayı sağlar.
Farklı özelliklere sahip kişilere saygı duyma becerilerini artırır.
Demokratik kişilik geliştirmeyi sağlar.
Kendisiyle ve başkalarıyla barışık olma becerisini artırır.
Kendini kontrol etme becerisini artırır.
Duygu ve düşüncelerini sözel ve bedensel ifade edebilme becerilerini artırır.
Duyarlı olmayı sağlar.
Yaşamda karşılaşılabilecek değişik durumlara hazır olma becerisini artırır.
2. Drama ve Oyun Arasındaki Benzerlilik ve Farklar
Oyun ve drama (yaratıcı drama) arasında bazı benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Oyunlar drama süreçleri içerisinde özellikle ısınma/hazırlık aşamalarında yer almaktadır. Oyunlar drama süreçlerinde önemli bir yer tutmaktadır, ancak kavram tanımı olarak bakıldığında da oyun ve drama aynı anlama gelmemektedir. Dramanın yalnızca "oyun" ya da yalnızca "rol oynama" olmadığı da unutulmamalıdır. Oyun ve drama süreçlerine bakıldığında her ikisinin de eğlenceli olduğu görülmektedir. Her ikisi de katılımcıya belli kurallar içerisinde özgür bir ortam sunar. Oyun ile dramanın en belirgin ortak özelliğinin "-mış gibi yapmak" olduğu söylenebilir. Bu da yaşayarak öğrenmeyi sağlayan en önemli durumlardan biridir. Bu bakımdan oyun ve dramanın yaşayarak öğrenmeye olanak verdiği söylenebilir. Her ikisinin de eğitici bir tarafı bulunmaktadır. Kazanımlar bakımından bakıldığında her ikisinde de ortak olarak edinilebilecek iletişim becerisi geliştirme, etkileşim, sosyalleşme gibi kazanımları bulunmaktadır. Oyunve drama arasındaki farklılıklara bakıldığında ise drama süreçlerinde bir liderin bulunduğu, oyunların da kendiliğinden de ortaya çıkabildiği düşünülürse oyunlarda bir lidere gereksinim olmadığı söylenebilir. Oyun, çocuklar ne zaman isterse o zaman başlayabilir ve bitebilir, ancak drama süreçleri bir lider tarafından bir amaç doğrultusunda planlanır ve uygulanır. Bu bakımdan kimi oyunlarda bir amaç olmayabilir. Oyunlar büyük oranda eğlenceye dayandığı için drama süreçlerinde olduğu gibi sürecin değerlendirmesi oyunlarda yer almamaktadır.
Bazı oyunlar kazananın-kaybedenin olduğu oyunlardır, oyun sonunda kimin kazandığı önemli olabilir, ancak drama süreçlerinde oyunu kimi kazandığından ziyade oyun oynanırken yaşanan süreç önem taşımaktadır. Bütün bu özellikler göz önüne alındığında söylenebilir ki "oyun" tek başına "drama" değildir.
1. Dramada belli eğitsel, sanatsal v.b. hedef ve amaçlar vardır ve bunlar lider ya da öğretmen tarafından belirlenir. Oyunda çoğunlukla belli bir amaç olmayabilir.
2. Drama bir grup yaşantısıdır. Oyun tek başına da oynanabilir.
3. Dramada çok kesin kurallar yoktur. Kurallar esnektir. Katılımcıların kendilerinden bir şeyler katmalarına izin verilir. Ödül veya yanlış yapma söz konusu değildir. Oyunlarda en basitten karmaşığa kadar birtakım kurallar vardır. Kurallara uymayanlar oyun dışında bırakılabilir.
4. Dramanın bir başlangıç ve sonuç bölümü olmayabilir. O anda yaratılır. Ortaya çıkan ürün ilk kez oluşur. Oyunda bir başlangıç ve sonuç vardır. Çoğunlukla bir başarı söz konusudur.
5. Dramada doğru–yanlış, güzel–çirkin v.b. yoktur. Sonuç değil, süreç önemlidir. Oyunlarda çoğunlukla sonuç önemlidir. Oyunun ortak özelliği ise belli kurallar içinde sonsuz özgürlükler içermeleridir
6. Dramada bir lider (öğretmen) vardır. Grubun kendini keşfetmesine, geliştirmesine, kendini ortaya koymasına rehberlik eder. Oyunda yönlendirici yoktur. Bu görevi daha çok oyunculardan biri üstlenir.
7. Eğitimde dramada, hiçbir zaman, bir şeyi olduğu gibi kabul etme, öykünme söz konusu değildir. Çocuk oyunlarında öykünme vardır.
8. Dramada estetik kaygı belirgindir. Bunun için sürecin içinde ve sonunda estetik biçimlere ulaşılabilir. Oyunda estetik kaygıdan çok, rahatlama, enerji boşalımı gibi ögeler yer alır.
9. Drama sürecinde gözden geçirme ve tartışma yer alır. Oyunda ise bu ögeler yer almaz.
11. Drama ve oyunun ortak özelliği ise belli kurallar içinde sonsuz özgürlükler içermeleridir
3. Yaratıcı Drama ve Tiyatro
"Drama" kavramı "tiyatro" kavramı ile zaman zaman karıştırılabilir. Drama ve tiyatro birbiriyle etkileşir, drama süreçlerinde tiyatro tekniklerinden yararlanılabilir.
Yaratıcı drama, bireylerin yaratıcılıklarını geliştirmek için dramanın kullanılmasıdır.
Yaratıcı drama doğaldır, yazılı bir metni yoktur ve sahneleme gerektirmez. Bir liderin rehberliğinde katılımcılar, yaşadıkları ve hayal ettikleri durumları, yaratıcı drama şeklinde yansıtırlar.
Yaratıcı dramada hiçbir zaman, bir şeyi, olduğu gibi kabul etme söz konusu değildir
Yaratıcı drama uygulamalarını, tiyatro gösterisi gibi algılamamak gerekir. Tiyatro tekniklerinden yararlanılır ancak bir metin, senaryo zorunluluğu yoktur.
Önceden planlama yapılsa da, katılımcılarla birlikte anında oluşturabilme olanağı da vardır. Tiyatroda ise metin dışına çıkılmaz.
Yaratıcı drama uygulamaları, iyi bir tasarımla hemen her yerde, her ortamda uygulanabilir.
Yaratıcı drama etkinlikleri provasızdır ve anında yaratılan uygulamalardır. Oysa tiyatro gösterisi için bir sahne ve defalarca prova gereklidir.
Yaratıcı drama uygulamalarında; kostüm, aksesuar, dekor, ışıklandırma kullanılsa da, bu öğeler olmadan da uygulama yapılabilir. Tiyatroda ise, bu öğeler mutlaka olmalıdır.
Tiyatroda süreç tasarlanır ve tasarlanan her öğe yerine getirilir. Yaratıcı dramada ise tasarlanan öğeler, katılımcıların gösterdiği tepkiler doğrultusunda değişikliğe uğrayabilir.
Tiyatro sanatı uygulamalarında, oyunculuk yeteneğine sahip bireyler rol alır. Yaratıcı dramada oyuncu ve izleyici katılımcının kendisidir.
Yaratıcı drama bir grup etkinliğidir; katılımcılar oyun süresince farklı fikir ve yorumlarını özgürce ifade edebilirler.
4. DRAMININ GELİŞİM ALANLARI İLE İLİŞKİSİ
A. Sosyal Gelişim ve Drama
Sosyal becerileri gelişmiş bir insan, çevresindekilerle sorun yaratmadan ya da sorunlarını toplumca onaylanan yollarla çözümleyerek olumlu ilişkiler kurar. Çocuğun sosyalleşmesinde çevresindekilerle özelliklede arkadaşları ile ilişkileri son derece önemlidir. Çocuk grup içerisinde işbirliği, paylaşma, dayanışma, başkalarına saygı duyma vb. öğrenir.
Çocuklar 3 yaşlarında yaşıtlarıyla ilişki kurabilmekte ancak sürdürememekte, 4-5 yaşlarında birlikte yaşamın gerektirdiği kuralları yavaş, yavaş dikkate almaya başlamakta, yaşlarında grup etkileşimi gerektiren oyunlara daha fazla yönelmekte, arkadaşlarının duygularını anlamaya çalışmakta, sorunları olumsuz tepkilerle çözmesinin onaylanmadığını anlamaktadır. Yaratıcı drama, grup ortamında gerçekleştirildiği için kendi bünyesinde sosyalleşmeyi barındırmaktadır. Drama etkinlikleri sırasında çocuk kişiler, olaylar, duygular vb. ile ilgili irdelediklerini yorum yaparak, tartışarak ve hareketlerini kullanarak ifade etmekte bu da onun Sosyal ilişkilerini güçlendirmektedir. Drama, çocuğun toplumsal yaşama uyumunu, işbirliğinin gerekliliğini, olumlu ilişkiler kurma yollarını, olayları farklı bakış açılarıyla değerlendirme yeteneklerini geliştirmektedir.
Çocuk, yaşamında dile getiremediği sorunların, grup içinde başkaları tarafından da yaşandığını anlamakta ve diğerlerinin yaşadığı farklı sorunları dinleyerek, kendini ifade etme ve başkalarını daha iyi anlama, empati kurma becerilerini artırmaktadır.
Drama tanım olarak, kendi içerisinde sosyalleşmeyi barındırmaktadır. Çeşitli etkinliklerin özelliğine göre tartışan, konuşan, olayları yaşayan, gözleyen ve yaratan çocuk sosyal iletişimin temellerini sağlamlaştırır. Bu nedenle sosyal gelişime etkisi olmayan drama etkinliği yoktur denilebilir. Drama etkinlikleri belli bir grup içinde yapılmaktadır. Grubun birbirini tanıması, rahat bir çalışma ortamı ve özgür bir atmosfer sağlar. Ancak böyle bir atmosferde çeşitli sosyal roller alınıp, etkili faaliyetler yapılabilir.
Dramatik etkinliklerde çocukların yorum, tartışma ve hareketlerle kendilerini rahatlıkla ifade etmesi onlara özgüven duygusu aşılar. Yapılan etkinlikler çocukların içlerinden geldiği gibi bağırıp rahatlamalarını sağlamaktadır. Çocukta empati duygusunun gelişmesinin en rahat ve en uygun ortamı, drama çalışmalarıdır. Değişik rolleri alan, farklı kişiliklere bürünen çocuk kendini ve çevresini daha kolay tanır. Başka insanların durumlarını anlayışla karşılar.
B. Duygusal Gelişim ve Drama
Duygusal gelişim, bireyin kendine dönük yönünü ifade etmektedir. Duygusal gelişimle bağlantılı olarak, çocuğun ilk aylarda gösterdiği tepkiler gülme ve ağlamadır. Çocuk hissettiklerini bu tepkilerle çevresine yansıtır. Çocuğun yalnızca duygularını açığa vurması yeterli değildir.Duygularının çevresindekiler tarafından anlaşılması da beklenir. Çocuğun doğumundan itibaren ilk iki yılı güven duygusunun kazanılması açısından kritik bir dönemdir. Çocuklar 3 yaşından itibaren duygusal tepkilerinin gelişmesiyle tüm duygu türlerini (korku, kaygı, kıskançlık, öfke, sevinç vb.) yaşamaya başlarlar. Dört-altı yaşlarında duygusal tepkiler daha bilinçli bir duruma dönüşmeye başlar. Bu dönemde çevresindekilerin olumlu tepkileri, güven duygusunun gelişmesini desteklemektedir. Çocuklar duygusal gelişim sürecinde olumlu ve olumsuz duyguları doğal bir şekilde yaşamaktadır. Yaratıcı drama etkinlikleri de, çocukların duygularını ortaya koydukları doğal bir oyun ortamı yaratmaktadır.
Yaratıcı drama, çocukların olumsuz duygularını dışa vurmalarını sağlayarak, kişilik gelişiminde olumlu etkiler yaratmaktadır. Drama etkinlikleri sırasında yargılanmadan, eleştirilmeden duygu ve düşüncelerini ifade edebilen çocuklarda karar verme becerileri ve bağımsız düşünme yetenekleri gelişmektedir. Drama, çocukların endişelerine ve başkalarına ait yaşanan duygulara duyarlık geliştirmelerine yardımcı olmaktadır. Özellikle rol oynama etkinlikleri çocukların olaylara başkalarının gözüyle bakmalarını böylece onları daha iyi anlamalarını kısaca empati becerilerinin gelişimini kolaylaştırmaktadır. Drama, grup etkileşimini arttırdığından çocuğun duygularını başkaları ile paylaşmasını, başkalarının duygularını anlamasına yardımcı olmakta ve çevresindekilerle iletişime girmesini sağlamaktadır.
C. Psikomotor Gelişim ve Drama
Psikomotor gelişim, çocuğun hareket gelişimi ile ilgili becerilerini ifade etmektedir. Çocuklar, doğumu izleyen ilk haftalardan başlayarak zamanla kollarını, bacaklarını hareket ettirme, dönme, oturma, emekleme, ayakta durma, yürüme, koşma gibi büyük kas becerilerini; nesneleri tutma, sallama, takma-çıkarma, açma-kapama vb. küçük kas becerilerini kazanmaya başlamaktadırlar. Çocuklar 3-4 yaşlarına geldiklerinde, hareketleri üzerinde denetimleri arttığından, hareketleri uyumlu ve dengelidir. 5-6 yaş çocukları ise daha uyumlu, kontrollü ve gelişmiş hareketler sergilemektedirler.
Okul öncesi dönemde çocuklar, günlük yaşamları ile ilgili kendilerini etkileyen tüm olayları her zaman sözel olarak dile getiremeyebilirler. Bazı durumlarda yaşadıkları korkuları, kaygıları, üzüntü ve mutlulukları vb. ifade eden duygularını oyunlarında vücut hareketleriyle kolaylıkla anlatabilmektedirler.
Drama, çocukların hareketleri sırasında vücutlarını koordineli ve belli bir amaca dönük olarak kullanma becerilerini kazandırır.Yaratıcı dramanın, çocukların duygu ve düşüncelerini hareketleri ile sallanma, yuvarlanma, sıçrama vb.) dışa vurmalarını sağladığından, (rahatlatıcı etkisi bulunmaktadır. Drama etkinliklerinden özellikle yaratıcı hareket ve danslar, duyguların bedensel yoldan ifade edilmesine olanak sağladığından, bu konuda ayrıca önem taşımaktadır. Bu etkinlikler sırasında c.ocuklar zihinlerinde canlandırdıklarını diledikleri gibi hareket veya dansla anlatırlar. Bu arada müziğin ritmini de dikkate alarak hareketlerini ritme uydurmaya, hareketlerinin daha estetik olması için vücut organlarının birbiriyle uyumuna çalışırlar. Ancak bunlar, uygun bir eğitim ortamında doğal olarak kendiliğinden gelişir. Burada önemli olan çocuğun, dans figür veya tekniklerini kullanarak hareket etmesi değil, onun kendi dünyasında canlandırdıklarını içinden geldiği gibi yani kendine özgü biçimlerde anlatmasıdır. Drama etkinliklerinin belirli hareketlerle sınırlandırılmış olmadığı ve kullanılan her hareketin duygu ve düşünceleri ifade etmeyi amaçladığı unutulmamalıdır.
Hareketli oyunlar sırasında çocuğun çeşitli (büyük-küçük) kasları kasılma ve uzamalarla aktif halde bulunur. Bu sırada kalp atışı, kan dolaşım hızı ve solunum normalin üzerine çıkar. Bunun sonucu olarak, sıklaşan ve derinleşen solunum sayesinde kana havadan bol oksijen geçer. Ayrıca kan dolaşımının normalden hızlı olması, dokulara daha fazla besin taşınmasına yardımcı olur. Oyun sırasındaki bazı tekrarlamalarla kaslar o hareketi ezberler. Topu duvara atıp tutma egzersizi çocuk tarafından birçok kez tekrarlanır. Sonuçta çocuk bunun en iyisini yapar. Kol kasları ve parmaklar bu alıştırmaya artık yabancı değildir. Bu tekrarlamalar çoğaldıkça kaslar hareketi ezberler ve atıp tutmalarda güçlük çekilmez. İşte kaslarımızın bu fonksiyonlarına kas hafızası denir. Denge oyunları, toplarla çalışmalar ve bu tip egzersizler bizi dış çevreye karşı acemi olmaktan kurtarır. Bize karşımıza çıkacak bir engeli kolayca aşabilme yeteneği kazandırır. Aynı zamanda gücümüzü yerinde ve zamanında kullanma alışkanlığım da geliştirir
Drama etkinliklerinin hareket gelişimi sürecini desteklemesi, dolaylı olarak çocuğun güven duygusunu da pekiştirmektedir. Ayrıca, özellikle motor becerilerin aktif kullanımını gerektiren drama etkinlikleri, kasların kasılıp gevşemesine ve kas, fonksiyonlarının gelişmesine ve dolaşımın hızlanmasına neden olduğundan bir çeşit egzersiz görevi yüklenmekte dolayısıyla beden sağlığını da olumlu yönde etkilemektedir
D. Bilişsel Gelişimi ve Drama
Bilişsel yapının gelişimi ile çocuk; çevresindeki kişi, nesne, durum ve olaylarla ilgili kavramlar oluşturmaya başlamaktadır. Gözlem becerilerin de kullanarak, özellikle 2-6 yaşlarda çocuk boyut, renk, sayı, miktar, şekil, duyu, vb. kavramları geliştirmektedir. 2-6 yaşlarda çocuk sembolleri konuşmalarında, oyunlarında sıklıkla kullanmaktadır.
Nesneleri zihninde canlandırabilmektedir. Günlük yaşamlarında karşılaştıkları problemlere çözümler üretebilmektedir. Kişi, nesne ve olaylar arasında neden sonuç bağlantıları kurabilmektedir. Uygun bir eğitim ortamı sunulursa, etkinliklerinde yaratıcılıklarını ve imgelem güçlerini kullanabilmektedir. Bu doğrultuda, yaratıcı drama etkinlikleri çocuğun bilişsel becerilerinin gelişimini doğrudan desteklemektedir. Drama etkinlikleri sırasında çocuklar, düşündüklerini yaşantıya dönüştürmektedir. Bu da çocukları aktif kıldığından kendiliğinden etkin bir öğrenme ortamı yaratmaktadır.
Böyle bir ortamda çocuklar, yaparak-yaşayarak bilgiyi kendileri keşfetmektedir. Drama çalışmalarında çocuklar, gerçek nesneleri simgesel anlamda da kullanarak imgelem güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmekte, kavramlarla ilgili bilgileri drama ile kısa sürede ve kalıcı olarak öğrenmektedirler. Çocuklar drama etkinlikleri sırasında kendilerine sunulan günlük yaşamları ile ilgili problemleri farklı şekillerde yeniden yaşarlar. Böylece problem çözme becerileri desteklendiği gibi olaylara karşı farklı bakış açıları geliştirmesi sağlanmaktadır.
Drama etkinlikleri sırasında çocuklar, duyularını etkili bir biçimde kullandıklarından, algısal becerilerinin gelişimine katkıda bulunulmaktadır. Yaratıcı dramada; görme, işitme, koklama, tatma, dokunma duyularına yönelik etkinlikler yer almaktadır. Çocuklar bu süreçte, bedenlerinin ve bedenlerinde bulunan çeşitli organların işlemlerini daha iyi fark etmektedirler. Drama etkinlikleri, bireysel bilgi ve inançların aktarımına yardımcı olmakta, çocukların içsel düşüncelerini yüzeye çıkarma konusunda son derece yararlıdır
E. Dil Gelişimi ve Drama
Çocuklar, okul öncesi dönemde çevreleri ile etkileşim halindedirler. Bu etkileşim içinde çeşitli iletişim biçimlerini kullanmaktadırlar. Çocuklar, doğuştan itibaren işittikleri, kaynağı farklı olan sesleri algılamaya ve konuşulan dilin temel yapılarını kazanmaya başlamaktadır. Yaklaşık 5-6 yaşlarına kadar çocuğun konuşmasının yönü daha çok kendi gereksinimlerine dönüktür. Daha sonraları ise; konuşmaları ile başkalarının etkilemeye ve başkalarını kendisini dinlemelerinden hoşlanmaktadır. Böylelikle konuşmasını başkalarına doğru yönelmektedir.
Bu bağlamda, yaratıcı drama etkinlikleri ile çocuklar, düşünme, konuşma, dinleme ve anlatma becerilerini kısacı iletişim becerilerini kazanmaktadırlar. Çocuklar dil becerilerini, yaratıcı drama çalışmaları sırasında grupla kurduğu etkileşim sonucunda doğal yollarla geliştirmektedir. Okul öncesi dönemde, dil gelişiminin hızlı olması ve dilin, bilişsel süreçlerden bellek, muhakeme, problem çözmeyi de içermesi nedeniyle bu alanların gelişimine son derece önemli katkısı olan yaratıcı drama etkinliklerine daha fazla zaman ayrılması gerekli görülmektedir
Eğitim amaçlı yaratıcı drama da iletişim sanatlarından biridir. Çocuk drama çalışmaları içinde gözlendiğinde, dil becerilerinde oldukça etkin olduğu görülür. Çocuk bu etkinlikler içerisinde yer alırken düşünme, konuşma, dinleme, anlatma ve birbiriyle iletişim kurma becerilerini de kazanır. Bütün bu beceriler (plan hazırlama, problem çözme) kendi içinden ve diğerlerinden gelen uyarılara doğal tepkiler verirken elde edilir. Drama etkinlikleri sırasında çocuk, sözel iletişimi başlatmasıyla çeşitli durumlarda hayali karakterlerle karşılıklı diyaloglar kurar; doğal, içinden geldiği gibi ve hayal gücüne dayanarak konuşur. Yine organize edilmiş etkinlikler sayesinde çocuk sesinin tonunu, yüksekliğini ya da alçaklığını, hızını ayarlayabilir. Çocukların kelime hazneleri gelişir.
F. Yaratıcılık ve Drama
Dramanın en önemli amaçlarından biri de yaratıcılıktır. "Yaratıcılık, tüm duygusal ve zihinsel etkinliklerde, her türlü çalışma ve uğraşın içinde vardır. Yaratıcı yeti, insan yaşamının ve insan gelişiminin tüm yönlerinin temelini meydana getirir". Bu yönüyle yaratıcılığın insan yaşamında önemli bir yeri olduğu söylenebilir. Yaratıcılık doğuştan gelebilir, ancak sonradan da geliştirilebilir. Drama süreçlerinde çoğu zaman aralarında ilgi olmayan ya da olmadığı düşünülen kavramlar, resimler, durumlar vd. arasında bağ kurulması beklenmektedir.Bu da katılımcıyı yaratıcı düşünmeye yönlendirmektedir.
Desailly: Yaratıcılığın temel elemanlarını şu şekilde belirtmektedir:
• Yeni fikirler üretmek
• Farklı bağlamlardaki fikir ve becerileri uygulamak
• Fikirler arasında ilginç ya da çeşitli yollarla bağ kurmak
• Yeni bir şeyler üretmek için farklı fikirler ortaya koymak
• Bir amaç için uğraşmak
• Kendi çalışmasını ya da başkalarının çalışmalarını değerlendirmek
• Bu değerlendirmelerden yola çıkarak kendi çalışmasını geliştirmek
Açıklamalara bakıldığında yaratıcılığın yeni fikirler üretmek, fikirler arasında bağ kurmak gibi özgün düşünceleri içerdiği görülmektedir. "Yaratıcılık; farklı kalıpların dışına çıkma, ana yoldan ayrılma, alışılmış düşünce zincirlerinden kurtulma ve üretici düşünce zincirlerini kullanma, boşlukları, rahatsız edici ya da eksik öğeleri sezip bunlar hakkında düşünceler geliştirme, varsayımlar kurma, bunları deneme, gerektiğinde değiştirme gibi özelliklere sahiptir".
Bu özelliklerin kazandırılmasında da drama süreçlerinin önemli rolü olmaktadır. Drama süreçlerinde katılımcıları hayal gücünü kullanmaya, yaratıcı düşünmeye yönlendirecek pek çok uygulama yer almaktadır.
OKULÖNCESİNDE DRAMININ PLANLANMASI VE İŞLEYİŞİ
Diğer derslerde ya da etkinliklerde olduğu gibi drama etkinlikleri için de bir planlama gereklidir. Bu planlamada, çocuklara nelerin öğretilmesi gerektiği sorusuna verilen yanıtı kapsayan konu, bu konunun hangi öğrenme ortamında işleneceği, çocukların ve öğretmen olarak bizim bu süreçte ne tür rollerimizin olacağı ve drama etkinliklerinin hangi değerlere yönelik olacağına ilişkin sorulara yanıt bulmak gerekir. Okulöncesi çağı çocuklarıyla drama çalışmaları yaparken öğretmenin yaş kümelerine göre gelişim özelliklerini çok iyi bilmesi gerekmektedir. Çocuğun hangi yaşta hangi davranışları gösterdiğini, ilgilerini, hangi tür oyunları sevdiğini ve başarabildiğini, tepkilerini bilmek hem sağlıklı bir drama süreci yaşanması, hem de çalışmanın hedeşerine ulaşılması açısından önemlidir.
Öğretmen, çalışmanın amacını çok net olarak belirlemelidir. Bu amaç detaylandırılmış olmalı ve etkinlik yolu ile çocuğa kazandırılmalıdır. Öğretmen çocukların drama sürecinde içten ve istekli katılımlarını sağlamak için öncelikle yumuşak ve sevecen bir ses tonuyla konuşmalı ve yaklaşımı da bu biçimde olmalıdır. Duygularını ifade ederek çocuklara model olmalı, bunu yaparken onlardan biri gibi davranmalı dır. Öğretmen drama çalışmalarını dışarıdan yönetebileceği gibi, role girip çalışmanın içinde yer alarak da yönetebilir. Okulöncesinde çalışmanın içinde yer almak daha uygun olup, “öğretmenin role girmesi” tekniğinden sıkça faydalanılmalıdır.
Okulöncesi eğitiminde drama etkinlikleri genellikle dört yaşlarla 10-15 dakika, beş yaşlarla 20-25 dakika, altı yaşlarla da 30-40 dakika drama çalışmasının yapılması verimli bir çalışmayı oluşturabilir. Okulöncesi dönemde, dört yaşta, basit ısınma ve rol oyunları ve basit doğaçlamalar canlandırılabilirken, beş-altı yaştaki çocuklarla zaman zaman yetişkinlerin doğaçlamalarına yakın oyunlar ortaya çıkabilmektedir.
OKULÖNCESİNDE GÜNLÜK PLANDA DRAMA ETKİNLİKLERİNİN PLANLANMASI
Eğitimde, drama bir amaç ya da araç olarak kullanılabilir. Dramanın disiplin boyutunda drama etkinlikleri amaç teşkil eder. Dramanın araç olarak kullanılması, herhangi bir konunun drama yöntemiyle öğretilmesidir. Dramanın amaç ya da araç olarak kullanılmasını ise birbirinden ayırmak mümkün değildir. Sonuçta bir konunun drama yöntemiyle anlatılmasında da bir drama süreci vardır. Okulöncesinde öğretmenler drama etkinliklerini uygularken zaman zaman hayal kırıklıkları yaşayabilirler (Özellikle drama çalışmalarına yeni başladıklarında). Bunun birçok nedeni olabilir. Öğretmen dramayı planlarken bazı şeyleri gözden kaçırmış olabilir.
Bu nedenle öğretmen drama etkinliğini planlamadan önce aşağıdaki ayrıntıları iyi düşünmelidir.
• Dramada amacım ne? Çocuklara neyi öğretmek istiyorum ya da hangi kazanımları elde etmek istiyorum?
• Çözülecek sorun ne? (Dramatik anın belirlenmesi)
• Dramayı en iyi hangi ortamda gerçekleşebilirim? (Örneğin, müze, süpermarket, sınıf, park gibi)
• Çocukların rolleri ne olacak?
• Öğretmen olarak benim rolüm ne olacak? (Drama öğretmeni olarak dramayı dışardan mı yöneteceğim yoksa dramada rolmü alacağım?)
Dostları ilə paylaş: |