Drama kesintisiz bir süreçtir. Isınma çalışmaları bitti, şimdi rol oynamaya geçelim diye bir geçişten söz edilemez. Bir drama süreci başlar, yaşanır ve biter drama nediR?



Yüklə 451,28 Kb.
səhifə6/8
tarix02.11.2017
ölçüsü451,28 Kb.
#27002
1   2   3   4   5   6   7   8

DUYGUSAL DÜZEY: Tartışmada, çocuklara etkinlik sırasında farklı rollerde ya da durumlarda neler hissettikleri sorulur. Çocuklar duygularının farkına varmayı ve ifade etmeyi öğrendikleri gibi başkalarının da duygularının farkına varırlar. Böylelikle, çocukların duygusal ve sosyal gelişimleri bakımından önemli yarar sağlanmış olur. Ayrıca duyguların eşlik ettiği kavram ve konuların sonradan daha çok hatırlandığı da bilinmektedir. Ancak, bu düzeyde karşılaştıkları sorulara yanıt verebilmeleri için çocukların duyguları ayırt etmeyi ve duyguları adlandırmayı kazanmış olmaları gerekir. Öğretmenin bu konuda, çocuklarla önceden hazırlayıcı etkinlikler yapmasında yarar vardır. Duygusal düzeyde sorulabilecek soru örnekleri şunlar olabilir: “Ormanda tek başına kaldığında ne hissettin? Patlamış mısır olarak yenmek nasıl bir duyguydu? Hangi rolde olmak hoşuna gitti? Niçin?” vb.
Bu düzeyde çocuklara, ilk aşamada oyun sırasında kendi yaşadıkları duygular sorulur (Örneğin, "Güneş ortaya çıktığın: da kuş olarak sen ne hissettin? Oyun sırasında annen kediyi eve almayınca ne hissettin?" gibi). Daha sonra çocuklara drama oyununda geçen diğer karakterlerin (rol alanların) duygulan da sorulabilir (Örneğin, "Güneş ortaya çıktığında kuşlar ne hissetmiş olabilirler?" gibi). Bu düzeydeki tartışmaya katılabilmeleri için çocukların farklı duyguları, doğru olarak adlandırmayı önceden öğrenmiş olmaları gerekir.
BİLİŞSEL DÜZEY: Drama etkinliğinde ele alınan ya da değinilen kavramlar, konular, ilkeler, davranış, tutum ve değerler ile ilgili olarak bilişsel düzeyde bilgilenmeyi amaçlayan sorular, bu düzeyde sorulabilir. Bu tür soruların hazırlanmasında, küme için belirlenen eğitim amaçları, drama etkinliği öncesinde o oyuna ilişkin olarak işlenmiş konular, kavram ve ilkeler de göz önüne alınır. Bu sırada ağırlık soru-yanıt yöntemine verilmekle birlikte, öğretmen kısa açıklamalarda da bulunabilir.
Bilgilerin bilişsel düzeyde kavranması için, çocuklara soru yöneltmenin yanı sıra öğretmenin yapacağı açıklamalara da gereksinim vardır. Bu düzeyde sorulabilecek bazı soru örnekleri: “Pişirerek ve pişirmeden yediğimiz yiyecekler hangileridir?”, “Çiftlik hayvanları hangileridir?”, “Yağmurda çok ıslanırsak bunun sağlığımıza etkisi ne olur?”, “Yuvarlak ve sivri uçlu nesnelere örnek verebilir misiniz?” vb.
YAŞANTISAL DÜZEY: Yaşantısal düzeyde çocuklara, oynanan ve katıldıkları oyundaki bazı olay ve rollerle ilgili olarak, kendi yaşadıkları gerçek durumları hatırlamalarını sağlayacak sorular sorulur. Böylece, drama sırasında elde ettikleri bilgilerin gerçek yaşamdaki yerini ve anlamını daha iyi kavramaları mümkün olabilir.
Bu düzeye gelindiğinde, çocuklara drama etkinliği sırasında yaşadıkları ile kendi gerçek yaşantıları arasında ilişki kurabilmeleri yönünde sorular sorulur. Çocuklar kendi yaşantılarını okul ortamına getirmeleri için zorlanmaz, anlattıkları kadarıyla yetinilir. Ancak genelde çocukların eğitim kurumlarında yaşadıkları ya da karşılaştıklarıyla kendi yaşantıları arasında benzerlikler kurup anlatmayı sevdikleri gözlenmektedir. Bu düzeydeki soruların ve verilen yanıtların önemi, eğitim ortamında ele alınan kavram ve konuların gerçek yaşamla bağlarının kurulması yoluyla, okul ortamı dışına genellenmelerinin kolaylaştırılmasıdır.
Ayrıca okulda öğrenilenler, gerçek yaşamdan izole edilmiş bilgiler olmaktan çıkar ve anlam kazanırlar. Anlamlı bilgiler ise sonradan hatırlanması kolay ve nerede kullanılacağı açık olan bilgilerdir. Böylelikle çocuklar, okulda öğrendikleri bilgilerin gerçek yaşamdaki karşılıklarını anlayabilirler ve okulda öğrendiklerini kendi yaşamlarında kullanabilirler. Örneğin, “Kimin evinde hangi hayvan besleniyor?” gibi bir soru, hayvanlarla ilgili bir drama etkinliğinden sonra sorulabilir. Çocuklar kendi yaşantılarından örnekler bulmakta zorlanırlarsa, öğretmenin kendi yaşamından söz etmesi, çocukları harekete geçirebilir.
ETKİNLİĞİ GELİŞTİRME DÜZEYİ: Tartışma düzeylerinin en sonuncusunda, çocuklar katıldıkları ve çeşitli yönlerden sorularla tartıştıkları drama oyununun, alternatif olarak hangi yönde ya da yönlerde gelişebileceğini, o yönde gelişseydi ne olabileceğini de ele alarak geliştirilmesine katkıda bulunabilirler. Böylesi bir çalışma, dramaya katılan çocuklara, yaratıcı düşünme ve sorunlara çözüm geliştirme yönlerinden de yarar sağlayabilir. Dramaya katılan çocuklar, tartışmanın son düzeyinde, oynadıkları drama etkinliğinde değişiklik yapmaya, oyunu kendi istek ve tercihleri yönünde geliştirmek üzere cesaretlendirilir ve yönlendirilirler. Buradaki amaçlardan biri, çocukların sonraki drama oyunlarına, planlamaya katılım yoluyla istekliliklerini (motivasyonlarını) yükseltmektir. Diğer bir amaç ise çocukların yaratıcı güçlerini açığa çıkarmaktır. Ayrıca çocuklara, olaylara farklı bakış açıları olabileceği, farklı müdahalelerle olayların daha farklı sonuçlanabileceği de gösterilmiş olur. Ek olarak, çocukların da önerileriyle daha farklı drama örnekleri de geliştirilebilir.
Bu düzeyle ilgili bazı soru örnekleri: “Oynadığımız oyun başka biçimde nasıl sonlanabilir?”, “Oynanan drama etkinliğine yeni bir rol eklemek isteseydiniz bu rol hangi rol olurdu?”, “Acaba olaydaki baba daha başka nasıl davranabilirdi ?”vb
Etkinlik Adı: HANGİSİ ÖNCEDEN

Amaç: Olayları oluş sırasına göre ardı ardına dizme

Süreç: Büyük grupta, küçük gruplar halinde paralel çalışma
Drama Oyunu: Başlangıçta önce öğretmen, bir olayın iki aşamasını, ters sırada (önce ikinci aşama, sonra birinci aşama) çocuklar kendisini izlerken rol oynayarak canlandırır. Örneğin; önce bir otomobilin sürücüsü rolünde, oturur pozisyonda direksiyon çevirir, vites değiştirir. İkinci aşamada ise, bir otomobile binmek için ayakta dururken, cebinden anahtar çıkarma ve arabanın kapısını açma hareketlerini canlandır. Sonra çocuklara, bu iki durumun hangi sırada olması gerektiğini, yani önce hangisinin, sonra hangisinin olması gerektiğini sorar. Çocuklara olayın iki aşaması doğru sırada art arda tekrar gösterilir. Çocuklar çalışmanın nasıl yapılması gerektiğini anladıktan sonra, büyük grup ikişer ya da üçer kişilik gruplara ayrılır ve her gruba öğretmen tarafından iki aşamada rol oynayarak anlatılacak bir olay verilir. Gruplar kendi içlerinde oynayacakları oyunun iki aşamasını karışık sırada çalıştıktan sonra, her grup sırayla, canlandıracağı olayın iki aşamasını diğer çocukların önünde oynar. Diğer çocuklar, olayın ne olduğunu ve doğru sırasını tahmin etmeye çalışırlar. .

Gruplara verilebilecek olay örnekleri:

- Balık avlama. Aşamalar:

1. Oltalarını denize atıp balık yakalayan çocuklar

2. Yakaladıkları balıkları yemek masasına oturup yiyen çocuklar

- Yağmurda şemsiyesiz dolaşma. Aşamalar:

1. Yağmurda göğe bakarak dolaşan, zıplayan, hoplayan çocuklar

2. Hasta olmuş, öksürerek, inleyerek yatan çocuklar

- Dağa tırmanma. Aşamalar:

1. Yüksek bir dağa tırmanan dağcı1ar

2. Dağın tepesinden aşağıları ve uzakları seyreden dağcılar

- Denizde yüzme. Aşamalar:

1. Deniz kenarında havlularını yere serip oturan ve birbirlerine güneş yağı süren insanlar

2. Denizde yüzenler


TARTIŞMA AŞAMALARI

Zihinde Canlandırma: Gruplardaki çocuklar rol oynadıkları olayları, tüm aşamaları ile, gözlerini kapatıp zihinlerinde tasarlarlar.

Tanımsal Düzey: Tüm çocuklara, canlandırılan olayların neler olduğu, aşamaları ve nasıl oynandıkları sorulur.

Duygusal Düzey: Çocuklara, farklı aşamalarını canlandırdıkları olaylar hakkında ne gibi duygular hissettikleri sorulabilir.

Bilişsel Düzey: Farklı aşamaları izlenen ve doğru sıraya dizilen her olay/durumla ilgili bilgilenmeye yönelik sorular sorulabilir. Örneğin;"Dağa tırmanan insanlara ne denir?", "Denizde yüzmeden önce bedenimize neden güneş yağı sürmeliyiz?" gibi. Gerekirse çocuklara bazı açıklamalar yapılabilir.

Yaşantısal Düzey: Çocuklara, grupların canlandırdıkları olaylara benzer bazı olaylar yaşayıp yaşamadıkları konusunda sorular yöneltilebilir. Örneğin; balık avlama, diş fırçalama gibi.

Geliştirme Düzeyi: Canlandırılan olaylarla ilgili olarak, gerek olayın farklı oluş biçimleri gerekse, başka hangi olayların aşamalarına bölünebileceği konusunda çocuklarla soru-cevap yöntemi ile konuşulabilir.

Destekleyici Etkinlik

Her olay ile ilgili olarak söz konusu olayı canlandıran grupta, artık maddelerden, tuvalet kağıdı rulosu, kumaş parçaları, talaş, gazete kağıdı şeritleri gibi malzemelerden kolaj çalışması yapılabilir. Olayın farklı aşamalarının resimleri yapılabilir.


DRAMA OYUNU SONRASI TARTIŞMANIN YARARLARI

Belirli bir drama oyunu oynandıktan sonra yapılması gerekli olan eğitici çalışmalardan birincisi grup tartışmasıdır. Çocuklar drama oynadıktan sonra, oynanan oyun ve oyunda geçen rollere ilişkin yaşananlar ile ilgili grup tartışması, geciktirilmeden yapılmalıdır. Yani oyun oynandıktan hemen sonra tartışma için zaman ayrılmalıdır. Ertesi gün ya da bir dahaki hafta değil. Böylece yaşananlar henüz belleklerde çok yeni izler bırakmışken, onlar hakkında düşünmek ve daha zengin tartışmalar geliştirmek çocuklar için daha kolay olur. Drama oyunu sırasındaki yaşantı, öğretmenin verdiği yönerge ile başlayan, oynanan oyun, alınan rol, yapılan hareketler, dinlenen müzik ile sürdürülen deneyimdir.


Bilgi ise söz konusu yaşantılardan sonra soru cevap yöntemi yardımı ile çıkarsanan, hatırlanan. etiketlenen, kategorilenen sözel mesajlardır. Olay, durum, öykü ve roller yalnızca yaşanıp bırakıldığında öğrenme için yeterli olmayabilir. Herhangi bir durumda yaşananlar, tartışılıp üzerinde konuşulduğunda daha etkili olarak etiketlenir, ayırt edilir, kategorilenir, genellenir, analiz ve sentez edilir.
Piaget'nin ilkeleri açısından bakıldığında, bir eğitim durumunda fiziksel ortamda yapılan hareketlere dayanan etkinliği, etkinliğin yapıldığı hareketlerle ilgili tartışma izlemelidir. Eğitici dramada drama oyununun sonunda yapılan grup tartışması, oyun sırasında geçirilen yaşantıların, hissedilen duyguların, tanımlanarak, anlamlandırılarak ifade edildiği bir tartışmadır. Bu arada şunu da belirtmekte yarar var: Drama oyunu sırasındaki tartışma, zıt görüşlerin yarıştırıldığı bir mücadele değildir. Tartışma sırasında farklı algılamalar, görüşler elbette dile gelebilir. Ancak, öğretmen, bir görüşün diğerlerine üstün gelmesinden çok tüm farklı algılamalar ve görüşlerin özgürce ifade edilmesi için çocuklara ortamı hazırlar ve onları yönlendirir.
Tartışma Düzeylerinin Uygulanması ile ilgili Önemli Noktalar

Tartışma düzeyleriyle ilgili önemli bir nokta, bu düzeylerin ardışık olmalarıdır. Yani beklenen yararların sağlanması için düzeyler birbirini izleyerek işlenmelidir. Örneğin, zihinde canlandırmanın hemen dramadan sonra uygulanması gerekir. Çünkü çocukların yaşadıklarıyla ilgili izlenimleri henüz yeniyken, zihinde canlandırmaları daha kolaydır. Tanımsal düzey de zihinde canlandırmayı izlemelidir. Çünkü olay ve roller yaşandıktan ve zihinde tekrar tasarlandıktan sonra tanımlanmaları daha kolay ve anlamlı olacaktır.


Tartışma düzeyleriyle ilgili ikinci bir nokta, tüm düzeylerin gereği gibi ele alınabilmesi için yeterli zamanın sağlanması konusunda öğretmenin iyi planlama yapmasını gerektirmesidir. Amaç eğitimse, her eğitici etkinlik gibi eğitici drama da önceden iyi planlanmalıdır. Süre yeterli değilse, idealolan, her düzeyde mutlaka soru sormak ancak düzeylerdeki soruların sayısını ve yapılacaksa öğretmen açıklamalarını sınırlandırmaktır. Eğer zaman çok sınırlıysa, zihinde canlandırma, tanımsal ve duygusal düzeyler ardışık olarak birlikte uygulanmalı, sonra gelen düzeyler ise başka bir oturumda ele alınmalıdır.
Tartışma bölümü ile ilgili üçüncü bir nokta, tartışma sırasında çocukların oturma düzenidir. Soru cevap yöntemine dayalı böyle bir tartışma oturumu için en elverişli oturma düzeni, daire biçimidir. Öğretmenin de dairenin bir parçasını teşkil edecek biçimde çocukların arasında oturduğu bu oturma düzeninde, katılan herkes birbiri ile yüz yüze, göz gözedir ve karşılıklı iletişim için en uygun pozisyon sağlanmış olur. Bu sırada grup yerde, minderlerin üzerinde de oturabilir, yan yana daire biçiminde dizilmiş sandalyelerde de oturabilir.
Dördüncü bir nokta ise; her zaman olmasa da bazen bir drama oyununun yalnızca oyun olarak oynanabileceğidir. Böylesi bir uygulamada, oyun aşamasından sonra tamamlayıcı herhangi bir eğitim etkinliği yapılmaz. Ancak, bu durumda dramadan eğitici anlamda fazla bir yarar beklenmemelidir. Örneğin okul servisinin geciktiği bir durumda ya da çocukları başka bir eğitim durumunun sonunda ödüllendirmek için bir drama oyunu, sonunda tartışma ya da başka bir tamamlayıcı etkinlik yapılmaksızın da uygulanabilir.
ETKİLİ SORU SORMA YOLLARI

• Her soru cümlesi yalnızca bir bilgiyi sormaya yönelik olmalıdır. Aynı cümle içinde birden fazla bilginin sorulması karıştırmaya, bocalamaya yol açabilir. Bu, özellikle okulöncesi çocukları için güçlük yaratır.


• Gruba soru yöneltildiğinde, söz isteyen her öğrenciye yanıt verme olanağını sunabilmek gerekir. Tartışma sırasında her öğrenciye söz verebilmek için drama etkinliğine katılan çocuk sayısını sınırlı tutmakta yarar vardır. Bu sayının mümkün olduğunca 15’i geçmemesi gerekir.
• Öğretmen, öğrencinin verdiği ilginç ya da uygun yanıtı tekrarlamalıdır. Kümenin dikkatini verilen yanıta tekrar çekmesi iyi bir öğretmenlik alışkanlığıdır. Böylece, ilginç ya da uygun yanıt öğretmenin tekrar etmesiyle daha belirgin bir hal alarak çocuklar tarafından daha çok algılanabilir.
• Öğretmen sorduğu sorunun anlaşılmadığını hissettiğinde, sorusunu tekrarlayabilir. Bu durumda da anlaşılmadığını algılarsa, bu kez soru cümlesini daha basit hale getirerek sormalıdır.
• Çocuklara, sorulan bir soruya yanıt bulabilmeleri için yeterli süre verilmelidir. Çocuklar sorunun yanıtını bulmaya çalışırken öğretmen sabırla bekleyebilmelidir. Birçok durumda, çocukların belirli bir zaman düşündükten sonra yanıtı bulup söyleyebildikleri görülür.
• Kendilerine soru yöneltildiği zaman, nasıl söz alıp yanıt verme davranışında bulunacakları çocuklara tanımlanmalı, gösterilmelidir. Daha sonraki soru sorma durumlarında uygun biçimde el kaldırarak söz isteme davranışı göstermeyen çocuklara söz verilmemelidir. Uygun biçimde söz alarak konuşma davranışı konusunda çocuklarla rol oynama yolu ile çalışmak yararlı olabilir.
• Öğretmenin çocuklara yönelteceği sorular, onların anlayabileceği sözcük ve ifadelerle cümle haline getirilmelidir. Bunun için öğretmenin çocukların gelişim ve eğitim düzeylerini göz önünde bulundurmasında yarar vardır.
• Çocuklar soru sorduklarında, öğretmenin, çocukların sorularını "Güzel bir soru.", "iyi bir soru." diyerek değerlendirmemesi gerekir. Çünkü bu durumda bazı çocuklar "güzel soru sorma" telaşına kapılıp kaygılanabilirler.

Oysa önemli olan çekinmeksizin soru sorabilmeleridir, güzel soru sormaları değil.


Drama oyunu sonrasında yaşananlar ile ilgili grup tartışmasının yararları aşağıda açıklanmıştır:

A. Her eğitim etkinliğinin sonunda yapılan değerlendirmenin, eğitici bir etkinlik olarak drama oyunu sonunda da yapılması gerekir. Böylece drama oyununun bitiminde yer alan grup tartışması, öğretmen e değerlendirme yapma olanağı sağlar. Çocuklar oyun sırasında yaşadıklarını sözel olarak ifade ederlerken, oyunda geçenleri nasıl algıladıkları, anlamlandırdıkları, anladıkları, öğretmen tarafından değerlendirilebilir. Bu değerlendirmeye bağlı olarak, çocukların ihtiyaçları doğrultusunda, diğer eğitim etkinliklerinde üzerinde durulması gereken kavram ve konular belirlenmiş olur.
B. Tartışmanın sunduğu değerlendirmeye bağlı olarak öğretmen aynı oyunun sonraki oynanması sırasında bazı eklemeler, çıkarmalar yapabilir. Öğretmenin ileriye dönük planlama yapabilmesi mümkün olur.
C. Tartışma sayesinde, yaşanılan yaşantıların sözcüklere dökülerek tanımlanması, bilgilerin derlenmesi, böylece üzerinde çalışılan kavramların, konuların, davranışların, tutum ve değerlerin vurgulanması ve daha sistemli bir hale getirilmesi olanağı yaratılmış olur.
D. Drama oyunu sırasında geçirilen yaşantılara ilişkin sorular, çocukları yaşadıkları, gözlemledikleri üzerinde düşünmeye yönlendirir. Böylece çocuklar, yaşadıklarını, yaptıklarını, gördüklerini tekrar gözden geçirme, anlamlandırma alışkanlığı kazanabilirler. Bu, çocukların soyut zihinsel yeteneklerinin gelişmesi ve öğrenilenlerin sözcükler halinde kodlanması yoluyla kalıcılığının sağlanması bakımından da önemlidir. Yalnızca yaşanmakla kalmayıp, sözel olarak kodlanan olaylar, durumlar sonradan daha kolay hatırlanabilirler.
E. Drama oyunu sonrasında yapılan tartışma sırasında çocuklar kendi gerçek yaşantılarını paylaşırlarken, iç dünyaları hakkında öğretmene bilgi sunarlar. Bu sayede öğretmen çocuğu bilmediği yönleriyle de tanımış olur ve gerekiyorsa önlem almaya ya da yardım almaya yönelebilir.
F. Grup tartışması sırasında çocukların söz isteme, sırasını bekleme, konuşanı dinleme, gibi sosyal davranışları kazanmalarına olanak sağlanmış olur. Bu sırada öğretmenin yalnızca tartışmanın içeriğine odaklanmayıp, bu gibi davranışlara dikkat çekmesi, onaylama ve onaylamama yoluyla yönlendirme

yapması yararlı olur.


G. Tartışma temelde sözel davranışlara dayandığından, tartışmaya katılmaya çalışan çocukların dil gelişimine katkı sağlar. Sorulan sorulara cevap vermeye çalışan, duygu ve düşüncelerini sözcükler halinde ifade etmeye çalışan çocuklar, ilgilerini yoğunlaştırdıkları ve doğrudan katılım yoluyla yaşadıkları dramada, oyun benzeri olay ve rolleri paylaşma konusunda istekli olduklarından, dil gelişimleri için bu çok önemli bir olanaktır.
H. Çocuklar grupta düşünce ve duygularını paylaşmanın rahatlatıcı etkisinden yararlanabilirler. Bunun gerçekleşebilmesi için öğretmenin çocukların duygularını kabul edici ve destekleyici davranması gerekir. Ayrıca çocuğun açıkladığı kadarıyla yetinilmeli, ayrıntılı sorularla çocuk daha çok açıklama yapmaya zorlanmamalıdır. Yapılan etkinliğin psikodrama değil, eğitici drama olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Üstelik öğretmen de psikolog rolünü üstlenmemelidir
I. Drama oyununun ardından gelen tartışma sırasında, katılan çocuklara soru sorarken, bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Yalnızca drama oyunu sonrasında değil, çocuklarla eğitim amaçlı olarak tartışılırken, onlara soru yöneltmenin bazı niteliklerine özen gösterilirse, daha etkili sonuçlar elde edilebileceği kabul edilmektedir.
Açık uçlu soru: Açık uçlu soru, yanıtın içinde gizli olmadığı, başka bir deyişle yanıt verecek olan çocuk ya da kişinin yanıtına belirli bir yol göstermeyen sorudur.
Kapalı uçlu soruda ise, beklenen yanıt sorunun kendisinde mevcuttur ve bu yapısı nedeniyle yanıt verecek olana fazla bir düşünme ve seçme olanağı bırakmaz.
Yani kapalı uçlu soru, yanıt vermeyi gerektirmesine rağmen ve yanıt vermek aktif rolde olmayı içerdiği halde, öğrenciyi göreli olarak açık uçlu soruya oranla daha pasif bir konuma yerleştirir.
Eğitimde soru sormanın amacı çocuğun düşünme ve aktif olarak bilgi üretme kapasitesini harekete geçirmek olduğundan, "bilgiyi çocuğa bulduran" açık uçlu sorulara yer verilmelidir. Örneğin; "Evde yalnız başına kalan bir çocuk sizce ne hisseder?" diye sormak açık uçlu soruya bir örnektir. Eğer bu soru "Evde yalnız başına kalan çocuk korkar mı?" diye sorulursa ya da daha da kötüsü bu soru (...) korkar değil mi?" diye bitirilirse kapalı uçlu bir soru haline gelir. Çünkü yanıtın hangi yönde verilmesi beklendiği ayan beyan ortadadır.
Açık uçlu sorunun, çocukların yanıt üretmesine yardımcı olmadığı durumda, ek ipuçları verilerek desteklenmeleri uygundur. Örneğin köfte kızartma dramasından sonra, tartışma sırasında çocuklara aşçının hangi malzemeyi kullanmayı unuttuğu sorulduğunda yanıt veremezlerse, "Hani sabah kahvaltı ederken üzerine yağ, reçel sürüp yeriz ya ..." diyerek "ekmek" yanıtını bulabilmeleri için ek ipucu verilebilir.
Açık uçlu soruya yanıt alamadığı bir durumda, öğretmenin son çare olarak başvurabileceği başka bir soru sorma biçimi, çocuklara birden fazla alternatif yanıtı barındıran "çoktan seçmeli" bir soru olabilir. Örneğin; "Evde yalnız başına kalan bir çocuk sizce sevinir mi, kıskanır mı yoksa korkar mı?" gibi. Ancak çoktan seçmeli bir soru, burada olduğu gibi "sözel" olarak soruluyorsa, seçeneklerin fazla olmamasında yarar vardır. Çünkü çok sayıda söylenen sözel seçenekleri belleklerinde tutup aralarındın doğru olanı seçmekte, özellikle okul öncesi çocukları zorlanırlar.
DRAMA OYUNU SONRASI DESTEKLEYİCİ/TAMAMLAYICI EĞİTİM TEKNİKLERİ

Drama oyunundan sonra; tartışma düzeyleri de tamamlanarak, drama oyununun tümü ya da bazı kısımları ile ilgili destekleyici etkinlikler yapılması yerinde olur. Böylece drama etkinliği, diğer eğitim teknikleri ilede bütünleşmiş olarak, çok boyutlu çalışılmış olacaktır. Destekleyici etkinlik olarak hemen her türlü çalışma türünden yararlanılabilir.


Ama öncelikle resim çalışmalarına yer verilmelidir. Eğitici dramada zihinde canlandırma, dış çevrenin içselleştirilmesinde, sembolleştirme olarak önemlidir. Hareket (rol oynama) ve çizim resim ise dışsal sembolleştirmeyi ifade eder. Hem içsel, hem de dışsal sembolleştirme, görsel düzenleme süreci olarak, hatırlamayı ve problem çözmeyi kolaylaştırır. Dış çevrenin zihin süreçlerine özümsenmesini de sağlar. Ayrıca özellikle okul öncesi çocuklar söz konusu olduğunda, çocukların rol oynama davranışları ve yaptıkları resimler, önceki yaşantılarından nasıl etkilendikleri ve neler düşündükleri hakkında eğitimciyi bilgilendirme değeri taşır.
Drama oyunundan sonra, oyuna katılan çocuklar, oynadıkları oyunun tamamını ya da bir bölümünü anlatan resimler yapabilirler. Bu durumda yaptıkları resim çocuklara anlattırılmalıdır. Böylece çocuklardan, katıldıkları oyunu nasıl algıladıkları, neleri hatırladıkları ya da nelerden etkilendikleri konusunda çok daha ayrıntılı bilgi edinilebilir.
Destekleyici etkinlik olarak resim yapmanın yanı sıra, çocuklar, oyunun konusuna ilişkin şarkı söyleyebilecekleri gibi, kolaj ve oyun hamurundan figür kompozisyonları da yapabilirler. Öğretmen tarafından önceden hazırlanmış çalışma-alıştırma sayfalan da (eşleme-ayırt etme-sınıflama-ilişki1i olanları işaretleme gibi) çocuklara dağıtılarak konu daha farklı boyutlarda çalışılabilir. Destekleyici etkinlik olarak hangi tür çalışmanın uygulanacağı, çocukların düzeylerine ve çalışma için ayrılabilecek süreye göre kararlaştırılabilir. Süre yeterli değilse yalnızca bir destekleyici etkinlikle yetinilebilir. Eğer süre elverişliyse birden fazla ve farklı türde etkinlik de uygulanabilir. Çocukların drama oyunu ile ilgili olarak yaptıkları çalışmaların kalitesinden çok, çocuğun anlayışını ve kavrayışını ifade etmesi önem taşır. Bu nedenle destekleyici etkinliğin çalışma ürünü olarak kalitesi yada başarısı ile ilgilenilmez. Çocuğun kendini ve yaşadıklarını nasıl anlamlandırdığı ve ifade ettiği üzerinde yoğunlaşılır.
Resim çizme ve boyama: Resim çizme ve boyama çalışması drama oyunundan sonra yapılabilecek en uygun çalışmalardan biridir. Yaşadıklarını ifade etme, yorumlama ve yeniden yaratmak konusunda insanoğlunun başvurduğu, bilinen en eski teknik olan resim çizme ve boyama sayesinde, dramaya katılanlar,

yaşları ne olursa olsun, okul öncesi dönemden üniversite çağına kadar, drama oyunundaki izlenimlerini ifade edip, gözden geçirme olanağına kavuşurlar.


Dramaya katılan çocuklarla, drama oyunu sonrası yapılan resim çalışmalarının, renk, figür, kompozisyon, yaratıcılık yönlerinden çok zengin olduğu görülür. Bunun nedeni, çok canlı ve yaşantısal olarak doğrudan katıldıkları bir olayın hemen ardından yapılması nedeniyle çocukların, motivasyonlarının yüksek olması olarak açıklanabilir.
Örneğin; öykü oluşturma dramasından sonra, tartışma aşamasının ardından, dramaya katılan ve öykünün yapısına katkıda bulunan her çocuk, öyküye yaptığı katkının resmini yapmaya davet edilir. Daha sonra çocukların yaptıkları resimler, öyküdeki olayların sırasına uygun olarak, öğretmenin de yardımıyla ama çocuklar tarafından sıraya dizilip yerde ya da duvarda sergilenir. Her çocuğa yaptığı resmi sözel olarak anlatma olanağı da verilir. Bu çalışma sırasında, öykünün birkaç bölümünü birden ya da tümünü resimlemek isteyen çocuklara müdahale edilmemelidir. Öykünün çocuklara çarpıcı gelen bir bölümü birden fazla çocuk tarafından resmedilebilir. Buna da müdahale etmemek gerekir. Dramadan sonra yapılan bu gibi çalışmalarda çocuklar mümkün olduğunca serbest bırakılmalıdır.
Drama sonrası resim çalışmaları gruplar halinde de yapılabilir. Yani çocuklar 4-5 kişilik gruplar halinde yeterli büyüklükte kağıt ya da karton üzerinde birlikte çalışabilirler. Bu sırada gruplara yeterli mekan ve boyama malzemesi sağlanması önemlidir. Grupların yaptıkları resimler de tamamlandıktan sonra tüm gruba sergilenir ve sözel olarak paylaşılır. Her grup resminin ne ifade ettiğini sözel olarak açıklar. Diğer gruplardaki katılımcılardan gelen soruları yanıtlamaya çalışır. Örneğin; balon gibi şişme dramasının ardından, oyuna katılan çocuklar, 4-5 kişilik gruplara ayrılır. Her grup yeterli büyüklükteki kağıt üzerine, tüm kağıdı kaplayacak boyutta bir balon çizip, içini dilediği figür ve renklerle boyamaya davet edilir. Gruplar çalışmalarını tamamladıktan sonra, her grup kendi balonunu diğerlerine gösterir ve açıklar.
Yüklə 451,28 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin