Dünya ve ahiret saadeti İÇİn allah’a ulaşmayi dilemek şarttir



Yüklə 0,79 Mb.
səhifə13/56
tarix07.01.2022
ölçüsü0,79 Mb.
#90832
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   56
RAD – 20-21 : Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka). Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi).
Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim ederler). Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allah'a teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar. Ve onlar Allah'ın (ölümden evvel), Allah'a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O'na (Allah'a) ulaştırırlar. Ve Rab'lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.

ahd : Fizik vücudumuzun ‘e lestu birabbikum’ (kalû belâ) günü verdigi yemin

misak : Ruhumuzun (ruh bedenimizin) elestibi rabbukum (kalû belâ) günü verdigi yemin

O sözleşmeyi yerine getirmek isteyen Allah’a yönelir.

RAD - 27 : Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O'na yönelen kimseyi Kendine ulastırır (hidayete erdirir).”

Allah’ta o kişiye verdiği hidayete erdirme vaadi gereği onun göğsünü islama acar

EN'AM - 125 : Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudıllehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).
Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah'a) teslime (İslâm'a) açar. Kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. Böylece Allah, mü'min olmayanların üzerine pislik (azap, darlık, güçlük) verir.

Ancak göğsü İslam a acılan kişi rabbinden bir nur üzere olabilir ve dalalette kalmaz kalbi kasiyet(karanlık)bağlamaz.

ZUMER/22 : E fe men şerehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).
Allah kimin göğsünü İslâm için (Allah'a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere olur, değil mi? Allah'ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalâlet içindedirler.

Haşyet sahibi olarak Allah’a ulaşmayı dilediği için aynı zamanda takva sahibi de olmuştur.Mürşid arama ihtıyacı oluşmuştur kalbinde (Allah’a ulaşmasına vesile)

KAF/31-32-33 : Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîdin. Hâzâ mâ tûadûne li kulli evvâbin hafîz(hafîzin). Men haşiyer rahmâne bil gaybi ve câe bi kalbin munîbin.
Ve cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı.
İşte size vaadolunan şey budur (cennettir). Bütün evvab (ruhu Allah'a ulaşarak sığınmış), ve hafîz olanlar (başlarının üzerine devrin imamının ruhu ulaşmış olanlar) için.Gaybda Rahmân'a huşu duyanlar ve münib (Allah'a ulaşmayı dileyen) bir kalple (Allah'ın huzuruna) gelenler (için).

RUM - 31 : Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O'na (Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

MAİDE - 35 : Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).


Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler); Allah'a karşı takvâ sahibi olun ve O'na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O'nun yolunda cihad edin. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.

O haşyet sahipleri Allah’ın davetcilerinin sözlerini işiterek Allah’a ulaşmayı dilerler,mürşidlerini Allah’tan sorarak onlara tabi olup nefs tezkiyesini gercekleştirdiğinde ruh ları Allah’a ulaşır.

FATIR - 18 : Ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salâh(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî), ve ilâllâhil masîr(masîru).
Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine husû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş Allah'adır (Nefs tezkiyesi ile ruh Allah'a döner, ulaşır).

Ayrıca bu HAŞYET, kişinin kalben yönelmesini(Allah’a ulaşmayı dilemesini)ve takva sahibi olmasını sağladığı Kaf suresinin 31,32,33.ayetleride de belirtilmiştir.

KAF – 31-32-33 : Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîdin. Hâzâ mâ tûadûne li kulli evvâbin hafîz(hafîzin). Men haşiyer rahmâne bil gaybi ve câe bi kalbin munîbin.
Ve cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı.
İşte size vaadolunan şey budur (cennettir). Bütün evvab (ruhu Allah'a ulaşarak sığınmış), ve hafîz olanlar (başlarının üzerine devrin imamının ruhu ulaşmış olanlar) için.Gaybda Rahmân'a huşu duyanlar ve münib (Allah'a ulaşmayı dileyen) bir kalple (Allah'ın huzuruna) gelenler (için).

Takva sahibi olan kişinin de günahları örtülüyor sonra da örtülen günahlar sevaba cevriliyor.

ENFAL - 29 : Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar, Allah'a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.

Ancak gaypta rahmana HAŞYET SAHİBİ OLANLAR için mağfiret (günahların sevaba cevrilmesi de) söz konusudur.

MULK - 12 : İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiretun ve ecrun kebîr(kebîrun).
Muhakkak ki onlar, gaybda Rab'lerine huşû duyarlar. Onlar için mağfiret ve büyük ecir vardır.

Allah’ın gerçekleri bunlar ise;

***ŞİMDİ…ŞAPKAMIZI ÖNÜMÜZE KOYALIM VE DÜŞÜNELİM.VE “DİLEME”KARARIMIZI VERİRKEN DE ALLAH’UTEALAYA SARILALIM VE O’NDAN YARDIM DİLEYELİM“Çünkü nefs’imize;etrafımızdaki Şeytanlar “Bu dileği gercekleştirememiz hususunda,VESVESE VERMEYE hazırdır.

KAF/16: Ve andolsun ki insanı Biz yarattık. Ve nefsinin ona ne vesveseler vereceğini biliriz. Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız.

Bu “DİLEK”Nasıl yapılmalı ?

Sabah Akşam “Yarabbi ben de DÜNYA VE AHİRET SAADETİNE ULAŞMAK istiyorum mademki sana ulaşmak haktır.Ben de sana ulaşmayı dileyerek;Kurtuluşa eren Mü’min olmak,Takva sahibi olmak,Dalaletten kurtulup Hidayete ermek,Senin Evliyan olmak,Kalubela günü sana verdiğimiz Ahd’imizi yerine getirmek istiyorum.Bana bu imkanı sağlamanı diliyorum“diye dua edilir.Allah’uteala anında işitir.

ANKEBUT/5:Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah'a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.

Kişi bu dileğin gercekleştiğini nasıl anlar ?

1-O kişi o ana kadar tadmadığı bir mutluluğu tadmaya başlar.

2-O kişiye,İbadetler kolaylaştırılır,sevdirilir ve zevk aldırılır.

3-Kalbine Mürşid sevgisi konulur ve o kişi Mürşidini “Hacet namazı kılarak”Allah’tan öğrenir.

4-O andan itibaren sadece “Allah sohbetlerinden” hoşlanır başka şeylere kulak asmaz.

Nasıl Allah’a ulaşmayı dileyebildik HAŞYET SAHİBİ olarak. HEDEF, ALLAH’A ULAŞMAK bunun için Allah’a ulaşmayı dilemek şart ki Allah o kişiyi kendine hidayet etsin(kendine ulaştırsın) bunun için bizim HAŞYET SAHİBİ OLMAMIZ o’na (Allah’a ulaşmayı dilemeye) bir vesiledir.

*******



Yüklə 0,79 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin