Dünyanin yaşamakta olduğu döNÜŞÜm sirasinda tüRKİYE’de kendi ÖZGÜLLÜĞÜ İÇİnde bir döNÜŞÜm yaşarken, mekan organizasyonunu nasil yeniden yapilandiriliyor


VII. YAŞANMAKTA OLAN BU SÜREÇLERİN ORTAYA ÇIKARDIĞI BAZI SONUÇLAR



Yüklə 184,08 Kb.
səhifə3/3
tarix28.10.2017
ölçüsü184,08 Kb.
#18651
1   2   3

VII. YAŞANMAKTA OLAN BU SÜREÇLERİN ORTAYA ÇIKARDIĞI BAZI SONUÇLAR
Kentlerin imarı açısından, yaşanan bu dönüşümler zihniyetlerde, anlayışlarda önemli değişiklikler ortaya çıkarmaktadır. Geçmişte siyasetçiler hazine topraklarını kentte yaşayanlara kamu hizmeti sunmakta kullanılacak bir fırsat olarak değerlendirmekteydiler. Oysa şimdi bu alanlara iş bitirici siyasetçilerde kent planlamasına bir yapsatçı mantığıyla yaklaşmak hakim olmuştur. Kentte her boş toprağı bina yapılacak yer olarak görme ve bu yolla yandaşlarına rant dağıtma fırsatı olarak değerlendirme eğilimi hakimdir. Seçilmişler atanmışlardan üstündür diyerek ilgili kamu bürokratlarını da kendi eğilimleri doğrultusunda davranmaya zorlamaktadırlar. Hatta daha önce kentin merkezindeki eski kamu hizmetleri alanlarını gelir getirici gayrimenkul yatırımlarına açmaktadırlar.46 Bu kamu topraklarının değerlendirilmesinde siyasal ahlakta önemli bir değişimin olduğunu göstermektedir. Bu ahlak değişimi gelecekte kentlilerin yaşam kalitelerinde daha önemli kayıplara yol açacağı söylenebilir.
Unutulmamalı ki kentlerde boş alanlar korunması gerekli çok değerli varlıklardır. Hemen oraya bir bina yapmak gerekmez. Bundan bir süre önce Cumhurbaşkanlığı ODTÜ’den Atatürk Kültür Merkezi’nin olduğu yer ile ilgili bir rapor istedi, biz de bir rapor yazdık. Grup olarak şunu anlatmaya çalıştık; kentin içinde yarıklara ihtiyaç vardır, boş alanlara ihtiyaç vardır. İstanbul Boğazını ele alalım, iki yakası var. Bu iki yaka arasındaki boşluk İstanbul’un en önemli zenginliğidir. İki yaka arasında 1200-1500 m. güzel bir açıklık bulunuyor. Ben o tarafa bakıyorum, o bana bakıyor, binaları tek tek algılanıyor, zengin perspektifler doğuyor. Şimdi bir düşünce deneyimi yapalım. İki yakayı birbirine bitiştirelim, boşluğu kaldıralım İstanbul ne hale gelir ! İzmir körfezine gelince, orada boşluğun genişliği 5-6 km. Ancak ışıklar algılanıyor, orada bir başka algılama problemi var. Bir başka düşünce deneyi yaparak daire şeklinde bir Anadolu kenti, ortasına bir yarık açalım, iki kenarın arasını açalım, kentlinin yaşamına ne kadar zengin perspektifler katılacağını kolayca kestirebiliriz. Oysa bizde önemli bir kesim kentin içindeki boş bir yere tahammül edemiyor. O tahammülsüzlüğümüz bizim gelecekteki bütün kent planlaması, algılama, zengin yaşam biçimlerini oluşturma olanaklarımızı elimizden alıyor. Yapsatçı zihniyetinden kurtulamayanların dar görüşlülüklerinin maliyetini uzun erimde toplum ödüyor.
Bu süreçler sonucu kapitalizm mekana yerleşerek kenti kapitalizmin öznesi haline getirince, mekan bu yeni bağlam içinde eşitsizliklerin üretilmesi ve sürdürülmesi açısından daha önemli bir işlev görmeye başladı. Belli bir türde sanayisizleşme ve kayıt dışı istihdamın yaygın olduğu ortamlarda gelişen dönüşüm söylemi içinde emekçi, enformel sektör, düşük gelirli grupların adı yok. Estetik adına, modernist meşruiyet adına geliştirilen dönüşüm söylemi içinde gayri menkul sermayesine fırsatlar tabak içinde sunulurken, onlar da dışlanmış bulunuyor. Genel olarak küçük ve büyük inşaat sermayesi siyaset içinde etkili olmaya çalışmışlardır. Günümüzde de bu özelliğini korumaktadır. 47
Kentsel dönüşüm altında gecekondululara sunulan seçenekler;

1) gecekondusunu satarak mahallesinden gitmek, 2) kendi mahallerinde kalabilmek için mahallelerinde yapılan yüksek binaların yüksek fiyatlarını ödemek, 3) mahallesindeki gecekondusunu terkederek uzakta bir mahallede TOKİ’nin apartmanlarındaki daireye borçlanarak gitmek, 4) üçüncü seçeneği uygulamaya koyanların yüzde 50’den fazlası borç taksitlerini ödeyemeyerek, kiracı olarak kentteki eski sosyal çevresine dönmek olarak sayılabilir. Kentte gecekondularda yaşayan insanların birden böyle zor seçimlerle baş başa bırakılmasının haklılığının nasıl temellendirebileceğimiz üzerinde düşünmeye başladığımızda kentsel dönüşümü savunmak için geliştirilen söylemin yetersizliği anlaşılır.


Ama sunuş yazısının başında da belirtiğim gibi, sanayi toplumundan, bilgi toplumuna geçerken Türkiye’nin kentleri de dönüşecektir, vakti gelmiştir. Sorun bu dönüşümün gerçekleştirilmesi sırasında yapılan uygulamaların yükünün taşınmasının ve fırsatlarından yararlanılmasının toplumun değişik katmanları arasında nasıl adil dağıtılacağıdır. Tabii bu çok karmaşık bir sorundur. Bu sunuşta, bu sorunun tümünü yanıtlamaya çalışmayacağım. Ama üzerinde daha çok konuştuğumuz gecekondu alanlarındaki dönüşümlerde mutlaka göz önünde tutulması gereken bazı ilkeler üzerinde duracağım.
Bunlardan birincisi; kentte yaşayan birinin oturduğu konutun yerinin onun toplumsal ve ekonomik ilişkilerini de belirlemekte olmasıdır. Bu kişilerin kentte varoluşuyla yakından ilişkilidir. Bu nedenle kentsel dönüşüm projeleri insanları yaşadığı mahalleleri kendi iredelerinin dışında terketmek durumunda bırakmamalıdır.
İkincisi kentsel dönüşüm talebinin nereden geldiğine ve hangi meşru nedenlere dayandırıldığına açıklık kazandırılmalıdır. O mahallerde yaşayanların bir talebi yoksa zorla dönüşüm uygulamalarına girişilmemelidir.
Üçüncüsü yapılacak dönüşümün o mahallelinin yaşam kalitesini iyileştireceği konusunda mahalleli arasında bir oydaşma sağlanmasıdır. Başka bir deyişle, planlamasında katılımcı süreçlerin izlenmesidir.
Dördüncüsü önerilen dönüşüm modelleriyle mahalle halkının olanaklarının /yapabilirliğinin tutarlılığının sağlanmasıdır. 48
Beşincisi ise merkezi ya da yerel yönetimler bir yerde yaşayanlara emrivakilerle dönüşüm projeleri uygulamaya çalıştığında, burada yaşayanlara karşı örgütlenme ve muhalefet/müzakere kanallarını kapamanın demokratik bir yönetim olma iddiasıyla bağdaşmadığının farkında olmaktır.
Bugün uygulanmakta olan toplumsal dönüşüm modeli adil değildir. Bunu adil hale getirmek için, bu beş ilkeye uymanın iyi başlangıç olacağını düşünüyorum. Tabii bu konuda daha çok konuşmamız gerekiyor. Böyle bir konuşma kentsel yenileme ahlakı konusunda bir uzlaşmaya kavuşmamızı sağlayacaktır.
Yaşanan dönüşümün adil olmadığını söylerken kanıtlarımızı toplumun alt katmanlarının taşıdığı pahaların gösterilmesine dayandırmıştık. Ama kent rantından pay alanların denetlediği rantlar üzerinde durmadık. Oysa dönüşüm sırasında güçlü özel kesim aktörlerinin temel motivasyonunun imar planı değişiklikleriyle sağlanan rantların büyüklüğünden kaynaklandığını biliyoruz. İstanbul’da 2005 sonrasında dört yıl içinde 3900’den fazla plan değişikliği yapılmıştır. Bu bir güne 3 plan değişikliği anlamına gelmektedir. Eğer burada oluşturulan imar rantlarının büyüklüğü konusunda bir örnek olarak Sapphire binası verilebilir. Bu binanın yapıldığı 4. Levent’teki arsanın inşaat emsali 2,5, arsa büyüklüğü 12.000 metre kare, dolayısıyla inşaat hakkı 30.000 metre kare iken, inşaa edilen binada, inşaat miktarı 165.000 metre kare olarak gerçekleşmiştir. Yani 135.000 metre kare fazla inşaat yapılmıştır . Girişimciye bu yolla 1 milyar euro ek kazanç sağlanmıştır.49
İstanbul mekanında elde edilen imar rantlarından yararlanmanın adaleti üzerinde konuşmak o kadar kolay değildir. Bu rant değerleri dünya kenti haline gelen İstanbul’da emlak piyasasının uluslararsılaşmasıyla ilgilidir. Bunun en ilginç kanıtlarından biri gazetelerde son günlerde ortaya çıkan; “ Londra’da Thames Nehri’nin kıyısında inşa edilen Riverlight projesi Londra’dan önce İstanbul’da satışa çıktı. Fiyatların 395.000 Sterlinden başladığı piyasaya Türk yatırımcılar ilgi gösteriyor”50 haberidir.
Yaşanan bu dönüşümler konut üretiminde ve emlak piyasasında nitelik değişikliklerine yol açmıştır. Konut üretimini üretim maliyetinden kopararak kentsel arsa rantı üzerinden finansal spekülasyonun aracı haline getirmiştir. İstanbul’da emlak piyasasının spekülatif bir piyasa olarak örgütlenmesiyle birlikte, konut piyasası patlamış, konutlar medyada yaratılan yaşam biçimi hayalleri üzerinden pazarlanmaya başlamıştır. Bu gelişme İstanbul emlak piyasasının Dubaileşmesi olarak nitelenmektedir. Bu gelişmeyi bir yazarın “meskun olmadan, metruk olan konutlar” olarak adlandırması konutun finansal spekülasyon aracı haline gelmesini çok özlü olarak ifade ediyor.
Günümüzde Türkiye’de toplumsal sistemin kapitalizm içinde ulaştığı karmaşıklık düzeyi içinde, daha çok güç sergileyici bir dönüşüm yaşanmaktadır. İstanbul kaybedenleri ve kazananları birbirinden keskin olarak ayrılmış bulunan bir dönüşüm yaşanmaktadır.Tabii bu saptamayı yapmak önemlidir. Acaba İstanbul’un yaşadığı bu dönüşüm hakkında sadece bu dönüşümün adil olmadığı şeklinde bir durum saptaması yapmak yeterli midir? Kuşkusuz böyle bir eleştiriyi içermek sadece dönüşümden sözederek olup biteni normalleştirmekten daha iyi bir pozisyonda bulunmayı içerir. Ama çok güçlü aktörler eliyle toplumla çok az müzakere edilerek gerçekleşen dönüşüm hakkında sorulabilecek başka sorular da vardır. Tarihsel miras nasıl tahrip edilmektedir, çevresel tahribatın derecesi nedir, Boğazın yer olarak tahribatında ulaşılan nokta nedir, ortaya çıkan kentsel makro formun taşıdığı sorunlar nelerdir, vb pek çok soru sorulabilir. Soruları sosyo-mekansalın bütünlüğü içinde sorarsak , İstanbul’un yaşadığı dönüşüm, farklı kültürlerin beraber yaşayabilmesine,sivil toplumun etkinliğini artırmasına, değişik yaşam ritimleri bir arada tutmaya, yaşanan yapı süreçleri içinde ortaya çıkan ötekileştirmelerin toplumdaki hoş görülerin varlığını sürdürmesine ne kadar katkıda bulunuyor diye yeni sorular ortaya koyabiliriz. Böyle soruları sorarsak yalnız fiziki mekanın oluşumunu değil aynı zamanda da ortaya çıkan yeni kentlilik biçimini de kavramaya başlarız.
Madem kapitalist bir sistemde eşitlik sağlayamıyoruz. Şehirde buna rağmen nasıl bir adalet algısı yaratılabileceği üzerinde düşünmek gerekir. Şehri eşit planlayarak, böyle bir duygu yaratabilirsiniz. Toplumun eşitlik sorununu çözmez ama zenginle yoksulu kamusal alanda buluşturur. Kamusal alanların AVM haline gelmesi bu bakımdan sağlıklı olmayan bir gelişmedir. Düşük gelirliler bu alanlarda kendilerini rahatsız hissederler.51



1 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürü Murat Oral’ın tahmini. Milliyet, 8 Eylül 2012.

2 John Friedmann:”The World City Hypothesis”, Development and Change, Cilt 17, 1986,s.69-84.

3 Saskia Sassen: The Global City: New York, London, Tokyo, Princeton University Press, Princeton N.J. 1991.

4 Bu konuda Bknz: E. Soja: Postmetropolis: Critical Studies of Cities and Regions, Blackwell Publishers, 2000.

5 Bu konuda Bakınız: Thorsten Wiechman , Karina M.Pallagast: “Urban Srinkage in Germany and the USA: A comparison of Transformation Patterns and Local Strategies”, International Journal of Urban and Regional Research, Vol36.2 March 2012,s.261-280. Ivonne Audırac and Others: “Declining Suburbs in Europe and Latin America”, International Journal of Urban and Regional Research, Vol36.2 March 2012,s.226-244



6 Bu konuda Bknz: E. Soja: Postmetropolis: Critical Studies of Cities and Regions, Blackwell Publishers, 2000.

7 Neil Smith:” Gentrification, The Frontier, and The Restructuring of Urban Space”, Neil Smith, Peter Williams (Editörler): Gentrification of the City, Allen & Unwinn, Boston,1986.

Ernesto Lopez-Morales:” Gentrification by Ground Rent Dispossion: The Shadows Cast by Last-Scale Urban Renewal in Santiago Chile”, International Journal of Urban and RegionalResearch, Volume.35 /2, March 2011, pp.350-357.



8 AliTürel Ayda Eraydın Vd. İstanbul’un Yeni Kentsel Oluşumlar Çerçevesinde Değerlendirilmesi, ODTÜ, MATPUM, Kasım.2005. s.9.

9 Radikal, 13 Nisan 2012.

10 “Yıldızı Parlayan Yatırım Sektörü”, Turkey Magazine, Sayı.7, Kış 2012,s.90.

11 Nuriye Doğru:”Kapıdaki Yabancı”, Radikal,25 Ağustos 2012.

12 Milliyet 3 Ekim 2012.

13 Semih S.Tezcan: “ Kentsel Dönüşüm Yasaı ve Yönetmeliği Çıkmaz Bir Sokaktır”, Yapı, Sayı.371, Ekim 2012, s.26-27.

14 Milliyet, 8 Eylül 2012.

15 İlhan Tekeli:” Modernleşme Sürecinde İstanbul’un Nüfus Dinamikleri Nasıl Değerlendirilmeli?”, İlhan Tekeli:Modernizm, Modernite ve Türkiye’nin Kent Planlama Tarihi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İhan Tekeli Toplu Eserler-8, İstanbul,2009,s.1

16 Bu konuda bir tartışma için Bknz: Beylü Dikeçligil vd.leri: Bir Sanayi Odağının Sosyolojik Yapısı Hacılar İlçesi, TÜBİTAK/SOBAG Proje.No. 106K314, Şubat 2008, Kayseri.

Eurepean Stability Initiative (2005), İslami Kalvinistler: Orta Anadoluda Değişim ve Muhafazakarlık, Berlin/İstanbul, WWW.esi.org



17 Sinan T. Gülhan: Devlet Müteahhitlerinden gayrimenkul geliştiricilerine, Türkiye’de kentsel rant ve bir meta olarak konut üreticiliği”, Birikim, Sayı.270, Ekim 2011 s.27-33.

18 12 Haziran 2012 Milliyet.

19 Güven Sak: “TOKİ Modeli 1930’lardan Kalmadır”, Radikal, 10 Temmuz 2012.

20 Tanıl Bora:” Türk Muhafazakarlığı ve inşaat Şehveti: Büyük Olsun Bizim Olsun”, Birikim, Sayı.270, Ekim 2011,s.15-18.

21 Özlem M. Ülker: “Son Çeyrek Asırda Türk Toplumunun Geçirdiği Muhafazakar Dönüşüm” Ankara.2007. TÜBİTAK SOBAG Projesi No.106K250.

22 Erbatur Çavuşoğlu: “ İslamcı neo-Liberalimde İnşaat Fetişi ve Mülkiyet Üzerindeki Simgesel Hale”, Birikim, Sayı.270, Ekim 2011,s.40-51.

23 Asuman Türkün: Age,s.120.

24 Jean-François Pérouse:İstanbul’la Yüzleşme Denemeleri, İletişim, İstanbul,2011,s.126.

25 H.Bahadır Türk: “Şantiyeler Kralı”: Bir Yeni Zaman Muktediri Olarak Ali Ağaoğlu, Birikim, Sayı.270, Ekim 2011,s.34-39.

26 “Göl Mahal Villaları Çitayı Yükseğe Çıkardı”, Milliyet 12 Ağustos 2012.

27 Asuman Türkün Vd.: “ İstanbul’da Eski Kent Mahalleleri ve Gecekondu Mahallerinde Kentsel Dönüşüm ve Sosyo-Mekansal Değişim”, TÜBİTAK SOBAG Proje.No. 108K134, Ekim.2010. Ayfer S. Bartu Candan Birey Kolluoğlu: 1990 Sonrası İstanbul’da Kentsel Dönüşüm ve Sosyal Tabakalaşma, TÜBİTAK SOBAG Projesi, No:106 K336 İstanbul, Ocak 2010.

28 Mücella Yapıcı: TOKİ’nin İstanbul Konut Uygulamaları, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Konut Sempozyumu, İstanbul 3-4 Aralık 2009,s.171.

29 Gökhan Karakaş: “Fikirtepe’de Yıkım Başladı”, Milliyet 4 Ekim 2012. Dumankaya GMYO Fikirtepede hak sahiplerinin yüzde 60 istediğinden yakınmaktadır. Milliyet, 8 Eylül 2012.

30 Nazmi Durbakayım:” Her İşimi Çok Keyif Alarak Yaptım”,TOKİ Haber, Eylül.2012,s.34-38.

31 Gülsen Yılmaz:Kentsel Planlamada Yeni Temsil Biçimlerine Doğru: İstanbul Ticari Peysajında Tarihi ve Coğrafi Çözümlemeler, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Haziran 2009 (Yayınlanmamış Doktora Tezi), s.204,208.

32 Bu konuda Bkz: Burcu Özduru, Çiğdem Varol : “Ankara’da Alışveriş Merkezlerinin ve Alışveriş Potansiyelinin Mekansal Dağılımının Perakende Yerseçim Modelleriyle Analizi”, TÜBİTAK-SOBAG Proje No: 108K547, Ankara, Şubat 2011.

33 Özlem Sandıkçı Altan İlkuçan: “Gentrification-Retailscapr Interaction: Acase Study of Cihangir İstanbul”

34 Jean-François Pérouse: Age,s.145-161.

35 Jean-François Pérouse: Age,s.148.

36 Hatice Kurtuluş:”İstanbul’da Yapsatçılığın Yeniden Doğuşu ve Kentin Merkezinde Mekanda Çözülen Sınıfsal Homejenlik”, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Knut Sempozyumu, İstanbul 3-4 Aralık 2009,s.321-327.

37 Nihal Ekin Erkan: Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Kentsel Eşitsizlik, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2006, (Yayınlanmamış Doktora Tezi),s. 95.

38 Ayfer S. Bartu Candan Birey Kolluoğlu:Age, s. 101

39 Ayfer S. Bartu Candan Birey Kolluoğlu: Age,s.19.

40 Asuman Türkün: Age,s.208-211.

41 Ayfer S. Bartu Candan Birey Kolluoğlu: 1990 Sonrası İstanbul’da Kentsel Dönüşüm ve Sosyal Tabakalaşma, TÜBİTAK SOBAG Projesi, No: 106K336, İstanbul, Ocak 2010.

42 Murat Güvenç : “Kent Tarihi Işığında Kentsel Dönüşüm”, Dosya 28, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ağustos 2012,s.120-124.

43 Sibel Çıngı: “Varsa Yoksa Arsa”, Radikal, 15 Eylül 2012. Bu bilgileri Century 21, brokeri Hüseyin Kaya vermiştir.

44 Anna Secor:”There is an Istanbul That Belong to Me: Citizenship, Space, and Identiy in the City”, Annals of the Association of American Geographers, 94(2),2004, pp.352-368.

45 Uğur Tanyeli: “Transformasyon/Malformation Kitle Bezemesi ve Protezler Üzerine”, Dosya 28, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ağustos 2012,s.131-136.



46 Betül Şengezer Ayşenur Ökten, Senem Kozaman Som: “İstanbul’da Son yirmi Yıldaki Konut Gelişmeleri”, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Knut Sempozyumu, İstanbul 3-4 Aralık 2009,s.391.

47 Sinan T. Gülhan: Devlet Müteahhitlerinden gayrimenkul geliştiricilerine, Türkiye’de kentsel rant ve bir meta olarak konut üreticiliği”, Birikim, Sayı.270, Ekim 2011 s.27-33.

48 Asuman Türkün: Age,s.574-583

49 Erbatur Çavuşoğlu: Age, s.45-46.

50 Milliyet, 11 Mart 2012.s.13.

51 Enrique Peñalose: Radikal, 22 Mart 2012.

Yüklə 184,08 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin