İkinci aşama, 19. Yüzyılın ikinci yarısında sosyalist akımların da etkisiyle gelişen ekonomik, sosyal ve kültürel nitelikli hakların ortaya çıkışıdır (ikinci kuşak haklar). Bu aşamada, insanın özgür sayılması yeterli değildi; insan, pratikte de gerçekten özgür olmalıydı. Bireye devletten olumlu bir davranış, bir hizmet görme olanağı tanıyan haklardır. Devletin pozitif statüde olmasını gerektirir. Bu haklara isteme hakları ya da sosyal ve ekonomik haklar da denir. Çalışma hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, sosyal güvenlik hakkı ,sendikal özgürlükler, kültürel yaşama katılma hakkı bu kategoride yer alırlar.Bu haklar karşısında Devlete pek çok edim yüklenmiştir. Böylece insan hakları kataloğunun sosyal haklarla genişlemesi, 20. Yüzyıl Anayasal belgelerinde sosyal hakların yer almasına neden olmuştur. Bu dönemde gelişen Marksizm, zamanın özgürlük anlayışını eleştirmiş, soyut ve biçimsel bulmuş, halk için yetersiz gelen bu özgürlük anlayışının değişmesi gerektiğini anlatmıştır. Birinci kuşak haklar insanları özgürleştirmemektedir.2.kuşak hakların yerine getirilmemesi halinde tek başına 1. Kuşak hakların bir anlamı olmayacaktır.Örneğin; bireyin konut dokunulmazlığı hakkı olmasına karşın,bir konutunun olmaması,birey bakımından bu hakkı işlevsiz kılacaktır.Sosyal ve ekonomik yetersizlikleri olan insanlar özgürlüklerini kullanabilme olanağından yoksundurlar. Bu nedenle devlete düşen yükümlülüklere değinmek gerekirse;
•Saygı göstereme yükümlülüğü.Bireyin eylemlerde bulunması ve gerekli kaynakları kullanması özgürlüğüne Devletin saygı göstermesi gerekir.Örneğin bireyin haklarından olan gösteri,eylem ve yürüyüş hakkı gibi.
•Koruma yükümlülüğü. Devlet insanları ister devlet isterse de devlet dışı aktörler tarafından yapılacak olsun, haklarının ihlal edilmesine karşı korumalıdır.Bunun için de öncelikle adil yargılanma ve eşitlik sağlanmalıdır.
• Yerine getirme yükümlülüğü.Bireyin haklarını kullanması için gerekli kaynakların Devlet tarafından bireye sağlanmasıdır.Bireyin temel ihtiyaçlarının sağlanması da bu kapsamdadır.
• Hakların geliştirilmesi yükümlülüğü.Değişen Dünya ile bireyin ihtiyaçları da değişmektedir.Bu kapsamda Devlet ,bireyin vatandaşlık bilincinin gelişmesi ve sürdürülebilir birlikte yaşamın olması için gerekli fırsat ve imkanları bireye sağlamalıdır.
Dostları ilə paylaş: |