öğrenme: yetenek + biyolojik kültür + gelişim + toplum kültürü + güdülenme + ilgi + öğrenme ortamı'dır.
İlkeleri şunlardır:
a. Açıklama
b. Güdüleme
c. Uygulama
ç. Değerlendirme
4. Bilgi işlem süreci kuramı: Öncüleri Allen Nevel, A. Simon'dur.
İşlem süreci: girdiler + işlemler + çıktılar
+ dönüt'ten oluşur.
Bu görüşe göre öğretilen her davranış insan zihninde sekiz aşamadan geçerek oluşur. Bunlar; güdüleme, farkına varma, kazanma, kollama, hatırlama, genelleme, davranma ve pekiştirmedir.
Öğretme ortamında şu sıra izlenmelidir:
a. Dikkat çekme
b. Öğrenciyi hedeften haberdar etme
c. Ön öğrenmenin hatırlatılması
ç. Araç - gerecin sağlanması
d. Rehberlik
e. Davranışın gözlenmesi
f. Dönüt verme (hataları, eksikleri bildirme)
g. Değerlendirme
h. Tekrar ve uygulama
PROGRAMLI ÖĞRETİM
Ünlü psikolog Skinner'in pekiştirme ilkeleri esas alınarak ortaya atılmış bir öğretim tekniğidir. Öğretimin bireyselleştirilmesini ve hatanın en aza indirilmesini amaçlar.
Programlı eğitimin ilkeleri şunlardır:
1. Küçük adımlar ilkesi
2. Etkin katılım ilkesi
3. Başarı ilkesi
4. Anında düzeltme ilkesi
5. Kademeli ilerleme ilkesi
6. Bireysel hız ilkesi
Programlı öğretim, bireyin kendi kendine öğrenmesidir. Bir öğrencinin önceden belirlenmiş hedef davranışlara ulaşmasına yardım etmek üzere, deneysel olarak geliştirilmiş öğrenme tekniklerinin sistematik olarak uygulanmasıyla düzenlenmiş süreçtir.
Mikro eğitim: 1960 yılında Stanford Üniversitesinde geliştirilmiş bir tekniktir. Bu teknikle öğretmen adaylarına araştırma teknikleri, kişilik ve yetenek geliştirme amacı güdülür. Mikro eğitim yöntemi öğretim süresi, sınıftaki öğrenci sayısı ve konu açısından küçültülmüş ve yoğunlaştırılmış bir öğretim deneyidir. Öğretimde bir laboratuvar ortamı sağlayan mikro eğitimin en büyük sınırlılığı tüm öğretim becerilerini kazandırmaya uygun düşmemesidir.
İş başında eğitim: Özellikle beceri gerektiren elemanların yetiştirilmesinde kullanılır. Bu yöntem deneyerek, yanlış yapa yapa öğrenmeden, bir programa göre, öğreticinin gözetiminde öğrenmeye kadar değişik şekillerde uygulanır. Öğrenci çalışma ortamında karşılaşacağı sorunlara önceden çözüm bulmaktadır. Bu yöntemin başarılı olması iyi bir öğreticiye ve öğretim materyallerinin bulunmasına bağlıdır.
Benzetişim (simülasyon): Sınıf içinde öğrencilerin bir olayı gerçekmiş gibi ele aldığı ve üzerinde eğitici çalışmaların yapıldığı bir öğretim tekniğidir. Örneğin; bir yangın sırasında alınacak önlemlerle, kurtuluş yollarının öğretilmesi veya bir deprem anında yapılması gerekenlerin öğretilmesi gibi.
Benzetişim tekniği bir düşünce değil, bir hareket olayıdır. Öğrenciler bu olaya katılıp onu şekillendirirler. Öğrenci problem çözme, karar verme ve eleştirel düşünme durumundadır. Bu teknikte öğrenciler aktiftir.
Ekiple öğretim: Ekiple öğretimde öğretmenler, öğretim etkinliklerini sunmada iş birliği yapmak zorundadır. Ekipte öğretim bir düzenleme biçimidir. Etkinliklere öğretmen karar verir. Okulun olanakları ile bağlantılıdır. Öğrencilerin gereksinimleri merkeze alınır. Ekiple öğretim yöntemi şu şekillerde organize edilebilir:
1. Konu yaklaşımı
2. Ortak merkezli yaklaşım
3. Birlikte sunulan konular yaklaşımı
4. Art arda gelme yaklaşımı
SON YILLARDA UYGULANMAKTA OLAN YÖNTEM VE TEKNİKLER
Çoklu zekâ kuramı: Harvard Üniversitesi öğretim üyesi psikolog Hovvard Gardner bu kuramı geliştirmiştir. İnsanın çoklu zekâya sahip olduğunu ileri sürmüş ve çoklu öğrenme programında bireylerin becerilerinin daha fazla artacağını savunmuştur.
Gardnner'in ileri sürdüğü sekiz zekâ türü şöyledir:
1. Sözel
2. Mantıksal (matematiksel)
3. Görsel
4. Müzikal
5. Bedensel
6. Sosyal (bireyler arası)
7. Öze dönük (bireysel)
8. Doğal
Çoklu zekâ kuramında öğrenilecek konunun bir zekâdan diğerine nasıl uygulanacağı düşünülür. Ayrıca bireysel farklılıklar üzerinde durulmalıdır.
Tam Öğrenme Modeli
Bu öğrenme modelini ortaya koyan Amerikalı eğitimci Bloom'dur. Bloom'a göre olumlu koşullar sağlandığında herhangi bir kişi konu öğrenebiliyorsa diğer herkes de öğrenebilir. Tam öğrenme modelinde okuldaki tüm öğrenciler, öğretilen her şeyi öğrenebilir.
Tam öğrenme modelinin ana değişkenleri:
1. öğrenci nitelikleri: Öğrenme sürecini tamamlamak için gerekli olan tüm bilgi, beceri ve yeteneklerdir.
2. öğretim hizmetinin niteliği: İpucu, pekiştirme, katılım ve dönüt, düzeltme etkinlikleridir.
3. Öğrenme ürünleri: Öğrencinin öğrenme hızı, duyusal özellikleri ve becerileridir.
Tam öğrenme modelinin ilkeleri şunlardır:
a. Öğrencilere plânlı ve olumlu öğrenme koşulları sağlanmalıdır.
b. Yeterli zaman verilmelidir.
c. İpucu, pekiştirme, dönüt ve düzeltme verilmelidir.
ç. Öğrenci katılımı sağlanmalıdır.
d. Tam öğrenme ölçütü belirlenmelidir.
e. Bir ünite öğrenilmeden diğerine geçilmemelidir.
Altı Şapka Tekniği
Edward De Bono insanların düşünme şekillerini anlamanın yolu olarak taşıdıkları hayali şapkalarla bağlantı kurmak gerektiğini savunur.
Beyaz şapka objektiftir. Kırmızı şapka öfke ve tutkuyu ifade eder. Siyah şapka karamsarlık ve kötümserliktir. Sarı şapka iyimserlik ve aydınlığı ifade eder. Yeşil şapka yaratıcı ve yeni fikirlerle ilgilidir. Mavi şapka serinkanlılığı gösterir.
öğrenme Stratejileri
1. Tekrar gözden geçirme: Öğrencinin öğrendiği konuyu yeniden gözden geçirmesine dayanır.
2. örgütleme stratejisi: Öğrenci kendisine verilen materyali önceki bilgilerine dayanarak yeniden düzenler.
3. Anlamlandırma stratejisi: Yeni gelen bilgiler bireyin belleğindeki bilgilerle karşılaştırılarak anlamlı duruma getirilir.
SUNUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ
İlke, kavram ve genellemelerin öğretmen tarafından düzenli bir şekilde sıralanması ve öğrenciler tarafından öğrenilmeye hazır bir durumda verilmesi sürecidir.
Daha çok öğrenme etkinliklerinin başlangıcında (derslerin giriş bölümünde) ve bilgi düzeyinde hedef-davranışların kazandırılmasında kullanılır.
Öğretmen temel bilgi sağlayıcıdır ve örnekleri anlatır. Bu yaklaşımda önce soyut düşünce sunulur sonra örnekler sunulur. Daha sonra da soyut kavramayı sağlamak için ek örnekler verilir. Böylece dersin başında öğretmen soyutlamayı anlatır ve açıklar.
Öğrenci kendisi için hangi bilginin önemli olduğunu bilmediği için öğrenmesi gereken bilgi, ilke ve kavramları kendisine sunulduğu gibi öğrenir. Öğretmen bu yaklaşımda konu alanlarını (içeriği) anlamlı bir yapı bütünlüğüne getirerek etkili bir şekilde sunar. Öğretmen konuları hiyerarşik bir sıra ile tümdengelim yoluyla uygun bir biçimde yapılandırır ve uygun eğitim yaşantılarının (etkili sunu tekniklerini) kullanarak sunar.
Sunuş yoluyla öğretimde, bilginin hiyerarşik bir yapı içerisinde anlamlandırılarak öğrencilere sunumu genelden özele (tümdengelim) yoluyla gerçekleştirilir. Önce kavram ya da ilke verilir sonra da örnek sunulur. Bu starateji öğrenci açısından bakıldığında alış yoluyla öğrenme, öğretmen açısından bakıldığında sunuş yoluyla öğretme olarak ifade edilir. Aynı zamanda "anlamlı öğrenme" stratejisi olarak kabul edilir. Öğrencileri ezber öğrenmeden kurtarmayı amaçlar.
Sunuş yoluyla öğretim stratejisinde bilgi, kavram ve ilkelerin anlamlı bir şekilde yapılandırılarak, bütünden - parçaya doğru öğrenilmesi sağlanır. Böylece öğrenmeler temel kavramlara dayalı olarak sağlanır.
BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ
Bu yaklaşımın dayandığı temel anlayış öğrencinin öğrenmede konu alanın yapısını kavramasıdır. Bu nedenle öğrencinin aktif olması ve buluş yapması (keşfetmesi) gerekmektedir. Öğrenci sınıfta aktif ve girişimci olmalıdır. Öğrenci merkezli eğitimin uygulamasına dayalı bir yaklaşımdır. Buluş yoluyla öğrenmede öğrencinin kendi gözlemleri ve etkinliklerine bağlı olarak bilgi, kavram, ilke ve genellemeye ulaşması sağlanır. Bruner'e göre öğrenci bilgiye kendisi ulaşmalı ve keş-fetmelidir. Bireylerin öğrenme doğalarında, araştırma, merak, bulma, keşfetme isteği vardır.
Öğrenciler bir bilim adamı gibi bilgiyi kendileri yapılandırmalıdır. Bunun için aktif olarak deney yapmaya, ilke ve kavramları bulmaya yönlendirilmelidir. Böylece öğrenciler kendisine güvenen, olumlu benlik geliştiren ve bağımsız davranan bireyler olarak yetiştirilirler. Konular özelden genele doğru yani tümevarım yaklaşımıyla işlenir. Öğretimin tümevarım yaklaşımıyla işlenmesinde, öğrencilerin sezgisel düşünme güçleri geliştirilerek konulara ilişkin kanıtlarla tahminde bulunmaları ve bunları sistemli olarak araştırarak test etmeleri sağlanır. Bu yaklaşım da öğrencilerin yaratıcı düşünme ve yansıtıcı düşünme yetenekleri geliştirilir.
Araştırma İnceleme Yoluyla Öğretim Stratejisi
J. Devvey tarafından geliştirilen bu yaklaşımda öğrencilerin araştırma ve inceleme yaparak öğrenmeleri sağlanır. Yani öğrenciler araştırma etkinliklerini problem çözme yoluyla öğrenirler. Öğrencilerin sınıf içi ve sınıf dışı etkinliklerle yaptığı problem çözme sürecidir, (yaklaşımıdır) Öğrencilerin problem çözme (bilimsel yöntem) becerilerini kullanarak öğretmenin sağlandığı öğrenme yoludur. Öğrenci problem çözmenin (bilimsel yöntemin) aşamalarını karşılaştığı durumlara (problemlere) uygular ve süreçte tamamen aktiftir. Aynı zamanda öğrencide yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme ve yansıtıcı düşünme yeteneklerini geliştirir.
Özellikle öğrencilere yaşamlarında karşılaşabilecekleri problem durumlarında değişik çözümler üretmesini öğretir. Ayrıca öğrendikleri konuları değişik durumlarda denemelerine olanak sağlar. Araştırma-inceleme yoluyla öğretim stratejisi özellikle uygulama ve daha üst düzeyindeki hedef alanlarının öğrenciye kazandırılmasında etkilidir.. Öğretmen süreçte rehberdir.
ÖĞRETME-ÖĞRENME YAKLAŞIMLARI
TAM ÖĞRENME STRATEJİSİ (YAKLAŞIMI)
Bloom tarafından geliştirilen ve okulda öğrenme adı da verilen tam öğrenme modeli (yaklaşımı) okullarda öğretme-öğrenme sürecinde etkili bütün öğeleri, öğrencilerin en etkili öğrenme düzeyine ulaşması için sistemli olarak bir araya getiren bir yaklaşımdır. Tam öğrenme yaklaşımı her okulda ve sınıfta hızlı öğrenen ve öğrenmeyen öğrenci bulunduğu ve her öğrencinin hazırbulunuş-luk düzeyine göre öğretimin yapılmasını, her öğrenciye ihtiyacı olan ek öğretim zamanı ve nitelikli öğretme hizmeti (ipucu, katılım, pekiştireç, dönüt) sağlanırsa her öğrencinin öğrenebileceği ve okulda tüm öğrencilerin öğrenebileceğini temel sayıtlılar olarak kullanılmaktadır. Tam öğrenme modeli öğrencinin özgeçmişinin onun öğrenmesindeki önemini vurgular. Bunun için öğrencinin öğrenme ünitesini öğrenebilmesi için gerekli olan ön koşullan ne derece öğrenmiş bulunduğuna yer verir. Bloom'a (Özçelik 1995) göre öğrencinin bir öğretim ünitesini öğrenebilmesi için gerekli olan zaman ve çaba şeklini belirleyen öğrenme gücünün (yeteneğinin) önemli derecede değiştirilebilmekte olduğu ve ideal öğrenme koşullarının sağlanması, yani öğrencilerin öğrenebilecek ünitenin ön şartları bakımından tam olarak hazırlanmış, öğrenme için güdülenmiş bulunmalarını ve öğretimin de bütün öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun (onlar için anlamlı, işe yarar ve yeterli) bir hale getirilmiş bulunması halinde, öğrencilerin öğrenme gücü bakımından birbirine benzeyecek ve aralarındaki öğrenme farkı azalacaktır.
Tam öğrenme modeline göre öğrenciler arasındaki öğrenme farklılıklarının nedeni doğuştan ve öğrenme yetenekleri arasındaki farktan değil, çevre koşullarından kaynaklanır. Bu nedenle "öğrenci neden öğrenemiyor?" sorusuna değil öğrenmeyi etkileyen koşulların düzeltilmesi anlayışına dayanır. Modelin amacı öğrenmeye etki eden faktörleri kontrol altına alarak kalıcı öğrenmeyi gerçekleştirmektir. Buna göre zeka, genel yetenek, kişilik özellikleri, ailenin sosyo-eko-nomik düzeyi gibi öğretme - öğrenme sürecinde değiştirilemeyen öğelerin yerine, ön öğrenmeler, derse karşı tutum, ilgi, başarı inancı, zaman, pekiştireç, öğrenci katılımı, dönüt, araç - gereç gibi değiştirilebilir öğeler zenginleştirilerek etkili öğrenme sağlanabilir. Okullar öğrencilerin değiştirilemez özellikleri değil, değiştirilebilir özelliklerini geliştirerek öğrenmeyi sağlamalıdır.
İŞBİRLİKLÎ (KUBAŞIK) ÖĞRENME
Öğrencilerin küçük gruplar oluşturarak, bir görevi yerine getirmek, bir konuyu öğrenmek, bir konuya çözüm getirmek ya da bir problemi çözmek için ortak bir amaç doğrultusunda birlikte çalışmaları yoluyla gerçekleşen bir öğrenme yaklaşımıdır. Grup öğretiminde üyeler (öğrenciler) arasındaki etkileşim önemlidir. En önemli faydası öğrencilerin birbirinden öğrenmelerini sağlama, öğrenciler arasında işbirliği, görev paylaşımı, uzlaşma, sorumluluk alma ve arkadaşlık bağlarını geliştirmesidir. Geleneksel sınıflardaki öğrencilerin yarışına ve rekabetine son vermeyi amaçlayan ve başarıya birlikte ulaşmayı hedefleyen bir yaklaşımdır. İşbirliğine dayalı öğrenmelerde bir öğrenci diğer arkadaşlarının neyi, nasıl yaptığına ilgi göstermek, bu sorumluluğu almak zorundadır. Başlıca kurucuları J. Devvey, Vgotsky, Slavin, Piaget, Bandura ve Kagan'dır.
İşbirlikçi öğretim özellikleri:
• Öğrencinin öğrenmeye güdülenmelerini ve dikkatlerini sürdürmelerini sağlar.
• Sınıfta, yarışmayı ortadan kaldırdığı için başarı ve başarısızlık grubun tüm üyelerince paylaşılır.
• Öğrencilere etkili iletişim becerisi, başkalarının düşüncesine saygı duyma, çok yönlü düşünme ve işbirliğine dönük bağlılık (olumlu bağlılık) özelliklerini kazandırır.
• Öğrencilerin psiko - sosyal ve duyuşsal gelişimlerine katkıda bulunur. Öz saygı ve öz yeterliği geliştirir.
• Olumlu bağlılık geliştirir. (Grubun üyelerinin başarısının bireye, bireyin başarısının gruba yarayacağını, bireysel başarı olmazsa, grubun başarılı olamayacağını algılama).
• Öğrencilere başkalarının bakış açılarından (empati) yaklaşma, hoşgörülü olma, fikirlere saygılı olma vb. olaylara yaklaşma olanağı sağlar.
• Grup içerisinde, işbirliği, sorumluluk, paylaşma gibi değerleri geliştirir.
• Öğrencinin hoşgörülü olmasını, konuları tartışmasını, fikirlere saygılı olmasını ve demokratik yaşam alışkanlıklarını geliştirir.
• Düşük yetenekli ve öğrenme güçlüğü olan öğrencileri öğrenme sürecine kadar ve daha üst düzey öğrenme becerilerini kazandırır.
• İşbirlikçi öğrenme grupları oluşturulurken öğrenciler arasında farklı yetenek, cinsiyet, başarı ve kişisel özellikleri bakımından heterojen gruplar belirlenmelidir.
• İşbirlikçi öğrenmelerde öğrenciler, çoklu öğrenme ortamlarında kendi öğrenmelerini yapılandırırlar. Bir arada eksiklikleri tamamlama, bildiklerini pekiştirme, aralarında tartışma, problem çözme, karar alma, ödülü paylaşma, üst düzey zihinsel etkinliklerde bulunma gibi farklı etkileşime geçerler.
• Sınıfın fiziksel düzeni (oturma düzeni) öğrenciler arasındaki işbirliğini geliştirme amacıyla küme çalışması oturma düzenine dönüştürülür.
• İşbirlikçi öğretimde öğretmenin görevi, heterojen grupların oluşması, gruplarda işbirliğinin, veriminin artırılmasını sağlamak ve ürünlerin değerlendirilmesindeki tüm aşamaları planlamaktır.
• Katılımcılığı ve çoğulcu özellikleri geliştiren demokratik bir öğretim yöntemidir.
• Daha çok düşük ve orta düzeyde yeteneğe sahip öğrenciler ile ileri düzeyde öğrencileri kaynaştırarak öğrenme sürecine katmayı amaçlar.
• Öğrenme sürecinde rekabeti kaldırır (Rekabet öğrenciler arasında gerilim» yol açar.) İşbirlikçi öğrenmeyi (destek leyici olmayı savunur.)
• Problem çözme ve üst düzey düşünm yeteneklerini geliştirir.
• Grup amaçlara sahiptir. Ortak hareket edilir ve bireysel çaba gerekir. Grubun başarısı, her üyenin çabasına ve sorumluluğuna aittir. Gruptaki her üye diğer üyeler başarmadan kendilerinin de başaramayacaklarını bilir ve birbirlerine yardımcı olur.
• İşbirlikçi öğretimde değerlendirme; grup içi etkinliklerin değerlendirilmesi ve bireysel değerlendirme olmak üzere iki türlüdür. Bireyin başarısı grubun başarısına dönüştürülür ve değerlendirme ölçütlere göre, öğretmen ve grupça birlikte yapılır.
ÇOKLU ZEKA YAKLAŞIMI
Zekanın bilinen ve klasik tanımı olan sadece dil ve matematik zekasını dikkate alan tanımlamanın yerine zeka, bireyin bir çok alanda, müzikte, sporda, dansta, iletişimde, doğada, resimde ürün ve performans ortaya koyma yeteneğine göre yeniden tanımlanmıştır.
Gardner'e (1983) göre zeka, bir veya daha kültürel yapıda değeri olan bir ürüne şekil verme ya da problemleri çözme yeteneğidir. Diğer anlatımla zeka, problem çözme kapasitesi veya değerli bir ya da birden çok kültürel yapı ürünü ortaya koyma kapasitesidir. Piaget ise zekayı çevreye uyum sağlama yeteneği olarak açıklamıştır.
Zekaya ilişkin geleneksel yaklaşımlar ile çağdaş yaklaşımlar arasındaki farklar:
Geleneksel Yaklaşımlar
• Zeka bölümü
• Niceliksel
• Gerçek yaşamdan soyutlama
• Dışsal güdüleme
• Ölçme
• Sayıllaştırma
• Doğuştan gelir ve sabittir.
• Bireyleri gruplama
Çağdaş (Yeni) Yaklaşım
• Çoklu zeka
• Niteliksel
• Gerçek yaşam etkinliklerine dayalı olma
• İçsel güdüleme
• Yorumlama, betimleme
• Zeka potansiyeli
• Değişebilir ve geliştirebilir.
• Bireyleri tanıma, keşfetme
Zeka Alanlarının Gelişimini Etkileyen Faktörler:
• Kalıtım ve çevre etkileşimi
• Tarihsel ve kültürel faktörler
• Kaynaklara ulaşma şansı
• Coğrafi faktörler
• Ailesel faktörler
• Durumsal faktörler
Çoklu zeka yaklaşımı öğretim uygulamalarında ve öğrenmede her zeka alanının belirli oranlarda kullanılması ilkesine dayanmaktadır. Her öğrencinin güçlü olan zeka alanlarının geliştirilmesi değil, farklı olan birden fazla zeka alanlarının güçlendirilerek öğretimde etkili hale getirilmesi üzerinde durmaktadır. Başlıca zeka alanları ve bu alanların temel özellikleri aşağıda verilmiştir.
Çoklu zeka kuramının en önemli sayıltısı "Her çocuğun bir veya birkaç alanda gelişim potansiyeline sahip olmasıdır." Ve bu yaklaşımın temel dayanakları şunlardır:
• İnsanlar bütün zeka alanlarına değişik miktarlarda sahiptir.
• Herkesin farklı bir kişiliği, karakteri ve zeka profili vardır.
• Öğretim sürecinde öğrencilerin baskın olan zeka alanlarına göre değil, birçok zeka alanını işlevsel yapan öğretim teknikleri geliştirilmelidir.
• Bireyler kendi zekalarını arttırma ve geliştirme yeteneklerine sahiptirler.
• Zeka çok yönlüdür ancak kendi içerisinde bir bütündür.
• Zeka başkalarına öğretilebilinir.
• Zeka güçlendirilebilir.
• Çeşitli zeka alanları bir arada ve belli bir uyum içinde çalışırlar.
• Kişisel altyapı, kalıtım, kültür, inançlar ve tutumlar zekanın gelişiminde etkilidir.
• Çoklu zeka yaklaşımında ölçme ve değerlendirme, öğretmen - öğrenci - veli işbirliği ile yapılır ve ağırlıkla öğrenci gelişim dosyaları (portfolyo) kullanılır.
• Öğrenmeyi gerçekleştirmenin farklı (çoklu zeka alanlarına bağlı) yolları vardır.
ZEKA ALANLARI TEMEL ÖZELLİKLER ÖĞRETİM ETKİNLİKLERİ
Mantıksal / Matematiksel Zeka Temel özellikleri
• Sayısal ve mantıksal yapıları kavrama
• Mantıksal düşünme
• Tümevarımsal ve tümdengelimsel akıl yürütme
• Sonuç çıkarma
• Problem çözme
• Hipotez kurma
• İlişkileri bulma
• Genellemeler, sınıflamalar yapma, soyut yapıları tanıma, bağlantı ve ilişkileri ayır-tetme karmaşık hesaplamalar yapabilme, bilimsel yöntemi kullanma
öğretim Etkinlikleri
• Bulmaca ve problem çözme
• Zihinsel hesap yapma
• Bilimsel düşünme
• Keşifler yapma
• Sayılarla oyun oynama
• Bilimsel Deneyler
• Eleştirel düşünme
• Gruplama ve sınıflama yapma
• Araştırma yapma
Sözel / Dilsel Zeka Temel Özellikleri
• Sözcükleri yazılı, sözlü ifade edebilme
• Dilin temel işlevlerini kullanabilme
• Kelimelerin işlevlerini kullanabilme
• Kelimelerin işlevlerine, anlamlarına, yapısına duyarlılık
• Sözcüklerin anlamını kavrayabilme
• Mizaha dayalı anlatım, Metalinguistik (dili araştırma için kullanma) analiz
Öğretim Etkinlikleri
• Hikaye, öykü anlatma, makale yazı yazma
• Konferans
• Beyin fırtınası
Bedensel / Ktaesıtefrik Zeka Temel Özellikleri
• Bireyin vücut hareketlerini kontrol etmesi
Duygu ve düşüncelerini ifade etmede, problem çözmede beden dilini ve vücudunu kullanabilmesi
Öğretim Etkinlikleri
• Rol oynama, drama
• Dans
• Spor
• Gezi ve gözlem
• Yapma ve açıklama
Görsel / Uzamsal Zeka Temel Özellikleri
• Görsel ve uzamsal dünyayı doğru algılayabilirle, algıladığını günceleştirebilme
• Üç boyutlu bir nesneyi görmeden zihninde canlandırabilirle
• Renkler, şekiller, desenler, grafikler resimler ve görsel sembolleri
öğretim Etkinlikleri
• Resim, grafik, matriks yapma
• Görsel sunumlar
• Sanat etkinlikleri
• Görsel düşünme uygulamaları
• Aktif imgelem
• Hayalgücü
• Zihinde canlandırabilirle
• Uzayda yol / yer bulma
Mteiksel/Riümse! Zeka Temel Özellikleri
• Ritim, ton ve tizler üretme
• Ritim ve müziği kullanarak duyguları ifade etme
öğretim Etkinlikleri
• Şarkı söyleme, mırıldanma
• Islık çalma
• Ritim tutma
Sosyal / Bireyler arasa Zeka Temel özellikleri
• Diğer bireylerin isteklerini, güdülerini, tarzlarını, hareketlerini anlama ve tepkide bulunma
• Diğer bireylerle işbirlikli öğrenme, grup çalışması, paylaşma, empati, sempati
• İletişim becerilerini kullanma
öğretim Etkinlikleri kurma
• İşbirlikli öğrenme
• Akran öğretimi
• İletişim becerileri
• Gözlem ve taklit
• Empati, sempati
Bireysel/ösel (İçe) Dönük - Zeka Temel Özellikleri
• Kendini gerçekleştirebilme, kendi dünyasına erişebilme
• Güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olma
• Duygularının farkında olma
öğretim Etkinlikleri
• Bireyselleştirilmiş öğretim
• Öz saygı
• Bireysel hedefler
• Bireysel okuma, yazma
• Proje yapma
Doğa Zekası Temel özellikleri
• Doğaya duyarlı olma
• Çevreyi tanıma
• Hayvan haklarına ilgili olma
öğretim Etkinlikleri
• Gezi - gözlem
• Proje yapma
Çoklu Zeka Kuramına Göre Başlıca Zeka Alanlan ve Uygun öğrenme ve Öğretme Etkinlikleri Şunlardır:
Matematiksel / Mantıksal Zeka
Bu zeka alanında mantık kuralları, sebep - sonuç ilişkilerini kurma, sonuç çıkarma, akıl yürütme ve sayısal işlem yetenekleri iyi olan bireyler yer alır. Sayıları kullanma, problem çözme, akıl yürütme yollarını kullanma, hipotez kurma, düşünceler arasındaki ilişkileri anlama yeteneklerini kapsar. Bilim adamları, matematikçiler, mühendisler, istatistikçiler bu tür zekaya sahiptir. Nesneyi tanımlamada, analiz etmede ve matematiksel konularda başarılıdırlar.
Özellikleri:
• Matematiksel problemleri rahatlıkla çö-zerler.
• Grafik ve istatistik ifadeleri rahatlıkla yorumlayabilirler.
• Teknolojiyi iyi kullanırlar.
• Olayların oluşumu ve işleyişi hakkında araştırma yaparlar.
• Satranç ve dama oynamayı, bulmaca çözmeyi, matematik dersini severler.
• Sayılara, zamana, analitik düşünme (ne-den-sonuç ilişkilerinde)
• Problemlere bilimsel çözümler üretme, deney tasarlama, neden-sonuç etkinlikleri, eleştirisel düşünme, kavram haritası yapma, denkleme dönüştürme başlıca öğretim faaliyetleridir.
Dostları ilə paylaş: |