Ekolojik tarimda iÇ pazarin geliŞİMİ



Yüklə 3,61 Mb.
səhifə76/337
tarix07.01.2022
ölçüsü3,61 Mb.
#91017
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   ...   337
Alan, N. 1986. Bitki Genetik Kaynaklar El Kitabı. Ege Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü Yayınları No.70. Menemen/ İzmir

Broswimmer, F. 1995. Bitki emperyalizmi. Bilim ve Ütopya Dergisi, Sayı:18, Aralık-1995.

Kence, A. 1995. Biyolojik zenginliğimiz, sorunlar ve öneriler. Bilim ve Ütopya Dergisi, Sayı:18, Aralık-1995.

Seçmen, Ö. Türkiye endemik bitkileri ve florasıyla dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. http:/www.byegm.gov.tr/yayınlarımız/ANADOLUNUNSESİ/154/AND11.htm. Devrim Gazetesi, Sayı:12459. Muğla.

Temiz, K., Settar, N. ve Tan, A. 1984. Tohumculuk Endüstrisi Açısından Bitki Genetik Kaynakları. Ege Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü Yayınları No.39. Menemen / İzmir.

Turak, A. 1995. Emperyalist tekellerin gen hırsızlığından örnekler. Bilim ve Ütopya Dergisi, Sayı:18, Aralık-1995. S.10-11.

EKOLOJİK (ORGANİK, BİYOLOJİK) TARIMDA HAYVANCILIK
Yılmaz ŞAYAN1 , Muazzez POLAT1

ÖZET

Tarımsal üretim son yıllarda, konvansiyonel tarım da denilen entansif veya yoğun üretim şeklinde yapılmaktadır. Konvansiyonel tarımda, öncelikle birim alandan yüksek miktarda ürün alınması amaçlandığından bitkisel üretimde transgenik tohumlar, sentetik kimyasal gübre ve tarım ilaçları ile, hayvansal üretimde de kesimhane yan ürünleri ve kadavra unları ile çeşitli katkı maddeleri bilinçsizce ve yoğun olarak kullanılarak ekolojik denge ve ürün kalitesinde sağlık kriterleri ikinci plana atılmaktadır. Bu nedenle de, günümüzde artık bu üretim sisteminin çevreye, hayvana ve insana zararlı etkileri kendini göstermeye başlamıştır. Nitekim, konvansiyonel tarımın hayvan ve insanlarda nitrat zehirlenmeleri, çeşitli kanser vakaları, hayvanlarda Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE) / Deli inek hastalığı veya halk dilinde Deli dana hastalığı ve buna bağlı olarak insanlarda Creutzfeldt Jacop (CJ) hastalığı gibi sağlık problemleri oluşturduğu görülmektedir.

Konvansiyonel tarımın bu ve benzeri problemleri nedeniyle, günümüzde artık pek çok ülkede alternatif olarak organik tarım, diğer bir ifadeyle organik bitkisel ve hayvansal üretim uygulamalarına geçilmektedir. Organik tarım, ekolojik doğal dengeyi korumayı ve ürün miktarından çok ürün kalitesinde sağlık kriterlerini yükseltmeyi amaçlayan bir üretim şeklidir. Bu üretim sistemi içinde yer alan organik hayvansal üretimin temeli bölgeye adapte olabilen hayvanlarla çalışmak ve bunlardan organik bir yetiştirme ve organik bir besleme ile sağlıklı ürünler almaktır. Organik hayvan beslemede de organik bitkisel kaynaklı yemlere olan ihtiyacın fazlalığı, organik hayvansal üretim işletmelerinde organik bitkisel üretimin de birlikte yer almasının önemli olduğunu göstermektedir. Çünkü, bu şekilde sağlıklı hayvansal ürünler elde edilirken, işletmedeki bitkisel üretim birimine yem bitkisi münavebesi getirilmesi, gübre temin edilmesi, hem toprağın strüktür ve içeriğini iyileştirecek, hem de işletmeden elde edilecek organik hayvansal ve bitkisel ürünlerin maliyetini düşürecektir. Nitekim, son günlerde sağlıklı hayvansal ürünlerin elde edilmesi için önerilen organik hayvan çiftliklerinde de, bu iki üretim sistemi birlikte yer almaktadır.
GİRİŞ
Dünya nüfus artışı ve buna bağlı olarak tarım ürünlerine olan talebin yoğunluğu; son yıllardaki bitkisel üretim gibi hayvansal üretimin de, konvansiyonel hayvancılıkta denilen yoğun üretim şeklinde yapılmasına neden olmuştur. Konvansiyonel üretimde birim alandan yüksek miktarda ve ekonomik ürün alınması öncelikli olduğu için, ekolojik denge ve ürün kalitesinde sağlık kriterleri ikinci plana atılmıştır. Bunun sonucu olarak da, günümüzde artık konvansiyonel bitkisel üretim gibi konvansiyonel hayvansal üretiminin de, çevreye, hayvan ve insan sağlığına zararlı etkileri kendini göstermeye başlamıştır. Bunlardan konvansiyonel hayvansal üretimle gelen sorunlar kısaca özetlenirse, sağlıklı hayvansal ürünler için, organik hayvancılığa niçin gerek olduğu ve organik hayvancılığın ne olduğu daha kolay açıklanabilir.

Konvansiyel hayvansal üretimde, barınaklardaki yerleşim sıklığı, hayvan sayısının fazla olması ve yetersiz kalan işgücü tırnak ve ayak rahatsızlıkları ile mastitis gibi hayvan yetiştirmeye bağlı bazı hayvan hastalıklarının artmasına neden olmaktadır. Daha fazla ilaç kullanımı ve hayvansal ürünlerde ilaç kalıntısı birikimi riski demek olan bu durum ise bu ürünleri tüketen insanların sağlığını tehdit etmektedir. Ancak bu üretimde kullanılan yem ve bazı katkı maddeleri daha büyük problemlere neden olmaktadır.

Nitekim, bitkisel kaynaklı yem ihtiyacının karşılandığı konvansiyonel bitkisel üretim; gerek erozyona zemin hazırlayarak, gerekse de transgenik tohumları, yoğun kullanılan sentetik kimyasal gübreleri ve tarım ilaçları ile hem ekolojik dengeyi bozmakta, hem de hayvan ve insan sağlığını tehdit etmektedir (1, 17). Ayrıca, ekonomik hayvansal kaynaklı yem olarak yeterince hijyenik hale getirilememiş ve ilaç kalıntıları da içerebilen çeşitli kesimhane yan ürünleri ve kadavra unları kullanmaları da bazı sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Örneğin, son günlerde devamlı gündemde olan ve sinirsel belirtilerle seyredecek birkaç hafta içinde ölümle sonuçlanan bulaşıcı bir sinir hastalığı Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE) / Deli inek Hastalığı yani halk dilinde deli dana hastalığı da konvansiyonel hayvansal üretimin getirdiği önemli bir problemdir. Nitekim İngilizler ülkelerindeki yem üreticilerinin 1980'li yılların başlarında maliyeti düşürmek için sığır yemlerine dejeneratif bir sinir hastalığı Scrapie 'den ölen koyunların kadavra unlarını katmaları deli inek hastalığının çıkış nedeni olduğunu ve bu uygulamanın 1988'de yasaklanmasıyla hastalığın azaldığını ileri sürmektedirler. Fakat bu süre içinde veya daha sonraki yıllarda hasta sığır eti yiyen veya hasta sığır kadavra unlarını yem olarak tüketen sığırların etlerini yiyen insanlarda ölümcül dejeneratif bir sinir hastalığı olan Creutzfeldt Jacop (CJ) hastalığının çıkmaya başladığını da bildirmektedirler. Bu konudaki asıl endişeler, hastalığın kuluçka süresinin insanlarda 5 ila 20-30 yıl gibi uzun zaman olması nedeniyle önümüzdeki yıllarda CJ hastalığının AIDS gibi geç tanınan ve geç önlem alınan önemli bir sağlık problemi olabilirliğidir ( 6,10, 13, 14).

Konvansiyonel hayvansal üretimde, yemlerde olduğu gibi çeşitli katkı maddelerinin kullanılmaları da önemli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Örneğin, kanatlılarda ve özellikle etlik piliçlerde gelişmeyi ve yemden yararlanmayı uyarıcı olarak antibiyotik kullanımı konusunda en önemli prensip, insanlarda ve hayvanlarda tedavi (sağıtım) amacıyla kullanılanlardan olmaması veya bunlarla ilişkisi veya etkileşimi bulunmaması iken, zaman zaman söz konusu prensibe uyulmadığı görülmektedir. Nitekim, Dünya Sağlık Organizasyonu (WHO)'nun yayınladığı bir raporda antibiyotiklerin hatalı kullanımı sonucu bir çok mikrobun bağışıklık kazandığı ve bilinçsiz kullanımın devam etmesi durumunda da insanlarda boğaz ve kulak iltihaplarına karşı antibiyotiklerin etkili olamayacağı bildirilmektedir (12). Avrupa Topluluğu ülkeleri ve ülkemiz bu nedenlerle antibiyotiklerin, hastalıkların tedavisi dışında gelişmeyi ve yemden yararlanmayı uyarıcı kullanılmalarını yasaklamıştır (2). Anabolizanlar, yani hormon ve benzeri maddelerin de gelişmeyi uyarıcı olarak kullanılmaları insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Nitekim, sığır besisinde kullanılan sentetik anabolizanlardan stilbenler grubunun insanlarda uygun bünyelerde kansorejen ve gen yapısını bozan etkileri olduğu belirlendiğinden tüm ülkelerde yasaklandığı bilinmektedir (8).

Konvansiyonel hayvansal üretimle ilgili bu sorunlar nedeniyle, alternatif olarak organik hayvansal üretim önerilmektedir (1). Organik hayvansal üretimin temeli de, organik bir yetiştirme ile özellikle organik bitkisel kaynaklı yemler kullanılarak yapılan bir beslemedir.


Yüklə 3,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   ...   337




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin