Ali KOÇ1, Nermin AKYIL1, Y. Erdal ERTÜRK1, M. Uğur KANDEMİR1
GİRİŞ
Son on yıllık dönemde tüketicilerin sağlık riskine karşı duyarlı hale gelmeleri ve çevre bilincinin gelişmesi Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, ABD ve Kanada gibi gelişmiş ülkelerde organik, ekolojik veya doğal olarak adlandırılan ürünlere olan talebi artırmıştır. Tüketicilerin sağlık riskine karşı duyarlı hale gelmesinde çevre örgütleri ve tüketici örgütleri yanında AB ülkelerinde perakendecilik sektöründe yaşanan yoğun rekabette önemli derecede etkili olmuştur.
Türkiye’de AB ülkelerinden gelen talebi karşılamak amacıyla gündeme giren organik ürün üretimini artırma yönünde yoğun çalışmalar yapılmaktır. Diğer taraftan iç pazarda, organik ürün pazarlamasında çarpık bilginin (asymmetric information) sebep olduğu ters seçimi (adverse selection) önlemeye yönelik olarak Tarım Bakanlığı organik ürün ve pazarlama yönetmeliğini 2001 yılı içinde hazırlamış ve uygulamaya koymuştur. Bu gelişme organik ürün üreticilerinin haksız rekabetten korunması için önemli bir gelişme ve onlar için önemli bir teşviktir. Bunlara ilave olarak, organik ürün talebinin artırılması da sektörün geliştirilmesinde göz önüne alınması gerekli en önemli faktördür.
Üreticinin, geleneksel üründen organik ürüne geçmesi için, organik üründen sağladığı kazancın en az geleneksel üründen sağladığı kazanca (fırsat maliyeti) eşit veya daha büyük olması gerekir1. Bu koşul iki şekilde sağlanabilir. Birincisi, organik ürün üretiminden sağlanan verim geleneksel üründen sağlanan verime eşit olmak koşuluyla, organik üretime geçildiğinde birim üretim maliyeti azaltılabiliyorsa, bu durumda üretici geleneksel ürün fiyatından veya daha düşük fiyattan ürün satarak fırsat maliyetine eşit veya daha fazla kazanç sağlayabilir. İkincisi ise, organik üretime geçildiğinde verim azalıyorsa (aynı zamanda birim üretim maliyeti de azalıyor olabilir), üretici fırsat maliyetine eşit kazancı ancak organik ürünü geleneksel üründen daha yüksek bir fiyatla satarak sağlayabilir.
Bu durumda pazarın talep cephesini gözönüne almak gerekir. Çünkü ürün fiyatı arttığında talep edilen miktar düşer. Bunu önlemenin yolu talep kaydırıcılar yoluyla talep eğrisini sağa kaydırmaktır. Kişi başına reel gelir artışı, nüfus artışı ve ürünle ilgili malların fiyatlarındaki değişme organik ürün üreticisinin kontrol edemeyeceği değişkenler olduğuna göre, talep eğrisini sağa kaydırmak ancak üreticinin, organik ürün özellik seti (sağlık riski, lezzet, çevre vb) aracılığıyla, tüketicinin algılama-tutum-ve-davranışını (zevk ve alışkanlık değişimi) değiştirebilmesiyle olasıdır. Bu bağlamda organik ürün tüketim araştırmaları iki açıdan önem taşımaktadır. Birincisi, organik ürüne olan potansiyel (gizli) talebi belirlemek ve ikincisi ise tüketicilerin organik ürünle ilgili eğilimleri hakkında bilgi sahibi olmaktır. Bu çalışmanın amaçı bahsedilen bu iki konu hakkında, Ankara’da yapılan survey çalışması bazında, ilgili kesimlerin (üretici, politika belirleyici, sanayici ve tüketici örgütleri) yararlanabileceği bilgiler sunmaktır. Özellikle seçilmiş dört ürün (domates, hıyar, tavuk eti ve yumurta) için çeşitli fiyat farkı (geleneksel ürüne göre) düzeylerinde talep potansiyeli kestirilmeye çalışılmıştır.
MATERYAL VE YÖNTEM
Bu çalışmada kullanılan veriler Ankara’da kent merkezinde organik ürün potansiyel talebini belirlemek amacıyla Haziran 2001 tarihinde yapılan survey çalışmasından sağlanmıştır. Survey çalışmasında örnek (hanehalkı) büyüklüğü oran ortalamalarına dayalı basit tesadüfi örnekleme formulü ile hesaplanmıştır. Tüm hanelerin % 50’sinin organik ürünlerle (en az bir tane: örneğin domates) ilgilendiği kabul edilmiştir. Oran ortalamasına dayalı basit tesadüfi örnekleme formülünde t istatistik değeri 2 (% 95.5 güven düzeyinde) ve standart hata % 5 alındığında örnek büyüklüğü 400 olarak hesaplanır (Koç ve ark, 1997; Özdeş Akbay ve ark 1999; Akgüngör ve ark, 1999). Araştırma alanında populasyonu gelir düzeyine göre temsil edebilecek (düşük, orta ve yüksek) 25 mahallede anket çalışması yürütülmüştür. Hanelerle yüzyüze görüşme yapılarak anket formlarında sorulan sorulara cevap alınmıştır. Çalışmada, toplanan veri ve bilgilerin analizi (bu bildiri kapsamına alınan kısım) basit tanımlayıcı istatistikler yardımıyla değerlendirilmiştir**
TÜKETİCİ HANELERE AİT BAZI EKONOMİK, DEMOGRAFİK VE SOSYAL GÖSTERGELER
Tablo 1’de Ankara kent merkezinde yürütülen survey çalışmasında görüşme yapılan hanehalkının aylık nakit geliri, gıda harcaması ve hane genişliğine ait bilgiler sunulmuştur. DİE 1994 yılı hanehalkı tüketim harcaması (1994 HHTH) anketi sonuçlarına göre Ankara kent merkezinde ortalama hane genişliği 4, 08 kişi bulunmuştur. 1994 Tüketim harcamaları anketinin kapsamına giren 19 seçilmiş il ortalamasına göre ise hane genişliği 4, 5 (4, 3 kentsel kesim ve 4, 7 kırsal kesim) kişi dir. 1994 HHTH çalışmasında bulunan sonuç Tablo 1’deki hane genişliğinden daha büyüktür. İki döneme ait hane genişliği farkı aradan geçen 7 yılılık sürenin etkisi ve örnek şeçiminin olası yanlılığıyla açıklanabilir*** DİE 1994 HHTH çalışmasına göre seçilmiş 19 il kent merkezi ortalaması olarak gıda harcamalarının toplam harcama içindeki payı % 35, 6 dır. Ankara kent merkezinde ise toplam harcama içinde gıda harcamasının payı % 26 dır. Tablo 1’deki sonuçlar DİE’nin 1994 yılında bulduğu sonuçlara oldukça yakındır. Tablo 2’deki sonuçlar örnek kapsamına giren 397 haneden 341’de (% 85, 9) anne bulunduğu (evli ve eşiyle birlikte yaşayan haneler ve anne olan diğer şekilde haneler) ve annelerin yaklaşık % 52’sinin ev kadını olduğunu göstermektedir. Annelerin % 69, 5’i ve babaların % 53, 7’si lise ve daha aşağı seviyede eğitme sahip bireylerden oluşmaktadır.
Tablo 1. Anket Çalışması Kapsamına Giren Hanelerin Ortalama Gelir ve Gıda Harcamaları
|
Ortalama
|
Standart Sapma
|
Gıda Payı (% )
|
Nakit Gelir
|
743, 11
|
417, 80
|
|
Gıda Harcaması
|
198, 14
|
98, 48
|
0, 27
|
Ev Dışı Gıda Harcaması
|
81, 54
|
84, 74
|
0, 11
|
Hane Genişliği
|
3, 5
|
1, 40
|
|
Tablo 2. Anne Statüsü
Gelir
|
Çalışıyor
|
Ev Hanımı
|
Toplam
|
Ev Kadını Oranı (% )
|
0-250
|
1
|
14
|
15
|
0, 041
|
251-500
|
30
|
68
|
98
|
0, 199
|
501-750
|
40
|
45
|
85
|
0, 132
|
751-1000
|
54
|
33
|
87
|
0, 097
|
1000’den Fazla
|
39
|
17
|
56
|
0, 050
|
Toplam
|
164
|
177
|
341
|
0, 519
|
Perason Ki-Kare Değeri 56, 02, sd=8 ve % 1 önem düzeyinde anlamlı.
Tablo 3. Annenin Eğitim Düzeyi
Gelir
|
Yüksek Okul ve Üniversite (1)
|
Lise ve Aşağısı (2)
|
Toplam (3)
|
2/3 (% )
|
0-250
|
|
13
|
13
|
0, 038
|
251-500
|
10
|
88
|
98
|
0, 258
|
501-750
|
23
|
61
|
84
|
0, 179
|
751-1000
|
41
|
46
|
87
|
0, 135
|
1000’den Fazla
|
30
|
29
|
59
|
0, 085
|
Toplam
|
104
|
237
|
341
|
0, 695
|
Perason Ki-Kare Değeri 77, 84, sd=8 ve % 1 önem düzeyinde anlamlı.
Tablo 4. Babanın Eğitim Düzeyi
Gelir
|
Üniversite (1)
|
Lise ve Aşağısı (2)
|
Toplam (3)
|
2/3 (% )
|
0-250
|
6
|
14
|
20
|
0, 041
|
251-500
|
28
|
77
|
105
|
0, 226
|
501-750
|
39
|
51
|
90
|
0, 150
|
751-1000
|
58
|
28
|
96
|
0, 082
|
1000’den Fazla
|
47
|
13
|
60
|
0, 038
|
Toplam
|
178
|
183
|
361
|
0, 537
|
Perason Ki-Kare Değeri 64, 55 =8 ve % 1 önem düzeyinde anlamlı.
Dostları ilə paylaş: |